Kuraklik Nedeniyle Barajlara Gelen Su Miktari Yilin Ilk 5 Ayinda Yüzde 50 Azaldi

GÜYAD Baskani Cem Özkök: 'Mayis sonu itibariyla Türkiye'de ana havza barajlarina gelen su miktari uzun yillar ortalamasina göre yüzde 65 daha az' 'Yilin ilk 5 aylik döneminde hidroelektrik santrallerinin toplam üretimdeki payi yüzde 21,7' 'Içinde bulundugumuz yil, 'kurak yil' olarak nitelendirilmeli ve hidroelektrik santraller desteklenmeli. Kuraklik hepimizin sorunu, çözümü kamu ve özel sektör olarak birlikte üretmeliyiz'

NURAN ERKUL KAYA - Kuraklik nedeniyle Türkiye'nin ana havza barajlarina gelen su miktari, yilin ilk 5 ayinda uzun yillar ortalamasinin yüzde 50 altinda gerçeklesti.

Türkiye'nin hidroelektrik kurulu gücü mayis sonu itibariyla 31 bin 500 megavat seviyesine yükseldi ve toplam elektrik kurulu gücünün yüzde 32'sini olusturdu.

Elektrik üretiminde hidroelektrik santrallerin payi önemli artis göstermesine ragmen, geçen yilin son aylarindan beri yasanan kuraklik nedeniyle bu santrallerin üretimdeki payi düsmeye basladi.

Yenilenebilir Enerji Yatirimcilari Dernegi (GÜYAD) Baskani Cem Özkök, AA muhabirine, Meteoroloji Genel Müdürlügü verilerine göre son 40 yilin en sicak ve kurak yilinin yasandigini ifade etti.

Mayis sonu itibariyla Türkiye'de ana havza barajlarina gelen su miktarinin uzun yillar ortalamasina göre yüzde 65 daha az oldugunu dile getiren Özkök, "Bu yilin ilk 5 ayina baktigimizda ise ana havza barajlarina gelen su miktarinin uzun yillar ortalamasinin yüzde 50 altinda oldugunu görüyoruz. Su gelisinin normal veya bol oldugu dönemlerde hidroelektrik santrallerinin elektrik üretiminde yüzde 40 pay aldigi oluyordu fakat mayis ayina baktigimizda bu santrallerin toplam elektrik üretimindeki payinin yüzde 23 seviyesinde kaldigini görüyoruz. Yilin ilk 5 aylik döneminde hidroelektrik santrallerinin toplam üretimdeki payi yüzde 21,7." bilgisini paylasti.

- "Kuraklik hidroelektrik santrallerini de derinden etkiledi"

Özkök, elektrik üretiminde hidroelektrigin payinin azalmasiyla dogal gaz santrallerinin payinin arttigini ifade etti.

Bu yilin ilk 5 aylik döneminde dogal gazin elektrik üretimindeki payinin yüzde 27'ye çiktigini aktaran Özkök, "Haziranda bu oranin yüzde 40 seviyesine yaklastigini görüyoruz." dedi.

Özkök, kurakligin en zararli fakat en az anlasilan dogal afetlerden biri oldugunu ifade ederek, söyle konustu:

"Kamu sözlesmelerinde de mücbir sebep olarak sayilan kurakligin hidroelektrik santrallerini de derinden etkiledigi bir gerçek. Aslinda, sosyo-ekonomik bir kuraklikla karsi karsiyayiz. Bu durum dikkate alindiginda, kurakligin etkilerini azaltmak için hidroelektrik santrallere destek verilmesi gerektigini düsünüyorum. Içinde bulundugumuz yil, 'kurak yil' olarak nitelendirilmeli ve hidroelektrik santraller desteklenmeli. Kuraklik hepimizin sorunu, çözümü kamu ve özel sektör olarak birlikte üretmeliyiz."

Öte yandan, Türkiye'nin rüzgar ve günes basta olmak üzere yenilenebilir enerji potansiyelinden en yüksek seviyede faydalanmasinin hem iklim degisikligi hem de cari açigi azaltmak açisindan kritik oldugunu kaydeden Özkök, rüzgar enerjisi kurulu gücünün 10 bin megavata yaklastigini animsatti.

Özkök, günes enerjisinde kapasitenin ise su anda 7 bin megavatin üzerinde oldugunu belirterek, "Çati tipi günes santrallerinin kurulumunda da istenen hiza ulasilirsa, 2023'ün ikinci yarisi gibi günes enerjisi kapasitesinde 10 bin megavat barajini geçecegimizi düsünüyorum." diye konustu.
Kaynak: AA