Eskisehir Il Saglik Müdürü Prof. Dr. Ugur Bilge;

Eskisehir Il Saglik Müdürü Prof. Dr. Ugur Bilge, 15 Eylül Dünya Lenfoma Günü’ne dair açiklama yaparken, lenfomalarin görülme sikliginin erkeklerde yüz binde 6,9 ile kanserler arasinda yedinci sirada iken kadinlarda yüz binde 5,2 ile sekizinci sirada bulundugunu söyledi.

Eskisehir Il Saglik Müdürü Prof. Dr. Ugur Bilge;


Lenfomanin, lenf sisteminden kaynaklanan kanserlerin ortak adi oldugunun altini çizen Müdür Bilge su ifadeleri kullandi:

“Birçok alt tipten olusur ve çok farkli davranis özellikleri gösterebilen bir hastalik grubudur. Bilinen 35 türü bulunan lenfoma, hem çocuklarda hem de eriskinlerde görülebilen bir hastaliktir. Hastalik, lenfatik yapilardaki normal hücrelerin yerinde anormal sekilleri, ya da hizli bölünme özellikleri olan hücrelerin ortaya çikmasi ile gelisir. Lenfomalarin görülme sikligi, erkeklerde yüz binde 6,9 ile kanserler arasinda yedinci sirada iken kadinlarda yüz binde 5,2 ile sekizinci sirada bulunmaktadir. Çok daha seyrek olarak çocuklarda da görülebilmektedir. 0-14 yas erkek çocuklarda milyonda 24, kiz çocuklarinda ise milyonda 11,4 sikliginda görülmekte ve hem erkek hem de kiz çocuklarinda üçüncü sirada yer almaktadir. Lenfomalarin genel olarak 80’den fazla alt tipi vardir ve her birinin klinik tedavisi de farklilik gösterir. Lenfomaya neyin sebep oldugu kesin olarak açikliga kavusturulamamis olmakla birlikte arastirmacilar, bazi risk faktörlerini belirlemislerdir.”

“Vakalarin çogu 60 yas ve üstü kisilerde görülmektedir”

Lenfomanin birçok risk etkeni oldugunu vurgulayan Müdür Bilge, sözlerine söyle devam etti: “Yaslanmak, genel olarak lenfoma için önemli bir risk faktörüdür ve vakalarin çogu 60 yas ve üstü kisilerde görülmektedir. Genel olarak erkeklerde lenfoma görülme riski kadinlardan daha yüksekse de bazi alt tipler kadinlarda daha sik görülebilmektedir. Beyaz irkta lenfoma görülme ihtimali daha yüksektir. Amerika Birlesik Devletleri ve Avrupa en yüksek lenfoma oranlarina sahip bölgeler arasindadir. Bazi lenfoma türleri, dünyanin bazi bölgelerinde daha yaygin görülen birtakim enfeksiyonlarla iliskili kabul edilir. Lenfomali birinci derece bir akrabaya (ebeveyn, çocuk, kardes) sahip olmanin, lenfoma gelistirme riskini artirabilecegi kabul edilir. Bazi arastirmalar, benzen ve yabani ot ve böcek öldürücü maddeler gibi kimyasallara maruz kalmanin lenfoma riskini artirdigini düsündürmektedir. Kanser tedavisinde kullanilan bazi ilaçlarin da Hodgkin disi lenfoma riskini artirdigi gözlenmistir. Ancak bu durumun hastaligin kendisiyle mi ilgili yoksa tedavinin bir etkisi mi oldugu tam olarak belirlenememistir. Atom bombasi ve nükleer reaktör kazalarindan kurtulanlar üzerinde yapilan arastirmalar, bu kisilerin NHL, lösemi ve tiroid kanseri de dâhil olmak üzere çesitli kanser türlerini gelistirme risklerinin arttigini göstermistir. Hodgkin lenfoma gibi diger bazi kanserler için radyasyon tedavisi gören hastalarda, yasamin ilerleyen dönemlerinde NHL gelisme riski biraz artmaktadir. Bu risk hem radyasyon tedavisi hem de kemoterapi ile tedavi edilen hastalar için daha fazladir. Çesitli sebeplerle bagisiklik sistemlerini baskilayan ilaçlarla tedavi edilenler, HIV’le enfekte kisiler, bazi sendromal hastaliklara sahip olanlar gibi zayiflamis bagisiklik sistemine sahip bireylerde NHL riski artmaktadir. Romatoid artrit, sistemik lupus eritematozus, Sjögren hastaligi, çölyak hastaligi (glütene duyarli enteropati) ve diger bazi otoimmün hastaliklar, artan NHL riski ile iliskilendirilmistir. Insan T-hücresi lenfotropik virüsü (HTLV-1) ile enfeksiyon, Epstein-Barr virüsü (EBV) ile enfeksiyon, insan herpes virüsü 8 (HHV-8), Helicobacter pylori, Chlamydophila psittaci, Campylobacter jejuni, Hepatit C virüsü (HCV) ile enfekte olmus kisilerde lenfoma görülme riskinin arttigi gözlemlenmektedir. Diger birçok kanserde oldugu gibi bazi çalismalar asiri kilolu veya obez olmanin NHL riskini artirabilecegini düsündürtmektedir. Nadir olmakla birlikte, meme implanti olan bazi kadinlarda bir tür anaplastik büyük hücreli lenfoma (ALCL) gelistigi gözlemlenmektedir.”

“Lenfomanin tanisinda en önemli basamaklar ayrintili öykü ve fizik muayenedir”

Lenfomanin tipine ve vücutta nerede olduguna bagli olarak birçok farkli belirti ve semptom görülebilecegini dile getiren Bilge, bazen büyük boyutlara ulasincaya kadar herhangi bir belirti ortaya çikmayabilecegini söyledi.

Belirtilerden bir veya daha fazlasinin varligi, mutlaka lenfoma oldugu anlamina gelmedigini aktaran Bilge, “Sayilan belirtilerin varligi halinde hekiminize basvurmaniz yerinde olacaktir. Bacaklarda ve bileklerde siskinlik, karin agrisi ve karinda siskinlik, gece terlemeleri ve ates, istah veya kilo kaybi, titreme, normal olmayan kasinti, bitkinlik, aci veya normalde olmayan fiziksel his, normal olmayan yorgunluk ve enerji kaybi, kronik öksürük, nefes darligi, bademciklerin sismesi ve bas agrisi. Maalesef lenfomalar için erken tespite yönelik kabul edilmis bir tarama metodu bulunmamaktadir. Bu nedenle kisilerin lenfoma belirtisi olabilecek belirtileri bilmeleri ve bu belirtileri tespit etmeleri durumunda bir saglik kurulusuna basvurmalari büyük önem tasimaktadir. Lenfomanin tanisinda en önemli basamaklar ayrintili öykü ve fizik muayenedir. Öykü ve muayenede süpheli bulgularin tespit edilmesi durumunda lenf nodu biyopsisi, kemik iligi biyopsisi, görüntüleme tetkikleri, kan sayimi, kan testleri, biyokimyasal incelemeler gibi ek tani metotlarina basvurulur. Hastaligin türlerine göre farkli tedavi yöntemleri mevcuttur. Kemoterapi, radyoterapi gibi klasik tedavi metotlarina ek olarak uygun hastalarda biyolojik tedaviler (monoklonal antikorlar), kök hücre nakli gibi yöntemlere de basvurulabilmektedir. Biyopsi ve hastaligin durumunu tespit amaçlari disinda, cerrahi lenfoma tedavisinde nadiren kullanilmaktadir” dedi.

Kaynak: İHA