'Kanal Istanbul'un Su Kaynaklarinda Krize Yol Açmasi Mümkün Degil'

ITÜ Insaat Fakültesi Çevre Mühendisligi Bölümü Ögretim Üyesi Prof. Dr. Izzet Öztürk: 'Sazlidere'nin yillik 55 milyon metreküplük su kaybi Istanbul'un toplam su kaynaklari içerisinde çok düsük bir miktar. Sazlidere'ye alternatif olarak yeni baraj planlamalari da var. 'Istanbul'un Melen ve Sakarya'dan çok büyük miktarlarda, yaklasik 1 milyar 400 milyon metreküplük su temini potansiyeli var. Sazlidere'den yüzde 5'lik bir kayip olsa da Istanbul'un su anki gelistirilmis su kaynaklariyla su temin etmemiz mümkün' Sehir Yönetimi Uzmani Prof. Dr. Recep Bozdogan: 'Kanal Istanbul'un dogusunda Pirinççi ve batisinda Karamandere üzerine birer baraj insa edilecek. Bu 2 proje ve Melen'le birlikte Istanbul'un mevcut su tüketimi ve kaynaklarinin çok üzerinde su kaynaklari kazandirilacagini söyleyebiliriz. Dolayisiyla Kanal Istanbul'un su kaynaklarina olumsuz etkisi olmayacak'

KÜBRA KARA/MÜCAHIT TÜRETKEN - Istanbul Teknik Üniversitesi (ITÜ) Insaat Fakültesi Çevre Mühendisligi Bölümü Ögretim Üyesi Prof. Dr. Izzet Öztürk ile Marmara Üniversitesi Ögretim Üyesi Prof. Dr. Recep Bozdogan, Kanal Istanbul'un su kaynaklarinda herhangi bir krize yol açmasinin mümkün olmadigini bildirdi.

Türkiye Bilimler Akademisi (TÜBA) ve Uluslararasi Su Dernegi (IWA) üyesi olan Prof. Dr. Öztürk ile Sehir Yönetimi Uzmani Marmara Üniversitesi Ögretim Üyesi Prof. Dr. Bozdogan, bu projenin Istanbul'un içme suyuna, Sazlidere Baraji, Terkos Gölü, Küçükçekmece Gölü ve Alibey Baraji'na etkilerine iliskin AA muhabirine açiklamalarda bulundu.

Prof. Dr. Öztürk, Kanal Istanbul'un güzergahinin, Küçükçekmece Gölü'nden baslayarak Sazlidere Baraji'ni takip ettigini, oradan Terkos istikametinde Istanbul Havalimani ile Terkos Baraji arasindan Karadeniz'e ulasacagini söyledi.

Bu güzergahtaki su kütlelerinin durumunu da degerlendiren Öztürk, "Küçükçekmece Gölü lagün olmaktan çikip, Marmara Denizi ile tam baglantili hale gelerek, su yolunun bir parçasi haline gelecek. Yani burada bir içme suyu etkilesimi söz konusu degil. Aci su veya çorak su özelligindeki Küçükçekmece Gölü, kanalla denize baglanacagi için tamamen tuzlu su kütlesi haline gelecek." dedi.

Gölün kuzeyi ile Sazlidere Baraji arasindaki bölümle ilgili detayli hidrojeolojik çalismalar yapildigi dile getiren Öztürk, bu çalismalarin ÇED raporunda yer aldigini kaydetti.

- "Kanaldan geçen tuzlu suyun yer alti sularini etkilemesi önlenebilecek"

Öztürk, Küçükçekmece Gölü'nün kuzeyi ile Sazlidere Baraji arasindaki kesimde, Kanal Istanbul'un Halkali-Bakirköy yeralti suyunun rezervini kestigine dikkati çekerek, "Zemin çalismalari, hidrojeolojik çalismalar ve yer alti suyu modelleme çalismalari yapilarak kanal suyunun akiferini hangi ölçüde etkileyecegi ortaya konuldu. Bu kisimla ilgili olarak ÇED raporunda, Halkali-Bakirköy akiferinin kesildigi bölgede kanal enkesit çevresinin geçirimsiz hale getirilmesi önerildi. Böylece kanalin tuzlu su ile irtibati kesilip kanaldan geçen tuzlu suyun yer alti sularini kirletmesi ya da etkilemesi önlenebilecektir. Bu husus zaten projenin önemli bir parçasi." diye konustu.

Istanbul'da günde 3 milyon metreküp su kullanildigini anlatan Öztürk, Sazlidere Baraji'ndan yillik yaklasik 55 milyon metreküp su temin edildigini belirtti.

Prof. Dr. Öztürk, Sazlidere Baraji'ndan temin edilen suyun Istanbul'un günlük tüketiminin yüzde 5'ine denk geldigini ifade ederek, "55 milyon metreküplük su, Istanbul'un toplam su kaynaklari rezervleri içinde kritik bir miktar degil. Zaten bunun alternatif kaynaklardan telafi edilmesi mümkün. Çünkü Istanbul'un Melen ve Sakarya'dan çok büyük miktarlarda, yaklasik 1 milyar 400 milyon metreküplük su temini potansiyeli var. Sazlidere'den yüzde 5'lik bir kayip olsa da Istanbul'un su anki gelistirilmis su kaynaklariyla su temin etmemiz mümkün. Dolayisiyla Sazlidere'nin devre disi kalmasinin herhangi bir krize yol açmasi mümkün degil." degerlendirmesini yapti.

Projenin fizibilite asamasinda Terkos Baraj Gölü ile Kanal Istanbul etkilesimi konusunun çok detayli olarak ele alindigini ifade eden Öztürk, ITÜ ögretim üyelerinin yaptigi kapsamli çalismalari ise söyle anlatti:

"En kötü senaryoyu ele alalim. Kanal, insa safhasindayken yani bosken göldeki su seviyesi de ortalama göl seviyesinin üzerindeyse ne olur? Buna bakalim. Bu durumda, gölden kanala sizabilecek su miktari yaklasik olarak, yilda azami 3 milyon metreküp. Ikinci bir senaryoyu ele aldigimizda, bunda da kanal dolu iken sizabilecek su miktarina bakariz. Bu durumda yillik sizabilecek su miktari ise yaklasik 300 bin metreküp. Dolayisiyla bunu Terkos Gölü'nün yillik 142 milyon metreküplük rezerviyle kiyaslarsak kanal bos olunca gölden kanala sizabilecek azami su miktari Terkos Gölü su potansiyelinin yüzde 2'si civarinda. Kanal doluyken, buradan sizacak su miktari ise Terkos Gölü'nün binde 2'si. Terkos'un rezervi anlaminda, gölden kanala kayda deger bir etkilesim yani su kaybi söz konusu degil. Bu bizim modelleme çalismalariyla kanitladigimiz durum. Bu sonuçlar uluslararasi yayin haline de getirildi."

Terkos Gölü'ndeki su seviyesinin deniz seviyesinden 1 metre ve daha fazla yukarida oldugu sürece, kanaldan göle tuzluluk geçisi olasiliginin çok düsük oldugunu anlatan Öztürk, göldeki su seviyesi arti 1,00 kotun altina düsmedigi sürece Kanal Istanbul'dan Terkos Gölü'ne herhangi bir tuzlu su geçisinin olmayacagini, bu gerçeklesse bile kanal ile Terkos arasindaki bölgede belirli ölçüde zemin iyilestirmesi yapilabilecegini bildirdi.

Kanal Istanbul'un geçtigi yerde Sazlidere haricinde bir su kaynagi ya da havzasinin devre disi kalmadigini ifade eden Prof. Dr. Öztürk, "Hem Terkos hem de Alibey havzalarinda zaten etkilesim çok sinirli, yok denecek kadar az. Sazlidere'nin yillik 55 milyon metreküplük su kaybi Istanbul'un toplam su kaynaklari içerisinde çok düsük bir miktar. Sazlidere'ye alternatif olarak yeni baraj planlamalari da var. DSI, Terkos havzasinda Karamandere Baraji'ni planliyor. Karamandere Baraji'ndan Istanbul Avrupa Yakasi'na yillik 195 milyon metreküplük ilave su temini öngörülmekte. Ayrica, Asya yakasinda da bazi baraj projeleri var. Yine de biz bunlara 2040, 2050 yilindan önce ihtiyaç duyulacagini öngörmüyoruz." degerlendirmesini yapti.

- "Kanal Istanbul'un su kaynaklarina olumsuz etkisi olmayacak"

Marmara Üniversitesi Ögretim Üyesi Prof. Dr. Bozdogan, Kanal Istanbul'un içme suyu havzalarina etkisinin sinirli olacagini söyledi.

Projenin Terkos Gölü'ne çok sinirli, Sazlidere Baraji'na ise yüzde 60 oraninda etkisi olacagini anlatan Bozdogan, söyle devam etti:

"Kanal Istanbul'un Terkos Gölü'ne etkisi, gölün toplam hacminin yüzde 0,2'si ila yüzde 0,3'ü yani binde 2'si, 3'ü kadar. Sazlidere Baraji'na ise yüzde 60'i civarinda etkisi olacak. Bu kaybi göz önünde bulundurdugumuzda, Istanbul'un mevcut su kaynaklarinin yaklasik yüzde 2.9'u olumsuz etkilenecek. Fakat bu süreçte Melen Projesi bütün asamalariyla devreye girecek. Proje, bütün asamalariyla devreye girdigi anda neredeyse Istanbul'un günlük su tüketimi kadar su, Melen üzerinden verilmis olacak. Yani Kanal Istanbul üzerinden kaybedilen suyun 25-30 kati Melen üzerinden verilmis olacak. Ayrica Kanal Istanbul'un dogusunda Pirinççi ve batisinda Karamandere üzerine birer baraj insa edilecek. Bu 2 proje ve Melen'le birlikte Istanbul'un mevcut su tüketimi ve kaynaklarinin çok üzerinde su kaynaklari kazandirilacagini söyleyebiliriz. Dolayisiyla Kanal Istanbul'un su kaynaklarina olumsuz etkisi olmayacak."

Küçükçekmece Gölü'nün tatli su kaynagi olsa da agir metallerle kirlendigi için kullanilamadigini ifade eden Bozdogan, Sazlidere'nin bati kolunda orman içerisinde kalan ve su kalitesi yüksek alaninin ise korunacagini belirtti.

Bozdogan, Kanal Istanbul projesi güzergahinda dikkate deger tarimsal faaliyetler yapilmadigini kaydetti.

Tarimin Çatalca ve Silivri'de yogun yapildigini dile getiren Bozdogan, Kanal Istanbul'un ise Küçükçekmece, Avcilar, Basaksehir ve Arnavutköy ilçelerinden geçtigini sözlerine ekledi.

Kaynak: AA