Cumhurbaskani Erdogan, NATO Zirvesi'ni Degerlendirdi Açiklamasi (1)

'NATO'yu askeri bakimdan daha muhkem hale getirirken siyasi boyutunu da tahkim edecek adimlarin atilmasi yönünde kararlar aldik' 'Küresel istikrarin muhafazasinda NATO'nun hem belirleyiciligi hem de üstlenmesi gereken sorumluluklar artmistir' 'Dönem, sorumluluktan kaçma degil elini tasin altina koyma dönemidir' 'Akdeniz'den Karadeniz'e, Avrupa'dan Asya'ya kadar NATO'nun sagladigi güvenlik semsiyesine ihtiyaç duyulan her yerde ittifak aktif rol üstlenmelidir' 'Sinir ötesi operasyonlarimiz sayesinde 8 bin 200 kilometrekareden fazla alani terörden arindirdik' 'Gerek zirve hitabimizda gerek ikili görüsmelerimizde, PYD/PKK'ya verilen destegin artik sonlandirilmasi gerektigini açikça dile getirdik'.

Cumhurbaskani Recep Tayyip Erdogan, NATO Zirvesi'nde ittifaki askeri bakimdan daha muhkem hale getirirken siyasi boyutunu da tahkim edecek adimlarin atilmasi yönünde kararlar aldiklarini bildirdi.

Cumhurbaskani Erdogan, NATO Zirvesi'nin ardindan düzenledigi basin toplantisinda, bugün yapilan görüsmelerin ülkeler basta olmak üzere tüm insanlik için hayirlara vesile olmasini diledi.

Küresel ekonomi ve güvenlik mimarisinde köklü degisimlerin yasandigi bir dönemden geçildigini belirten Erdogan, bölgesel aktörlerin karar alma süreçlerindeki etkisi ve agirliginin günden güne arttigini söyledi. Son 1,5 yildir insanligin gündemini belirleyen koronavirüs salgininin bu degisim sürecini daha da hizlandirdigini dile getiren Erdogan, yüzyilin en büyük saglik krizi olarak nitelenen salginin, küresel sistemdeki açiklari ve yapisal sorunlari bir kez daha gözler önüne serdigini vurguladi.

Erdogan, salginin yansimalarini hayatin hemen her alaninda görmenin mümkün oldugunu ifade ederek, sözlerini söyle sürdürdü:

"Ekonomiden ticarete, toplumsal hareketlerden kamu güvenligine kadar çok genis bir yelpazede salginin artçi sarsintilarina sahit oluyoruz. Salginla beraber istikrarsizligin, Islam ve yabanci karsiti irkçi akimlarin dünyanin farkli köselerinde yayginlastigini görüyoruz. Demokrasi ve demokratik degerler yara alirken sorun çözme mekanizmalari islerliklerini kaybediyor. Uluslararasi toplum tarafindan terk edilmis olma düsüncesi bilhassa sistemin çeperinde yer alan yoksul ülkeleri içe kapanmaya sürüklüyor. Salginla beraber ekonomileri iyice kötülesen az gelismis ve gelismekte olan ülkelere yönelik yardimlarin sarta baglanmasi, adalete ve hakkaniyete olan inanci da asindiriyor. Küresel ekonominin toparlanma ihtiyaci en üst safhadayken özellikle gelismis ülkelerin korumaci tedbirlere basvurmasi salgin kaynakli ekonomik sorunlarin derinlesmesine sebep oluyor."

- "Hem belirleyiciligi hem üstlenmesi gereken sorumluluklar artmistir"

"Herkes güvende olana kadar hiç kimsenin güvende olamayacagi" gerçegiyle bir kez daha yüzlesildigini dile getiren Erdogan, söyle devam etti:

"Dünyanin içinde bulundugu bu manzara bize NATO'nun da üzerine insa edildigi ittifak ve dayanisma ruhunun önemini göstermistir. Küresel istikrarin muhafazasinda NATO'nun hem belirleyiciligi hem de üstlenmesi gereken sorumluluklar artmistir. Üye devletler kurucu ilkelerine sahip çikmali ve ittifaki güçlendirmelidir. Akdeniz'den Karadeniz'e, Avrupa'dan Asya'ya kadar NATO'nun sagladigi güvenlik semsiyesine ihtiyaç duyulan her yerde ittifak aktif rol üstlenmelidir. Dönem, sorumluluktan kaçma degil elini tasin altina koyma dönemidir. Bilhassa NATO'nun küresel sinamalar karsisinda daha etkin inisiyatifler üstlenmesi gerekmektedir."

Erdogan, zirve vesilesiyle Amerika Birlesik Devletleri Baskani Joe Biden ile az evvel bir araya geldiklerini belirterek, "NATO Brüksel Zirvesi'ni küresel ölçekte kritik hadiselerin yasandigi iste böyle bir atmosferde gerçeklestirdik. Ittifakin önümüzdeki 10 yillik yol haritasini teskil edecek NATO 2030 sürecine iliskin önemli kararlarin alindigi Zirvemizi tamamladik. Zirve toplantimizda NATO'nun güvenligine yönelik tehdit ve meydan okumalar hakkinda stratejik düzeyde görüs alisverisinde bulunduk." diye konustu.

"NATO'yu askeri bakimdan daha muhkem hale getirirken siyasi boyutunu da tahkim edecek adimlarin atilmasi yönünde kararlar aldik." ifadesini kullanan Erdogan, stratejik konseptin günün sartlarina uygun olarak güncellenmesi sürecini baslatan karari da onayladiklarini bildirdi.

- "Iyi terörist, kötü terörist siniflamasina giden çarpik anlayis mevcudiyetini koruyor"

Ittifakin yeni tehditlere mukavemet edebilmek amaciyla kendisini adapte ederken güvenligin bölünmezligi, dayanisma ve beraberlik basta olmak üzere temel ilkelerinden taviz vermemesi gerektigini vurguladiklarini dile getiren Erdogan, "Terörle mücadele basta olmak üzere Türkiye'nin önceliklerini, hassasiyetlerini ve hakli beklentilerini müttefiklerimizin dikkatine sunduk ancak burada üzülerek bir hususun altini çizmek istiyorum, terör meselesinde örgütler arasinda ayrim yapan, iyi terörist, kötü terörist siniflamasina giden çarpik anlayis mevcudiyetini ne yazik ki koruyor. Böyle ikircikli bir tavrin terörü yok edemeyecegi, bilakis terör örgütlerine cesaret verecegi açiktir." diye konustu.

Erdogan, bir terör örgütünün eliyle digerinin yok edilemeyeceginin ortaya çiktigini, DEAS tehdidinin yeni isimler altinda varligini sürdürmesinin, terörle mücadelede rehavet ve çifte standardin yeri olmadigini gösterdigini vurguladi.

Türkiye'nin DEAS'a karsi gögüs gögüse mücadele ettigine, Suriye'nin kuzeyinden bu örgütün sökülüp atilmasini saglamis tek NATO müttefiki olduguna isaret eden Erdogan, "Sinir ötesi operasyonlarimiz sayesinde 8 bin 200 kilometrekareden fazla alani terörden arindirdik. Idlib'de tesis ettigimiz güven atmosferiyle yeni bir insani trajedinin ve büyük bir göç dalgasinin önüne geçtik. Son günlerde Idlib'e yönelik hem rejim hem PKK/YPG kaynakli saldirilarin yogunlasmasi bu bölgeyi tekrar kaosa sürüklemeyi amaçlamaktadir." dedi.

Erdogan, cumartesi günü Afrin'deki Sifa Hastanesini hedef alan YPG/PYD terör örgütünün 14 masumu katlettigini, 32 sivili de yaraladigini animsatarak, söyle konustu:

"Sadece bu terör eylemi bile müttefik silahlariyla donatilan, yöneticileri kimi ülkelerde kirmizi halilarda agirlanan bu örgütün kanli, kirli ve çirkin yüzünü göstermeye kafidir. Gerek zirve hitabimizda gerekse ikili görüsmelerimizde PKK/PYD'ye verilen destegin artik sonlandirilmasi gerektigini açikça dile getirdik. Terör örgütleriyle mücadelemizin yani sira Suriye'nin bir terörist yetistirme kampina dönüsmesinin de önüne geçmeye çalistik. Bugüne kadar 9 bine yakin yabanci terörist savasçi yakaladik ve ülkelerine geri gönderdik. Ayrica çatisma bölgeleriyle baglantili oldugu tespit edilen 100 bini askin terörist süphelisine ülkemize giris yasagi koyduk."

Türkiye tarafindan yakalanip kaynak ülkelere teslim edilen teröristlerin bugün hiçbir tahkikata ugramadan ellerini kollarini sallayarak serbestçe dolasabilmesinin, hatta kimi ülkelerde terör eylemi yapabilmesinin büyük bir zafiyet oldugunun altini çizen Erdogan, sunlari kaydetti:

"Türkiye, sadece PKK/PYD, FETÖ ve DEAS ile mücadelesinde degil yabanci terörist savasçilarin engellenmesine yönelik çabalarinda da tek basina birakilmistir. Daha vahimi ülkemiz Suriye mahreçli düzensiz göç yükünün neredeyse hepsini yalniz basina omuzlamak mecburiyetinde birakilmistir. Yaklasik 10 yildir 3,6 milyon Suriyeliye sahip çikan Türkiye'ye verilen taahhütlerin çogu yerine getirilmemistir. Libya ve Suriye basta olmak üzere ittifakin inisiyatif almakta geç kaldigi tüm bölgelerde muhasimlarin etkinligini artirdigi bir gerçektir. Mesru hükümetin daveti üzerine sagladigimiz egitim ve danismanlik destegi hem Libya'nin uzun süreli bir iç savasa sürüklenmesini engelledi hem de BM öncülügündeki siyasi sürecin önünü açti."

(Sürecek)

Kaynak: AA