Ünal, 30 sene önce; Sovyetler Birliğinin dağılma sürecine girmesi üzerine birliğe bağlı ülkelerde
bağımsızlık sesleri arttığını ve bu karışık dönemde Ermenistan’ın fırsatı ganimet bilip binlerce yıllık Türk yurdu olan Azerbaycan’ın dağlık Karabağ’ını, 9 Ocak 1990’da Ermenistan’a bağladığını hatırlattı. Bir milyon Karabağlı Türk’ün evlerinden yurtlarından edilerek göçe zorlandığını,
katliam ve
soykırım yapıldığını belirten Prof. Dr. Nedim Ünal, "Üzerinden 30 yıl geçmesine rağmen; bu insanlar evlerine yurtlarına dönememektedir. Bunlara sesini çıkartmayan Mihail Gorbaçov; bütün bunları
protesto etmek isteyen Bakü’nün azatlık meydanında toplanan silahsız
Azerbaycan Türklerinin üzerine, Ermenilerin desteğindeki Sovyet ordusunu tanklarıyla sürdü. Telefonları ve elektrikleri kesilerek dünya ile irtibatları koparılan Bakü’de tarihte eşi görülmeyen
acımasız, korkunç bir
katliam yaptılar. Bu üç gün süren katliamın sonucunda; aralarında çocukların ve kadınlarında bulunduğu 137
Azerbaycan Türkü
şehit edilmiş, 700’ü de yaralanmış, bin civarında Azerbaycanlı zindanlara atılmış, götürülenlerin bir kısmının hâlâ nerede olduğu bilinmiyor. Azerbaycan’ın üç büyük şehrinde devam eden bu katliamların sonucunda; 19 Ocağı- 20 Ocağa bağlayan gece, Bakü’nün Azadlık Meydanı şehitlerin kanlarıyla yıkandı. Bu şehitler bağımsız Azerbaycan’ın ilk şahitleri ve sahipleri oldular. Bağımsız Azerbaycan’ın şerefini onlar taşıdı; ne mutlu onlara. O gündür bu gündür o gün: ‘20 Yanvar Kanlı Gün’ olarak bilinir. 20 Yanvar şehitlerini rahmetle, minnetle, şükranla yâd ediyor, hâlâ evlerine dönemeyen
Dağlık Karabağ Türklerinin evlerine dönebilmeleri konusunda, Türkiye’yi daha yoğun çaba sarf etmeye ve BM’i vazifesini yapmaya davet ediyor, bu
katliam emrini veren o zamanki Sovyet yönetimini,
Ermenistan hükümetini lanetliyorum’’ dedi.