'Avrupa Kimligi Ve Avrupa'nin Gelecegi' Panelinde Türkiye'nin Yeri Ve Üyeligi Tartisildi
Iktisadi Kalkinma Vakfi Baskani TOBB Baskan Yardimcisi Ayhan Zeytinoglu: (AB Liderler Zirvesi) 'Zirvede, AB liderlerinin vizyoner tavir sergilemeleri ve Avrupa'nin Türkiyesiz bir geleceginin olmayacagina dair bir karar almalarini bekliyoruz.' Türkiye Arastirmalari Merkezi Baskani Günter Seufert: 'Çesitlilik, siyasi isleyis ve demokrasi için tehdit degil aksine demokrasiyi güçlendirecek, ekonomiye dinamizm getirecek bir güç. Fakat popülist Avrupa'yi ikna etmek oldukça zor görünüyor' Polonya Uluslararasi Iliskiler Enstitüsü Orta Dogu ve Afrika Programi Baskani Karol Wasilewski: 'Bana göre, Türkiye'nin kendisine ait bir karari ve iradesi var, ABD veya Avrupa tarafindan bir seylere zorlandigini düsünmüyorum'
Avrupa Birligi Baskanligi destegiyle Iktisadi Kalkinma Vakfi (IKV) ve Istanbul Üniversitesi FUTUREU Jean Monnet Modülü is birligiyle çevrim içi düzenlenen "Avrupa Kimligi ve Avrupa’nin Gelecegi" baslikli toplantida, akademisyenler ve uzmanlar, Avrupa Birligi'nin (AB) gelecegini sekillendirecek Türkiye üyeligini ve popülist söylem haline gelen "AB kimligi" kavramini tartisti.
Panele, AB ile Iliskiler Genel Müdürü Büyükelçi Basak Türkoglu, Iktisadi Kalkinma Vakfi (IKV) Baskani TOBB Baskan Yardimcisi Ayhan Zeytinoglu, Istanbul Üniversitesi Uluslararasi Iliskiler Bölümü Ögretim Üyesi Doç. Dr. Özgün Erler Bayir, Istanbul Bilgi Üniversitesi, Uluslararasi Iliskiler ve Siyaset Bilimi Bölümü Ögretim Üyesi Prof. Dr. Ayhan Kaya, Iktisadi Kalkinma Vakfi (IKV) Genel Sekreteri ve Yildiz Teknik Üniversitesi Ögretim Üyesi Çigdem Nas, Türkiye Arastirmalari Merkezi Baskani Günter Seufert, Chatham House Kidemli Arastirmacisi Hans Kundnani ve Polonya Uluslararasi Iliskiler Enstitüsü (PISM) Orta Dogu ve Afrika Programi Baskani Karol Wasilewski konusmaci olarak katildi.
IKV Genel Sekreter Yardimcisi M. Gökhan Kilit'in yönettigi panelde konusan Türkoglu, Avrupa'nin derin ve uzun süreli sosyal krizlerle karsi karsiya oldugunu belirterek, göç, yabanci karsitligi, Müslüman düsmanligi ve asiri ulusalci söylemlerin Avrupa'da hizla artmaya basladigini söyledi.
Avrupa kimligi söyleminin Avrupa siyaseti ile baglantili oldugunu dile getiren Türkoglu, "AB, aslinda bir dönüm noktasinda. Sinamalar, ek sinamalarla karsi karsiya. Avrupa tarihi boyunca ilk defa bu kadar göç aldi dolayisiyla demokrasi, insan haklari, ulusal kimlikler de yeniden sorgulanmaya basladi. Bu kavramlari sorgulamak yerine içine çekilmis bir Avrupa veya dislayan bir Avrupa, hiçbir sekilde entegrasyon modeline yardimci olamaz." ifadesini kullandi.
Türkoglu, AB'nin degisen kosullara ayak uydurmasi gerektigine vurgu yaparak, söyle devam etti:
"Avrupa 'çesitlilikte birliktelik' mottosunu hayata geçirmek zorunda ki bu AB'nin kendi mottosu zaten. Dolayisiyla bunu ortaya koyacak farkli mekanizmalari gündeme getirmeli. Avrupa entegrasyonu nedir, bir siniri var midir, Avrupa kimligi bir ortak miras mi? Bu sorulari artik Avrupali halklar da sorgulamaya baslamali. Ancak bu sekilde gelecegi sekillendirebilir ve küresel dis sinamalarla basa çikabiliriz."
- "Türkiyesiz Avrupa cüce kalir"
Zeytinoglu, Türkiye'nin AB üyeligi gündeme geldiginde birtakim ülkelerin devreye girip süreci sabote ettigini, bunun da AB'nin etkinligine ciddi bir zarar verdigini dile getirdi.
Türkiye-AB iliskilerinin de ele alinacagi AB zirvesinde Türkiye ile ilgili pozitif adimlarin atilmasini beklediklerini belirten Zeytinoglu, özellikle Gümrük Birliginin güncellenmesi ve mülteci is birligi alanlarinda atilacak adimlarin Türkiye-AB iliskilerinde bir ivme yaratacagini kaydetti.
Zeytinoglu, "Zirvede, AB liderlerinin vizyoner bir tavir sergilemeleri ve Avrupa'nin Türkiyesiz bir geleceginin olmayacagina dair bir karar almalarini bekliyoruz." dedi.
Erler Bayir da "Türkiyesiz bir Avrupa cüce ve kisa kalir." diyerek, ortak akil ve sagduyunun hakim olmasi durumunda Türkiye ile AB'nin çok iyi seyler basarabilecegini ifade etti.
- "Popülist Avrupa'yi ikna etmek oldukça zor görünüyor"
Günter Seufert, demokrasi, hukukun üstünlügü, insan haklari gibi temel kavramlar üzerinden kendini tanimlayan Avrupa kimliginin bugün kendisiyle çatisir hale geldigini dile getirdi.
Avrupa'da farkli uluslar arasinda çatismalarin olduguna deginen Seufert, "Bu, AB için oldukça zor bir durum. Çesitlilik, siyasi isleyis ve demokrasi için tehdit degil aksine demokrasiyi güçlendirecek, ekonomiye dinamizm getirecek bir güç. Fakat popülist Avrupa'yi ikna etmek oldukça zor görünüyor." diye konustu.
- "AB, kendini disariya açarak kazanir ve güçlenir"
Prof. Dr. Ayhan Kaya da Avrupa'nin popülist söylemler nedeniyle son 20 yildir demokraside ciddi açiklar verdigini vurgulayarak, "AB, kendini disariya açarak kazanir ve güçlenir. Kendini disari kapattigi sürece kaybetmeye mahkumdur." dedi.
Avrupa'da Avrupalilar ile ötekiler arasindaki çatismanin bir Hilal-Haç kavgasi olmadigina vurgu yapan Kaya, bunun bir siyasi çatisma oldugu gerçegi üzerinden okunmasi gerektigine isaret etti.
Karol Wasilewski ise Avrupa ve Türkiye'nin gelecegine dair öngörülerde bulunarak, sunlari söyledi:
"Bana göre, Türkiye'nin kendisine ait bir karari ve iradesi var. ABD veya Avrupa tarafindan bir seylere zorlandigini düsünmüyorum. Türkiye'nin bir aktör olma, degisime yön verme, kendi seçimlerini yapma gücü var. Dolayisiyla bunlar Türkiye'nin AB ile iliskilerini sekillendirecek bir sey. Bu yeni iliski modellerine geçilebilecegini de kapsiyor. Belki de 10 yil sonra Avrupa kimligi içinde Türkiye'yi tartismiyor olacagiz bence."
- "Türkiye'yi kayip dosya olarak görmek yanlis"
Çigdem Nas da "öteki kim, sinir neresi, kimlik nedir?" sorulari üzerinden Avrupa kimliginin tanimlanmaya basladigini söyledi.
Türk halkinin yüzde 50'sinin AB üyeligi konusunda olumlu düsündügünü aktaran Nas, AB üyelik sürecinde 8 defa fasillarin askiya alindigini hatirlatti.
Bazi AB ülkelerinin Türkiye'nin üyeligini engelledigini kaydeden Nas, "Ön yargili yaklasimlar olmasaydi ve Türkiye, AB'ye üye olsaydi Birlik içinde ciddi anlamda degisimler yasanacakti. Türkiye'nin dönüstürücü etkisiyle AB daha da güçlenecekti. Türkiye'yi kayip bir dosya gibi görmek son derece yanlis." degerlendirmesinde bulundu.
Hans Kundnani, Avrupa kimliginin Islam karsitligi üzerinden yürüdügünü belirterek, "beyaz irk" kavrami ile Avrupaliligin es zamanli hareket ettigini söyledi.
"Avrupa kimligi" kavraminin yeni ortaya çikmadigini, sömürgecilik döneminden beri bu söylemin kullanildigini anlatan Kundnani, "Avrupali kimligi, Islam karsitligi üzerinden tanimlaniyor, Avrupali liderler de bu kavrami bugün bir projeye çevirdiler ve çok iyi pazarliyorlar." dedi.
Kundnani, basta Fransa Cumhurbaskani Emmanuel Macron olmak üzere birçok popülist AB liderinin Türkiye'yi tehdit olarak gördügünü kaydetti.
Kaynak: AA
Panele, AB ile Iliskiler Genel Müdürü Büyükelçi Basak Türkoglu, Iktisadi Kalkinma Vakfi (IKV) Baskani TOBB Baskan Yardimcisi Ayhan Zeytinoglu, Istanbul Üniversitesi Uluslararasi Iliskiler Bölümü Ögretim Üyesi Doç. Dr. Özgün Erler Bayir, Istanbul Bilgi Üniversitesi, Uluslararasi Iliskiler ve Siyaset Bilimi Bölümü Ögretim Üyesi Prof. Dr. Ayhan Kaya, Iktisadi Kalkinma Vakfi (IKV) Genel Sekreteri ve Yildiz Teknik Üniversitesi Ögretim Üyesi Çigdem Nas, Türkiye Arastirmalari Merkezi Baskani Günter Seufert, Chatham House Kidemli Arastirmacisi Hans Kundnani ve Polonya Uluslararasi Iliskiler Enstitüsü (PISM) Orta Dogu ve Afrika Programi Baskani Karol Wasilewski konusmaci olarak katildi.
IKV Genel Sekreter Yardimcisi M. Gökhan Kilit'in yönettigi panelde konusan Türkoglu, Avrupa'nin derin ve uzun süreli sosyal krizlerle karsi karsiya oldugunu belirterek, göç, yabanci karsitligi, Müslüman düsmanligi ve asiri ulusalci söylemlerin Avrupa'da hizla artmaya basladigini söyledi.
Avrupa kimligi söyleminin Avrupa siyaseti ile baglantili oldugunu dile getiren Türkoglu, "AB, aslinda bir dönüm noktasinda. Sinamalar, ek sinamalarla karsi karsiya. Avrupa tarihi boyunca ilk defa bu kadar göç aldi dolayisiyla demokrasi, insan haklari, ulusal kimlikler de yeniden sorgulanmaya basladi. Bu kavramlari sorgulamak yerine içine çekilmis bir Avrupa veya dislayan bir Avrupa, hiçbir sekilde entegrasyon modeline yardimci olamaz." ifadesini kullandi.
Türkoglu, AB'nin degisen kosullara ayak uydurmasi gerektigine vurgu yaparak, söyle devam etti:
"Avrupa 'çesitlilikte birliktelik' mottosunu hayata geçirmek zorunda ki bu AB'nin kendi mottosu zaten. Dolayisiyla bunu ortaya koyacak farkli mekanizmalari gündeme getirmeli. Avrupa entegrasyonu nedir, bir siniri var midir, Avrupa kimligi bir ortak miras mi? Bu sorulari artik Avrupali halklar da sorgulamaya baslamali. Ancak bu sekilde gelecegi sekillendirebilir ve küresel dis sinamalarla basa çikabiliriz."
- "Türkiyesiz Avrupa cüce kalir"
Zeytinoglu, Türkiye'nin AB üyeligi gündeme geldiginde birtakim ülkelerin devreye girip süreci sabote ettigini, bunun da AB'nin etkinligine ciddi bir zarar verdigini dile getirdi.
Türkiye-AB iliskilerinin de ele alinacagi AB zirvesinde Türkiye ile ilgili pozitif adimlarin atilmasini beklediklerini belirten Zeytinoglu, özellikle Gümrük Birliginin güncellenmesi ve mülteci is birligi alanlarinda atilacak adimlarin Türkiye-AB iliskilerinde bir ivme yaratacagini kaydetti.
Zeytinoglu, "Zirvede, AB liderlerinin vizyoner bir tavir sergilemeleri ve Avrupa'nin Türkiyesiz bir geleceginin olmayacagina dair bir karar almalarini bekliyoruz." dedi.
Erler Bayir da "Türkiyesiz bir Avrupa cüce ve kisa kalir." diyerek, ortak akil ve sagduyunun hakim olmasi durumunda Türkiye ile AB'nin çok iyi seyler basarabilecegini ifade etti.
- "Popülist Avrupa'yi ikna etmek oldukça zor görünüyor"
Günter Seufert, demokrasi, hukukun üstünlügü, insan haklari gibi temel kavramlar üzerinden kendini tanimlayan Avrupa kimliginin bugün kendisiyle çatisir hale geldigini dile getirdi.
Avrupa'da farkli uluslar arasinda çatismalarin olduguna deginen Seufert, "Bu, AB için oldukça zor bir durum. Çesitlilik, siyasi isleyis ve demokrasi için tehdit degil aksine demokrasiyi güçlendirecek, ekonomiye dinamizm getirecek bir güç. Fakat popülist Avrupa'yi ikna etmek oldukça zor görünüyor." diye konustu.
- "AB, kendini disariya açarak kazanir ve güçlenir"
Prof. Dr. Ayhan Kaya da Avrupa'nin popülist söylemler nedeniyle son 20 yildir demokraside ciddi açiklar verdigini vurgulayarak, "AB, kendini disariya açarak kazanir ve güçlenir. Kendini disari kapattigi sürece kaybetmeye mahkumdur." dedi.
Avrupa'da Avrupalilar ile ötekiler arasindaki çatismanin bir Hilal-Haç kavgasi olmadigina vurgu yapan Kaya, bunun bir siyasi çatisma oldugu gerçegi üzerinden okunmasi gerektigine isaret etti.
Karol Wasilewski ise Avrupa ve Türkiye'nin gelecegine dair öngörülerde bulunarak, sunlari söyledi:
"Bana göre, Türkiye'nin kendisine ait bir karari ve iradesi var. ABD veya Avrupa tarafindan bir seylere zorlandigini düsünmüyorum. Türkiye'nin bir aktör olma, degisime yön verme, kendi seçimlerini yapma gücü var. Dolayisiyla bunlar Türkiye'nin AB ile iliskilerini sekillendirecek bir sey. Bu yeni iliski modellerine geçilebilecegini de kapsiyor. Belki de 10 yil sonra Avrupa kimligi içinde Türkiye'yi tartismiyor olacagiz bence."
- "Türkiye'yi kayip dosya olarak görmek yanlis"
Çigdem Nas da "öteki kim, sinir neresi, kimlik nedir?" sorulari üzerinden Avrupa kimliginin tanimlanmaya basladigini söyledi.
Türk halkinin yüzde 50'sinin AB üyeligi konusunda olumlu düsündügünü aktaran Nas, AB üyelik sürecinde 8 defa fasillarin askiya alindigini hatirlatti.
Bazi AB ülkelerinin Türkiye'nin üyeligini engelledigini kaydeden Nas, "Ön yargili yaklasimlar olmasaydi ve Türkiye, AB'ye üye olsaydi Birlik içinde ciddi anlamda degisimler yasanacakti. Türkiye'nin dönüstürücü etkisiyle AB daha da güçlenecekti. Türkiye'yi kayip bir dosya gibi görmek son derece yanlis." degerlendirmesinde bulundu.
Hans Kundnani, Avrupa kimliginin Islam karsitligi üzerinden yürüdügünü belirterek, "beyaz irk" kavrami ile Avrupaliligin es zamanli hareket ettigini söyledi.
"Avrupa kimligi" kavraminin yeni ortaya çikmadigini, sömürgecilik döneminden beri bu söylemin kullanildigini anlatan Kundnani, "Avrupali kimligi, Islam karsitligi üzerinden tanimlaniyor, Avrupali liderler de bu kavrami bugün bir projeye çevirdiler ve çok iyi pazarliyorlar." dedi.
Kundnani, basta Fransa Cumhurbaskani Emmanuel Macron olmak üzere birçok popülist AB liderinin Türkiye'yi tehdit olarak gördügünü kaydetti.