Cemal Bekle, Srebrenitsa'daki Soykirimi Lanetledi
Izmir Bosna-Sancak Kültür ve Yardimlasma Dernegini ziyaret eden AK Parti Izmir Milletvekili Cemal Bekle, 11 Temmuz 1995’te en az 8 bin 372 Bosnak sivilin katledildigi Srebrenitsa soykirimini lanetledi.
“En derin yara”
“Avrupa’nin Kudüs’ü olarak bildigimiz Bosna Hersek’in dogusundaki Srebrenitsa sehrinin 11 Temmuz 1995’te Ratko Mladic komutasindaki Sirp askerleri tarafindan ele geçirilmesinin akabinde baslayan kanli soykirim, sadece kurban yakinlarinin degil, tüm Bosnaklarin ve bizlerin en derin yarasidir, dinmeyen acisidir. Aradan neredeyse çeyrek asir geçmesine ragmen, hala binin üzerinde soykirim kurbaninin cenazesine ulasilamamasi Srebrenitsa yarasini daha da derinlestirmektedir. Bu kanli soykirimda sadece birkaç gün içinde en az 8 bin 372 Bosnak sivil katledildi, çok sayida kadin ve çocuk evlerinden sürgün edildi. Sirp askerleri kimlik kontrolü adi altinda keyiflerine göre bazi erkekleri götürürken, eslerinden ya da ogullarindan ayrilan kadinlarin çigliklari duvarlarda yankilandi. Dünyanin gözleri önünde sirf Müslüman olduklari için soykirima ugrayan masum Bosnaklarin bilge liderinin dedigi gibi ‘Bunu hiç unutma evlat; Bati hiçbir zaman uygar olmamistir ve bugünkü refahi, devam edegelen sömürgeciligi; döktügü kan, akittigi gözyasi ve çektirdigi acilar üzerine kuruludur’” ifadelerini kullandi.
“Dünya hesap vermek zorunda”
“Burada aylar süren büyük bir hazirliktan sonra açikça bir katliam, açikça bir soykirim ortaya konuldu ve ne yazik ki bütün dünya bu soykirimi seyretti, duymadi, görmedi” diyen Bekle, söyle devam etti: “Simdi dünya olarak hep beraber bunun hesabini vermek mecburiyetindeyiz. Zalimden hesap sormayan, en azindan zalimlerden nefret etmeyenlerin, mazlumlarin yaninda yer almasi mümkün degildir. Biz bu geçmis olaylari bir nefret, bir kin vesilesi olarak asla hafizalarimizda tutmayacagiz. Ama zalimlerden hesap sormanin, mazlumlar için yapilabilecek en önemli hizmet oldugunun da farkinda olacagiz. Uluslararasi camia, Srebrenitsa’da olanlari durduramadi. Birlesmis Milletlerin (BM) gözleri önünde 8 bin kardesimiz katillere teslim edildi ve bütün bir insanlik bu suçun vebali altinda, çeyrek asirdir günah çikarmaya çalisiyor. Burada sadece suçlu olanlar katiller degil, ona sessiz kalan uluslararasi toplum da suçludur. Sayin Cumhurbaskanimizin da dedigi gibi BM’nin artik savaslari, baski, zulüm ve katliamlari önleyemeyen bir kurum olmaktan çikarilmasi gerekir.”
“Bosna Hersek’i kendi parçamiz olarak görüyoruz”
Cemal Bekle, sözlerini söyle sürdürdü: “Bizim görevimiz Srebrenitsa’da olani asla unutmamak ve ayni zamanda nefret kültürü ya da intikam kültürünün olmamasini saglamaktir. Bosna-Hersek bugün farkli etnik ve kültürel farkliliklari olan bir ülkedir ve bizim için bir umut. Onlarin basarisi insanligin basarisi, onlarin basarisizligi bütün dünyanin, hepimizin basarisizligidir. Bosna-Hersek’teki baris, Balkanlar’da, Avrupa’da ve dünyadaki baris anlamina gelir. Iste bu yüzden de hep birlikte Bosna-Hersek’e, buradaki baris ve huzura destek vermeliyiz. Türkiye her zaman Bosna- Hersek’in yaninda, her zaman Srebrenitsa’nin ve Srebrenitsa’daki ailelerin yanindadir. Biz Türkiye olarak Bosna Hersek’i kendi parçamiz olarak görüyoruz.”
"Milli acilarimiz olarak kabul ediyoruz"
“Srebrenitsa’da, Mostar’da ya da herhangi bir Bosnak kardesimizin içi acirsa, gönlü burkulursa Istanbul’da da Bursa’da da Edirne’de de Izmir’de de Sakarya’da da milletimizin kalbi acir, içi burkulur, burnu sizlar” diyen Bekle söyle konustu: “Onun için Bosna’nin bütün acilarini kendi milli acilarimiz olarak kabul ediyoruz. Bütün sehitlerimize Allah’tan rahmet diliyoruz. Bosna’da yasanan trajedilerin gün yüzüne çikarilmasi için gayret sarf edenleri, destek verenleri tebrik ediyor, tesekkür ediyoruz. Srebrenitsa anneleri basta olmak üzere bir kez daha bütün Srebrenitsa kurbanlarinin, sehitlerinin ailelerine bassagligi diliyoruz, acilarini paylasiyoruz. Bosna Hersek’in unutulmaz lideri Aliya Izzetbegoviç’in manevi hatirasi önünde de bir kere daha saygiyla egiliyor, Bosna’nin özgür bir millet olarak içindeki farkli bütün unsurlariyla birlikte kiyamete kadar basi dik, özgür ve bagimsiz bir ülke olarak yasamasi için dua ve temennilerde bulunuyoruz.”