Kayseri'de 8 milyon yıllık fosiller bulundu!
Kayseri'de yaklaşık 8 milyon yıl önce fillerin atası olarak bilinen 5 fil türünün bir arada yaşamış olması dikkati çekiyor. Kazılara başkanlık eden Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Okşan Başoğlu, AA muhabirine, kurtarma kazılarında şu ana kadar fillerin atası olarak bilinen 5 farklı fil türünün yanı sıra zürafa, geyik, antilop gibi çok çeşitli fosile ulaşıldığını söyledi. Değerlendirmeler sonucu fosillerin yaklaşık 7,5-8 milyon yıl öncesine ait olduğunun belirlendiğini anlatan Başoğlu, bu konuda çalışmaların sürdüğünü dile getirdi.
Büyükşehir Belediyesince 2017 yılında başlatılan fosil kurtarma kazıları, Yamula Barajı kıyısında mevsim şartları elverdiği zamanlarda sürdürülüyor.
Kazıda çıkarılan çeşitli hayvanlara ait fosiller, Kayseri Bilim Merkezi'nde uzmanlar tarafından titizlikle temizlenerek bakımı yapılıyor. Kazılara başkanlık eden Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Okşan Başoğlu, AA muhabirine, kurtarma kazılarında şu ana kadar fillerin atası olarak bilinen 5 farklı fil türünün yanı sıra zürafa, geyik, antilop gibi çok çeşitli fosile ulaşıldığını söyledi. Değerlendirmeler sonucu fosillerin yaklaşık 7,5-8 milyon yıl öncesine ait olduğunun belirlendiğini anlatan Başoğlu, bu konuda çalışmaların sürdüğünü dile getirdi.
Ulaşılanlar içindeki en dikkat çekici parçanın tüm halde bulunan ve fillerin atası olarak bilinen Choerolophodon Pentelici'ye ait tam kafatası fil fosili olduğunu vurgulayan Başoğlu, "Bu bütünlükte ve bütün halde ele geçen tek örnek. Türün kendisi de çok önemli. Dünyada nadir bulunan bir tür." dedi.
Yabancı bilim insanlarının da Kayseri'de çıkarılan fosillere ilgi gösterdiğini anlatan Başoğlu, Helsinki Üniversitesi Yerbilimleri ve Jeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Juha Saarinen'in kısa süre önce kente geldiğini ve bu fosiller üzerinde çalıştığını aktardı. Başoğlu, Doç. Dr. Juha Saarinen'in Bilim Merkezinde fosilleri inceledikten sonra dünyaca önemli bilimsel bir dergide yayınlamak üzere ülkesine döndüğünü belirtti. Yabancı bilim insanlarının fosillere özel önem verdiğini ifade eden Başoğlu, "Yurt dışında Anadolu çok önemli, çok dikkatlerini çekiyor. Juha her şeyi göze alarak geldi, ülkesine dönünce 10 gün karantinada kalacak. Bir an önce yayınını yapmak istediği için her şeyi göze alarak geldi. Almanya ve Hollanda'dan bilim insanlarıyla çalışıyoruz. Bunlarla ilgili de önemli geri dönüşler alıyoruz ancak salgından dolayı gelemediler. Salgın sona ererse onlar da gelip incelemelerini yapacak." diye konuştu.
BİR ARADA YAŞADIKLARINI GÖSTEREN BİR BULGU YOK!
"Kayseri fosil konusunda referans noktası olacak, dünya literatürüne girecek." diyen Başoğlu şöyle devam etti: "5 farklı tür filimiz var. Sadece fillerle kalmıyoruz, zürafalar, gergedanlar 3 toynaklı atlar, bovit dediğimiz boş boynuzlu koyun, keçi, antilop gibi hayvanlar ve kaplumbağamız mevcut. Günümüzün kaplumbağaları gibi değil tabii ki devasa bir kaplumbağa. Hayvan faunamız bu şekilde. Kazılar ilerledikçe bunlara farklı farklı hayvan türlerinin de ekleneceğini biliyoruz. Kayseri'nin bu kadar önemli olmasının nedeni böyle 5 farklı fil türüne ev sahipliği yapması. Fillerin öyle bir ortamı var ki bazıları devasa büyüklükte, bazıları minik, bazıları çamur kazarak besleniyor, bazıları ağaçlardan besleniyor. Bu kadar çeşitli fil türünün bir arada yaşamasına imkan veren nasıl muhteşem bir ortam var, bunun araştırmasını yapıyoruz. Bizim bildiğimiz Anadolu'da beş farklı fil türünün bir arada yaşadığını gösteren bir kayıt yok." Başoğlu, kazı çalışmalarına destek veren Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanı Memduh Büyükkılıç'a teşekkür etti.
Kazıda çıkarılan çeşitli hayvanlara ait fosiller, Kayseri Bilim Merkezi'nde uzmanlar tarafından titizlikle temizlenerek bakımı yapılıyor. Kazılara başkanlık eden Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Okşan Başoğlu, AA muhabirine, kurtarma kazılarında şu ana kadar fillerin atası olarak bilinen 5 farklı fil türünün yanı sıra zürafa, geyik, antilop gibi çok çeşitli fosile ulaşıldığını söyledi. Değerlendirmeler sonucu fosillerin yaklaşık 7,5-8 milyon yıl öncesine ait olduğunun belirlendiğini anlatan Başoğlu, bu konuda çalışmaların sürdüğünü dile getirdi.
Ulaşılanlar içindeki en dikkat çekici parçanın tüm halde bulunan ve fillerin atası olarak bilinen Choerolophodon Pentelici'ye ait tam kafatası fil fosili olduğunu vurgulayan Başoğlu, "Bu bütünlükte ve bütün halde ele geçen tek örnek. Türün kendisi de çok önemli. Dünyada nadir bulunan bir tür." dedi.
Yabancı bilim insanlarının da Kayseri'de çıkarılan fosillere ilgi gösterdiğini anlatan Başoğlu, Helsinki Üniversitesi Yerbilimleri ve Jeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Juha Saarinen'in kısa süre önce kente geldiğini ve bu fosiller üzerinde çalıştığını aktardı. Başoğlu, Doç. Dr. Juha Saarinen'in Bilim Merkezinde fosilleri inceledikten sonra dünyaca önemli bilimsel bir dergide yayınlamak üzere ülkesine döndüğünü belirtti. Yabancı bilim insanlarının fosillere özel önem verdiğini ifade eden Başoğlu, "Yurt dışında Anadolu çok önemli, çok dikkatlerini çekiyor. Juha her şeyi göze alarak geldi, ülkesine dönünce 10 gün karantinada kalacak. Bir an önce yayınını yapmak istediği için her şeyi göze alarak geldi. Almanya ve Hollanda'dan bilim insanlarıyla çalışıyoruz. Bunlarla ilgili de önemli geri dönüşler alıyoruz ancak salgından dolayı gelemediler. Salgın sona ererse onlar da gelip incelemelerini yapacak." diye konuştu.
BİR ARADA YAŞADIKLARINI GÖSTEREN BİR BULGU YOK!
"Kayseri fosil konusunda referans noktası olacak, dünya literatürüne girecek." diyen Başoğlu şöyle devam etti: "5 farklı tür filimiz var. Sadece fillerle kalmıyoruz, zürafalar, gergedanlar 3 toynaklı atlar, bovit dediğimiz boş boynuzlu koyun, keçi, antilop gibi hayvanlar ve kaplumbağamız mevcut. Günümüzün kaplumbağaları gibi değil tabii ki devasa bir kaplumbağa. Hayvan faunamız bu şekilde. Kazılar ilerledikçe bunlara farklı farklı hayvan türlerinin de ekleneceğini biliyoruz. Kayseri'nin bu kadar önemli olmasının nedeni böyle 5 farklı fil türüne ev sahipliği yapması. Fillerin öyle bir ortamı var ki bazıları devasa büyüklükte, bazıları minik, bazıları çamur kazarak besleniyor, bazıları ağaçlardan besleniyor. Bu kadar çeşitli fil türünün bir arada yaşamasına imkan veren nasıl muhteşem bir ortam var, bunun araştırmasını yapıyoruz. Bizim bildiğimiz Anadolu'da beş farklı fil türünün bir arada yaşadığını gösteren bir kayıt yok." Başoğlu, kazı çalışmalarına destek veren Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanı Memduh Büyükkılıç'a teşekkür etti.