28 Subat Magduru Ögretmenlik Hayalini Kadinlara Kur'an Kerim Ögreterek Gerçeklestirdi

Burdur’da basörtüsü nedeniyle sinif ögretmenligi bölümünü tamamlayamadan okuldan uzaklastirilan Hatice Kafali, ögretmenlik hayalini Kur’an kurslarinda ögreticilik yaparak gerçeklestirdi. Kafali 2012 yilindaki aftan faydalanarak arkadaslarindan 13 yil sonra diplomasina kavustu.

28 Subat Magduru Ögretmenlik Hayalini Kadinlara Kur'an Kerim Ögreterek Gerçeklestirdi
1997 yilinda Süleyman Demirel Üniversitesi Burdur Egitim Fakültesi Sinif Ögretmenligi bölümünü kazanan Hatice Kafali (45), 28 Subat postmodern darbesi sonucunda basörtüsüyle okula alinmamaya basladi.

1 yili normal olarak tamamlayan Kafali, 2. sinifa geçtiginde ise basörtüsü nedeniyle okula alinmamayla karsi karsiya kaldi. Ögretmenlerinin istegine ragmen basörtüsünü çikartmayan Hatice Kafali, aldigi uzaklastirma cezasi nedeniyle egitimine devam edemedi. Okul sinirlari içerisine alinmadiklarini belirten Kafali, o süreçte herhangi bir dekan ve ya rektöre de ulasamadiklarini söyledi.



Kendisini en çok üzen durumun ise ayni puan ve becerilere sahip oldugu diger arkadaslarina hiç bir sey söylenmezken kendilerinin engellenmesi oldugunu belirten Kafali, “Baska sehirlerde, baska üniversitelerde yasaklar baslamisti. Burdur’da daha bir sey yoktu, Biz 1 yil herhangi bir sikinti yasamadan, hiçbir problem yasamadan döneminizi tamamladik. Asla aklimiza gelmezdi. Ilk basladigimizda üniversiteden mezun oluruz, ondan sonraki yasantimizi çalisan bir insan olarak devam ederiz diye düsünüyorduk. Zaman zaman kafamizda soru isaretleri de olusuyordu. O yasin verdigi psikoloji söyleydi, 1 yil boyunca ayni üniversiteye herkes kendi istedigi kiyafetle girip orada bulunmustu. Birçoguyla arkadas olmustuk, sikinti yasanmamisti. Diger arkadaslarinizla ayni kurallara, ayni basariya sahipken o arkadaslarina hiçbir sey söylemeyip, size iste basörtüyle sinifa girmenin yasak oldugunu, basimiz açik gelmenin bizim için daha iyi olacagini söyleyen hocalarimizla karsilastik. Bunlar hep bize uygulaniyordu. Diger arkadaslarimiza hiçbir sekilde bir zorluk çikarilmiyordu. Burasi beni çok üzmüstü. Sanki ikinci sinif vatandasiz, ne bileyim kötü bir davranis sergileyen insan konumuna düsürülüyorduk. Orasi beni o yaslarda çok üzmüstü” dedi.



"Kur’an Kurslarinda ögreticilik yaparak ögretmenlik yaptim"

2001 yilinda mezun olan arkadaslarinin atandigi haberlerini alan Kafali, okuldan uzaklastirilan arkadaslariyla kendilerinin atandigi hayalini kurduklarini söyledi.

Türkiye’nin neresinde görev yapacaklari hayallerini kurarken de çok duygulandiklarini ifade etti.

Kuran Kursu ögreticisi olan Kafali, ögretmenlik hevesini öyle giderdigini belirterek, “Elhamdülillah atlattik. O zaman tabi çok agladik. Çünkü ailemiz o zamanlar ‘Acaba açip okusan iyi mi olur ki’ gibi bazi cümleler kurardi. O da bize çok zor gelirdi, bizi sokagi atsalar belki bu kadar üzmezdi. Biz o dönemde iste okuyamadik. Her seyi bir kenara birakip çekilmedim. Önlisans okurken, disaridan Kur’an kursu hocaligi yaptim. O ögretmenlik hevesimi oralarda almis oldum. Ögrenciler olmasa da kadinlara Kur’an’i ögreterek o hevesimi gidermeye çalistim” seklinde konustu.



Arkadaslarindan 13 yil sonra diplomasina kavustu

2012 yilindaki aftan yararlandigini söyleyen Kafali, “2012 yilinda atandiktan sonrada normal af çikti. Basörtülü olarak okula gitme affimiz çikinca onu da degerlendirmek istedim. Tekrar okuluma basvurdum, devam ettim. 2012 yilinda basladim, 2014 yilinda Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi sinif ögretmenliginden mezun oldum. 2000 yilinda 2001 yilinda almam gereken egitim fakültesi diplomami 2014 yilinda elde etmis oldum. Biz elimizden geldigi kadar sabrederek bu isle rahatlatmaya çalistik. O zamanlarin psikolojisi gerçekten çok farkliydi” dedi.

Kaynak: İHA