Kirik Kalplerin Yüzde 95'I Iyilesiyor

Acibadem Eskisehir Hastanesi Kardiyoloji Uzmani Dr. Çagdas Arslan ’kirik kalp sendromu’ olarak adlandirilan ve nadir olarak rastlanan kalp hasari hakkinda önemli bilgiler verdi. Kirik kalp sendromunun en önemli nedeninin asiri duygusal yüklenme ve stres oldugunu belirten Dr. Arslan, sendromun aniden baslayan gögüs agrisi, tani aninda çekilen EKG’de kalp krizi ile benzer bulgular vermesi nedeniyle kalp krizini taklit ettigini ancak anjiyo sirasinda kalp damarlarinda herhangi bir tikaniklik görülmemesi nedeniyle ise kalp krizinden ayrildigini söyledi.



’Kirik kalp’ adinin verilmesinin bir tesadüf olmadigina deginen Dr. Arslan, “Sevgi, özellikle asik olma hissi, zindelik ve huzur getiren oksitosin, dopamin, serotonin, endorfin gibi hormonlari arttirip, kortizol, adrenalin gibi vücudu olumsuz etkileyen stres hormonu seviyelerini düsürür. Bu durum da kan akisini hizlandirir ve damar sertligini artiran vücuttaki iltihabi cevabi baskilar. Aralikli hissedilen çarpintilarin tersine ortalama kalp hizi ve kan basincinda azalma olur. Bu degisimler de kalp krizi gelisme riskini azaltir, hatta kalbin ömrünü uzatir” dedi.

Arslan, hastalik sirasinda olusan kalpteki balonlasmanin da Japon balikçilarin ahtapot avlamak için kullandiklari kaba benzemesi sebebiyle "Takotsubo" olarak adlandirildigini sözlerine ekledi.

Dr. Arslan, sendromun tam olarak nedeni bilinmese de stres zamanlarinda salinan adrenalin ve noradrenalin gibi strese yanit hormonlarindaki dalgalanmalara bagli olarak kalp kasinda özellikle de sol ventirkül tepe bölgesindeki yogunlasma sonucu meydana geldiginin düsünüldügünü ifade etti.

Ayrica siddetli travma yasanmasi, ciddi fiziksel hastaliklar ve önemli ameliyatlarin da bu sendromu tetikleyebileceginden bahsetti.

“Hastalarin yüzde 95’inde iyilesme görülüyor”

Kirik kalp sendromunun spesifik bir tedavisi olmadigini söyleyen Dr. Arslan, uygulanan tedavilerin destek tedavileri oldugunu, hafif hastalarda herhangi bir tedaviye gerek bile duyulmazken, agir vakalarda kalp fonksiyonlarini desteklemek amaçli agresif tedavilere basvurulabilecegini dile getirdi. Hastalarin yüzde 95’inde tam iyilesme izlendiginin altini çizen Dr. Arslan, “Bazi durumlarda kalpte kalici hasar olusabilir ve ömür boyu kalp yetmezligi açisindan takip altinda kalmalari gerekmektedir. Bu yüzden hastalar tani asamasindan sonra rutin kontroller ile izlenmelidir” diye konustu.