Iran, Türkiye'nin Enerji Bagimsizligi Politikasi Karsisinda Yol Ayriminda

Iranli Uluslararasi Iliskiler Uzmani Dr. Ümit Sükri: 'Türkiye'de, kaynak çesitlendirme konusunda çok güçlü adimlar atildi ve enerji altyapisina yönelik önemli yatirimlar yapildi' 'Iran, Türkiye’yi kaybetmek istemiyorsa, Ankara’nin dis politika tercihlerine önem vermesi gerekiyor' Iranli Uluslararasi Iliskiler Uzmani Dalga Hatinoglu: 'Türkiye, enerji konusunda Iran olmaksizin yoluna devam edebilir' 'Iran, Türkiye’yi bölgede enerji nakil güzergahi olarak önemsemelidir'

MUSTAFA MELIH AHISHALI - Iranli uzmanlar, Türkiye'nin son yillarda enerji alaninda disa bagimliligini azaltan önemli adimlar attigini, Tahran yönetiminin bu gelismeyi dikkate alarak, Türkiye pazarini kaybetmemek için "bölge politikalarini gözden geçirmesi" ve "Ankara'nin taleplerine kulak vermesi" gerektigini belirtiyor.

Iran'da 18 Haziran'da düzenlenen cumhurbaskanligi seçimlerini muhafazakar siyasetçi Ibrahim Reisi kazandi. 3 Agustos'ta Hasan Ruhani'den görevi devralmasi beklenen Reisi'nin adi, gelecekte ülke lideri Ali Hamaney'in makamina geçmesi muhtemel isimler arasinda yer aliyor.

Ekonomik, sosyal ve çevresel sorunlar gibi problemleri çözme vaadiyle is basina gelen Reisi'nin bölge ve yakin komsulari basta olmak üzere dünya ülkeleriyle iliskiler baglaminda atacagi adimlar merak ediliyor.

AA muhabirine konusan ABD'nin Virginia eyaletindeki George Mason Üniversitesinde misafir arastirma görevlisi, Iranli Uluslararasi Iliskiler Uzmani Dr. Ümit Sükri, Iran'in Türkiye'yi kaybetmemek için Ankara’nin dis politika tercihlerine önem vermesi gerektigini söyledi.

- "Türkiye'nin enerji politikasi, dis siyasetinde çok güçlü bir rol oynuyor"

Sükri, "Türkiye'de AK Parti ülke yönetimine geldikten sonra kaynak çesitlendirme konusunda çok güçlü adimlar atildi ve enerji altyapisina yönelik önemli yatirimlar yapildi. Iran, Türkiye’yi kaybetmek istemiyorsa, Ankara’nin dis politika tercihlerine önem vermelidir." ifadelerini kullandi.

Türkiye’yle Iran arasindaki ticaret hacminin geçen yillarda çogunlukla Iran’in lehine oldugunu hatirlatan Sükri, Karadeniz’de bulunan gazin çikartilmasi sonrasinda bu dengenin Türkiye lehine degisecegini vurguladi.

Sükri, sözlerine söyle devam etti:

"Türkiye'nin enerji politikasi, dis siyasetinde çok güçlü bir rol oynuyor. Komsu ülkelerle enerji iliskileri, ülkenin dis politikasinda katalizör gibi davraniyor ve Türkiye'nin bölgede elini güçlendiriyor. Iran ve Türkiye’nin Suriye’deki çikarlari ters düsüyor. Iran'in, Türkiye piyasasini kaybetmek istemiyorsa Ankara’nin dis politika tercihlerine önem vermesi ve Türkiye'nin istedigi kosullarda dogal gazi vermesi gerekiyor."

- "Ayni siyaset üç asagi bes yukari devam edecektir"

Sükri, Reisi'nin gelmesiyle Iran'in dis siyaset ve enerji politikasinda bir degisiklik olmayacagini savundu.

Ülkenin dis politika kararlarinin hükümet degil ülkenin lideri (Hamaney) tarafindan belirlendigine dikkati çeken Sükri, "Iran'in 1979 devriminden önce günlük petrol üretimi 5 milyon 700 bin varildi. Yaklasik 42 yil geçmesine ragmen Iran hala bu rakamlari yakalayamadi. Iran dünyanin ikinci en büyük dogal gaz rezervine sahip. Dört yil sonra dünyanin dogal gaz piyasasinin yüzde 10’unu elde etmesi gerekiyordu ama su an yüzde 1 bile degil." dedi.

Iranli uzman, Reisi'nin enerji politikasina dair de sunlari aktardi:

"Ayni siyaset üç asagi bes yukari devam edecektir. Iran’in enerji kaynagi, ülke ekonomisini gelistiren ve halkin refahini artiran bir güç kaynagi haline gelmezse Tahran yönetimi dogal kaynaklardan istifade etme sansina sahip olmayacak. Yaptirimlardan dolayi Iran’in petrol piyasasindaki payini Rusya ve Arap ülkeleri aldi.

Tahran yönetimi dis politikasini degistirmezse bunu geri almasi çok zor görünüyor. Iran’in enerji politikasinda bir degisiklik beklemiyorum. Ama Iran, enerji politikasini gücüne güç katmak için kullanmayi düsünürse o zaman bir degisiklik görebiliriz ki bunu da uzak bir ihtimal olarak görüyorum."

- "Yakinda nükleer anlasma imzalanabilir"

Yakin gelecekte ABD'yle nükleer anlasma imzalanacak mi? seklindeki soruya da Sükri, "ABD de Joe Biden seçimi kazanmadan önce birkaç kez bunu vurguladi. Ilk önce iklim degisikligini içeren Paris Anlasmasi'na, daha sonra nükleer anlasmaya dönecek. Nükleer anlasma yüzde yüz imzalanacak ama bu ne Ruhani ne de Reisi’nin basarisi olacak." cevabini verdi.

Iranli uzman, ABD’nin önceliginin Çin ve Rusya oldugunu ifade ederek, bu nedenle Washington yönetiminin Orta Dogu’ya degil daha çok Asya-Pasifik’e odaklanmak istedigini savundu.

Sükri, "Biden’in önceligi nükleer anlasmaya dönmek. Böylece Çin’in yükselis hizini düsürmeye çalisacak." ifadelerini kullandi.

Ruhani dönemi bitmeden anlasma saglanacagi öngörüsünde bulunan Sükri, böylelikle ambargolarin bir kisminin kalkacagini ve Iran'in petrol piyasasina dönerek disaridaki petrol paralarini tahsil edecegini öne sürdü.

Sükri sunlari kaydetti:

"Yaptirimlar kalktiktan sonra bu paralar halka degil de nükleer faaliyetler, balistik füze ve bölgedeki taseron örgütlere silah olarak giderse yaptirimlar yine geri dönebilir. Iran yönetimi, halkin ekonomik durumunun çok kötü oldugunu biliyor. Eger Tahran yönetimi dis politikada güvenlik, balistik füze ve nükleer faaliyetlere dönerse, Iran’in gelecekte durumu iyi görünmüyor."

- Türkiye'nin Irak'a elektrik satmasi büyük basari

Bir diger Iranli Uluslararasi Iliskiler Uzmani Dalga Hatinoglu da Türkiye'nin enerji konusunda gelecek yillarda Iran olmaksizin yoluna devam edebilecegini söyledi.

Türkiye'nin, Iran’in en büyük elektrik pazari olan Irak'a elektrik satmaya baslamasini "büyük bir basari" seklinde degerlendiren Hatinoglu, "Türkiye 4 yil önce Iran’dan elektrik ithal ediyordu. Artik almiyor. Su an Türkiye’nin elektrik üretimi çok yüksek. Geçen yil Türkiye’nin elektrik üretim kapasitesi yaklasik 4 bin 800 megavat artti ve bunun büyük bir bölümü yenilenebilir enerjiden saglandi. Bu, Türkiye için çok iyi bir gelismedir." dedi.

ABD’nin yaptirimlarindan sonra Türkiye'nin Iran’dan petrol alimini durdurdugunu hatirlatan Hatinoglu, "Türkiye petrol ihtiyacini su an Irak ve diger ülkelerden temin ediyor. Iran’dan dogal gaz ithalati devam ediyor ama ikili anlasmalara göre bu da yaklasik 5 yil sonra sona erecek." diye konustu.

- "Iran’in Türkiye’ye ihtiyaci var"

Türkiye'nin 2018 yilinda Iran'dan, 7 milyar 863 milyon metreküp dogal gaz ithal ettigini ve geçen yil bu rakamin yaklasik 5,3 milyar metreküpe düstügünü hatirlatan Hatinoglu sunlari söyledi:

"Türkiye’yi Karadeniz havzasindaki dogal gaz kesfinden dolayi kutluyorum. Türkiye önümüzdeki yillarda 10 milyar metreküp dogal gaz ihtiyacini oradan karsilayabilecek. Bu rakam, Türkiye’nin Iran’dan yillik aldigi dogal gaz miktarindan daha çok.

Önümüzdeki yillarda Türkiye, enerji konusunda Iran olmaksizin yoluna devam edebilir. Iran, Türkiye’yi bölgede enerji nakil güzergahi olarak önemsemelidir. Böyle yapmaz ise bilinmelidir ki Türkiye’nin Iran’a ihtiyaci yoktur. Aksine Iran’in Türkiye’ye ihtiyaci vardir. Onun için Iran, Türkiye’yle ticari iliski ve is birliklerini gözden geçirmelidir."

- "Iran Suriye'ye bedava petrol gönderiyor" iddiasi

Tahran yönetiminin Suriye’ye Esed rejimini desteklemek için ücretsiz petrol gönderdigine dair iddialarla ilgili de konusan Hatinoglu, "Dünyada gemileri izleyen sirketlere göre Iran Suriye’ye günlük 35 bin ile 50 bin varil arasinda ham petrol sevkiyati yapiyor. Nakliye gemilerinin hiçbiri Iran devletine ait degil. Hepsi Iran Devrim Muhafizlari Ordusuna yakin kisi veya sirketlere ait." ifadelerini kullandi.

Iran’in geçen yil toplam petrol ihracatinin günlük 350 bin varil civarinda oldugunu öne süren Hatinoglu, sunlari aktardi:

"Ayni yil Çin, Iran’dan Çin gümrük kayitlarina göre günlük 80 bin varil ama tanker izleme merkezlerinin verilerine göre ise 320 bin varil almisti. Çin’in aldigi 80 bin varil, Tahran hükümetinden direkt aldigi miktar. Diger tarafini ise Irak, Umman, Birlesik Arap Emirlikleri, Malezya, Endonezya gibi aracilarla Çin’e satmistir.

Iran hükümetinin bütçesine baktigimizda 5 milyar dolar petrol geliri görünüyor. Geçen yilki petrol fiyatlarina göre 320 bin varilin parasal degeri yaklasik 5 milyar dolardi. Fakat Suriye’ye gönderdigi (30 bin varilin karsiligi) yaklasik 500 milyon dolar görünmüyor. Bu durumda Iran'in, Suriye’ye bedava petrol gönderdigi ortaya çikiyor."

Petrol tankerleri izleme sirketlerine göre, güncel toplam petrol ihracati rakamlarini paylasan Hatinoglu, "Son verilere göre Iran'in petrol ihracati günlük 700 bin varil civarindadir. Bunun 650 bini Çin’e, yaklasik 50 bin varili de Suriye’ye sevk ediliyor. Baska bir ülke almiyor. Çin’e yapilan satisin büyük bir kismi Irak, Endonezya ve Malezya gibi ülkelerin gemilerine transfer yapilmak suretiyle ve sanki petrol bu ülkelere aitmis gibi gösterilerek yapiliyor." seklinde konustu.

- "Reisi'nin gelmesiyle bir sey degismeyecek"

Hatinoglu, "Iran’da ekonomi politikayi yönetmiyor. Politika ekonomiyi yönetiyor. Eger Iran’da ülke lideri ve muhafazakarlar politikalarini degistirmezlerse enerji politikasi da degismeyecek demektir." görüsünü dile getirdi.

Cumhurbaskanligi görevini Ruhani'den devralacak Reisi'nin ekonomik yönden 280 milyar dolar borçla ise baslayacagina isaret eden Hatinoglu, su degerlendirmelerde bulundu:

"Reisi, üç yil art arda bütçesinin 3’te biri kadar açik vermis ve son 2 yilda borcu 2 kattan daha fazla artmis bir devlet teslim alacak. Iran devletinin borçlari 280 milyar dolar civarinda. Yani borçlari milli gelirin yüzde 40’i oraninda."

Petrol ihracatinin ülke bütçesine katkisinin yüzde 60'tan yüzde 10 seviyelerine geriledigine dikkati çeken Hatinoglu, ayrica "Enflasyon dünyanin en yüksek seviyesinde. Reisi böyle bir hükümeti neden teslim aldi? Çünkü, Iran’da Hamaney'den sonraki ülke liderligi makamina oturacak kisi hazirlaniyor." görüsünü savundu.

Hatinoglu, sözlerini "Reisi, bir taraftan ABD’yle uzlasma yoluna giderek ekonominin çöküse gitmemesi için yaptirimlarin kaldirilmasini saglamalidir, diger taraftan bu isten muhafazakarlar rahatsiz olmamalidir. Bu çok zor bir is." diyerek tamamladi.
Kaynak: AA