Washington Post da Erdoğan'ı eleştirdi
Son günlerde hükümeti eleştiren yabancı medya kuruluşları arasına Washigton Post gazetesi de girdi. Gazete manşete taşıdığı yazısında Erdoğan'ın yakaladığı imajın karardığını iddia etti.
Washington Post gazetesi, Türk hükümetinin bazı politikalarına dikkat çektiği yazısında “İslamcı bir hükümetin demokratik ilkelere bağlılığı sallantıda gözüküyor” spotunu kullandı. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Türkiye siyasetinde 'epik bir liberalleşmenin kahramanı' olduğunu belirten gazete, bu çerçevede AKP’nin, “kendisini iktidardan uzaklaştırmaya yönelik, askerler ve mahkemelerin girişimlerini bertaraf ettiği, Erdoğan’ın Türkiye’deki Kürt azınlığına yapılan muameleye ilişkin tarihi reformları hayata geçirmeye çalıştığını ve bir süre önce Ermenistan ile sınırın açılması yönünde büyük bir adım attığını kaydetti.
Buna karşın Erdoğan’ın demokratik ilkeler ve Avrupa değerlerine bağlılığının tam olmaktan uzak olduğunun giderek daha iyi anlaşıldığını öne süren gazete, Türkiye’nin AB üyeliği olasılığının azalırken Türk hükümetinin dış politikasının 'çirkin' bir yönü aldığını öne sürdü.
Gazete şöyle devam etti;
“İsrail’e yönelik sert eleştirilere, İran, Suriye ve Sudan’ın suçlu yöneticileri ile giderek artan bir samimiyet eşlik ediyor. Sayın Erdoğan, bir süre önce, Darfur’daki savaş suçları nedeniyle hakkında dava açılan Sudan Cumhurbaşkanı Ömer El Beşir’in, ‘Bir Müslüman asla soykırım yapamayacağı’ için Türkiye’de hoş karşılanacağını söylemişti.”
Washington Post, Başbakan Erdoğan’ın “Türk medyasına yaptığı muamelenin daha da kaygı verici olduğu” görüşüne yer verdiği başyazısında Doğan Yayın’a getirilen vergi cezasına dikkat çekerek “Şimdi hükümet, Türkiye’nin en büyük medya şirketi Doğan Yayın’ı yok etmeye çalışıyor” diye yazdı.
Başbakan Erdoğan’ın, vergi cezasının “teknik bir mesele” olduğunu söylediğine de işaret eden gazete, Erdoğan’ın, ‘Al Capone’ benzetmesinin aslında “açıklayıcı” olduğunu belirterek “Sayın Erdoğan açısından gerçek sorun şirketin iddia edilen vergi kaçakçılığı değil, hükümete ilişkin sert haberciliği” ifadesini kullandı.
Başyazısında “Türk gazetecilerinin de, sektörde korku yaşandığını söyledikleri, editörlerin sansür uyguladığı, birçok gazetecinin son yıllarda hükümetçe dinlenen 100 binden fazla kişi arasında olduğu sanıldığı” gibi savların da yansıdıktan sonra şöyle denildi:
“Sayın Erdoğan ve partisi, bir zamanlar Washington’da birçok kişi tarafından dindar Müslümanların nasıl demokratik siyaseti uygulayabileceğinin bir modeli gibi görünüyordu. Bu imaj hızla kararıyor. Tamamen yok olmaması için Sayın Erdoğan, Müslüman diktatörlerine itina göstermekten vazgeçmeli ve onların iç muhalefeti susturma uygulamalarını takip etmeye son vermeli.
Buna karşın Erdoğan’ın demokratik ilkeler ve Avrupa değerlerine bağlılığının tam olmaktan uzak olduğunun giderek daha iyi anlaşıldığını öne süren gazete, Türkiye’nin AB üyeliği olasılığının azalırken Türk hükümetinin dış politikasının 'çirkin' bir yönü aldığını öne sürdü.
Gazete şöyle devam etti;
“İsrail’e yönelik sert eleştirilere, İran, Suriye ve Sudan’ın suçlu yöneticileri ile giderek artan bir samimiyet eşlik ediyor. Sayın Erdoğan, bir süre önce, Darfur’daki savaş suçları nedeniyle hakkında dava açılan Sudan Cumhurbaşkanı Ömer El Beşir’in, ‘Bir Müslüman asla soykırım yapamayacağı’ için Türkiye’de hoş karşılanacağını söylemişti.”
Washington Post, Başbakan Erdoğan’ın “Türk medyasına yaptığı muamelenin daha da kaygı verici olduğu” görüşüne yer verdiği başyazısında Doğan Yayın’a getirilen vergi cezasına dikkat çekerek “Şimdi hükümet, Türkiye’nin en büyük medya şirketi Doğan Yayın’ı yok etmeye çalışıyor” diye yazdı.
Başbakan Erdoğan’ın, vergi cezasının “teknik bir mesele” olduğunu söylediğine de işaret eden gazete, Erdoğan’ın, ‘Al Capone’ benzetmesinin aslında “açıklayıcı” olduğunu belirterek “Sayın Erdoğan açısından gerçek sorun şirketin iddia edilen vergi kaçakçılığı değil, hükümete ilişkin sert haberciliği” ifadesini kullandı.
Başyazısında “Türk gazetecilerinin de, sektörde korku yaşandığını söyledikleri, editörlerin sansür uyguladığı, birçok gazetecinin son yıllarda hükümetçe dinlenen 100 binden fazla kişi arasında olduğu sanıldığı” gibi savların da yansıdıktan sonra şöyle denildi:
“Sayın Erdoğan ve partisi, bir zamanlar Washington’da birçok kişi tarafından dindar Müslümanların nasıl demokratik siyaseti uygulayabileceğinin bir modeli gibi görünüyordu. Bu imaj hızla kararıyor. Tamamen yok olmaması için Sayın Erdoğan, Müslüman diktatörlerine itina göstermekten vazgeçmeli ve onların iç muhalefeti susturma uygulamalarını takip etmeye son vermeli.