Kendisinden Yasça Küçük Sinif Arkadaslari Ve Hocalari Kemal Sunal'i Anlatti

Ögrenci affiyla döndügü ve yüksek lisans yaptigi Marmara Üniversitesi Iletisim Fakültesi'nden onu taniyanlar, Türk sinemasinin 'gülen ve güldüren yüzü' Sunal ile unutamadiklari anilarini paylasti Sunal'in yüksek lisans tez danismani Prof. Dr. Sükran Kuyucak Esen: 'Marmara Üniversitesi Iletisim Fakültesi Nisantasi Binasi'nin koridorlarindaki ders notu alisverisi, sinavlarda heyecanlanisi, ödevlerini hazirlarken telaslanisi ile arkadaslarindan hiçbir farki yoktu' Sunal ögrenciyken fakültede asistanlik yapan Prof. Dr. Necmi Emel Dilmen: '23 yasindayim. Yanina gidip utana sikila, 'Notlari kaldirsaniz mi?' dedim. O da, 'yillarca kopya çekmeme güldünüz, simdi buna neden kiziyorsunuz?' dedi. Karsilikli gülüstük ama sonunda notlari kaldirdi. O uyariyi gayet ciddiye aldi' Okul arkadasi Engin Yildirim: 'Filmlerde canlandirdigi gibi çok iyi bir insandi ama gerçek hayatta ciddi bir insandi' Arkadasi Ekrem Okutan: 'Kemal agabey ile son görüsmemiz vefatindan 1 gün önce idi. Bana 'Ekrem, yarin senin memlekete, Batum'a gidecegim.' demisti. Ömrü vefa etmedi'

KENAN IRTAK - Ögrenci affiyla dönerek bitirdigi ve daha sonra yüksek lisans yaptigi Marmara Üniversitesi Iletisim Fakültesi'nden hocalari ve arkadaslari, Türk sinemasinin "gülen ve güldüren yüzü" Kemal Sunal'i anlatti.

Yesilçam'da her dönem en çok izlenen filmlerin unutulmaz karakterlerinden olan Sunal, vefatinin 21. yil dönümünde yad ediliyor.

Lise egitimini 11 yilda bitirdigi Vefa Lisesi'nde tamamlayan Sunal, tiyatroya devam ederken su anki adi Marmara Üniversitesi Iletisim Fakültesi olan Gazetecilik ve Halkla Iliskiler Yüksekokulu'nda 2 yil ögrenim gördü.

Buradaki egitimini yogun tiyatro turneleri sebebiyle yarim birakan Sunal, 1992'de çikan "ögrenci affi" sonrasinda üniversitenin 2. sinifindan devam etti. Sunal, 51 yasindayken 1995'te mezun oldu.

Ünlü sanatçi, daha sonra fakültenin Radyo, Televizyon ve Sinema Bölümü'nde yüksek lisans yaparak, "Televizyon ve Sinemada Kemal Sunal Güldürüsü" baslikli bir tez hazirladi.

Lisans ve yüksek lisanstan hocalari ile bazi arkadaslari usta oyuncu Kemal Sunal'i AA muhabirine anlatti.

Sunal'in yüksek lisans tez danismani Prof. Dr. Sükran Kuyucak Esen, sanatçiyi bu çagin "Nasrettin Hocasi" olarak tanimladigini söyledi.

Sunal'in, derslerine devam eden ve ögrenmeye önem veren bir ögrenci oldugunu anlatan Esen, usta oyuncunun, Türkiye'nin en taninmis oyuncusuyken, birdenbire siradan ve dikkat çekmeyen bir ögrenci kiligina bürünebildigini belirtti.

Sunal'in ögrenciligin tüm gereklerini yerine getirdigini belirten Esen, "Marmara Üniversitesi Iletisim Fakültesi Nisantasi Binasi'nin koridorlarindaki ders notu alisverisi, sinavlarda heyecanlanisi, ödevlerini hazirlarken telaslanisi ile arkadaslarindan hiçbir farki yoktu. Hatta notlarini ögrenmek için, not bürosundaki 'Masum abi'ye dil dökmesi, çayci müstahdemlerle arkadasligi, tümüyle diger ögrenciler gibiydi. Ama diger ögrencilerden önemli bir farkiysa 'Türk Sinemasi' derslerinde, film çekimleriyle ilgili ayrintili bilgileri hocasi ve arkadaslariyla paylasmasi, yönetmen Ertem Egilmez’in setlerde yaptiklari üzerine bilgiler ve anilar aktararak, dersi renklendirmesiydi." dedi.

Esen, sinif arkadaslarinin Sunal'in kendilerinden ayri görmediklerini, ona arkadasça yaklastiklarini, onun da bu ilgiye ayni sekilde karsilik verdigini dile getirdi.

Sunal'in "kendi sinemasi" hakkinda yüksek lisans tezi yazdigina dikkati çeken Esen, söyle devam etti:

"Tezinin adi 'Televizyon ve Sinemada Kemal Sunal Güldürüsü' idi. Türk Sinemasi dersi sirasinda vize ödevi olarak, Kemal Sunal filmlerini incelemesini istemistim kendisinden. O zaman ödev kapsaminda inceledigi bu konuyu, tez konusu belirlerken hatirlatti ve Kemal Sunal filmlerini tez olarak yapmak istedigini belirtti. Sonuçta, tezde her film çözümlenmedi ama dönemin Türkiye'sinin sosyolojik yapisi ortaya konularak, bu yapida 'Kemal Sunal filmleri' konu ve kahraman tiplemesine göre gruplandirildi. Ayrica bu filmlerin yillar içinde hem sinemada hem televizyonda neden bu kadar çok izlendigi arastirildi. Kemal bey tezini, bilim insanlarinin, sanatçi ve gazetecilerin görüslerine dayandirarak yazdi. Tezini kendi filmleri üzerine yazmis olmasi, kendi sinemasi üzerinde bir degerlendirme yapmasini ve kendisine yeni hedefler çizmesini de sagladi saniyorum. "

Esen, Sunal'in hayati ciddiye alan ve asik suratli olmayan biri olduguna dikkati çekerek, halkin gözünde starlasmis olmasina ragmen onun dogal ve siradan bir yasami oldugunu sözlerine ekledi.

- Sinavda kopya çekerken yakaladi

O dönem arastirma görevlisi olan Prof. Dr. Necmi Emel Dilmen ise Sunal'in milyonlari güldüren çok ciddi bir adam oldugunu söyledi.

Sunal'In normal hayatta ciddiyet kalkaninin oldugunun dile getiren Dilmen, "Ama onun yaninda çok kivrak bir zekasi da vardi." dedi.

Dilmen, gözetmen olarak girdigi bir sinavda Sunal'i kopya çekerken gördügünü aktararak, "Ben de yeni bir asistanim, 23 yasindayim. Yanina gidip utana sikila, 'Notlari kaldirsaniz mi?' dedim. O da, 'yillarca kopya çekmeme güldünüz, simdi buna neden kiziyorsunuz?' dedi. Karsilikli gülüstük ama sonunda notlari kaldirdi. O uyariyi gayet ciddiye aldi." diye konustu.

Sunal'in hem sinif arkadaslari hem de genç hocalarla çok iyi anlastigini aktaran Dilmen, "Onlarla arada çay, kahve içerdi. Yesilçam ile ilgili çok sey anlatirdi. 'Sinema tarihi' diye bir ders aliyordu ama kendisi çok canli bir tarihti. Kemal Sunal güldürüsünün aslinda dayandigi toplumsal yapiyi iyi etüt etmisti. Yaptigi her hareketi bilinçli yapiyordu. Sadece mimikleriyle güldürü yapan bir adam degildi." ifadelerini kullandi.

- "Örnek bir sinema sanatçisi oldugu gibi, örnek bir aile babasiydi"

Üniversitedeki en yakin arkadasi Engin Yildirim, Sunal'in geç yasta üniversiteye dönerek, buradan mezun olmasinin nedeninin herkese ve özellikle gençlere örnek olmak oldugunu belirtti.

Sunal ile lisans ve yüksek lisansta ayni sirayi paylastiklarini ifade eden Yildirim, sanatçinin vefatina kadar yakin arkadas olmaya devam ettigini dile getirdi.

Yildirim, Sunal ile üniversite egitimine tekrar baslamasindan sonra tanistiklarini dile getirerek, "Filmlerdekinin aksine Kemal Sunal içine kapanik bir insandi. Filmlerde canlandirdigi gibi çok iyi bir insandi ama gerçek hayatta ciddi bir insandi. Halbuki film baska, yasam da baskaydi. Kemal abi, ciddi, az ama öz konusan bir insandi. Ancak ailesi ve yakin dostlarinin yaninda türkü söyler, sakalar yapardi. Örnek bir sinema sanatçisi oldugu gibi, örnek bir aile babasiydi. Çocuklarinin hem egitim hem sosyal açindan en iyi sekilde yetismeleri için ne gerekiyorsa yapmistir." ifadelerini kullandi.

Yildirim, Sunal'in okumayi çok sevdigini, derslere de diger tüm ögrenciler gibi çalistigini kaydetti.

Sunal'in zaman zaman telif yasasinin geç çikmis olmasindan sikayetçi oldugunu aktaran Yildirim, "Son dönem çevirdigi birkaç film ve dizi hariç telif hakkindan hiç faydalanamayan magdur sanatçilarimizdandi. Eger faydalanabilseydi telif haklari nedeniyle belki de Türkiye'nin sayili zenginlerinden biri olurdu." degerlendirmesini yapti.

- "Vefali bir dosttu"

Sunal'in lisans döneminde en yakin arkadaslarindan biri olan Ekrem Okutan, onunla okulda baslayan dostluklarinin ölümüne kadar devam ettigini söyledi.

Sunal'i zaman zaman dizi setlerinde ziyarete gittiklerini anlatan Okutan, "Bay Kamber dizisi setinde ziyaret gittik. Kemal abiyle dizi setinde dahi ders çalisirdik. Dersleri ciddiyette takip eden bir ögrenciydi." dedi.

Okutan, Sunal'in okulda herkesle diyalog kurdugunun altini çizerek, sunlari kaydetti:

"Tüm sinavlara girerdi. Iyi bir ögrenciydi. Ciddi ama espri kabiliyeti de çok yüksekti. Vefali bir dosttu. Kadiköy’den 1,5 saatte, o zamanin sartlarinda Pendik'e geldi, nikah sahidim oldu. Insan ayrimi yapmazdi asla. Kemal agabey ile son görüsmemiz ise vefatindan 1 gün önce idi. Bana 'Ekrem, yarin senin memlekete, Batum'a gidecegim.' demisti. Ömrü vefa etmedi. Aldigim en kötü haberlerden biriydi. Televizyonlar alt yazi geçerken ben çoktan hastanenin yolunu tutmustum. Birçok filmde beraber oynadigi rol arkadasi Dinçer Çekmez ile morga girdik. Kemal abi, karsimda uzaniyordu. Gözlerim doldu. Ellerini tuttum, dua okudum."

- "Ideolojik bir saplantisini görmedim"

Sunal'in lisans ve yüksek lisanstan arkadasi olan Dr. Ali Yesildal ise oyuncunun çaliskan biri oldugunu belirtti.

Sinavlar öncesi Sunal ile ders notu paylasiminda bulunduklarini kaydeden Yesildal, "Derslerine çalisip gelirdi. Muhabbet ederdik, hossohbet bir adamdi Kemal abi." dedi.

Sinavlardan önce Sunal ve diger ögrencilerle okulun yanindaki kafede oturup sohbet ettigini anlatan Yesildal, "Anlayisliydi. Türbanli kizlara karsi demokratti, hosgörülüydü. Masamiza zaman zaman türbanli arkadaslarimiz da gelirdi. Konusmaktan, muhabbet etmekten çekinmezdi. Ideolojik bir saplantisini görmedim." ifadelerini kullandi.

Lisans döneminden arkadasi Gönül Yildirim da Sunal ile daha çok sinav dönemlerinde karsilastiklarini söyledi.

Yildirim, "Ders çalisirken o da bize katilirdi. Mezun olmak için çok çalisiyordu. Ara ara bize soru sorardi. Bize karsi nazik, saygili ve güler yüzlüydü ama çok da ciddiydi." seklinde konustu.
Kaynak: AA