Adalet Bakani Tunç Açiklamasi 'Israil, Adeta Bir Devlet Degil Bir Örgüt Gibi Hareket Ediyor'
Filistin’de yasanan insanlik suçlarinin ele alindigi 5. Parlamenterler Arasi Kudüs Platformu Konferansi’nda konusan Adalet Bakani Yilmaz Tunç, "Uluslararasi hukukun ve uluslararasi sistemin hiçbir kararini uygulamayan Israil, adeta bir devlet degil bir örgüt gibi hareket ediyor” dedi.
Adalet Bakani Yilmaz Tunç, Israil’in Filistin’de gerçeklestirdigi insanlik suçlari ve Filistin’in bagimsizligi konularinin ele alindigi 5. Parlamenterler Arasi Kudüs Platformu Konferansi’nin bugün gerçeklestirilen oturumuna katildi.
Istanbul’da bir otelde düzenlenen programda konusan Bakan Tunç, 80 farkli ülkeden 600 parlamenterin toplantilara istirak ettigini vurgulayarak, bu toplantilarin Filistin’deki insanlik suçlarinin dünyaya duyurulmasindaki önemine degindi. 7 Ekim’den bu yana Filistin’de 15 bini çocuk 34 bin Filistinlinin katledildigini ifade eden Bakan Tunç, Israil’in uluslararasi hukuku yok sayarak dünyanin gözü önünde insan hakki ihlallerine ve soykirima devam ettigini söyledi.
"Filistin eninde sonunda bagimsizligina kavusacak"
Bakan Tunç, “Dünyanin çok farkli ülkelerinden 80 civari ülkeden 600’e yakin parlamenterin toplantilara istirak ettigini görüyoruz. Hepsini ülkemizde saygiyla sevgiyle selamliyorum. Öncelikle Parlamenterler Arasi Kudüs Platformu’na tesekkür ediyorum böyle anlamli bir zamanda böyle anlamli bir yere davet ettikleri için. Bu konferansin Filistin davasi noktasinda bulundugumuz zaman dilimi içerisinde özellikle Filistin’de devam eden insanlik suçunun dünyaya yansitilmasi anlaminda çok faydali sonuçlar çikacagina yürekten inaniyorum. Filistin davasini bugüne kadar savunan, Kudüs davasini Filistinli kardeslerimizin hakkini hukukunu insan haklarini savunan Parlamenterler Arasi Kudüs Platformu’nu basta baskan ve tüm yöneticiler ve üye olan tüm parlamenterleri kutluyorum. Filistin’in hakli mücadelesini bütün dünyaya duyurmak için kurulan bir platform. Çalismalarini da cani gönülden destekledigimi ifade etmek istiyorum. Bu toplantinin temasinin ‘Filistin Için Özgürlük ve Bagimsizlik’ olarak belirlenmis olmasi çok anlamli oldugunu belirtmek istiyorum. Bugün Filistin için özgürlügün, bagimsizligin ne denli önemli oldugunu hepimiz biliyoruz. Filistin eninde sonunda insallah bagimsizligina kavusacak biz buna inaniyoruz” dedi.
“Dünyanin gözü önünde bir soykirim yasandi”
Osmanli Devleti idaresi altinda iken 400 yil boyunca her dilden ve dinden insanin baris içinde yasadigi Filistin topraklarinda bugün Israil tarafindan insanlik suçlarinin islendigini ifade eden Tunç, “7 Ekim’den bu yana gerçeklesen Israil saldirilarinda 34 binden fazla Filistinli kardesimiz sehit edildi. Bunun 15 bine yakini çocuklardan olusuyor. Yüzde 70’i çocuk ve kadinlardan olusuyor. Dünyanin gözü önünde bir insanlik suçu bir insanlik drami devam ediyor. 77 binden fazla Filistinli kardesimiz yaralanmis durumda. Evler yikildi, yerle bir edildi ve dünyanin gözü önünde bir soykirim yasandi. Bir insanlik suçu yasanmaya devam ediyor. Hastaneler, okullar, mülteci kamplari, pazar yerleri, ibadethaneler yerle bir edildi. 2,5 milyon insan açlik ve susuzluga terk edildi. Filistin’de yasananlarin bir insanlik suçu, savas suçu oldugu elbette ki tartismasiz. Israil’in Filistinlilere yönelik sistematik insan haklari ihlalleri yeni degil. Bir asirdan bu yana devam eden bir insan haklari ihlalleriyle karsi karsiyayiz. 400 yil boyunca Osmanli Devleti dönemi boyunca baris ve huzurun hakim oldugu, her dinden insanin baris ve huzur içerisinde yasadigi Filistin topraklari, Osmanli’nin elinden çiktiktan sonra maalesef gözyasi ve kan söz konusu oldu” diye konustu.
"1947 tarihli 2 devletli çözüm içeren Birlesmis Milletler karari da maalesef uygulamaya konulamadi"
Adalet Bakani Yilmaz Tunç, "1897 yilinda 1. Siyonizm Kongresi ile bölgede Yahudi devleti kurma fikri ile baslayan süreç sonrasinda 1917 Balfour Deklarasyonu Ingiliz disisleri bakaninin Yahudilere bir devlet kurmasi vaadini içeren mektubundan sonra, Balfour Deklarasyonu’ndan sonra bölgede aslinda kargasa ve savasin fitili ateslendi. 1922 yilinda Milletler Cemiyeti’nin onayi ile bölgede Ingiliz mandasi kuruldu ve Ingiliz Mandasi ile beraber bölgenin demografik yapisi degistirilmeye baslandi. Bölgeye göç ettirilen Yahudi yerlesimciler, maalesef Filistinlileri kendi topraklarindan yerlerinden yurtlarindan etme girisiminde bulundular. 1947 tarihli 2 devletli çözüm içeren Birlesmis Milletler karari da maalesef uygulamaya konulamadi. 1948 yilinda Israil devletinin kurulmasiyla beraber oradaki süreç daha da çözümsüz hale gelmeye devam etti. 1967 yilinda 6 gün savaslari dedigimiz savaslarla Israil Dogu Kudüs’ü Gazze seridini, Bati Seria’yi, Sina Yarimadasini, Golan Tepeleri’ni isgal etti. Bu isgal sonrasinda 1967 tarihli Birlesmis Milletler Güvenlik Konseyi’nin Israil’in isgal ettigi topraklardan çekilmesine dair karari da maalesef Israil tarafindan uyulmadi. 1968 Birlesmis Milletler Güvenlik Konseyi karari Kudüs’ün statüsünün degistirilmesinin geçersiz olduguna iliskindi ama maalesef bu kararlar uygulanmadi. 2012 yilina geldigimizde Amerika Birlesik Devletleri, Kudüs’ü Israil’in baskenti ilan etti. Birlesmis Milletler Genel Kurulu toplandi, 128 üye ülke bunun dogru olmadigina ve diger ülkelerin Kudüs’te diplomatik temsilciler açmamasi gerektigine çagri yaptigi halde bazi ülkeler temsilcilik açtilar ve Birlesmis Milletler kararina uymadilar” seklinde konustu.
“Israil bir devlet degil örgüt gibi hareket ediyor”
Israil’in sistematik bir sekilde insan haklari ihlalleri yaptigini söyleyen Bakan Tunç, “Israil’in bu haksiz saldirilari, insan haklari ihlalleri konusunda Birlesmis Milletler’in yaklasik 60’tan fazla güvenlik konseyi karari var. Uluslararasi kuruluslarin kararlarinin hiçbirine uymayan bir devlet. Dolayisiyla uluslararasi hukuka uymayan, insan haklarini ihlal eden ve bunu sistematik bir sekilde gerçeklestiren ve Birlesmis Milletler basta olmak üzere, uluslararasi hukukun ve uluslararasi sistemin hiçbir kararini uygulamayan Israil, adeta bir devlet degil bir örgüt gibi hareket ediyor” dedi.
“Uluslararasi hukukun tüm ilkeleri ayaklar altina alinmis durumda”
Filistin’de yasanan insanlik suçlarina iliskin ses çikarmayan Bati’yi elestiren Bakan Yilmaz Tunç, “Yasam hakkini savunanlarin neden sesleri çikmiyor? Mescid-i Aksa’daki ibadetlerin engellenmesi, din ve vicdan özgürlügü ihlali, hiç batida din ve vicdan özgürlügü ihlal ediliyor diye ses çikaran var mi? 12 13 yasindaki çocuklarin tutuklandigi bir ortamda özgürlük ve güvenlik hakki ihlal ediliyor. Filistin’de özgürlük ve güvenlik hakki ihlal ediliyor diyen bir batili duydunuz mu? Filistinlilerin bir asirdan bu yana topraklari ellerinden alindi. Kendi evleri, tarlalari isgal edildi, baskalarina verildi.
Mülkiyet hakki ihlal edildi. En temel insan haklarindan olan mülkiyet hakki ihlal edilirken insan haklari savunucularinin ‘mülkiyet hakki Filistin’de ihlal ediliyor’ diye bir görüsünü duydunuz mu? Maalesef uluslararasi insancil hukukun tüm ilkeleri ayaklar altina alinmis durumda. 1949 tarihli Cenevre Sözlesmesi’ndeki insancil hukukun tüm ilkeleri ve taahhüt edilen tüm maddeler özellikle 7 Ekim’den bu yana gerçeklestirilen saldirilarla ihlal edilmis durumda” diye konustu.
Uluslararasi Adalet Divani’nda alinan kararlarin uygulanmadigini söyleyen Tunç, “Birlesmis Milletler Genel Kurulu, BM Güvenlik konseyi ve uluslararasi mahkemelerin verdigi kararlarin hiç birisi hayata geçemiyor. Son olarak Uluslararasi Adalet Divani’nda Güney Afrika’nin basvurusuyla baslayan bir süreç söz konusu oldu. Türkiye olarak bazi ülkelerle beyanda bulundugumuz bir dava görülmeye baslandi. Uluslararasi Adalet Divani’nda savunmalar alindi, iddialar dinlendi ve Birlesmis Milletler soykirimin önlenmesi ve cezalandirilmasina dair sözlesmenin unsurlarinin ihlal edildigine dair ilk tespitler yapildi ve orada o katliamin, çocuk katliaminin insanlik suçunun önlenmesi ile ilgili bir tedbir karari alindi. Maalesef Birlesmis Milletlerin temel yargi organi olan Uluslararasi Adalet Divani’nin tedbir kararinin uygulanabilecegi bir sistem yok. Bu kararin Birlesmis Milletler Konseyi’ne getirilerek bir an önce icra edilebilmesi ve oradaki katliamlarin durmasi noktasinda sesimizi yükseltmeye devam edecegiz” seklinde konustu.
"Insani yardim önerileri dahi reddediliyor”
Filistin’de yasanan özellikle gida ve hijyen konusunda Birlesmis Milletler Güvenlik Konseyi’nin, insani yardim önerilerini reddettigini söyleyen Yilmaz Tunç, "7 Ekim’den bu yana Birlesmis Milletler Güvenlik Konseyi’nin huzuruna getirilen çok sayida talep ve öneri geldi ve bu önerilerin tamami reddedildi. Hatta insani yardim önergesine iliskin önerilerin dahi reddedildigine hep beraber gördük. En son Birlesmis Milletler Güvenlik Konseyi’nin Amerika Birlesik Devletleri’nin çekimser oyu ile bir ateskes karari oldu ancak maalesef Israil Birlesmis Milletler Konseyi’nin hiçbir kararini tanimadigi için bu kararina da uymadi” dedi.
"Savas suçu isleyen Israilli yetkililer ve basta Netanyahu mahkemeye çikartilmali”
Uluslararasi Ceza Mahkemesi’nin bassavcisinin elindeki dosyayi davaya dönüstürmedigini ifade eden Bakan Tunç, "Uluslararasi ceza mahkemesi var. Filistin topraklarinda islenen savas, soykirim suçlari var. Bu suçlarla ilgili olarak uluslararasi ceza mahkemesi bassavcisinin bir an önce davayi açmasi gerekiyor. Ama maalesef gerek 2019 yilinda baslattigi sorusturma gerekse 7 Ekim’den bu yana dünyanin gözü önünde bütün deliller ortadayken sorusturma tamamlayip Uluslararasi Ceza Mahkemesi’nin önüne bir dava getirilmis degil. Bu noktada sivil toplum kuruluslarinin ve ülkelerin Filistin’e sahip çikmasi ve uluslararasi ceza mahkemesinin bassavcisinin elindeki dosyayi artik bir an önce davaya dönüstürmesi ve Israilli saldirganlarin, çocuklari katleden soykirim suçu isleyen Israilli yetkililerin, basta Netanyahu olmak üzere mahkemeye çikarilmasi gerekiyor” diye konustu.
"Erdogan’in ‘one minute’ çikisindan sonra nasil saldirilarla karsi karsiya kaldigini hepimiz biliyoruz"
Cumhurbaskani Erdogan’in Filistin’i savunan bir lider olduguna vurgu yapan Tunç, "Türkiye olarak Filistin’in hakli davasinda daima yaninda oldugumuzu hepiniz biliyorsunuz. Sayin Cumhurbaskanimiz her platformda Filistin davasini savunan bir lider. 2009 yilinda Davos’ta ‘ one minute’ diyerek yaptigi çikistan sonra özellikle nasil saldirilarla karsi karsiya kaldigini hepimiz biliyoruz. Ona diktatör diyenlerin hangi medya düzeni içerisinde dünyada o medya düzenini elinde tutanlar tarafindan nasil bir saldiriyla karsi karsiya kaldigini hepimiz biliyoruz" dedi.
"Bagimsiz bir Filistin devleti kurulmadan bu problem ortadan kalkmayacak”
Israil Disisleri Bakani Katz’in sosyal medyadan yaptigi paylasima tepki gösteren Adalet Bakani Yilmaz Tunç, "En son buradan söylemeye bile gerek yok, Israil Disisleri Bakani çok ahlaksizca bir paylasimda bulunarak isledigi insanlik suçunu, çocuklari katlettikleri suçlarini gölgelemek isteyen Israil Disisleri bakaninin paylasimi oradaki suçlari gölgeleyemez. Bugün Amerika Birlesik Devleti’nin üniversitelerinde, Avrupa’nin çesitli yerlerinde insanlik vicdani sokaklara tasarak Israil’in katliamini protesto ediyor ve Filistin’in yaninda oldugunu insanlik vicdani gösteriyor. Eninde sonunda Israil isledigi suçun hesabini verecek. Israil’in isgal ettigi topraklardan çekilerek bagimsiz bir Filistin devleti kurulmadan bu problemin ortadan kalkmayacagini Türkiye olarak savunmaya devam edecegiz ve bagimsiz bir Filistin devletinin kurulmasini her platformda desteklemeye devam edecegiz” diye konustu.
Kaynak: İHA
Istanbul’da bir otelde düzenlenen programda konusan Bakan Tunç, 80 farkli ülkeden 600 parlamenterin toplantilara istirak ettigini vurgulayarak, bu toplantilarin Filistin’deki insanlik suçlarinin dünyaya duyurulmasindaki önemine degindi. 7 Ekim’den bu yana Filistin’de 15 bini çocuk 34 bin Filistinlinin katledildigini ifade eden Bakan Tunç, Israil’in uluslararasi hukuku yok sayarak dünyanin gözü önünde insan hakki ihlallerine ve soykirima devam ettigini söyledi.
"Filistin eninde sonunda bagimsizligina kavusacak"
Bakan Tunç, “Dünyanin çok farkli ülkelerinden 80 civari ülkeden 600’e yakin parlamenterin toplantilara istirak ettigini görüyoruz. Hepsini ülkemizde saygiyla sevgiyle selamliyorum. Öncelikle Parlamenterler Arasi Kudüs Platformu’na tesekkür ediyorum böyle anlamli bir zamanda böyle anlamli bir yere davet ettikleri için. Bu konferansin Filistin davasi noktasinda bulundugumuz zaman dilimi içerisinde özellikle Filistin’de devam eden insanlik suçunun dünyaya yansitilmasi anlaminda çok faydali sonuçlar çikacagina yürekten inaniyorum. Filistin davasini bugüne kadar savunan, Kudüs davasini Filistinli kardeslerimizin hakkini hukukunu insan haklarini savunan Parlamenterler Arasi Kudüs Platformu’nu basta baskan ve tüm yöneticiler ve üye olan tüm parlamenterleri kutluyorum. Filistin’in hakli mücadelesini bütün dünyaya duyurmak için kurulan bir platform. Çalismalarini da cani gönülden destekledigimi ifade etmek istiyorum. Bu toplantinin temasinin ‘Filistin Için Özgürlük ve Bagimsizlik’ olarak belirlenmis olmasi çok anlamli oldugunu belirtmek istiyorum. Bugün Filistin için özgürlügün, bagimsizligin ne denli önemli oldugunu hepimiz biliyoruz. Filistin eninde sonunda insallah bagimsizligina kavusacak biz buna inaniyoruz” dedi.
“Dünyanin gözü önünde bir soykirim yasandi”
Osmanli Devleti idaresi altinda iken 400 yil boyunca her dilden ve dinden insanin baris içinde yasadigi Filistin topraklarinda bugün Israil tarafindan insanlik suçlarinin islendigini ifade eden Tunç, “7 Ekim’den bu yana gerçeklesen Israil saldirilarinda 34 binden fazla Filistinli kardesimiz sehit edildi. Bunun 15 bine yakini çocuklardan olusuyor. Yüzde 70’i çocuk ve kadinlardan olusuyor. Dünyanin gözü önünde bir insanlik suçu bir insanlik drami devam ediyor. 77 binden fazla Filistinli kardesimiz yaralanmis durumda. Evler yikildi, yerle bir edildi ve dünyanin gözü önünde bir soykirim yasandi. Bir insanlik suçu yasanmaya devam ediyor. Hastaneler, okullar, mülteci kamplari, pazar yerleri, ibadethaneler yerle bir edildi. 2,5 milyon insan açlik ve susuzluga terk edildi. Filistin’de yasananlarin bir insanlik suçu, savas suçu oldugu elbette ki tartismasiz. Israil’in Filistinlilere yönelik sistematik insan haklari ihlalleri yeni degil. Bir asirdan bu yana devam eden bir insan haklari ihlalleriyle karsi karsiyayiz. 400 yil boyunca Osmanli Devleti dönemi boyunca baris ve huzurun hakim oldugu, her dinden insanin baris ve huzur içerisinde yasadigi Filistin topraklari, Osmanli’nin elinden çiktiktan sonra maalesef gözyasi ve kan söz konusu oldu” diye konustu.
"1947 tarihli 2 devletli çözüm içeren Birlesmis Milletler karari da maalesef uygulamaya konulamadi"
Adalet Bakani Yilmaz Tunç, "1897 yilinda 1. Siyonizm Kongresi ile bölgede Yahudi devleti kurma fikri ile baslayan süreç sonrasinda 1917 Balfour Deklarasyonu Ingiliz disisleri bakaninin Yahudilere bir devlet kurmasi vaadini içeren mektubundan sonra, Balfour Deklarasyonu’ndan sonra bölgede aslinda kargasa ve savasin fitili ateslendi. 1922 yilinda Milletler Cemiyeti’nin onayi ile bölgede Ingiliz mandasi kuruldu ve Ingiliz Mandasi ile beraber bölgenin demografik yapisi degistirilmeye baslandi. Bölgeye göç ettirilen Yahudi yerlesimciler, maalesef Filistinlileri kendi topraklarindan yerlerinden yurtlarindan etme girisiminde bulundular. 1947 tarihli 2 devletli çözüm içeren Birlesmis Milletler karari da maalesef uygulamaya konulamadi. 1948 yilinda Israil devletinin kurulmasiyla beraber oradaki süreç daha da çözümsüz hale gelmeye devam etti. 1967 yilinda 6 gün savaslari dedigimiz savaslarla Israil Dogu Kudüs’ü Gazze seridini, Bati Seria’yi, Sina Yarimadasini, Golan Tepeleri’ni isgal etti. Bu isgal sonrasinda 1967 tarihli Birlesmis Milletler Güvenlik Konseyi’nin Israil’in isgal ettigi topraklardan çekilmesine dair karari da maalesef Israil tarafindan uyulmadi. 1968 Birlesmis Milletler Güvenlik Konseyi karari Kudüs’ün statüsünün degistirilmesinin geçersiz olduguna iliskindi ama maalesef bu kararlar uygulanmadi. 2012 yilina geldigimizde Amerika Birlesik Devletleri, Kudüs’ü Israil’in baskenti ilan etti. Birlesmis Milletler Genel Kurulu toplandi, 128 üye ülke bunun dogru olmadigina ve diger ülkelerin Kudüs’te diplomatik temsilciler açmamasi gerektigine çagri yaptigi halde bazi ülkeler temsilcilik açtilar ve Birlesmis Milletler kararina uymadilar” seklinde konustu.
“Israil bir devlet degil örgüt gibi hareket ediyor”
Israil’in sistematik bir sekilde insan haklari ihlalleri yaptigini söyleyen Bakan Tunç, “Israil’in bu haksiz saldirilari, insan haklari ihlalleri konusunda Birlesmis Milletler’in yaklasik 60’tan fazla güvenlik konseyi karari var. Uluslararasi kuruluslarin kararlarinin hiçbirine uymayan bir devlet. Dolayisiyla uluslararasi hukuka uymayan, insan haklarini ihlal eden ve bunu sistematik bir sekilde gerçeklestiren ve Birlesmis Milletler basta olmak üzere, uluslararasi hukukun ve uluslararasi sistemin hiçbir kararini uygulamayan Israil, adeta bir devlet degil bir örgüt gibi hareket ediyor” dedi.
“Uluslararasi hukukun tüm ilkeleri ayaklar altina alinmis durumda”
Filistin’de yasanan insanlik suçlarina iliskin ses çikarmayan Bati’yi elestiren Bakan Yilmaz Tunç, “Yasam hakkini savunanlarin neden sesleri çikmiyor? Mescid-i Aksa’daki ibadetlerin engellenmesi, din ve vicdan özgürlügü ihlali, hiç batida din ve vicdan özgürlügü ihlal ediliyor diye ses çikaran var mi? 12 13 yasindaki çocuklarin tutuklandigi bir ortamda özgürlük ve güvenlik hakki ihlal ediliyor. Filistin’de özgürlük ve güvenlik hakki ihlal ediliyor diyen bir batili duydunuz mu? Filistinlilerin bir asirdan bu yana topraklari ellerinden alindi. Kendi evleri, tarlalari isgal edildi, baskalarina verildi.
Mülkiyet hakki ihlal edildi. En temel insan haklarindan olan mülkiyet hakki ihlal edilirken insan haklari savunucularinin ‘mülkiyet hakki Filistin’de ihlal ediliyor’ diye bir görüsünü duydunuz mu? Maalesef uluslararasi insancil hukukun tüm ilkeleri ayaklar altina alinmis durumda. 1949 tarihli Cenevre Sözlesmesi’ndeki insancil hukukun tüm ilkeleri ve taahhüt edilen tüm maddeler özellikle 7 Ekim’den bu yana gerçeklestirilen saldirilarla ihlal edilmis durumda” diye konustu.
Uluslararasi Adalet Divani’nda alinan kararlarin uygulanmadigini söyleyen Tunç, “Birlesmis Milletler Genel Kurulu, BM Güvenlik konseyi ve uluslararasi mahkemelerin verdigi kararlarin hiç birisi hayata geçemiyor. Son olarak Uluslararasi Adalet Divani’nda Güney Afrika’nin basvurusuyla baslayan bir süreç söz konusu oldu. Türkiye olarak bazi ülkelerle beyanda bulundugumuz bir dava görülmeye baslandi. Uluslararasi Adalet Divani’nda savunmalar alindi, iddialar dinlendi ve Birlesmis Milletler soykirimin önlenmesi ve cezalandirilmasina dair sözlesmenin unsurlarinin ihlal edildigine dair ilk tespitler yapildi ve orada o katliamin, çocuk katliaminin insanlik suçunun önlenmesi ile ilgili bir tedbir karari alindi. Maalesef Birlesmis Milletlerin temel yargi organi olan Uluslararasi Adalet Divani’nin tedbir kararinin uygulanabilecegi bir sistem yok. Bu kararin Birlesmis Milletler Konseyi’ne getirilerek bir an önce icra edilebilmesi ve oradaki katliamlarin durmasi noktasinda sesimizi yükseltmeye devam edecegiz” seklinde konustu.
"Insani yardim önerileri dahi reddediliyor”
Filistin’de yasanan özellikle gida ve hijyen konusunda Birlesmis Milletler Güvenlik Konseyi’nin, insani yardim önerilerini reddettigini söyleyen Yilmaz Tunç, "7 Ekim’den bu yana Birlesmis Milletler Güvenlik Konseyi’nin huzuruna getirilen çok sayida talep ve öneri geldi ve bu önerilerin tamami reddedildi. Hatta insani yardim önergesine iliskin önerilerin dahi reddedildigine hep beraber gördük. En son Birlesmis Milletler Güvenlik Konseyi’nin Amerika Birlesik Devletleri’nin çekimser oyu ile bir ateskes karari oldu ancak maalesef Israil Birlesmis Milletler Konseyi’nin hiçbir kararini tanimadigi için bu kararina da uymadi” dedi.
"Savas suçu isleyen Israilli yetkililer ve basta Netanyahu mahkemeye çikartilmali”
Uluslararasi Ceza Mahkemesi’nin bassavcisinin elindeki dosyayi davaya dönüstürmedigini ifade eden Bakan Tunç, "Uluslararasi ceza mahkemesi var. Filistin topraklarinda islenen savas, soykirim suçlari var. Bu suçlarla ilgili olarak uluslararasi ceza mahkemesi bassavcisinin bir an önce davayi açmasi gerekiyor. Ama maalesef gerek 2019 yilinda baslattigi sorusturma gerekse 7 Ekim’den bu yana dünyanin gözü önünde bütün deliller ortadayken sorusturma tamamlayip Uluslararasi Ceza Mahkemesi’nin önüne bir dava getirilmis degil. Bu noktada sivil toplum kuruluslarinin ve ülkelerin Filistin’e sahip çikmasi ve uluslararasi ceza mahkemesinin bassavcisinin elindeki dosyayi artik bir an önce davaya dönüstürmesi ve Israilli saldirganlarin, çocuklari katleden soykirim suçu isleyen Israilli yetkililerin, basta Netanyahu olmak üzere mahkemeye çikarilmasi gerekiyor” diye konustu.
"Erdogan’in ‘one minute’ çikisindan sonra nasil saldirilarla karsi karsiya kaldigini hepimiz biliyoruz"
Cumhurbaskani Erdogan’in Filistin’i savunan bir lider olduguna vurgu yapan Tunç, "Türkiye olarak Filistin’in hakli davasinda daima yaninda oldugumuzu hepiniz biliyorsunuz. Sayin Cumhurbaskanimiz her platformda Filistin davasini savunan bir lider. 2009 yilinda Davos’ta ‘ one minute’ diyerek yaptigi çikistan sonra özellikle nasil saldirilarla karsi karsiya kaldigini hepimiz biliyoruz. Ona diktatör diyenlerin hangi medya düzeni içerisinde dünyada o medya düzenini elinde tutanlar tarafindan nasil bir saldiriyla karsi karsiya kaldigini hepimiz biliyoruz" dedi.
"Bagimsiz bir Filistin devleti kurulmadan bu problem ortadan kalkmayacak”
Israil Disisleri Bakani Katz’in sosyal medyadan yaptigi paylasima tepki gösteren Adalet Bakani Yilmaz Tunç, "En son buradan söylemeye bile gerek yok, Israil Disisleri Bakani çok ahlaksizca bir paylasimda bulunarak isledigi insanlik suçunu, çocuklari katlettikleri suçlarini gölgelemek isteyen Israil Disisleri bakaninin paylasimi oradaki suçlari gölgeleyemez. Bugün Amerika Birlesik Devleti’nin üniversitelerinde, Avrupa’nin çesitli yerlerinde insanlik vicdani sokaklara tasarak Israil’in katliamini protesto ediyor ve Filistin’in yaninda oldugunu insanlik vicdani gösteriyor. Eninde sonunda Israil isledigi suçun hesabini verecek. Israil’in isgal ettigi topraklardan çekilerek bagimsiz bir Filistin devleti kurulmadan bu problemin ortadan kalkmayacagini Türkiye olarak savunmaya devam edecegiz ve bagimsiz bir Filistin devletinin kurulmasini her platformda desteklemeye devam edecegiz” diye konustu.