Saglik Bakanligi'nin Yüzme Alanlarinda Denetimleri Sürerken Uzmanlar Uyariyor

Son haftalarda Türkiye’de yüksek sicakliklar etkili olurken tatil beldeleri ve birçok noktada vatandaslar denizlere ve havuzlara girerek serinlemeyi tercih ediyor. Saglik Bakanligi da yüzme suyu kalitesini, sartlarini Avrupa Birligi mevzuatina uyumlu bir sekilde denetleyerek vatandaslarin yüzme deneyimleri güvenle gerçeklestirmeleri için çalismalarini sürdürüyor. Türkiye genelinde 35 ilde deniz ve göl sularinda bakteriyolojik izleme çalismalarinin yapilirken, belirlenen izleme noktalarindan 15 günde bir Il Saglik Müdürlükleri tarafindan numuneler alinarak Saglik Bakanligi bünyesindeki Halk Sagligi Laboratuvarlari’nda titizlikle analiz edildigi belirtiliyor. Çalismalar ise Çevre Sagligi Bilgi Yönetim Sistemleri (ÇSBYS) üzerinden takip edilerek veriler anlik olarak güncelleniyor. Saglik Bakanligi, halkin etkilesimini artirmak amaciyla yüzme sularina yönelik tüm verileri yuzme.saglik.gov.tr web portali üzerinden de kamuoyuyla paylasiyor. Platform ile yüzme alanlarinin teknik bilgileri, yillara göre kalite siniflandirmalari, plaj isimleri ve özellikleri gibi detayli bilgiler yer aliyor. Saglik Bakanligi’nin alanlarda denetimleri sürerken yüksek sicakliklarin yasandigi bu günlerde uzmanlar da uyariyor. Istanbul Egitim ve Arastirma Hastanesi’nden Enfeksiyon ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmani Dr. Gülhan Özdemir vatandaslarin kontrollerden geçen noktalari tercih etmeleri gerektigini ifade etti.



“Klor miktarini yüksek tutmak dogru degil”

Suya girilen alanlarin hijyen kontrollerinden geçmis olmasi gerektigini ifade eden Istanbul Egitim ve Arastirma Hastanesi’nden Enfeksiyon ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmani Dr. Gülhan Özdemir, “Yüzme havuzlarinda, denizler gibi alanlarda, halk plajlarinda Saglik Bakanligi düzenli olarak numuneler alip, alanlari denetleyerek hem mikrobiyolojik hem kimyasal çalismalarini yaparak AB protokollerine uygun sekilde, 15 günde bir bu çalismalari yaparak sonuçlari kamuoyuyla paylasmakta. Uygun olan, olmayan alanlar bu sekilde yeniden düzenlenmekte. Olmasi gereken oranin üstünde bakteri miktari tespit edilirse bu bulasici hastaliklarin o suyu kullanan kisilerde daha kolay görülebilecegini bize bildirmekte. O yüzden yüzme alanlarinda öncelikle mikrobiyolojik incelemeler önemli kimyasal ölçümler de yapiliyor. Birçok kisiyi birden etkileyebilmesi, kitlesel bulasici enfeksiyon hastaligi yapabilmesi açisindan önceligimiz mikrobiyolojik ölçümler. Özellikle daha çok havuz kullanimlarinda genital bölgelerde, parmak aralarinda, koltukaltlarinda bazen mantar enfeksiyonu sikayetleriyle hastalar geliyor. Kalabaliklarda özellikle uygun olmayan yerlerde, yüzme alani olarak ayrilmamis daha çok bakterinin bulunabilecegi, atiklarin bosaltildigi, ulastigi alanlara yakin yüzme için uygun olmayan yerlerde kalabalik kitlelerin bazen sicaktan bunalip denize girdiklerini görüyoruz. Bol miktarda, uygun olmayan alanda bu bakterileri alinca daha çok ishal, gastrointestinal sistem enfeksiyonlari veya agiz yoluyla bulasan baska bakteriyel enfeksiyonlar var. Direkt bu sulardan agiz yoluyla alinmasiyla bulasan gastrointestinal sistem enfeksiyonlari biraz daha önemli. Yüksek miktarda klor da bulunmasini istemiyoruz, kimyasal olarak bazi olumsuz etkileri var. Klor miktari yüzme suyunda bulunan bakterileri mantarlari, mikroplari öldürecek düzeyde olmali onun için bakteriyolojik ölçümlerle beraber klor ölçümleri de yapiliyor. Özel alanlarda bazi sitelerin havuzlarinda, özel havuzlarda daha iyi temizlenecegini düsünerek klor miktarini yüksek tutmak dogru degil” dedi.



“Bakanlik tarafindan belirlenmis alanlarin disinda kesinlikle yüzülmemesi gerekiyor”

Kisilerin dikkat etmesi gereken durumlara iliskin uyarilarini siralayan Dr. Özdemir, “Yüzmeye uygun olmayan, normal kiyafetlerle suya giriyorlar, bunlarla uzun süre kaliyorlar. Bunlar özellikle mantar enfeksiyonlarina zemin hazirliyor. Kendi vücudunda olusan mantarlarin yine kendi vücudunda enfeksiyon yapmasina neden oluyor, bunu istemiyoruz. Kisilerin hem bulastiricilik hem de kendilerini korumak açisindan tabi ki dikkat etmesi gereken noktalar var. Bunlardan en önemlisi; havuz kullanan kisilerde vücudunda açik yara varsa, akintili lezyonlar, mantar enfeksiyonu varsa bu sekilde sulari kullanmalarini istemiyoruz. Bakanlik tarafindan belirlenmis alanlarin disinda kesinlikle yüzülmemesi, suya girilmemesi gerekiyor. Kiz çocuklarinda idrar yolu enfeksiyonlarini biraz daha fazla görüyoruz. Daha önce geçirilmis enfeksiyonlari varsa veya daha kolay idrar yolu enfeksiyonuna neden olabilecek altta yatan hastalik dedigimiz bir durumu varsa bunlarda havuza, denize girerken biraz daha dikkat etmeli. Büyüklerde bize basvuranlar arasinda daha çok mantar enfeksiyonlarini görüyoruz. Hem büyüklerde hem çocuklarda daha çok da kimyasal faktörlerden dolayi konjonktivit tablosu olabiliyor. Bunun da havuzlardan bulasabilecegini biliyoruz” seklinde konustu.

Öte yandan 2022 yili yüzme sezonunda gerçeklestirilen çalismalarda toplam 17 bin 28 numune alinirken ve yönetmelik hükümleri dogrultusunda degerlendirilen yüzme alanlari "Mükemmel", "Iyi", "Yeterli" ve "Zayif" olarak siniflandirildi. Degerlendirilen bin 445 noktadan bin 140 tanesi "Mükemmel" sinifa (yüzde 79) girdi. Iyi sinifinda 165 (yüzde 11) nokta yer alirken, yeterli sinifinda 86 nokta (yüzde 6) bulunuyor. Zayif sinifinda ise 54 nokta (yüzde 4) tespit edildi. Ülke genelinde faaliyet gösteren 5 bin 743 aktif isletme ve 13 bin 943 yüzme havuzunun saglik standartlarina uygunlugu yine Çevre Sagligi Bilgi Yönetim Sistemi (ÇSBYS) Havuz Sulari Modülü kullanilarak takip ediliyor.

Mavi bayrak ödüllü yüzme alanlari artiyor

Bakanlik tarafindan yürütülen izleme çalismalari, Türkiye turizmi için büyük önem tasiyan Uluslararasi Mavi Bayrak programina da katki sagliyor. 2022 yilinda 531 yüzme alani Mavi Bayrak ödülüne sahipken, 2023 yilinda bu sayi 551’e yükseldi. Bu rakamla Türkiye’nin dünya genelinde Mavi Bayrak ödülüne sahip yüzme alanlari bakimindan üçüncü siraya yerlestigi belirtildi.