Bakan Tunç Açiklamasi 'Demokrasinin Yaninda Duran Yargi Sistemimiz Vardir'
’Hukuk Klinikleri Sertifika Töreni’ne katilan Adalet Bakani Yilmaz Tunç, "15 Temmuz’da darbecilerin yaninda degil darbe magdurlarinin hakkini savunan, darbecileri millet adina sorusturan bir yargiyla karsi karsiya kaldik. Demokrasinin yaninda duran milli iradenin yaninda duran bir yargi sistemimiz vardir" ifadelerine yer verdi.
Adalet Bakani Yilmaz Tunç, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde düzenlenen ’Hukuk Klinikleri Sertifika Töreni’ne katildi.
Töreni hukuk fakültesi ögrencileri de takip etti.
Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekani Prof. Dr. Muharrem Özen, Israil’in Filistin’e yaptigi saldirilara iliskin, "Hastanelerin ve mülteci kamplarinin bombalanmasi uluslararasi hukuka aykiridir. Israil’in bu eylemleri, uluslararasi ceza mahkemesince soykirim niteligindedir. Baskenti Kudüs olan ve 1967 öncesi sinirin esas alindigi bagimsiz bir Filistin devletinin kurulma vakti gelmistir. Bir an önce ateskes ilan edilmeli. Açliga, susuzluga ve her türlü yardima muhtaç kalan sivillerin magduriyeti giderilmeli" dedi.
Hukuk kliniklerine iliskin de bilgi veren Dekan Özen, dünyada çok az üniversitede bulunan klinikler araciligiyla, toplumun dezavantajli hukuki bilgiye ihtiyaç duyan kesimine ulasmayi amaçladiklarini aktardi.
Adalet Bakani Tunç, konusmasinin basinda ögrencilerle, gelecegin hakimleriyle, savcilariyla, avukatlariyla, hukukçulariyla birlikte olmaktan memnuniyet duydugunu dile getirdi. Bakan Tunç, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesinin köklü bir tarihi oldugunu ve nitelikli egitimi sayesinde de kalitesinden söz ettirdigini belirtti.
“Adalet kavramini, sizin oturdugunuz siralarda tanidik”
Adalet kavrami hakkinda konusan Bakan Tunç, “Okulumuzun yetistirdigi ögrenciler, derslere katilan ögretim görevlileri, bugüne kadar ortak bir hukuk egitimi mirasi olusturdular. Inaniyorum ki, burada olan birçok kardesimiz de ileride çok iyi yerlere gelecek, vatanimiza, milletimize faydali islere imza atacaktir. Adalet kavramini tam olarak, sizin oturdugunuz siralarda tanidik. Ögrendik ve degerini özümsedik. Neden adaletin mülkün temeli oldugunu bu siralarda içsellestirdik. ’Insani yasat ki devlet yasasin’ idealindeki, insani yasatmanin yolunun adaletten geçtigini hukuk fakültelerindeki kiymetli hocalarimizdan ögrendik” dedi.
“Hukukçu kimligimizden taviz vermememiz gerekiyor”
Adalete olan bagliliktan ödün verilmemesi gerektigini vurgulayan Bakan Tunç, “Nerede olursak olalim, hangi görevi yapiyorsak yapalim, taviz vermememiz gereken sey hukukçu kimligimiz olmalidir. Adalete olan bagliligimizdan hiçbir sekilde ödün vermememiz gerekir. Hukukçu olmak; dili, irki, dini, inanci ne olursa olsun herkese esit sekilde davranmayi gerektirir. Sizlerin de bu bilinçle hareket ederek çiktiginiz bu yolu basariyla taçlandiracaginiza eminim” diye konustu.
Dünyanin dört bir yaninda meydana gelen olaylarda yasanan adaletsizliklere, esitsizliklere taniklik ettiklerini ifade eden Tunç, Filistin’de planli bir sekilde yürütülen kiyimlara sahit olduklarini söyledi.
Adaleti amasiz, fakatsiz herkes için esit bir kavram olarak ögrendiklerini söyleyen Bakan Tunç, geçmisten aldiklari mirasin böyle oldugunu, devredecekleri mirasinda bu sekilde olacagini ifade etti.
Hukuk kliniklerinin önemi ve faydalari hakkinda konusan Bakan Tunç su ifadelere yer verdi:
“Atmis oldugumuz adimlardan biri, hukuk egitimindeki önemli bir uygulama modeli olan hukuk klinikleri projesidir. Hukuk klinikleri; ögrencilere teorik bilgileri pratige dönüstürme firsati sunan, hukuki becerilerin gelistirilmesine odaklanan önemli bir egitim modelidir. Hukuk klinikleri ile hukuk fakültesi ögrencileri, adliyelerde hâkim ve savcilarla bir araya gelerek teoride ögrendiklerini uygulamada pekistirme firsatina, daha meslek hayatina baslamadan, ögrenciyken sahip oluyor. Bu klinikler sayesinde, ögrenciler gerçek hukuki sorunlarla yüzlesiyor ve bu sorunlari çözme yetenegi kazaniyor. Ayni zamanda ögrenciler; mahkeme içindeki davranislar, müzakere becerileri, hukuki arastirma, yazma pratigi ve dava hazirligi gibi konularda gerçek hayatta karsilasilan sorunlarla nasil bas edeceklerini ögreniyorlar. Böylece bu klinikler, gelecegin hukukçularinin; donanimli ve etkili birer hukukçu olmasina önemli katkilar sunuyor.”
Adalet Bakani Yilmaz Tunç, 13 Kasim 2023 tarihinde hukuk fakültesi egitim gören 260 ögrencinin teoride aldiklari bilgileri adliyelerde tecrübe ettiklerini söyleyerek, “Ankara Bati Adliyesi, Malatya Adliyesi, Gaziantep Adliyesi ve Adana Adliyesi ile is birligi halinde Ankara Üniversitesi, Inönü Üniversitesi, Gaziantep Üniversitesi ve Çukurova Üniversitesi Hukuk Fakültelerinden ögrencilerimizle bir yola çiktik” dedi.
“Adalete erisimi güçlendirmek için attigimiz adimlardan biri hukuk klinikleri uygulamasi olmustur”
Ögrencilerin daha önceden kadin haklari, çocuk haklari, engelli haklari ve yasli haklari konularinda çalismalarda bulunduklarini ifade eden Tunç, “Bu kez, deprem hukukunu da çalismalarimiz arasina ekledik. Yani, deprem gibi felaketlerin ardindan ortaya çikabilecek uyusmazliklarda yapilmasi gereken hususlara yönelik vatandaslarimiza temel bilgiler verdik. Deprem bölgesindeki yaralarimizi sarmak ve orada yasayan vatandaslarimizin hak kayiplarinin önüne geçerek adalete erisimi daha da güçlendirmek amaciyla attigimiz adimlardan biri hukuk klinikleri uygulamasi olmustur” ifadelerine yer verdi.
Hukuk egitimi alaninda kaliteyi artirmaya yönelik reform yaptiklarini ifade eden Tunç sunlari söyledi:
“Egitim kalitesini akademisyen kadrosunu güçlendirerek hukuk egitiminin özellikle lisans düzeyinde çok daha kaliteli olmasi noktasindaki çalismalarimizi sürdürüyoruz. Tabi hukuk fakültesi bittikten sonraki sürecini önemsiyoruz. Hukuk fakültesini tamamlayan bir kardesimizin artik bundan sonra bir ön elemeden geçmesi gerekiyor hukuk fakültesini tamamlayan bir kardesimiz artik 2024 yilindan itibaren hukuk meslekleri giris sinavina girmeden avukatlik stajina baslayamayacak hakim savci yardimciligi sinavina giremeyecek dolayisiyla hukuk mesleklerine giris sinavini önemsiyoruz.”
“Geçen yil 12 milyon dava sonuçlanmis ve karar verilmis”
Tek gayelerinin adaletin tecellisini en layik sekilde ortaya çikarmak oldugunu belirten Bakan Tunç, “Son zamanlarda özellikle adalete güveni sarsmak devlete güveni sarsmak için bir takim kötü örnekler öne çikarildi. Geçen yil 12 milyon dava sonuçlanmis ve karar verilmis. 12 milyon davanin sonuçlandigi bir ülkede birkaç hatali karar öne çikarilarak bütün yarginin töhmet altinda birakildiginda üzülerek görüyoruz. Tabii ki hatali kararlar yargi içerisinde olabilir bunun düzeltilmesi mekanizmasi da elbette ki yargin içerisinde var. Biz iki dereceli sistem istinaf sistemine 2016’dan beri devreye koyduk. Istinaf var, temyiz var, bireysel basvuru hakki var, Avrupa Insan Haklari Sözlesmesinden dogan haklar var. Dolayisiyla bu süreç içerisinde yarginin hatali kararlari elbette ki yine yargi içerisinde düzeltilebilir ama birkaç karari cimbizla ortaya çikarip iste yargi böyle iste adalet böyle seklindeki karalamalarinda yargiya güveni maalesef zedelemeye yönelik bir çaba oldugunu görüyoruz buna da hiçbir zaman müsaade etmeyiz” dedi.
“Demokrasinin yaninda duran, milli iradenin yaninda duran bir yargi sistemimiz vardir”
Geçmis dönemdeki yargilanmalari hatirlatan Bakan Tunç, “Özellikle Türk yargi sisteminin ne tür süreçlerden geçtigini hepimiz görmemiz gerekiyor. Özellikle 1960 darbesi gerçeklestiginde darbeciler mesru hükümeti silah zoruyla devirdiginde, demokrasiye darbe vurdugunda, o günün yargisi nerede durmustur. Genç hukukçularimizin bunu görmesi lazim, bunu hatirlamasi lazim. O günün hukukçulari darbe magdurlarinin hakkini savunmamistir, darbecileri yaninda durmustur. Yine 12 Eylül’de de ayni sekilde, 28 Subat’ta da ayni sekilde hep darbe magdurlari yargilanmis ve idama mahkum edilmistir. Ama darbecilerin yaninda duran, onlara anayasa yazan hukukçular vardir. Böyle sinavlardan geçmistir Türk yargisi. Ama 15 Temmuz’a gelindiginde darbecilerin yaninda degil darbe magdurlarinin hakkini savunan, darbecileri millet adina sorusturan bir yargiyla karsi karsiya kaldi. Demokrasinin yaninda duran, milli iradenin yaninda duran bir yargi sistemimiz vardir, biraz da hazmedilemeyenin bu oldugunu görüyoruz” ifadelerine yer verdi.
Adalet Bakani Yilmaz Tunç’un hitaplarinin ardindan program fotograf çekimiyle sonlandi.
Kaynak: İHA
Töreni hukuk fakültesi ögrencileri de takip etti.
Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekani Prof. Dr. Muharrem Özen, Israil’in Filistin’e yaptigi saldirilara iliskin, "Hastanelerin ve mülteci kamplarinin bombalanmasi uluslararasi hukuka aykiridir. Israil’in bu eylemleri, uluslararasi ceza mahkemesince soykirim niteligindedir. Baskenti Kudüs olan ve 1967 öncesi sinirin esas alindigi bagimsiz bir Filistin devletinin kurulma vakti gelmistir. Bir an önce ateskes ilan edilmeli. Açliga, susuzluga ve her türlü yardima muhtaç kalan sivillerin magduriyeti giderilmeli" dedi.
Hukuk kliniklerine iliskin de bilgi veren Dekan Özen, dünyada çok az üniversitede bulunan klinikler araciligiyla, toplumun dezavantajli hukuki bilgiye ihtiyaç duyan kesimine ulasmayi amaçladiklarini aktardi.
Adalet Bakani Tunç, konusmasinin basinda ögrencilerle, gelecegin hakimleriyle, savcilariyla, avukatlariyla, hukukçulariyla birlikte olmaktan memnuniyet duydugunu dile getirdi. Bakan Tunç, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesinin köklü bir tarihi oldugunu ve nitelikli egitimi sayesinde de kalitesinden söz ettirdigini belirtti.
“Adalet kavramini, sizin oturdugunuz siralarda tanidik”
Adalet kavrami hakkinda konusan Bakan Tunç, “Okulumuzun yetistirdigi ögrenciler, derslere katilan ögretim görevlileri, bugüne kadar ortak bir hukuk egitimi mirasi olusturdular. Inaniyorum ki, burada olan birçok kardesimiz de ileride çok iyi yerlere gelecek, vatanimiza, milletimize faydali islere imza atacaktir. Adalet kavramini tam olarak, sizin oturdugunuz siralarda tanidik. Ögrendik ve degerini özümsedik. Neden adaletin mülkün temeli oldugunu bu siralarda içsellestirdik. ’Insani yasat ki devlet yasasin’ idealindeki, insani yasatmanin yolunun adaletten geçtigini hukuk fakültelerindeki kiymetli hocalarimizdan ögrendik” dedi.
“Hukukçu kimligimizden taviz vermememiz gerekiyor”
Adalete olan bagliliktan ödün verilmemesi gerektigini vurgulayan Bakan Tunç, “Nerede olursak olalim, hangi görevi yapiyorsak yapalim, taviz vermememiz gereken sey hukukçu kimligimiz olmalidir. Adalete olan bagliligimizdan hiçbir sekilde ödün vermememiz gerekir. Hukukçu olmak; dili, irki, dini, inanci ne olursa olsun herkese esit sekilde davranmayi gerektirir. Sizlerin de bu bilinçle hareket ederek çiktiginiz bu yolu basariyla taçlandiracaginiza eminim” diye konustu.
Dünyanin dört bir yaninda meydana gelen olaylarda yasanan adaletsizliklere, esitsizliklere taniklik ettiklerini ifade eden Tunç, Filistin’de planli bir sekilde yürütülen kiyimlara sahit olduklarini söyledi.
Adaleti amasiz, fakatsiz herkes için esit bir kavram olarak ögrendiklerini söyleyen Bakan Tunç, geçmisten aldiklari mirasin böyle oldugunu, devredecekleri mirasinda bu sekilde olacagini ifade etti.
Hukuk kliniklerinin önemi ve faydalari hakkinda konusan Bakan Tunç su ifadelere yer verdi:
“Atmis oldugumuz adimlardan biri, hukuk egitimindeki önemli bir uygulama modeli olan hukuk klinikleri projesidir. Hukuk klinikleri; ögrencilere teorik bilgileri pratige dönüstürme firsati sunan, hukuki becerilerin gelistirilmesine odaklanan önemli bir egitim modelidir. Hukuk klinikleri ile hukuk fakültesi ögrencileri, adliyelerde hâkim ve savcilarla bir araya gelerek teoride ögrendiklerini uygulamada pekistirme firsatina, daha meslek hayatina baslamadan, ögrenciyken sahip oluyor. Bu klinikler sayesinde, ögrenciler gerçek hukuki sorunlarla yüzlesiyor ve bu sorunlari çözme yetenegi kazaniyor. Ayni zamanda ögrenciler; mahkeme içindeki davranislar, müzakere becerileri, hukuki arastirma, yazma pratigi ve dava hazirligi gibi konularda gerçek hayatta karsilasilan sorunlarla nasil bas edeceklerini ögreniyorlar. Böylece bu klinikler, gelecegin hukukçularinin; donanimli ve etkili birer hukukçu olmasina önemli katkilar sunuyor.”
Adalet Bakani Yilmaz Tunç, 13 Kasim 2023 tarihinde hukuk fakültesi egitim gören 260 ögrencinin teoride aldiklari bilgileri adliyelerde tecrübe ettiklerini söyleyerek, “Ankara Bati Adliyesi, Malatya Adliyesi, Gaziantep Adliyesi ve Adana Adliyesi ile is birligi halinde Ankara Üniversitesi, Inönü Üniversitesi, Gaziantep Üniversitesi ve Çukurova Üniversitesi Hukuk Fakültelerinden ögrencilerimizle bir yola çiktik” dedi.
“Adalete erisimi güçlendirmek için attigimiz adimlardan biri hukuk klinikleri uygulamasi olmustur”
Ögrencilerin daha önceden kadin haklari, çocuk haklari, engelli haklari ve yasli haklari konularinda çalismalarda bulunduklarini ifade eden Tunç, “Bu kez, deprem hukukunu da çalismalarimiz arasina ekledik. Yani, deprem gibi felaketlerin ardindan ortaya çikabilecek uyusmazliklarda yapilmasi gereken hususlara yönelik vatandaslarimiza temel bilgiler verdik. Deprem bölgesindeki yaralarimizi sarmak ve orada yasayan vatandaslarimizin hak kayiplarinin önüne geçerek adalete erisimi daha da güçlendirmek amaciyla attigimiz adimlardan biri hukuk klinikleri uygulamasi olmustur” ifadelerine yer verdi.
Hukuk egitimi alaninda kaliteyi artirmaya yönelik reform yaptiklarini ifade eden Tunç sunlari söyledi:
“Egitim kalitesini akademisyen kadrosunu güçlendirerek hukuk egitiminin özellikle lisans düzeyinde çok daha kaliteli olmasi noktasindaki çalismalarimizi sürdürüyoruz. Tabi hukuk fakültesi bittikten sonraki sürecini önemsiyoruz. Hukuk fakültesini tamamlayan bir kardesimizin artik bundan sonra bir ön elemeden geçmesi gerekiyor hukuk fakültesini tamamlayan bir kardesimiz artik 2024 yilindan itibaren hukuk meslekleri giris sinavina girmeden avukatlik stajina baslayamayacak hakim savci yardimciligi sinavina giremeyecek dolayisiyla hukuk mesleklerine giris sinavini önemsiyoruz.”
“Geçen yil 12 milyon dava sonuçlanmis ve karar verilmis”
Tek gayelerinin adaletin tecellisini en layik sekilde ortaya çikarmak oldugunu belirten Bakan Tunç, “Son zamanlarda özellikle adalete güveni sarsmak devlete güveni sarsmak için bir takim kötü örnekler öne çikarildi. Geçen yil 12 milyon dava sonuçlanmis ve karar verilmis. 12 milyon davanin sonuçlandigi bir ülkede birkaç hatali karar öne çikarilarak bütün yarginin töhmet altinda birakildiginda üzülerek görüyoruz. Tabii ki hatali kararlar yargi içerisinde olabilir bunun düzeltilmesi mekanizmasi da elbette ki yargin içerisinde var. Biz iki dereceli sistem istinaf sistemine 2016’dan beri devreye koyduk. Istinaf var, temyiz var, bireysel basvuru hakki var, Avrupa Insan Haklari Sözlesmesinden dogan haklar var. Dolayisiyla bu süreç içerisinde yarginin hatali kararlari elbette ki yine yargi içerisinde düzeltilebilir ama birkaç karari cimbizla ortaya çikarip iste yargi böyle iste adalet böyle seklindeki karalamalarinda yargiya güveni maalesef zedelemeye yönelik bir çaba oldugunu görüyoruz buna da hiçbir zaman müsaade etmeyiz” dedi.
“Demokrasinin yaninda duran, milli iradenin yaninda duran bir yargi sistemimiz vardir”
Geçmis dönemdeki yargilanmalari hatirlatan Bakan Tunç, “Özellikle Türk yargi sisteminin ne tür süreçlerden geçtigini hepimiz görmemiz gerekiyor. Özellikle 1960 darbesi gerçeklestiginde darbeciler mesru hükümeti silah zoruyla devirdiginde, demokrasiye darbe vurdugunda, o günün yargisi nerede durmustur. Genç hukukçularimizin bunu görmesi lazim, bunu hatirlamasi lazim. O günün hukukçulari darbe magdurlarinin hakkini savunmamistir, darbecileri yaninda durmustur. Yine 12 Eylül’de de ayni sekilde, 28 Subat’ta da ayni sekilde hep darbe magdurlari yargilanmis ve idama mahkum edilmistir. Ama darbecilerin yaninda duran, onlara anayasa yazan hukukçular vardir. Böyle sinavlardan geçmistir Türk yargisi. Ama 15 Temmuz’a gelindiginde darbecilerin yaninda degil darbe magdurlarinin hakkini savunan, darbecileri millet adina sorusturan bir yargiyla karsi karsiya kaldi. Demokrasinin yaninda duran, milli iradenin yaninda duran bir yargi sistemimiz vardir, biraz da hazmedilemeyenin bu oldugunu görüyoruz” ifadelerine yer verdi.
Adalet Bakani Yilmaz Tunç’un hitaplarinin ardindan program fotograf çekimiyle sonlandi.