BBP Genel Baskani Mustafa Destici Açiklamasi

• Video BBP Genel Başkanı Mustafa Destici: “ Siyasetin finansmanının şeffaflaştırılması. Devlet her yıl beş partiye 500 milyon lira vermektedir. Bu para beş parti için çok azdır. Büyük Birlik partisi olarak biz bunu

BBP Genel Baskani Destici, TBMM’de basin toplantisi düzenleyerek, gündemdeki konulari ve Cumhurbaskanligi hükümet sistemini degerlendirdi. Destici, Cumhurbaskanligi Hükümet Sistemi’nin üçüncü yilini doldurdugunu hatirlatarak, Seçim Kanunu ve Siyasi Partiler Kanunu yapilmasi gereken degisikliklerin yapilamadigini söyledi.

Destici, yeni Hükümet sistemi ile Türkiye’nin istikrara kavustugunu kaydederek, “Güçlü devletlerin güçlü devlet adamlari, hükümetleri istikrarli yönetimleri vardir. 1983 sonrasina baktigimizda Türkiye istikrarsizliklar yasamis, darbelerle, muhtiralarla karsi karsiya kalmistir. Yeni sistemle hem temsilde adalet saglanmis, 83 sonrasina baktigimizda gazi Meclisimiz en yüksek temsil oranina saglanmis, yönetimde bir istikrar saglanmistir. Libya’dan Azerbaycan’a, Kibris’tan Dogu Akdeniz, Karadeniz, Pakistan’dan Cezayir’e bütün Türk ve Müslüman cografyasinda Türkiye’nin daha güçlü hale gelmesini saglamis, Türkiye’nin onaylamadigi hiçbir seyin yapilamayacak noktaya gelmistir” ifadelerini kullandi.

Destici, söyle konustu:

“Baraj sifir olsun diyoruz. Ittifak içinde baraj akla getirilmemelidir. Ittifak seçenekleri genisletilmeli, kolaylastirilmali. 81 il 81 seçim çevresi yapilmali. 81 ilin 81 seçim çevresi olmasi yüzde bir oy alan parti bile meclise milletvekili gönderme imkani bulacak. Siyasetin finansmaninin seffaflastirilmasi. Devlet her yil bes partiyle 500 milyon lira vermektedir. Bu para bes parti için çok azdir. Büyük Birlik partisi olarak biz bunun kaldirilmasini teklif ediyoruz. Ön seçim, en az yüzde 89’ninin ön seçimle gelmesi gerekiyor.”

HDP‘nin kapatilmasina iliskin olarak Destici, “Kapatma davasinin, muhalefet partilerinin bu yöndeki örtülü ve açik yorumlarinin aksine, hiçbir sekilde siyasi bir yönü yoktur. Kapatma davasi, hukuka dair, zaruri ve geç kalmis bir islemdir. Daha önce sayisiz kez, hiçbir tereddüt, çeliski ve kiriklik yasamadan, sayisiz kez dile getirdik. Tekrar etmekte de hiçbir sakinca görmüyorum: Dünyanin hiçbir yerinde, siddeti metot olarak belirleyen herhangi bir örgütlenmeye izin verilmesi tartismaya bile açilamaz. Dünyanin hiçbir yerinde, 40 yila yaklasan süredir, on binlerce insanimizin hayatina, ülkemizin trilyonlarca dolarina mal olan bir terör örgütünün sözcülügünü yapan; tüm politikalari, söylemleri, yöneticileri, adaylari, ayni terör örgütünün talimatiyla belirlenen bir siyasi partinin varligina izin verilmesi asla kabul edilemez. Esasen, söz konusu örgütlenme hiçbir sekilde siyasi parti vasiflarini tasimamaktadir, siyasi parti olarak kabul edilmemelidir. PKK, bir terör örgütü olmasinin yaninda, tüm Ortadogu’nun ve tüm Ortadogu tarihinin gördügü en büyük suç örgütüdür. Örgütün, uyusturucudan insan kaçakçiligina, tecavüzden iskenceye, cinayetten casusluga, hukuk literatüründe bulunan, islemedigi hiçbir suç yoktur. Bu tip karanlik bir terör örgütünün temsilcilerinin, dünyanin herhangi bir ülkesinde, parlamentoda yer bulabilmesi yahut devletten para almasi örnegine rastlamak bir yana, ülkemizde yasananlar, herhangi bir ülkede, “teorik olarak” kaydiyla bile tartisilamaz” seklinde konustu.

(Ahmet Umur Öztürk/ IHA)