Ömer Çelik'ten MYK sonrası açıklamalar!

AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik MYK sonrası açıklamalarda bulundu.

Ömer Çelik'ten MYK sonrası açıklamalar!
Ömer Çelik'ten MYK sonrası açıklamalar!
AK Parti Sözcüsü Ömer Çelilk MYK sonrası önemli açıklamalarda bulundu.
Ömer Çelik yaptığı açıklamalarda:

TBMM çalışmaları da değerlendirilecektir. Emekli amirallerin yayınladığı bildiri ile ilgili tüm tartışmaları izliyoruz. Tarihte geçmişte gördüğümüz gibi siyasete müdahale teşebbüsüdür.

Tabii Türk siyasi hayatı bu tip bildirinin demokraside neyi tetiklediği, ne büyük sonuçlar doğurduğunu hepimiz biliyoruz. Bunun hiçbir şekilde küçültülecek bir taraf yoktur. 103 emekli amiral Cumhurbaşkanımızın Ankara dışında olduğu bir gece yarısı böyle bir şey yayınlıyorlar. Bunun hiçbir tarafında vatanseverlik olamaz. Türkiye'nin huzurunu bozmaya kimsenin hakkı yoktur. Hukuk dışı bir teşebbüstür.'

'EN GÜÇLÜ TEPKİYİ VERECEĞİZ'

Bu bildiri karşısında aslında geçmişteki geleneği sürdürerek demokrasi iklimini zehirleme teşebbüsüne neden oluyorlar. Bunların hangi mekanizmalar içinde gerçekleştiğini çok iyi biliyoruz. Kayıtsız ve şartsız net neye hizmet ettiğini biliyoruz. Baştan aşağı reddediyoruz. Siyasi ve hukuki olarak en güçlü tepkiyi vereceğiz. CHP sözcüsü diyor ki 'Bunlar eleştirilebilir, ötesi haksızlık olur', O zaman yine bu süreçlere sessiz kalarak, iş işten geçtikten sonra ne diyorlardı, 'Evet bu yapılanlar yanlıştı, iktidarın da çok yanlışı vardı.'

'NE GİBİ MASUM TARAFI OLABİLİR'

Demokrasiyi virüs olarak gördükleri için muhtıra olmaksızın kendilerinin aşılamayacağına inanıyorlar. Bu üslupla, bu içerikle gece yarısı böyle yayınlanmasının ne gibi masum tarafı olabilir? Ses çıkarılınca ne oluyor, fikir hürriyeti diyorlar. Siz askeri sıfatları kullanarak, örgütlenerek bildiri yayınlayacaksınız ve bunun masum görünmesini isteyeceksiniz. Bununla güçlü bir mücadelenin devam etmesi gerekiyor. Sivil toplumundan üniversitelere son derece güçlü tepki verilmesinden memnun duyuyoruz. Böyle bir teşebbüs karşısında güçlü bir şekilde sahiplenmenin olması, Türkiye'nin kazanımlarının artık kurumsallaştığını göstermektedir.

'TÜRKİYE KARŞITI ÜLKELERDEKİ SEVİNCİ GÖRÜYORUZ'

Zaman ayarlı siyasi krizler olurdu. Doğu Akdeniz'deki Libya'daki durumlara bakın tam bu zeminde salı günü AB'nin ziyareti varken zaman ayarlı bir saldırıyla karşı karşıya olduğumuz açıktır. Bütün dünyaya '104 emekli amiralden Türk hükümetine bildiri' diye haber geçiyor. Kimi sevindiriyor bu? Yunan medyasını görüyoruz. Türkiye karşıtı ülkelerdeki sevinci görüyoruz. Her demokrasi, demokratik toplum bunun anormal bir durum olduğunu tespit ederek, buna karşı tavır alır. Bunu sıradan göstermeye çalışanların aslında buna zınnen destek vermeye çalışmasıdır. Bu son örnekte olduğu gibi devlet size görev yetki vermiş ve siz görev süreniz boyunca takdir edilerek bir yere gelmişsiniz. Bu yaptıkları Türk Silahlı Kuvvetleri'ne saygısızlıktır. Millete saygısızlıktır. Türkiye'nin demokrasisi korunsun diye verilen sıfatların her şeyden önce bu devlete ve millete saygısızlıktır. Görev döneminde yaptıkları başarı ile anılmaları gerekirken bu şekilde anılacak şekilde tavra girmeleri kendilerine bir suikasttir.

'BUNU SAVUNANLAR İMZALAYANLARDAN DAHA ZARARLIDIR'

Tepki gösterildikten sonra bunu bilmiyormuş gibi davranmalarının hiçbir tutarlı yanı yoktur. Sinsi ve kurnaz yaklaşımla kayda geçmiş olur. Bunu savunanların bildiriyi imzalayanlardan daha zararlıdır. Bunun sınırı ve tahrip gücü demokrasiyi zehirlemeye çalışanların diğerlerinin desteğiyle olur. Geçmişte de gördük bunu, şimdi de görüyoruz. Sessiz kalsaydık muhtıra olacaktı, sessiz kalmayınca ifade özgürlüğü diye altına sığınacaklardı. Silahlı kuvvetlerin bir zamanlar üniforması giymiş olanların bu şekilde gündeme gelmesi TSK'ya haksızlıktır. Bir emekli olsa bile Türkiye'nin başkomutanını hedef alması bellidir. Şu bildirinin yayınlandığı andan itibaren Türkiye'deki ve dünyadaki algısına bakın. Türkiye'ye yatırım yapmak isteyenlerin algısına bakın. Yarın AB ile gerçekleştirilecek ziyaret algısına bakın.

'BUNDAN SONRA KİRLİ BİR TEŞEBBÜSLE ANILACAKLAR'

Bu yaptıkları TSK'yı istismardır, kendi geçmişlerine saygısızlıktır, millet ve devlet tarafından verilmiş üniformaya saygısızlıktır. Kendi hizmetleri ile anılmaları gerekirken, bu şekilde anılacak tavırlara girmeleri yanlıştır. Hiçbir şey ile izah edilemez. Bundan sonra kirli bir teşebbüsle anılacaklar. Onlar da, biz de bu bildirinin ne anlama geldiğini çok iyi biliyoruz.

Bunu normalleştirmeye çalışanlar, bu bildiriye imza atanlardan daha büyük kötülük yaptığı kesindir. Örgütlü bir kötülük olduğunu kabul etmemiz lazım. Asleri sıfatların bu şekilde kullanılması son derece dramatik bir durumdur. TSK'ya haksızlıktır. Bu affedilemez bir provokasyondur.

'BUNU SAVUNANLAR İMZALAYANLARDAN DAHA ZARARLIDIR'

Tepki gösterildikten sonra bunu bilmiyormuş gibi davranmalarının hiçbir tutarlı yanı yoktur. Sinsi ve kurnaz yaklaşımla kayda geçmiş olur. Bunu savunanların bildiriyi imzalayanlardan daha zararlıdır. Bunun sınırı ve tahrip gücü demokrasiyi zehirlemeye çalışanların diğerlerinin desteğiyle olur. Geçmişte de gördük bunu, şimdi de görüyoruz.

'ASIL GÜNDEMİ DEĞİŞTİRENLER BİLDİRİYİ YAZANLAR'

Sonra çıkmış ana muhalefet partisi, AK Parti gündem değiştirmeye çalışıyor diyor. Gündem değiştirmeye çalışanlar bildiriyi yazanlar. Keşke bütün partiler karşı çıksaydı. Demokrasiden taviz vermemek gerekir, bunun partisi olmaz. Bazı partiler muhtırayı aşı gibi algılıyor.

Emekli olmuş kişilerin Türk Silahlı Kuvvetleri adına konuşma hakkı yoktur. Kahraman Deniz Kuvvetlerinin mavi vatanı korumak için gösterdiği çabayla gurur duymak gerekmiyor mu? Ama bunlar bildiri yayınlıyor.

Doğrudan, Cumhurbaşkanlığı makamını, Cumhurbaşkanlığı Kabinesi'ni hedef alan bir bildiridir. Yargı sürecini yakından takip ediyoruz.