İsviçre 'minare yasağı' için sandık başında
İsviçre, ülkede ırkçıların son aylarda başlattığı minare yasağı için sandık başına gidiyor.
İsviçre, Avrupa'da eşine rastlanmayan bir referandum için bugün sandığa gidiyor. Halk, sağ kanattaki İsviçre Halk Partisi ve Federal Demokratik Birlik partilerinden bir grup politikacının girişimi sonucu yeni minare yapımının yasaklanmasını oylayacak.
400 binden fazla Müslüman'ın yaşadığı 8 milyon nüfuslu ülkede yapılan son anketler, halkın yüzde 53'ünün minarelerin yasaklanmasına karşı çıkacağını, yüzde 37'sinin ise destek vereceğini gösteriyor. Avrupa'nın diğer ülkelerine de örnek teşkil edebilecek minare yasağı teklifine İsviçre hükümeti, parlamento ve kiliseler karşı çıkıyor.
Hükümet ve iş çevreleri, referandumdan yasak kararı çıkmasının ülkenin dünyadaki imajını zedelemesi, İslam dünyasıyla ilişkilerini bozması ve İsviçre ürünlerinin boykotuna yol açmasından endişe ediyor. Danimarka'nın üç yıl önce yaşanan karikatür krizi sonrası uğradığı zararlara işaret ediliyor. Ülkede bulunan 200 dolayındaki cami ve mescitten sadece dört tanesinde minare bulunuyor.
İsviçre Anayasası'na göre herhangi bir sivil toplum kuruluşu seçmen statüsüne sahip 100 bin kişiden imza topladığı takdirde kanun tekliflerini referanduma götürmek için meclise başvuruda bulunabiliyor. Parlamento ise İsviçre'nin taraf olduğu uluslararası hukuk kurallarına aykırı olmayan ve en az 100 bin kişinin imzasıyla uygun görülen bir yasa teklifini referanduma taşımak zorunda. Ülke genelinde minare inşaatının yasaklanmasını öngören yasa teklifi, bu anayasal temele dayanıyor.
Kendilerini 'Egerkingen Komitesi' olarak adlandıran bir grup, minarelerin yasaklanması için teklifi hazırlayarak, ülke genelinde 114 bin 985 imza toplayıp 8 Temmuz 2008'de meclise sunmuştu. Komite üyeleri tamamen SVP üyelerinden oluşuyor. İsviçre Parlamentosu'nda % 25 oy potansiyeli ile en fazla koltuğa sahip bulunan SVP, son yıllarda başta yabancılara ve Müslümanlara karşı yürüttüğü aşırı sağ siyasetiyle dikkatleri çekiyor.
Minare karşıtı Egerkingen Komitesi, referandum çalışmasında oldukça ilginç tezlere başvurdu. Komite, minarenin Kur'an-ı Kerim'de yer almadığını, inançsal bir anlamdan ziyade İslamiyet'in siyasal gücünün sembolü olduğunu ileri sürdü. "Minareler kabul edilirse, bunun arkasından sıra müezzinlerin ezan okumasına gelir'' vurgusunda bulunan yasakçılar, şeriat tehlikesi dahi bulunduğunu öne sürüyor. Referandum için hazırlanan afişlerde ise İsviçre bayrağının ortasından yükselen füze şeklindeki minareler ve çarşaflı bir kadın fotoğrafı kullanıldı. Afişler birçok sivil toplum kuruluşu tarafından eleştirilirken, Freiburg, Basel ve Lozan gibi bölgelerde afişler yasaklandı. Birleşmiş Milletler'in Cenevre'de bulunan İnsan Hakları Komisyonu da yayınlanan afişlerden ötürü duydukları endişeleri dile getirerek uzman bir heyetin referandum çalışmalarını takip edeceğini açıkladı.
Anketler, yasağa karşı çıkanların tezlerinin, ülkenin İslam dünyasıyla ilişkilerine vereceği zarar, iç dini barışın bozulacağı ve insan haklarıyla uyumlu olmayacağı noktalarında yoğunlaşıyor. Anketlere göre, Yeşiller yüzde 79, Sosyalistler yüzde 76, Hıristiyan Demokratlar yüzde 56, Radikaller yüzde 54 oranında yasağa karşı çıkıyorlar.
400 binden fazla Müslüman'ın yaşadığı 8 milyon nüfuslu ülkede yapılan son anketler, halkın yüzde 53'ünün minarelerin yasaklanmasına karşı çıkacağını, yüzde 37'sinin ise destek vereceğini gösteriyor. Avrupa'nın diğer ülkelerine de örnek teşkil edebilecek minare yasağı teklifine İsviçre hükümeti, parlamento ve kiliseler karşı çıkıyor.
Hükümet ve iş çevreleri, referandumdan yasak kararı çıkmasının ülkenin dünyadaki imajını zedelemesi, İslam dünyasıyla ilişkilerini bozması ve İsviçre ürünlerinin boykotuna yol açmasından endişe ediyor. Danimarka'nın üç yıl önce yaşanan karikatür krizi sonrası uğradığı zararlara işaret ediliyor. Ülkede bulunan 200 dolayındaki cami ve mescitten sadece dört tanesinde minare bulunuyor.
İsviçre Anayasası'na göre herhangi bir sivil toplum kuruluşu seçmen statüsüne sahip 100 bin kişiden imza topladığı takdirde kanun tekliflerini referanduma götürmek için meclise başvuruda bulunabiliyor. Parlamento ise İsviçre'nin taraf olduğu uluslararası hukuk kurallarına aykırı olmayan ve en az 100 bin kişinin imzasıyla uygun görülen bir yasa teklifini referanduma taşımak zorunda. Ülke genelinde minare inşaatının yasaklanmasını öngören yasa teklifi, bu anayasal temele dayanıyor.
Kendilerini 'Egerkingen Komitesi' olarak adlandıran bir grup, minarelerin yasaklanması için teklifi hazırlayarak, ülke genelinde 114 bin 985 imza toplayıp 8 Temmuz 2008'de meclise sunmuştu. Komite üyeleri tamamen SVP üyelerinden oluşuyor. İsviçre Parlamentosu'nda % 25 oy potansiyeli ile en fazla koltuğa sahip bulunan SVP, son yıllarda başta yabancılara ve Müslümanlara karşı yürüttüğü aşırı sağ siyasetiyle dikkatleri çekiyor.
Minare karşıtı Egerkingen Komitesi, referandum çalışmasında oldukça ilginç tezlere başvurdu. Komite, minarenin Kur'an-ı Kerim'de yer almadığını, inançsal bir anlamdan ziyade İslamiyet'in siyasal gücünün sembolü olduğunu ileri sürdü. "Minareler kabul edilirse, bunun arkasından sıra müezzinlerin ezan okumasına gelir'' vurgusunda bulunan yasakçılar, şeriat tehlikesi dahi bulunduğunu öne sürüyor. Referandum için hazırlanan afişlerde ise İsviçre bayrağının ortasından yükselen füze şeklindeki minareler ve çarşaflı bir kadın fotoğrafı kullanıldı. Afişler birçok sivil toplum kuruluşu tarafından eleştirilirken, Freiburg, Basel ve Lozan gibi bölgelerde afişler yasaklandı. Birleşmiş Milletler'in Cenevre'de bulunan İnsan Hakları Komisyonu da yayınlanan afişlerden ötürü duydukları endişeleri dile getirerek uzman bir heyetin referandum çalışmalarını takip edeceğini açıkladı.
Anketler, yasağa karşı çıkanların tezlerinin, ülkenin İslam dünyasıyla ilişkilerine vereceği zarar, iç dini barışın bozulacağı ve insan haklarıyla uyumlu olmayacağı noktalarında yoğunlaşıyor. Anketlere göre, Yeşiller yüzde 79, Sosyalistler yüzde 76, Hıristiyan Demokratlar yüzde 56, Radikaller yüzde 54 oranında yasağa karşı çıkıyorlar.