Hayvanlardan Insana Geçen Sark Çibani Artinca, Özel Ekip Bölgeye Geldi
Kan emici yakarca ve tatarcik sineginin sebep oldugu, insandan insana, hayvandan insana ve insandan hayvana kolayca bulasabilen sark çibani (Leishmaniasis), Kastamonu’nda tespit edildi. Hastaligin ortaya çikmasiyla birlikte konusunda uzman bilim adamlari Inebolu ilçesine gelerek çalisma baslatti. ERVEK Müdürü Prof. Dr. Alparslan Yildirim, bu tip hastaliklarin dönem dönem pandimeye dönüsme ihtimalinin olabilecegini söyledi.
Karadeniz Bölgesi’nde geçtigimiz günlerde kestane agaçlarinin kurumasina yol açan ve halk arasinda ‘katil ari’ olarak bilinen gal arisinin ilk kez tespit edilmesinin ardindan simdide sark çibani (Leishmaniasis) hastaligi görüldü.
Kan emici yakarca ve tatarcik sineginin sebep oldugu, insandan insana, hayvandan insana ve insandan hayvana kolayca bulasabilen sark çibani (Leishmaniasis) hastaliginin görülmesi üzerine konusunda uzman bilim adamlari Kastamonu’nun Inebolu ilçesine geldi. Inebolu’da 4 gün boyunca kalarak arastirma ve incelemelerde bulunacak olan bilim adamlari, bu dogrultuda rapor olusturarak yetkili kurumlara iletecek.
Bir yandan Inebolu’daki incelemelerini sürdüren uzman ekip, diger yandan da sivil toplum kuruluslarini, ilçe halkini ve muhtarlari hastalik konusunda bilgilendirmek için toplanti düzenledi.
Yörede son zamanlarda köpeklerde ortaya çikan ve insanlara da bulasabilen sark çibani (leishmania) hastaligi üzerine bölgede çalismakta olan Veteriner Hekim Muhammed Coduroglu’nun talebiyle ilçeye gelen uzman ekip, STK’lara, muhtarlara ve ilçe halkina sark çibani hastaligina yakalanmalari durumunda yapmalari gerekenler anlatildi. Toplantida uzmanlar, yörede ortaya çikan sark çibani hastaliginin yani sira insanlara bulasan kist hastaligi, kene ve kene kaynakli hastaliklar gibi diger paraziter hastaliklar hakkinda bilgiler verdi.
“Inebolu’da özellikle köpeklerde hastaligin artis gösterdigi ya da ivme kazandigi görüldü”
Inebolu bölgesinde özellikle köpeklerde hastaligin artis gösterdigi ya da ivme kazandigi görüldügünü söyleyen ERVEK Müdürü Prof. Dr. Alparslan Yildirim, “Leishmaniasis ismini verdigimiz, sark çibani olarak bilinen Güneydogu Bölgelerinde oldukça iyi taninan ve yayginlik gösteren hastalik, yine bir kan emici sinek türü olan, kum sinekleri olarak tabir ettigimiz sinek türü tarafindan nakledilmektedir. Bu hastalik tek hücreli bir protozoa tarafindan olusturulan bir hastalik olup, daha çok insan ve köpeklerde müsterek seyreden bir hastaliktir. O yüzden Inebolu bölgesinde özellikle köpek popülasyonlarinda bu hastaligin artis gösterdigi ya da ortaya çiktigi ve giderek arttigi, ivme kazandigi bizlere rapor edildi. Karadeniz Bölgesi’nde devam eden proje çalismalarimiza Inebolu’yu da dahil ettik. Bizlerde acaba bu güzide bölgemizde neler oluyor, nasil bir sikinti var, nasil bir çözüm önerisi üretilebilir, hastaligi nakleden sinekler nerededir? Bu sinekler insanlar ve köpekler için hangi tür parazitleri tasimaktadir? Bunlari tespit etmek ve ön verileri olusturmak için merkezimiz bünyesinde Leishmaniasis destekli bir proje gelistirdik” dedi.
“Iç organlara zarar veren türleri ölümcül olabiliyor”
Inebolu’ya bugün geldiklerini anlatan Prof. Dr. Yildirim, “Ilk örnekleri almak için kirsal bölgelere tuzaklar kurduk. 3-4 gün boyunca burada çalismalarda bulunacagiz. Daha sonraki süreçte bu hastaligin epidemiyoloji olarak tabir ettigimiz hastaligin seyri hakkinda, bilimsel anlamda neler yapilmasi gerektigini gösteren fotografi çekmek istedik. Takip eden süreçte insallah bölgede korunma, kontrol yöntemleri, köpekler ya da kum sinekleri boyutunda neler olmasi gerekir, neler yapilmasi gerekir bunlarla ilgili detayli bir çalisma yapmak istiyoruz. Bu hastaligin çesitli tipleri var. Deri tipi olan sark çibani olarak ta bilinir. Güneydogu bölgelerimizde çok yogun görülüyor. Küçük sivilce olarak baslayip daha derinlesen yaralar olusur. Sonra daha büyük yaralar haline gelir, iyilesmeyen bir yaraya dönüsür. Bunlar çok yaygin. Digeri de iç organlara tutunani vardir. Parazitin farkli türleri vardir. Iç organa tutunan hastalik, daha siddetli seyredebilir. Genellikle karin sisligi, yüksek ates, lenf yollarinin sismesi, vücut agrilari gibi sikayetler ortaya çikar. Bu belirtiler görülünce hastaneye gelebilirler. Hastanede tetkikler yapilir. Özellikle bu hastaligin görüldügü bölgelerde bu tip sikayetleri olan bireylerin saglik kuruluslarina mutlaka basvurmasi gerekiyor. Diger yandan bu hastaligin bölgede olup olmadiginin bilinmesinde köpekler devreye giriyor. Iç organlara zarar veren hastalik, köpek ve insanlar arasinda müsterek seyreder. Bu hastaligi da kum sinegi olarak tabir ettigimiz, kan emici sinekler naklediyor. Köpekten alir insana verir, insandan alir köpege verir. Köpekte de siddetli lezyonlar olusabilir, ölüme kadar götürebilir. Bizlerde bununla ilgili hem köpekleri hem de insan sagligi boyutunda neler yapilmasi gerektigini arastiriyoruz. Bu ön çalismalar neticesinde bunlari ortaya çikarmayi hedefliyoruz. Iç organlara zarar veren türlerde tedavi gecikirse hastalik ölümcül seyredebilir. Bu açidan insanlarimiz artik günümüzde çok bilinçli. Birçok saglik kurulusu ve hastanelerimiz, geçmisteki gibi degil birçok yerde bu tür analizler yapiliyor, bu tür teshisleri kopabilecek yeterli düzeye sahip saglik kuruluslarimiz var. Insanlarimizin bilinç düzeyini bizlerde dikkat çekerek arttirmaya çalisiyoruz. Bu tür belirti ön basamaklarini gördüklerinde gidip hastaneye basvurduklarinda tedavisi olabilecek hastaliktir ama yeter ki bunun farkinda olalim, gecikmeyelim” diye konustu.
“Karadeniz’de son yillarda bu hastalik görülmeye baslandi”
Yildirim, söyle konustu: “Karadeniz’de son yillarda bu hastalik üzerine muhtemelen bazi tasiyici bireylerde gelebilir ya da köpek boyutunda tasiyici sinekte gelebilir. Sinek vardir ama o bölgede hastalik yoktur ama tasiyici gitmistir ama klinik belirti her zaman ortaya çikmamis olabilir. Sinek kanindan aldiginda diger bireylere bulastirdiginda onlarda klinik belirti ortaya çikabilir. Bu bölgede de bu hastaligin ortaya çikmasi belki böyle olabilir. Bunu arastiriyoruz”
“Bu tip hastaliklar dönem dönem pandemiye dönüsebiliyor”
Bu tip hastaliklarin dönem dönem pandimeyi dönüsme ihtimalinin oldugunu belirten Yildirim, sunlari kaydetti: “Bu hastaligin asisi insanlarda yok zaten ama köpeklerde hastaligin asisi üretildi. Yurt disi menseli asisi var. Tam ekti düzeyi ülkemiz için ne kadar olur, buna bakilmasi lazim. Ayni korona virüste oldugu gibi bu tip hastaliklarin dönem dönem pandemiye dönüsme ihtimali olabilir. O açidan özellikle bizler Veteriner Fakültesi veya Merkezimiz bünyesinde köpeklerde esasinda insan sagligini da etkileyecek yerli üretim bir asinin gelistirme noktasinda çalismamiz bulunuyor. Insallah takip edilen seneler içerisinde önümüzdeki dönemlerde prototipini ortaya çikartabiliriz”
Arastirmaya ERVEK Müdürü Prof. Dr. Alparslan Yildirim, ERÜ Veteriner Fakültesi Parazitoloji Ögretim Üyeleri Doç. Dr. Arif Çiloglu, Doç. Dr. Zuhal Önder ve Ege Üniversitesi Tip Fakültesi Parazitoloji Anabilim Dali Prof. Dr. Yusuf Özbel (Türkiye Parazitoloji Dernegi Baskani) ve Prof. Dr. Seray Töz, 19 Mayis Üniversitesi Veteriner Fakültesi Klinik Öncesi Bilimler Bölümü Ögretim Üyesi Doç. Dr. Zafer Pekmezci ve Iç Hastaliklari Anabilim Dali Ögretim Üyesi Doç. Dr. Didem Pekmezci ile KÜ Veteriner Fakültesi Parazitoloji Anabilim Dali Ögretim Üyesi Dr. Ögretim Üyesi Mübeccel Atelge yer aliyor.
Kaynak: İHA
Kan emici yakarca ve tatarcik sineginin sebep oldugu, insandan insana, hayvandan insana ve insandan hayvana kolayca bulasabilen sark çibani (Leishmaniasis) hastaliginin görülmesi üzerine konusunda uzman bilim adamlari Kastamonu’nun Inebolu ilçesine geldi. Inebolu’da 4 gün boyunca kalarak arastirma ve incelemelerde bulunacak olan bilim adamlari, bu dogrultuda rapor olusturarak yetkili kurumlara iletecek.
Bir yandan Inebolu’daki incelemelerini sürdüren uzman ekip, diger yandan da sivil toplum kuruluslarini, ilçe halkini ve muhtarlari hastalik konusunda bilgilendirmek için toplanti düzenledi.
Yörede son zamanlarda köpeklerde ortaya çikan ve insanlara da bulasabilen sark çibani (leishmania) hastaligi üzerine bölgede çalismakta olan Veteriner Hekim Muhammed Coduroglu’nun talebiyle ilçeye gelen uzman ekip, STK’lara, muhtarlara ve ilçe halkina sark çibani hastaligina yakalanmalari durumunda yapmalari gerekenler anlatildi. Toplantida uzmanlar, yörede ortaya çikan sark çibani hastaliginin yani sira insanlara bulasan kist hastaligi, kene ve kene kaynakli hastaliklar gibi diger paraziter hastaliklar hakkinda bilgiler verdi.
“Inebolu’da özellikle köpeklerde hastaligin artis gösterdigi ya da ivme kazandigi görüldü”
Inebolu bölgesinde özellikle köpeklerde hastaligin artis gösterdigi ya da ivme kazandigi görüldügünü söyleyen ERVEK Müdürü Prof. Dr. Alparslan Yildirim, “Leishmaniasis ismini verdigimiz, sark çibani olarak bilinen Güneydogu Bölgelerinde oldukça iyi taninan ve yayginlik gösteren hastalik, yine bir kan emici sinek türü olan, kum sinekleri olarak tabir ettigimiz sinek türü tarafindan nakledilmektedir. Bu hastalik tek hücreli bir protozoa tarafindan olusturulan bir hastalik olup, daha çok insan ve köpeklerde müsterek seyreden bir hastaliktir. O yüzden Inebolu bölgesinde özellikle köpek popülasyonlarinda bu hastaligin artis gösterdigi ya da ortaya çiktigi ve giderek arttigi, ivme kazandigi bizlere rapor edildi. Karadeniz Bölgesi’nde devam eden proje çalismalarimiza Inebolu’yu da dahil ettik. Bizlerde acaba bu güzide bölgemizde neler oluyor, nasil bir sikinti var, nasil bir çözüm önerisi üretilebilir, hastaligi nakleden sinekler nerededir? Bu sinekler insanlar ve köpekler için hangi tür parazitleri tasimaktadir? Bunlari tespit etmek ve ön verileri olusturmak için merkezimiz bünyesinde Leishmaniasis destekli bir proje gelistirdik” dedi.
“Iç organlara zarar veren türleri ölümcül olabiliyor”
Inebolu’ya bugün geldiklerini anlatan Prof. Dr. Yildirim, “Ilk örnekleri almak için kirsal bölgelere tuzaklar kurduk. 3-4 gün boyunca burada çalismalarda bulunacagiz. Daha sonraki süreçte bu hastaligin epidemiyoloji olarak tabir ettigimiz hastaligin seyri hakkinda, bilimsel anlamda neler yapilmasi gerektigini gösteren fotografi çekmek istedik. Takip eden süreçte insallah bölgede korunma, kontrol yöntemleri, köpekler ya da kum sinekleri boyutunda neler olmasi gerekir, neler yapilmasi gerekir bunlarla ilgili detayli bir çalisma yapmak istiyoruz. Bu hastaligin çesitli tipleri var. Deri tipi olan sark çibani olarak ta bilinir. Güneydogu bölgelerimizde çok yogun görülüyor. Küçük sivilce olarak baslayip daha derinlesen yaralar olusur. Sonra daha büyük yaralar haline gelir, iyilesmeyen bir yaraya dönüsür. Bunlar çok yaygin. Digeri de iç organlara tutunani vardir. Parazitin farkli türleri vardir. Iç organa tutunan hastalik, daha siddetli seyredebilir. Genellikle karin sisligi, yüksek ates, lenf yollarinin sismesi, vücut agrilari gibi sikayetler ortaya çikar. Bu belirtiler görülünce hastaneye gelebilirler. Hastanede tetkikler yapilir. Özellikle bu hastaligin görüldügü bölgelerde bu tip sikayetleri olan bireylerin saglik kuruluslarina mutlaka basvurmasi gerekiyor. Diger yandan bu hastaligin bölgede olup olmadiginin bilinmesinde köpekler devreye giriyor. Iç organlara zarar veren hastalik, köpek ve insanlar arasinda müsterek seyreder. Bu hastaligi da kum sinegi olarak tabir ettigimiz, kan emici sinekler naklediyor. Köpekten alir insana verir, insandan alir köpege verir. Köpekte de siddetli lezyonlar olusabilir, ölüme kadar götürebilir. Bizlerde bununla ilgili hem köpekleri hem de insan sagligi boyutunda neler yapilmasi gerektigini arastiriyoruz. Bu ön çalismalar neticesinde bunlari ortaya çikarmayi hedefliyoruz. Iç organlara zarar veren türlerde tedavi gecikirse hastalik ölümcül seyredebilir. Bu açidan insanlarimiz artik günümüzde çok bilinçli. Birçok saglik kurulusu ve hastanelerimiz, geçmisteki gibi degil birçok yerde bu tür analizler yapiliyor, bu tür teshisleri kopabilecek yeterli düzeye sahip saglik kuruluslarimiz var. Insanlarimizin bilinç düzeyini bizlerde dikkat çekerek arttirmaya çalisiyoruz. Bu tür belirti ön basamaklarini gördüklerinde gidip hastaneye basvurduklarinda tedavisi olabilecek hastaliktir ama yeter ki bunun farkinda olalim, gecikmeyelim” diye konustu.
“Karadeniz’de son yillarda bu hastalik görülmeye baslandi”
Yildirim, söyle konustu: “Karadeniz’de son yillarda bu hastalik üzerine muhtemelen bazi tasiyici bireylerde gelebilir ya da köpek boyutunda tasiyici sinekte gelebilir. Sinek vardir ama o bölgede hastalik yoktur ama tasiyici gitmistir ama klinik belirti her zaman ortaya çikmamis olabilir. Sinek kanindan aldiginda diger bireylere bulastirdiginda onlarda klinik belirti ortaya çikabilir. Bu bölgede de bu hastaligin ortaya çikmasi belki böyle olabilir. Bunu arastiriyoruz”
“Bu tip hastaliklar dönem dönem pandemiye dönüsebiliyor”
Bu tip hastaliklarin dönem dönem pandimeyi dönüsme ihtimalinin oldugunu belirten Yildirim, sunlari kaydetti: “Bu hastaligin asisi insanlarda yok zaten ama köpeklerde hastaligin asisi üretildi. Yurt disi menseli asisi var. Tam ekti düzeyi ülkemiz için ne kadar olur, buna bakilmasi lazim. Ayni korona virüste oldugu gibi bu tip hastaliklarin dönem dönem pandemiye dönüsme ihtimali olabilir. O açidan özellikle bizler Veteriner Fakültesi veya Merkezimiz bünyesinde köpeklerde esasinda insan sagligini da etkileyecek yerli üretim bir asinin gelistirme noktasinda çalismamiz bulunuyor. Insallah takip edilen seneler içerisinde önümüzdeki dönemlerde prototipini ortaya çikartabiliriz”
Arastirmaya ERVEK Müdürü Prof. Dr. Alparslan Yildirim, ERÜ Veteriner Fakültesi Parazitoloji Ögretim Üyeleri Doç. Dr. Arif Çiloglu, Doç. Dr. Zuhal Önder ve Ege Üniversitesi Tip Fakültesi Parazitoloji Anabilim Dali Prof. Dr. Yusuf Özbel (Türkiye Parazitoloji Dernegi Baskani) ve Prof. Dr. Seray Töz, 19 Mayis Üniversitesi Veteriner Fakültesi Klinik Öncesi Bilimler Bölümü Ögretim Üyesi Doç. Dr. Zafer Pekmezci ve Iç Hastaliklari Anabilim Dali Ögretim Üyesi Doç. Dr. Didem Pekmezci ile KÜ Veteriner Fakültesi Parazitoloji Anabilim Dali Ögretim Üyesi Dr. Ögretim Üyesi Mübeccel Atelge yer aliyor.