Yarim Asirlik Dolandiricilik Davasinda Sona Dogru

Yalova’da 1969 yilinda yasanan ve dönemin gazetelerine manset olan yarim asirlik emlak dolandiriciligi davasinda sona yaklasildi.

Yarim Asirlik Dolandiricilik Davasinda Sona Dogru
Akillara durgunluk veren dolandiricilik 1969 yilinda Istanbul-Yalova hattinda yasandi. Emlak alim satim isleri ile ugrasan dönemin büyük isadami Salih Peynirci, iddiaya göre Çinarcik’ta yaklasik 200 dönümlük bir arsanin satisi sirasinda BEDEL AÇISINDAN dolandirildi. NATO subayi kiligina giren dolandiricilar, Salih Peynirci’ye “NATO’ya satacagiz” diyerek araziyi fahis fiyattan satin almasini sagladi. Araziyi aldiktan bir süre sonra dolandirildigini anlayan Peynirci, polise basvurdu. Polis zanlilarin yakalanmasi için kirmizi bülten çikarip çalisma baslatsa da 4 zanli, ortadan kayboldu. Akillara durgunluk veren dolandiricilik hikayesi, o dönem gazetelerin bas sayfalarinin mansetlerine de konu oldu. Aradan geçen yillar boyunca zanlilarin izini bulamayan isadami Salih Peynirci de bir süre sonra vefat etti.

Ancak Salih Peynirci ile ayni adi tasiyan torunu Salih Peynirci 50 yil aradan sonra evlerine gelen tebligatla tekrar hukuk mücadelesi baslatti. Yaklasik 30 milyon dolar degerindeki arazinin baska kisilerin üzerine geçirilmeye çalisildigini anlayan Peynirci, avukati araciligiyla tapu tescil davasi açti. Peynirci’nin hukuk mücadelesi devam ediyor.

Yarim asirlik dolandiricilik davasi hakkinda bilgi veren Salih Peynirci’nin avukati Hasan Türkmen, yasanan süreci anlatti.

Söz konusu arazinin 1969 yilinda Salih Peynirci tarafindan satin alindigini söyleyen Türkmen, “Salih Peynirci’yi bir grup ‘Çinarcik’ta yaklasik 200 dönümlük bir yer var burayi NATO alacak, NATO karargahi olarak kullanilacak’ diyerek kandirilip çok fahis bir fiyata o dönem için satmis. Benim müvekkilimin dedesi de daha sonra buraya bir ipotek koydurmus. 4 milyon 700 bin lira o dönemin parasiyla bavullarla para tasinmis ve ipotek koyarak arsa o dönemde 19 yasinda olan Nurettin Aydin’a emanetçi olarak birakilmis. Salih Peynirci NATO’nun böyle bir arazi aramadigini tespit edince arazinin kiymeti açisindan dolandirildigini ve kandirildigini anlamis. Bunun üzerine polise gitmis, savciliga gitmis, müvekkilin dedesi o zaman için gayrimenkul alim satim yapan güçlü zengin birisi, özel bir ekip kurularak bir az önce gazetede gösterdigim gibi 1969 yilinin gazetesinde de konu olmus. Ciddi bir sekilde aramislar fakat bu dolandiricilar kaçtigi için yapacak bir sey olmamis ve pesini birakmis müvekkilin dedesi. Arsa vekalet verilen Nurettin Aydin’in üzerinde kalmis” ifadelerini kullandi.

Geçen yillarin ardindan söz konusu arazinin bir bölümünün orman alaninda kaldigini ve tesadüfen gönderilen bir tebligat sayesinde arazinin varligindan haberdar olduklarini anlatan Türkmen, “Aradan 50 yil geçmis. Orman Genel Müdürlügü tebligatiyla arazinin tapusuna sahip olarak görülen Nurettin Aydin durumdan haberdar olmus. Hala arazinin kendi üzerinde oldugunu fark etmis. Orada hala 200 dönümün kendisine ait oldugunu görünce bu sefer burayi nasil degerlendiririm derken etrafina baska bir çete üsüsmüs. Tapu sahibinin elinden çok ucuz bir miktara kendi üzerlerine geçirmek için isleme baslamislar. Vekaletler almislar, avukatlar tutmuslar ve bu kisiyi ikna etmek için de arazinin 500 de biri gibi cüzi bir para vermisler. Bu kisiler Vekaletleri almaya çalisirken bakmislar ki ipotek var. Bizim müvekkilimizin dedesinin koydurdugu ipotek. Bu ipotegi kaldirmak için basvurduklarinda bizim müvekkiller torunlar haberdar olmus. Bundan sonra biz hukuki mücadeleyi baslattik. Gittik davalar açtik. Hakkimizi aramaya çalistik. Üzerlerine tedbir koyduk. Buralar her ne kadar ipotek olsa da aslinda burasi gerçekte Salih Peynirci’ye satilmistir gibi gerekli savunmalarimizi yaptik. Bu tedbir konulunca karsi taraf Tapulari üzerine alamadiklari için gitmisler tapu sahibinden 15 milyonluk bir düzmece senet almislar. Gayeleri bu senedi takibe koyup süreci uzatmak ve bizim davalarimiz dolanarak hukuken öne geçerek bizim davamizi konusuz hale getirmek. Bu çete yerlerin üzerlerine haciz koydular. Daha sonra bizim davada bir terslik söz konusu oldu. Dava reddedildi. Tedbirler kaldirildi. Tedbirler kalkar kalkmaz 3 gün sonra bu yerlerin tamami bu grup tarafindan tek tek paylasildi. Grubun içerisinde is adamlari var, bunlardan biri isiklandirma sektöründe digeri ise insaat sektörün de ve 2 tane de avukat var. Biz tedbirin kalkmasi ile kaybettigimiz davayi istinaf ettik. Istinafta hakliligimizi görüp derhal tedbir konmasina karar verince yeniden üzerlerine tedbir konuldu” seklinde konustu.

Dava sürecinde tapu sahibi Nurettin Aydin’in vefat ettigini anlatan Türkmen, “Mirasçisi bir kizi var. Kizina yöneltildi dava. Bu kisiler kizindan da vekaletler almislar Öyle bir kumpas kurulmus ki kizindan vekalet alan avukatlar ayni zamanda tapulari alan avukatlar. HEM alacaklinin avukati HEM borçlunun avukati konumundalar hepsi ayni kisiler ve bunlar bir grup seklinde çalismislar. Bu iki avukat ve vekaletlerini bulunduran kisiler ile is adamlari tamaminin avukati ve vekilleri ve bu vekilleri ayni zamanda mirasçi kizin avukati böyle dolanma olayi var ve çok sayi da muvaazali is ve islemleri var. Biz davayi istinaftan bozup dosya yeniden yerel mahkemeye geldiginde ve üzerlerine bizim tedbirlerimiz yeniden kondugunda biz davalari yeni maliklere yönelttigimizde olay biraz daha karisti.

Bu arada isin diger ilginç ve kitaplara konu olacak kismi ise itirafçi olup tüm kumpasi belgeleri ile ortaya koyan mirasçi bu kiz yetistirme yurdunda büyümüs ve mutlaka ciddi acilar çekmis ve babasiyla çok irtibati olmamis sanirim. Babasin üzerindeki arazileri ele geçirmeye çalisan çete bu kizin üzerine yüklenince kiz adalet duygulariyla hareket ederek mahkemede her seyi anlatti. ’Babam 50 yil sonra ormanin tebligati ile burayi ögrendikten sonra bir takim yine paralar kopartmak için bu kisilerle anlasmis’ diyerek tüm olaylari anlatti Bunlar mahkemede çikti ‘ben davayi kabul ediyorum durum bu sekilde olmustur bu arazilerin tapusu Salih Peynirci’ye aittir’ diye söyledi.

Bunu yapinca su anki grup babasindan kaynakli bir icra takip karari var demistim ya mirasçi olarak kiza yönlendirdiler. Kiz dogrulari söyleyince kizin evine arabasina haciz koydular. Baski yaptilar. Beyanlarini geri almasini söylediler. Tekrar yanlarina çekmeye çalistilar. Kiz onlara uymadi davamiz bu sekilde devam ediyor. 50 yil sonra ben diyebilirim ki hak hiçbir sekilde kaybolmuyor. Dedenin hakki bile olsa bu bir sekilde 50 yil sonra torunu tarafindan ortaya çikip geri geliyor. Hayirlisiyla tapularimizi alacagiz” diye konustu.

Kaynak: İHA