'Hayat Pahaliligi Ile Mücadele Etmek Için Rekabet Yasasinin Degismesi Gerekiyor'
Son zamanlarda yapilan fahis zamlardan dolayi rekabet gücünün düstügünü söyleyen Istanbul Arel Üniversitesi Iktisadi ve Idari Bilimler Fakültesi Ögretim Üyesi Prof. Dr. Ugur Özgöker 4054 Sayili Rekabetin Korunmasi Hakkinda Kanun’un degismesi gerektigini vurguladi.
Pandeminin ardindan devam eden ekonomik sikintilardan sonra Türkiye’de hayat pahaliliginin her geçen gün daha da arttigina dikkat çeken Prof. Dr. Ugur Özgöker özellikle zincir marketlerin açik ve gizli anlasmalar yaparak tüketiciyi magdur ettigini belirtti.
Ayni zamanda Tüketicinin ve Rekabetin Korunmasi Dernegi Baskani olan Istanbul Arel Üniversitesi Iktisadi ve Idari Bilimler Fakültesi Uluslararasi Iliskiler Anabilim Dali Baskani Prof. Dr. Ugur Özgöker açiklamasinin devaminda su ifadeleri kullandi;
“Bilindigi üzere bütün dünyayi derinden etkileyen Covid-19 Pandemisi sonrasinda ülkemizde tüketicileri dogrudan ilgilendiren, hayati mal ve hizmet fiyatlarinda ekonominin normal gereklerinin çok ötesinde fahis zamlar yapilmaktadir. Ayrica piyasada pandemi sonrasi tekrar canlanan talep nedeniyle bazi mal ve hizmetler tedarik edilememekte, karaborsada satilmakta, normal karlarin bazi mallarda piyasa fiyatinin 10 kati kadar ahlaksiz, iktisadi realiteden çok uzak zamlar yapilmaktadir. Özellikle zincir marketler aralarinda açik veya gizli anlasmalar yaparak (Kartel olusturarak) ya da piyasada hâkim durumda olan tesebbüsler bu hakimiyetlerini mevcut ve potansiyel rakipleri ile tüketiciler aleyhine istismar ederek (tekel/monopol haline gelerek) piyasayi bozmakta, serbest rekabeti ihlal etmekte ve özellikle de bireysel tüketicileri magdur etmektedirler.”
“4054 Sayili Rekabetin Korunmasi Hakkinda Kanun’un degismesi elzemdir”
Rekabetin Korunmasi Hakkinda Kanun’da bazi degisikliklerin sart oldugunu da söyleyen Prof. Dr. Ugur Özgöker, “Piyasa dengelerinin bozularak serbest rekabetin kisitlanmasi ya da tamamen engellenmesi, ücretli çalisan ve emeklilerin hayatlarinin çok zorlastirilmasi, geçim sikintisi çekmeleri ve zaruri tüketim mallarini bile tedarik etmekte çok zorlanmalari ve nihai olarak bu enflasyonist ortami bahane eden kötü niyetli dis güçler ve isbirlikçileri bazi iç siyasilerin bunu istismar ederek ülkemizin istikrarini bozarak siyasi ve ekonomik kaosa sokmak çabalarini önlemek için Rekabetin Korunmasi Hakkinda Kanun’da bazi degisiklikler elzem olmustur” seklinde konustu.
“Yeni kanunda hapis cezalari ve çok yüksek para cezalari verme hükümleri de eklenmelidir”
Prof. Dr. Ugur Özgöker sözlerine söyle devam etti:
“Her ne kadar Anayasa’nin 172. maddesi uyarinca ‘Devlet, tüketicileri koruyucu ve aydinlatici tedbirler alir, tüketicilerin kendilerini koruyucu girisimlerini tesvik eder’ ile piyasalarin denetimi ve dis ticaretin düzenlenmesi ile ilgili 167. Maddesi uyarinca ‘Devlet, para, kredi, sermaye, mal ve hizmet piyasalarinin saglikli ve düzenli islemelerini saglayici ve gelistirici tedbirleri alir; piyasalarda fiili veya anlasma sonucu dogacak tekellesme ve kartellesmeyi önler’; hükümleri devlete görev vermesine ragmen; 13 Aralik 1994 tarihinde yürürlüge giren RKHK ‘ da mevcut haliyle rekabeti en fazla bozan Devlet Yardimlarinin Düzenlenmesi ve Denetlenmesi’ ne iliskin (Tesvikler) ve dogrudan tüketiciyi koruyan hükümler yoktur. Mevcut kanunun hükümlerinde rekabeti ihlal eden tesebbüslere bir önceki yilin cirosu üzerinden yüzde 10 gibi sembolik bir oranda para cezasi verilmesi yetkisi çok yetersiz kalmaktadir. Rekabeti ihlal ederek yüzde 500-1000 gibi fahis oranlarinda haksiz kazanç saglayan tesebbüsler çok cüzi cezalar karsisinda rekabeti ihlal etme ve tüketiciyi istismar etmeyi sürdürmektedirler. Yeni kanunda ABD Rekabet Kanunun’da oldugu gibi hapis cezalari ve çok yüksek para cezalari verme hükümleri de eklenmelidir.”
“Rekabet Kurumu bünyesinde Tüketici ve Rekabet Akademisi kurulmalidir”
Prof. Dr. Özgöker ayrica Rekabet Akademisi önerisi ile ilgili de, “Ayrica 4054 sayili kanunun kuruma görev olarak verdigi ‘Rekabet Savunuculugu’nu yürütecek yani ‘Rekabet’ kavrami ilgililere ve kamuoyuna anlatacak, bilgilendirecek, egitecek ve sertifikalandiracak bir birim de kurum organizasyon yapisinda öngörülmemistir. Türk vatandaslarinin yasam standartlarinin ve refah seviyelerinin artirilmasi için RK bünyesinde ekonominin kalbi Istanbul’da Rekabet Kurumu Istanbul Temsilciligi binasinda mukim bir "Tüketici Ve Rekabet Akademisi" kurulmalidir. Istanbul merkezli bu akademi: Anayasamizda da yer alan devletin hem ‘Tüketiciyi Koruma’ hem de mal ve hizmet piyasalarinda; ‘Rekabeti Koruma’ fonksiyonlarini birlikte yürüterek ekonomimizi gelistirecek, uluslararasi rekabet gücümüzü artiracak ve vatandaslarimiz için egitim, bilgilendirme, uluslararasi sertifikasyon faaliyetlerini ifa edecektir. Bunlarin yani sira; Rekabetin ve Tüketicilerin Korunmasi, Haksiz Rekabet, Damping, Sübvansiyon, Patent ve Fikri Mülkiyet Haklari, Kalite ve Standardizasyon gibi Uluslararasi Ticaret Kurallarini ihlal eden ve ticari ahlaktan yoksun, tesebbüsleri tespit edecek, uyaracak ve gerekirse cezalandirilmalari için Rekabet Kurumu ve adli makamlara dogrudan sevk edebilecek yetkilerle donatilmalidir” dedi.
Son olarak tavsiylerini devam ettiren Özgöker sözlerini söyle sonlandirdi:
“Bu üç hususla ilgili maddeler yeni Rekabetin Korunmasi Hakkinda Kanun tasarisina derç edilmelidir. Yeni Kanun yürürlüge girdigi tarih itibariyla kanunu uygulamayla görevli mevcut ‘Rekabet Kurulu Üyeleri’nin görevleri sona erer ve yeni üyeler atanir maddesi de eklenmelidir. Konunun çok önemli milli bir mesele olmasi hasebiyle de yeni rekabet kurulu üyeleri de hemserilik, akrabalik veya baska siyasi mülahazalarla degil tamamiyla liyakat esasina göre konunun uzmanlari arasindan belirlenip atanmalidirlar.”
Kaynak: İHA
Ayni zamanda Tüketicinin ve Rekabetin Korunmasi Dernegi Baskani olan Istanbul Arel Üniversitesi Iktisadi ve Idari Bilimler Fakültesi Uluslararasi Iliskiler Anabilim Dali Baskani Prof. Dr. Ugur Özgöker açiklamasinin devaminda su ifadeleri kullandi;
“Bilindigi üzere bütün dünyayi derinden etkileyen Covid-19 Pandemisi sonrasinda ülkemizde tüketicileri dogrudan ilgilendiren, hayati mal ve hizmet fiyatlarinda ekonominin normal gereklerinin çok ötesinde fahis zamlar yapilmaktadir. Ayrica piyasada pandemi sonrasi tekrar canlanan talep nedeniyle bazi mal ve hizmetler tedarik edilememekte, karaborsada satilmakta, normal karlarin bazi mallarda piyasa fiyatinin 10 kati kadar ahlaksiz, iktisadi realiteden çok uzak zamlar yapilmaktadir. Özellikle zincir marketler aralarinda açik veya gizli anlasmalar yaparak (Kartel olusturarak) ya da piyasada hâkim durumda olan tesebbüsler bu hakimiyetlerini mevcut ve potansiyel rakipleri ile tüketiciler aleyhine istismar ederek (tekel/monopol haline gelerek) piyasayi bozmakta, serbest rekabeti ihlal etmekte ve özellikle de bireysel tüketicileri magdur etmektedirler.”
“4054 Sayili Rekabetin Korunmasi Hakkinda Kanun’un degismesi elzemdir”
Rekabetin Korunmasi Hakkinda Kanun’da bazi degisikliklerin sart oldugunu da söyleyen Prof. Dr. Ugur Özgöker, “Piyasa dengelerinin bozularak serbest rekabetin kisitlanmasi ya da tamamen engellenmesi, ücretli çalisan ve emeklilerin hayatlarinin çok zorlastirilmasi, geçim sikintisi çekmeleri ve zaruri tüketim mallarini bile tedarik etmekte çok zorlanmalari ve nihai olarak bu enflasyonist ortami bahane eden kötü niyetli dis güçler ve isbirlikçileri bazi iç siyasilerin bunu istismar ederek ülkemizin istikrarini bozarak siyasi ve ekonomik kaosa sokmak çabalarini önlemek için Rekabetin Korunmasi Hakkinda Kanun’da bazi degisiklikler elzem olmustur” seklinde konustu.
“Yeni kanunda hapis cezalari ve çok yüksek para cezalari verme hükümleri de eklenmelidir”
Prof. Dr. Ugur Özgöker sözlerine söyle devam etti:
“Her ne kadar Anayasa’nin 172. maddesi uyarinca ‘Devlet, tüketicileri koruyucu ve aydinlatici tedbirler alir, tüketicilerin kendilerini koruyucu girisimlerini tesvik eder’ ile piyasalarin denetimi ve dis ticaretin düzenlenmesi ile ilgili 167. Maddesi uyarinca ‘Devlet, para, kredi, sermaye, mal ve hizmet piyasalarinin saglikli ve düzenli islemelerini saglayici ve gelistirici tedbirleri alir; piyasalarda fiili veya anlasma sonucu dogacak tekellesme ve kartellesmeyi önler’; hükümleri devlete görev vermesine ragmen; 13 Aralik 1994 tarihinde yürürlüge giren RKHK ‘ da mevcut haliyle rekabeti en fazla bozan Devlet Yardimlarinin Düzenlenmesi ve Denetlenmesi’ ne iliskin (Tesvikler) ve dogrudan tüketiciyi koruyan hükümler yoktur. Mevcut kanunun hükümlerinde rekabeti ihlal eden tesebbüslere bir önceki yilin cirosu üzerinden yüzde 10 gibi sembolik bir oranda para cezasi verilmesi yetkisi çok yetersiz kalmaktadir. Rekabeti ihlal ederek yüzde 500-1000 gibi fahis oranlarinda haksiz kazanç saglayan tesebbüsler çok cüzi cezalar karsisinda rekabeti ihlal etme ve tüketiciyi istismar etmeyi sürdürmektedirler. Yeni kanunda ABD Rekabet Kanunun’da oldugu gibi hapis cezalari ve çok yüksek para cezalari verme hükümleri de eklenmelidir.”
“Rekabet Kurumu bünyesinde Tüketici ve Rekabet Akademisi kurulmalidir”
Prof. Dr. Özgöker ayrica Rekabet Akademisi önerisi ile ilgili de, “Ayrica 4054 sayili kanunun kuruma görev olarak verdigi ‘Rekabet Savunuculugu’nu yürütecek yani ‘Rekabet’ kavrami ilgililere ve kamuoyuna anlatacak, bilgilendirecek, egitecek ve sertifikalandiracak bir birim de kurum organizasyon yapisinda öngörülmemistir. Türk vatandaslarinin yasam standartlarinin ve refah seviyelerinin artirilmasi için RK bünyesinde ekonominin kalbi Istanbul’da Rekabet Kurumu Istanbul Temsilciligi binasinda mukim bir "Tüketici Ve Rekabet Akademisi" kurulmalidir. Istanbul merkezli bu akademi: Anayasamizda da yer alan devletin hem ‘Tüketiciyi Koruma’ hem de mal ve hizmet piyasalarinda; ‘Rekabeti Koruma’ fonksiyonlarini birlikte yürüterek ekonomimizi gelistirecek, uluslararasi rekabet gücümüzü artiracak ve vatandaslarimiz için egitim, bilgilendirme, uluslararasi sertifikasyon faaliyetlerini ifa edecektir. Bunlarin yani sira; Rekabetin ve Tüketicilerin Korunmasi, Haksiz Rekabet, Damping, Sübvansiyon, Patent ve Fikri Mülkiyet Haklari, Kalite ve Standardizasyon gibi Uluslararasi Ticaret Kurallarini ihlal eden ve ticari ahlaktan yoksun, tesebbüsleri tespit edecek, uyaracak ve gerekirse cezalandirilmalari için Rekabet Kurumu ve adli makamlara dogrudan sevk edebilecek yetkilerle donatilmalidir” dedi.
Son olarak tavsiylerini devam ettiren Özgöker sözlerini söyle sonlandirdi:
“Bu üç hususla ilgili maddeler yeni Rekabetin Korunmasi Hakkinda Kanun tasarisina derç edilmelidir. Yeni Kanun yürürlüge girdigi tarih itibariyla kanunu uygulamayla görevli mevcut ‘Rekabet Kurulu Üyeleri’nin görevleri sona erer ve yeni üyeler atanir maddesi de eklenmelidir. Konunun çok önemli milli bir mesele olmasi hasebiyle de yeni rekabet kurulu üyeleri de hemserilik, akrabalik veya baska siyasi mülahazalarla degil tamamiyla liyakat esasina göre konunun uzmanlari arasindan belirlenip atanmalidirlar.”