Agrili Egitimci Yazar Ibrahim Altun Marmara Üniversitesi'nde Gençlerle Bulustu
Agrili Egitimci Yazar Ibrahim Altun Marmara üniversitesinin davetlisi olarak gittigi Istanbul’da Marmarali gençlerle bulustu.
Üniversitenin Göztepe kampüsünde bulunan Hukuk Fakültesi Salonunda verilen konferansta Marmarali gençler, edebi yad etti. Gayet samimi ve güzel bir havada gerçeklesen konferansta okuma ve yazmanin insana ve topluma olan etkisi bununla birlikte bireyin insanlasma sürecinde kitabin rolü ve önemi konusuldu.
Egitimci Yazar Ibrahim Altun’un aydin kimdir? ve kime aydin denilebilir? Sorularina verdigi cevap ise son derece dikkat çekiciydi.
“Aydinlar, toplumun hissel ve düsünsel hastaliklarini gören teshis eden ve tedavi etmek için didinen doktorlar gibidir” diyen Altun, “Gerçek aydin, bulundugu toplumu yürüten, ilerleten, ayakta tutan ayakkabilardir. Aydin insan, içinde oldugu toplumu her türlü çamurdan, tastan, tozdan, dikenden koruyarak yürütür, ilerletir. Toplumu yürütmeyen, onlari ilerilere tasimayan birine nasil aydin denilebilir ki? Ayakkabilar, yük tasiyandir; yükü tasinan degildir asla. Gerçek bir aydin, basa taç edilmeyi beklemez; zira bastaki taç, basa yüktür. Oysa aydin, yük olan degil yük alandir.
Aydin olmanin en temel sarti, daha yolun basindayken ayakkabi olmayi tercih etmektir. Unutulmamalidir ki her ayakkabinin kaderi toza, çamura bulanmaktir, ezilmektir, çignenmektir, yipranmaktir ve hep disarda birakilmaktir. Siz ayakkabisina tesekkür eden birini hiç gördünüz mü? Ayakkabilara kimseler tesekkür etmez; ama hiç kimse ayakkabilari olmadan disari çikamaz ve yürüyemez. Ama ne yazik ki her zaman süslü, faydasiz ve basit kolyeler, deger görür ve en nadide yerlerde onlar saklanir ve kiymet görür. Yükü tasiyan ayakkabilardir; ama deger gören hep yükü tasinan degersiz süslerdir.
Diger bir husus gerçek aydin, sütün üstündeki kaymak degildir; bilakis süt bozulmasin diye dipteki atese en yakin olan ve süt kaynarken yanmasin diye kendini harcayan dipte kalan yaniktir. Sütün üstündeki kaymak ise sütten çikan özdür.
Bu yüzden süt ne ise sütün üstündeki kaymak da odur. Süt halkin kendisidir üstünde kalan kaymak o halkin yöneticileridir. Sütün altta kalan yanigi ise aydinlardir. Gerçek aydin, kaymak olmayi düsünmez. Süt de kaymak da iyi ve kaliteli olsun diye altta yanmayi tercih edendir, aydin" ifadelerini kullandi.
Istanbul’da çesitli etkinliklere de katilan Yazar Altun, ayrica Üsküdar Müftülügü Buhara Kuran kursunda hafizlik egitimi gören gençlerle de bir araya geldi.
Burada verdigi konferansla ilgilide konusan Altun, “Istanbul ziyaretimizde Üsküdar Müftülügü Buhara Kuran kursundaki hafiz kardeslerimizle de bulustuk. Hayatimin en zor ama bir o kadar da güzel konferanslarindan biri oldu. Her birinin gözleri isil isil, yüzleri piril pirildi. Onlarda gördügüm o derin ilmin büyüttügü edebi iliklerime kadar hissettim. Bu güzel gençleri yetistiren ve bizi bu güzelliklerle bulusturan basta Egitimci Yazar Halil Ibrahim Çorakli hocam olmak üzere tüm hocalarina ve onlari bu günlere getiren ebeveynlerine sonsuz tesekkürlerimi sunuyorum" dedi.
Kisa süre sonra yayinlanacak olan ilk çocuk kitabinin müjdesini de veren Altun, Agri’yi ve Agri Dagi’ni tüm dünya çocuklarina tanitacak olan "Agri Dagi Masallari" adli kitabinin basim asamasinda oldugunu söyledi.
Kaynak: İHA
Egitimci Yazar Ibrahim Altun’un aydin kimdir? ve kime aydin denilebilir? Sorularina verdigi cevap ise son derece dikkat çekiciydi.
“Aydinlar, toplumun hissel ve düsünsel hastaliklarini gören teshis eden ve tedavi etmek için didinen doktorlar gibidir” diyen Altun, “Gerçek aydin, bulundugu toplumu yürüten, ilerleten, ayakta tutan ayakkabilardir. Aydin insan, içinde oldugu toplumu her türlü çamurdan, tastan, tozdan, dikenden koruyarak yürütür, ilerletir. Toplumu yürütmeyen, onlari ilerilere tasimayan birine nasil aydin denilebilir ki? Ayakkabilar, yük tasiyandir; yükü tasinan degildir asla. Gerçek bir aydin, basa taç edilmeyi beklemez; zira bastaki taç, basa yüktür. Oysa aydin, yük olan degil yük alandir.
Aydin olmanin en temel sarti, daha yolun basindayken ayakkabi olmayi tercih etmektir. Unutulmamalidir ki her ayakkabinin kaderi toza, çamura bulanmaktir, ezilmektir, çignenmektir, yipranmaktir ve hep disarda birakilmaktir. Siz ayakkabisina tesekkür eden birini hiç gördünüz mü? Ayakkabilara kimseler tesekkür etmez; ama hiç kimse ayakkabilari olmadan disari çikamaz ve yürüyemez. Ama ne yazik ki her zaman süslü, faydasiz ve basit kolyeler, deger görür ve en nadide yerlerde onlar saklanir ve kiymet görür. Yükü tasiyan ayakkabilardir; ama deger gören hep yükü tasinan degersiz süslerdir.
Diger bir husus gerçek aydin, sütün üstündeki kaymak degildir; bilakis süt bozulmasin diye dipteki atese en yakin olan ve süt kaynarken yanmasin diye kendini harcayan dipte kalan yaniktir. Sütün üstündeki kaymak ise sütten çikan özdür.
Bu yüzden süt ne ise sütün üstündeki kaymak da odur. Süt halkin kendisidir üstünde kalan kaymak o halkin yöneticileridir. Sütün altta kalan yanigi ise aydinlardir. Gerçek aydin, kaymak olmayi düsünmez. Süt de kaymak da iyi ve kaliteli olsun diye altta yanmayi tercih edendir, aydin" ifadelerini kullandi.
Istanbul’da çesitli etkinliklere de katilan Yazar Altun, ayrica Üsküdar Müftülügü Buhara Kuran kursunda hafizlik egitimi gören gençlerle de bir araya geldi.
Burada verdigi konferansla ilgilide konusan Altun, “Istanbul ziyaretimizde Üsküdar Müftülügü Buhara Kuran kursundaki hafiz kardeslerimizle de bulustuk. Hayatimin en zor ama bir o kadar da güzel konferanslarindan biri oldu. Her birinin gözleri isil isil, yüzleri piril pirildi. Onlarda gördügüm o derin ilmin büyüttügü edebi iliklerime kadar hissettim. Bu güzel gençleri yetistiren ve bizi bu güzelliklerle bulusturan basta Egitimci Yazar Halil Ibrahim Çorakli hocam olmak üzere tüm hocalarina ve onlari bu günlere getiren ebeveynlerine sonsuz tesekkürlerimi sunuyorum" dedi.
Kisa süre sonra yayinlanacak olan ilk çocuk kitabinin müjdesini de veren Altun, Agri’yi ve Agri Dagi’ni tüm dünya çocuklarina tanitacak olan "Agri Dagi Masallari" adli kitabinin basim asamasinda oldugunu söyledi.