'Dogru Besinler Tiroid Fonksiyonunu Iyilestirmeye Ve Semptomlari En Aza Indirmeye Yardimci Olabilir'

Medicana Kadiköy Hastanesi Iç Hastaliklari Uzmani Uzm. Dr. Semiha Kaplan Ayaydin, Tiroid hastalari için beslenmenin püf noktalari hakkinda bilgiler verdi. Bazi yiyecekleri yemenin veya bazilarindan kaçinmanin hipotiroidi olan kisilerde tiroid fonksiyonunu tamamen iyilestirecegine dair kesin kanit olmadigini söyleyen Uzm. Dr. Semiha Kaplan Ayaydin, bazi diyet degisikliklerinin tiroid hormonunun gerektigi gibi çalismasina yardimci olabilecegini söyledi.

Uzm. Dr. Semiha Kaplan Ayaydin, "Öncelikle, dogru besinler ve ilaç kombinasyonu tiroid fonksiyonunu iyilestirmeye ve semptomlari en aza indirmeye yardimci olabilir. Mevsim meyve ve sebzelerine, saglikli yaglara, protein kaynaklarina ve lifli karbonhidratlari içeren yiyeceklerin daha çok tüketilmesi gerekiyor" dedi.



"Iyot sart ama sanilanin aksine deniz tuzunda iyot yok"

Tiroid hormonu üretimi için, dolasimda diyet yoluyla veya takviyelerle alinan yeterli seviyelerde iyodür gerektirdigini söyleyen Uzm. Dr. Semiha Kaplan Ayaydin, "Yetersiz iyot, bir kisiyi hipotiroidizm gelistirme veya kötülestirme riski altina sokar. Ulusal Akademiler Tip Enstitüsü, yetiskinlerin günde 150 g iyot almasini tavsiye ederken, hamile ve emziren kadinlara daha yüksek miktarlar tavsiye edilir (sirasiyla 220 g / gün ve 290 g / gün). Yaygin diyet iyot kaynaklari arasinda iyotlu tuz, deniz ürünleri (deniz yosunu ve balik dahil) ve bazi ekmekler ve tahillar bulunur. Deniz tuzunun ismine ragmen dogal olarak iyot içermedigine dikkat etmek önemlidir. Iyot seviyeleri bir kisinin idrarinda veya kaninda ölçülebilmesine ragmen seviyeler yalnizca son birkaç gündeki iyot içerigini yansitacagi için pek bir faydasi yoktur. Çok fazla iyot almak, fazla iyot (iyot kaynakli hipotiroidizm) veya asiri tiroid hormonu (iyot kaynakli hipertiroidizm) sonucu tiroidin fonksiyonun bozulmasina neden olur. Bu nedenle, Amerikan Tiroid Dernegi günlük doz basina, 500 g iyot içeren takviyelerden kaçinilmasini önermektedir" diye konustu.



Genel olarak lahana, brokoli ve karnabahar gibi guatrojen olarak adlandirilan besinlerin tiroid hormonu üretimini azaltacagi için tüketiminden kaçinilmasi gerektigi söyleyen Uzm. Dr. Semiha Kaplan Ayaydin, "Daha yakin tarihli klinik çalismalar, bu saglikli yiyecekleri yemeyi tamamen birakmaya kesinlikle gerek olmadigini dogrulamaktadir. Makul miktarlarda turpgil sebzelerden dengeli bir diyet öneriyoruz. Sorunun turpgil sebze tüketimi ve tiroid sagligi açisindan neyin makul olduguna dair çok az kanit olmasidir" seklinde konustu.



Uzm. Dr. Semiha Kaplan Ayaydin, sözlerine söyle devam etti: "Soya ürünleri, östrojen benzeri etkileri nedeniyle diyetle soya aliminin hipotiroidizm riskini artirabilecegi öne sürülmüstür. Yetiskin hastalarimiza makul, normal miktarda soya tüketiminin genellikle güvenli oldugunu tavsiye ederiz. Hipotiroidizmli bir hasta tiroid hormon ilaçlari ile tedavi ediliyorsa soyadan tamamen kaçinmak için hiçbir neden yok. Selenyum, tiroid hormonu metabolizmasi için önemli bir mikro besin oldugu söyleniyor. ABD’de erkeklerde ve hamile olmayan, emzirmeyen kadinlarda selenyum için önerilen günlük selenyum miktari 55 g’dir. Selenyumun en zengin diyet kaynaklari deniz ürünleri ve sakatat etleridir. ABD diyetindeki tipik kaynaklar ekmekler, tahillar, et, kümes hayvanlari, balik ve yumurtadir. Bazi çalismalar, otoimmün tiroid hastaliginda selenyum takviyesinin yararli olabilecegini öne sürüyor. Çünkü düsük seviyeler, guatr ve tiroid nodülleri için artan risklerle iliskilendirilmistir. Bununla birlikte, selenyum almanin tiroid fonksiyonuyla olan iliskisi belirsizligini korumaktadir. Tiroid hastaligina fayda saglamak amaciyla hastalarimiza genel olarak selenyum takviyesi önermiyoruz ama tiroid bezi fazla çalisan graves hastalarinda bir istisna oldugunu bazen gözlerde büyüme yapan bu rahatsizlikta selenyum takviyesi yasam kalitesini ve göz hastaliginin seyrini iyilestirebiliyor. Avrupa Tiroid Dernegi ve Avrupa Graves Orbitopatisi Grubu, bu tür hastalar için 6 aylik bir kurs olarak günde 200 mg öneriyor. Tiroid hormonunun sentezinde daha önce önemli yere sahip oldugu söylenen çinko, bakir, magnezyum, florür, glütensiz beslenmenin tiroid hastaligi olan veya olmayan hastalarin sagliginda bir rol oynayip oynamadigina dair hiçbir veri yoktur. Sizdiran bagirsak sendromunun, sekersiz bir diyetin veya probiyotik kullaniminin tiroidi etkileyip etkilemedigine dair kesin bir veri de yoktur. Hashimoto tiroiditi olan ve olmayan hastalar arasindaki gida tüketim aliskanliklarindaki farkliliklari arastiran yeni bir çalisma, Hashimoto tiroiditi olan hastalarin daha fazla hayvansal yag ve islenmis et yemeye egilimli oldugunu, buna karsin bu rahatsizligi olmayanlarin daha fazla kirmizi et, tam tahil ve bitki yemeye egilimli oldugunu buldu. Son olarak, kahve ve çayin tiroid kanseri riski üzerinde hiçbir etkisi olmadigi görülmektedir ancak kahve hipotiroidizm tedavisi gören kisilerde oral emilimi azaltmaktadir. Çesitli tiroid hastaliklari için önleyici veya tedavi edici bir ajan olarak D vitamininin potansiyel faydasi belirsizligini korumaktadir".