Berlin'deki Mevlana Camisi'nde Almanya'daki Kurumsal Irkçilik Ele Alindi
Almanya’nin baskenti Berlin’deki Mevlana Camisi’nde “Sevgi Nefretten Güçlüdür” basligi altinda düzenlenen panel ile Almanya’daki kurumsal irkçilik ele alindi.
Almanya’da Müslümanlara karsi 901 kayitli saldiri
Kuran tilaveti okunarak baslatilan panelde selamlama konusmasini Berlin Islam Federasyonu Baskani Murat Gül yapti. Gül, Almanya’da yasayan Müslümanlarin Islam düsmanligi yasadigini belirterek, internette Müslümanlara karsi kiskirtici paylasimlarin, tehdit mektuplarinin, sokakta irkçi saldirilarin ve camilere yapilan saldirilarin arttigina degindi.
Gül, resmi rakamlara göre geçen sene Müslümanlara karsi kayitlara geçen 901 saldiri oldugunu ve bu sayilarin her yil katlanarak arttigini kaydetti.
Haham Ederberg yaptigi konusmada, Yahudiligin irkçiliga bakis açisini anlatti. Ederberg, Yahudilik dinine göre insanin renginin, elinin, yüzünün ne sekilde oldugunun önemli olmadigini belirterek, “Tevrat’a göre tanri insani yaratti, kadin ve erkek olarak. Bu yaratilis tarifidir. Bundan baska insani rengine göre, kökenine göre veya cinsiyetine göre ayrim yapilmamistir“ ifadelerini kullandi.
Ederberg’in ardindan söz alan papaz Goetze ise, Almanya’da kurumsal irkçiligin oldugunu kabul etti ve Hristiyanlikta irkçiligin yeri olmadigini hatirlatti. Goetze, “Merhamet inancimizin temelidir“ ifadelerini kullanarak, insanin dogasi geregi farkli olandan korktugunu, bunun tarih boyunca her yerde böyle oldugunu aktardi.
Imam Özdil ise konusmasinda, ilk irkçinin seytan oldugunu, çünkü insandan daha degerli oldugunu iddia ettigini söyleyerek basladi.
Islam anlayisina göre çesitliligin Allah’in istegi oldugunu bilgisini veren Özdil, irkçiligin insanlari ayirdigini belirtti.
Daha sonra Almanya’da irkçi yaklasimlarin ivme kazandigini hatirlatan Özdil, “Irkçilik, bazi insanlar için günlük hayatin bir parçasi iken, digerleri için mevcut olmayan bir sey. Çünkü onlar olan biten farkinda bile degiller“ dedi.
Okullarda artan irkçiliga ve ayrimciliga da dikkat çeken imam Özdil, irkçiligin Almanya’da ne yazik ki sosyal olarak kabul edilebilir duruma geldigini aktardi.
Oturumun panel kisminda söz alan milletvekili Özdemir ise politikanin kurumsal irkçilik konusundaki konumunu anlatti ve çocuklugunda okulda yasadigi ayrimciliklardan örnek verdi.
Milletvekili Khalefeld ise, Almanya’da dini cemaatlerin irkçilikla mücadelede yardimci olmadigini iddia ederek, özellikle kilisenin irkçilik karsisinda somut tavir almadiginin altini çizdi.
“Müslümanlara karsi irkçilik toplumsal kabul görüyor“
Almanya Islam Konseyi Baskani Kesici konusmasinda Almanya’da son dönemlerde Müslümanlara karsi artan bir irkçilik ivmesinin oldugunu belirtti.
Panelden sonra yaptigi özel açiklamada günden güne irkçiligin daha da yogunlastiginin altini çizen Kesici “Her ne kadar siyasiler bunu dillendirse de yapilanlari az buluyoruz. O nedenle senede bir defa panellerle gündeme alarak insanlara duyurmaya çalisiyoruz. Din adamlari da gayet objektif bir sekilde Almanya’da irkçiligin oldugunu ve buna karsi gelinmesi gerektigini söylediler. Güzel tarafi kimse kalkip da Müslümanlara karsi yapilanlarin irkçilik olmadigini söylemedi. Yalniz çözümler biraz daha zor. Bilhassa Müslümanlara karsi yapilan irkçilik artik toplumsal bir kabul gördügünden dolayi çok da dislanmiyor. Mesela herhangi bir Yahudiye karsi yapilan irkçilik Yahudi düsmanligi oluyor. Hristiyan’a düsmanligi oluyor. Ama Müslümanlara karsi bir sey söylediginiz zaman fikir özgürlügü oluyor. Bu mentaliteyi degistirmedikten sonra irkçiliga karsi bir sey yapmak biraz zor“ ifadelerini kullandi.
Mevlana Camisinde gerçeklestirilen panele her yastan yaklasik 150 kisi katildi.