Bolu'da Içme Suyundan 148 Kisi Zehirlenmisti, Iddianame Tamamlandi

Bolu’da Yuva köyünde içme suyundan 1 kisinin öldügü 148 kisinin zehirlendigi olaya iliskin iddianame tamamlandi. Hayatini kaybeden Eyüp Ertem’in otopsi raporunda "E.Coli" bakterisine rastlanildiginin ifade edildigi iddianamede, kusurlu bulunan 5 görevliden 3’ünün 15 yila kadar hapsi talep edildi.

Bolu'da Içme Suyundan 148 Kisi Zehirlenmisti, Iddianame Tamamlandi
Bolu merkeze bagli Yuva köyünde geçtigimiz yil Kurban Bayrami’nda baslayan zehirlenme vakalarinin ardindan Eyüp Ertem yasamini yitirmis, 148 kisi de hastaneye kaldirilmisti. Kanli ishal ve mide bulantisi sikayetiyle hastaneye sevk edilen vatandaslardan bazilari böbrek yetmezligi sebebiyle günlerce yogun bakim ünitesinde yasam mücadelesi vermisti.

Olaya iliskin hazirlanan iddianame, Bolu 2. Agir Ceza Mahkemesince kabul edildi. Iddianamede, otopsi ve hastane raporlarina göre Eyüp Ertem’in ölümünün, "E. Coli" enfeksiyonuna bagli "invaziv enterokolit, sepsis, septik sok, tipik hemolitik üremik sendrom ile gelisen komplikasyonlar sonucu" meydana geldiginin belirlendigi ifade edildi.

Iddianamede, Çaydurt su deposunun yilda en az iki kez usulüne uygun sekilde temizlenmesi, dezenfekte edilmesi ve standartlar çerçevesinde klorlama yapilmasi halinde salgina sebep olan bakterilerin öldürülmesinin mümkün olacagi da vurgulandi.

Çaydurt su deposunun 2003 yilinda yapildigi ancak gömülü durumda insa edildigi için temizlenebilir özellikte olmadiginin belirtildigi iddianamede, bunun yerine salgindan sonra yeni yapilan depo gibi, topragin üzerinde, erisimi ve temizligi kolay olan depo insa edilmesi, deponun, sondaj kuyusunun, maslaklarin ve çevresinin yilda en az iki kere usulüne uygun sekilde titizlikle temizlenmesi ve dezenfekte edilmesi, kilitli tutulmasi, içerisine yabani hayvanlarin girisinin ya da kötü niyetli kisilerin ulasiminin engellenecegi sekilde önlem alinmasi ve klor cihazinin kesintisiz çalismasinin saglanmasi halinde salginin gerçeklesmesinin beklenmedigi kaydedildi.

Iddianamede, Yuva köyü muhtari tarafindan zehirlenme vakalarinin ögrenildigi 16 Temmuz 2022 tarihine kadar su depolari ve kaptajlarin temizligine dair Il Özel Idaresi’ne hiçbir tutanak gönderilmedigi, köyün içme suyunu temin eden bu yapilarda temizlik yapildigina dair belgelerin Il Özel Idaresi’ne gönderilmedigi halde, muhtar ve ihtiyar heyeti hakkinda tespite dayali bir denetim yapmadigi, Valilik’e yasal islem yapmak üzere tutanak göndermedigi, dolayisiyla "köy içme suyu tesislerinde kaptaj, maslak, depo gibi yapilarin yilda iki kez olmak üzere temizlenmesi ve dezenfekte edilmesi çalismalarini denetleme görevi"ni ihmal ettigi gerekçesiyle, Il Özel Idaresi Su ve Kanal Hizmetleri Müdürü M.A.A.’nin kusurlu bulundugu vurgulandi.

Muhtar M.E.’nin yapmasi gereken "köy içme sularinin bakimi, onarimi, korunmasi ile sanat yapilarinin yilda en az 2 kez temizlenip dezenfekte edilmesi" görevinin yerine getirmediginin ifade edildigi iddianamede, M.E.’nin deponun tadilat ve onarimi için Il Özel Idaresi’ne 2021 yilinda yilda 2 kez basvuruda bulunmasinin olumlu bir davranis oldugu ancak deponun ve sondaj kuyusunun temizlenmemesi için geçerli mazeret sayilmadigi kaydedildi. Ayni zamanda iddianamede, muhtar M.E.’nin "klorlama cihazlarinin çalisir tutulmamasi" görevini de ihmal ettigi belirtildi.

Il Saglik Müdürlügü Halk Sagligi Hizmetleri Baskani Ü.B.’nin de kusurlugu bulundugunun vurgulandigi iddianamede, "içme ve kullanma suyunun kalitesinin izlenmesinden ve denetiminden sorumlu Saglik Bakanligi Birim Amiri" olarak görev yaptigi, görevleri arasinda "olusabilecek salginlara karsi gerekli önlemlerin alinmasini saglamak" bulundugu halde Yuvaköyünde uzun süredir uygunsuz çikan su analiz sonuçlarini Il Özel Idaresi’ne bildirmekle yetindigi, bu sonuçlarin halk sagligi yönünden tehlike arz ettigi, her an hastaliklara neden olma, salgina dönüsme riski bulundugu halde baska önlemler almadigi, 21 Haziran 2022 tarihinde alinan ve iki asamali analiz sonuçlari 8 Temmuz 2022’de sonuçlanan su örneginin uygunsuz oldugunu gördügü halde herhangi bir girisimde bulunmadigi ifade edildi.

"IZCI" isimli bulasici hastalik erken uyari sisteminin takibinden sorumlu Il Saglik Müdürlügünde görevli hemsireler B.K. ve F.I’nin, sisteme girip gerekli kontrol ve izlemi yapmadiklari, C4 salgin uyarisini zamaninda takip ve fark etmedikleri, bu nedenle gerekli yerlere bildirimde bulunulmasini geciktirerek salgindan geç haberdar olunmasina ve geç müdahalede bulunulmasina ve geç kalinan sürede etkilenen kisilerin artmasina neden olduklari için kusurlu bulunduklarinin açiklandigi iddianamede, Ertem’in köyde bulundugu tarihin, hemsirelerin görevlerini ihmal ettikleri tarihlerin öncesine tekabül ettigi için ölüm olayi ile ihmal arasinda illiyet bagi bulunmadigina deginildi.

Iddianamede, saniklar M.A.A, Ü.B. ve M.E. hakkinda "taksirle bir kisinin ölümüne ve birden fazla kisinin yaralanmasina neden olma" suçundan 2’ser yildan 15’er yila kadar, B.K. ve F.I. hakkinda ise "görevi kötüye kullanma" suçundan 3’er aydan 1’er yila kadar hapis cezasi istendi.

"Tek istedikleri çektikleri acilarin gerçek sorumlularinin tespit edilmesi"

Açiklamalarda bulunan müstekilerin avukati Tunahan Sarilan, "Biz bu kisi ve kurumlarin kusurlu olduklarini daha önce de belirtmistik. Ancak salgin olayinin meydana gelis sekli noktasindaki kanaate katilmiyoruz. Bizim için burada önemli olan salginin meydana gelis seklinin net bir sekilde ortaya çikarilmasiydi. Müvekkillerimin hala daha sikayetleri ayni sekilde devam ediyor. Çogunun tedavisi Ankara ve civarinda görüldügü için hala daha bu hastanelere gitmeye devam ediyorlar. Tek istedikleri ise çektikleri acilarin gerçek sorumlularinin tespit edilmesi oldugu için biz de bu hususta elimizden geleni yapiyoruz. En basindan beri oldugu gibi yine sürecin takipçisi oldugumuzu belirtmek isteriz" dedi.

Kaynak: İHA