Eyüpsultan'da Ramazan Sohbetlerinin Konugu Tarihçi Prof. Dr. Tufan Gündüz Oldu

Eyüpsultan Belediyesi’nin Zal Mahmut Pasa Külliyesi’nde gerçeklestirdigi Ramazan Sohbetlerinin konugu bu kez Çanakkale Destani’nin 109’uncu yil dönümü dolayisiyla tarihçi yazar Tufan Gündüz oldu.

Eyüpsultan'da Ramazan Sohbetlerinin Konugu Tarihçi Prof. Dr. Tufan Gündüz Oldu
Eyüpsultan Belediyesi, Ebu Eyyub El Ensari’nin diyari Eyüpsultan’da vatandaslara Ramazan ayinin coskusunu yasatmak ve Ramazani maneviyatina uygun olarak geçirebilmelerini saglamak için birbirinden özel etkinliklere imza atiyor. Etkinlikte, teravih namazi sonrasi Zal Mahmut Pasa Külliyesi’nin avlusunda kültür, sanat, tarih ve edebiyat dünyasinin önemli isimleri Ramazan Sohbetlerinde vatandaslarla bir araya geliyor. Bu kapsamda Çanakkale Destani’nin 109’uncu yil dönümü dolayisiyla gerçeklestirilen söylesinin konugu tarihçi yazar Tufan Gündüz oldu.

Çanakkale sehitleri rahmet ve minnetle yad edildi

Çanakkale’de sehadete kosan sehitleri anarak basladigi söyleside Tufan Gündüz, “Osmanli ordusuna baktigimizda kazanan ordudur. Bizim ordularimiz Viyana kusatmasina kadar daima muzaffer ordulardi. Ama 1683’ten itibaren biz yenilen bir orduya sahiptik. 2. Viyana ile beraber ordumuzun galip gelme hissini, o psikolojiyi kaybettik” dedi.



“Osmanli Devleti 1. Dünya Savasi’na girmek durumundaydi”

Osmanli Devleti’nin 1. Dünya Savasi’na girmek zorunda olduguna dikkat çeken Gündüz, “Çünkü 1. Dünya Savasi Avrupa cephelerini büsbütün sardiginda Osmanli Devleti’nin uzaktan seyretme imkâni yoktu. Birinci nedeni bogazlar ikincisi Süveys kanali. Süveys kanali bizde degil ama müdahale sansimiz vardi. Savas sirasinda Türk tarihi için enteresan bir dönüm noktasi yasandi. Ingilizler ve Fransizlar, Osmanli Devleti’nin merkezine dogrudan saldirmak ve Osmanli Devleti’ni erken dönemde savas disi birakmak amaciyla Çanakkale’ye askeri çikartmalar yaptilar. Bogazlari önce deniz yoluyla geçmek daha sonra bu isi kara savasina döndürmeyi hedeflediler. 250 binlik bir orduyu Gelibolu cephesine yigmislardi. Biz de Çanakkale’ye kademeli olarak sayisi 50 - 55 bini bulan miktarda asker yigdik. Ve Çanakkale’de muazzam bir kapisma basladi.

18 Mart tarihi Çanakkale Deniz Savaslari’nin tarihidir. Bütün güçleriyle geçmeyi denemislerdir ama basarisiz olmuslardir. Bundan sonra 25 Nisan’da kara yoluyla Istanbul’a ulasmayi düsünmüslerdir ve kara savaslari baslamistir” ifadelerini kullandi.

“Çanakkale’de çok iyi bir savunma savasi yaptik”

Çanakkale’nin bir savunma savasi oldugunu vurgulayan Gündüz, “Yani bizim stratejimiz savunma üzerine kuruludur. Çünkü burayi geçerlerse Istanbul düsüyor, payitaht düsüyor. 1916 yilinin ocak ayina gelindiginde düsman cephelerinde bir sessizlik, 6 Ocak tarihinde düsman cephesinin bir anda bosaldigini gördügümüz bir tablo var. Ve su olmustur, 1683 tarihinden itibaren geri çekilen ordu ilk defa yenilmeyecegini göstermistir. Çanakkale savasinin büyük yapan tam da burasidir ‘Bizi artik yenemezler’. Çanakkale’de çok iyi bir savunma savasi yaptik ve yenilmedik” seklinde konustu.



“Çanakkale Savasi’nin sonucu kurtulus Savasi’dir”

Çanakkale Savasi’nin getirdigi ‘Bizi yenemezler’ duygusunun sonucunun Kurtulus Savasi’ oldugunu belirten Gündüz, “Çünkü ayni kadrolari orada dirençte görürsünüz. O kadar çikmazlari olan bir savastir ki, yeniden asker toplanmistir, yeniden silah toplanmistir. Her seyin yeniden, yeniden yapildigi bir sey, sonuç Lozan Antlasmasi’dir. Sonuç Türk milletine miras olarak kalmis olan Misak-i Milli’dir. Içimizde artik yenemeyecekleri duygusu vardir” dedi.

Kaynak: İHA