Korona Virüsle Mücadelede Ilaç Hamlesi Açiklamasi Faz- 2 Çalismasi Tamamlandi
Istanbul Üniversitesi heparin üzerinde yaptigi formülasyon çalismalari sonrasi dünyada ilk kez kullanildigi belirtilen bir teknolojiyle nefes yoluyla uygulanan ilaçla Covid-19’a karsi olumlu sonuçlar elde etti. Faz-2 çalismalari tamamlanan yaygin kullanim için çalismalari süren ilaca iliskin Istanbul Tip Fakültesi Dekani Prof. Dr. Tufan Tükek: “Biz bilinen ilaci farkli bir yolla, farkli bir endikasyonla uyguladik. Mükemmel bir klinik çalismayla bu bilgiye ulasildi ve dünyada ilk” derken çalismanin formülasyonunu üstlenen Doç. Dr. Ayca Yildiz Peköz: “Faz-2 klinik çalismayi tamamladik, hastalarin hepsi saglikli olarak evlerine döndüler. Faz-3 çalisma onayini alip ayni basariyi elde edersek, en geç 2022 ortalari gibi acil kullanim onayi alip hastalara ulasabilecegimizi düsünüyorum. Türkiye’nin ilk orijinal ilaci olmasi yolunda azimle çalismalarimiza devam edecegiz” dedi.

2020 yilinda pandeminin ortaya çikmasiyla çalismalarina baslayan ekip, Covid-19’a karsi heparinin dozajlarinda yapilan çalisma sonrasi dünyada ilk kez uygulandigi belirtilen teknolojiyle formüle edilen bir çalisma ortaya koydu. Çalismayla basarili sonuçlar elde edilmesi üzerine Saglik Bakanligi ile “klinik etik onayi” süreci basladi.
Ilacin formülasyon çalismalarini Avrupa Birligi Doktora derecesini Cardiff Üniversitesi’nden 2005’te akcigerlere ilaç hedeflemesi alaninda yazdigi tezle alan, uzun yillar akcigere ilaç hedeflemesi üzerinde çalisan Istanbul Üniversitesi Eczacilik Fakültesi Farmasötik Teknoloji Anabilim Dali Ögretim Üyesi Doç. Dr. Ayca Yildiz Peköz yürütürken bu yilin subat ayinda klinik çalisma onayi da alindi. Klinik çalismalarini yapan Gögüs Hastaliklari Ögretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Erelel önderliginde ilaç, Istanbul Tip Fakültesi’nde yatan korona virüs hastalarina uygulandi. Günde iki doz olarak yumusak bugu yöntemiyle verilen ilaç 40 gönüllü Covid hastasi üzerinde denenirken, 40 kiside de standart tedavi süreci sürdürüldü.
Kullanilan Covidli hastalarda iyilesme tespit edildi
Her iki grup hastalar da oksijen saturasyonu degerlendirmesine göre sürekli takip edilirken yeni yöntemin uygulandigi hasta grubunda, 10 günün sonunda oksijen saturasyonu degerlerinde ve diger klinik bulgularda iyilesme gözlendigi ifade edildi. Özellikle daha kritik durumda olan hastalarda uygulama sonucunda belirgin iyilesme oldugu belirtildi. Gelistiren tedavi yönteminin uygulandigi 40 hasta tedavileri basariyla tamamlanarak evlerine gönderilirken, standart tedavisi süren hastalarda yogun bakim gerekliligi ve hayatini kaybeden kisiler oldugu görüldü.
Tedavi sonuçlarinda, çalismanin Covid-19 virüsünün yol açtigi oksijen ihtiyaci problemini büyük oranda ortadan kaldirdigi ve bagisiklik direnci kazanan hastalarin iyilesebildigi gösterildi.
Faz-3 sonuçlari basarili olursa 2022’de acil kullanim onayi gelebilir
Faz-2 çalismalari tamamlanan ilaç gelistirme süreci için Faz-3 asamasi çalismalarina geçilecek. Doç. Dr. Ayca Yildiz Peköz, Faz-2’de elde edilen basarili bulgularin Faz-3’te daha çok kisi üzerinde uygulanarak olumlu ilerlemeler kaydedilmesi halinde en geç 2022 ortalarinda ilaç için, Acil Kullanim Onayi’na basvuru gerçeklestirilebilecegini belirtti.
Çalisma ise dünyanin en prestijli dergilerinden hakemli Pharmaceutics dergisinde “Early Effects of Low-Moleculer Weight Heparin Theraphy with Soft-Mist Inhaler for COVID-19-Induced Hypoxemia: A Phase IIb Trial” basligi ile Ekim sayisinda da yer aldi.
“Biz bilinen ilaci farkli bir yolla, farkli bir endikasyonla uyguladik”
Pandemi sürecinde yapilan çalismalarin önemine dikkat çeken Istanbul Üniversitesi- Istanbul Tip Fakültesi Dekani Prof. Dr. Tufan Tükek: “Korona virüse karsi akcigeri korumamiz gerektigini ve çok kolaylikla akcigerde enfeksiyona neden olup ciddi sorunlar olusturdugunu biliyoruz. Erken dönemde pnömoni, ARDS gibi ölüme götüren sebepler olabilecegi gibi geç dönemde de fibrozis dedigimiz birtakim sorunlara yol açiyor, ki bu hasta için bir süre sonra ölüm demek. Geçen sene mart ayindan itibaren heparin tedavisinin biz de uyguladigini zaten devamli konusuyoruz. Bu molekülü normalde damar ya da deri altina uyguluyoruz. Biz bilinen ilaci farkli bir yolla, farkli bir endikasyonla uyguladik. Nasil uyguladik; agiz ve brons üzerinden alinmasi ve direkt akcigere ulasmasini saglayarak akciger dokusunda olusacak olan fibrin molekülleri ya da bir takim katilasmayi önlemek amaciyla inhaler sekline dönüstürüp uygulamayi sagladi” diye konustu.
“Dünyada ilk, çok sevinçliyiz”
Çalismanin hastalar üzerinde olumlu etkiler olusturduguna dikkat çeken Tükek: “Yogun, hastaneye yatmak zorunda olan agir pnömoni geçiren kisilere inhaler yolla bu tedavi uygulandi. Sonuçta bakildi ki hakikaten bu yolla tedavi uyguladigimiz hastalar çok daha iyi hale geldi ve en azindan daha kötü hale gitmediler. Bu da gerçekten sevindiriciydi böyle bir molekülün bu sekilde kullanilarak Covid’de faydali olmasi, önemli kilometre taslarindan bir tanesiydi. Bu anlamda da çok sevinçliyiz. Mükemmel bir klinik çalismayla bu bilgiye ulasildi ve yayin haline çevrildi. Dünya literatürüne kazandirildi. Dünyada ilk benim bildigim, Covid’de degil, baska alanlarda da ilk. Su ana kadar heparinin bu sekilde uygulandigini ben duymadim. Sürecimizin bagimsiz kurullar tarafindan da olumlu kabul edilip yayin haline dönüsmesi bizi ayrica mutlu etti” dedi.
“Ilaci dünyada yeni olan bir teknolojiyle solunum yoluyla vermeyi basardik"
Çalismanin klinik süreçlerini yürüten Gögüs Hastaliklari Ögretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Erelel: “Mevcut vermis oldugumuz ilaçlardan bir tanesini; normalde kas, damar içerisine kullanilan ilaci farkli bir sekilde, dünyada yeni olan bir teknolojiyle solunum yoluyla vermeyi basardik. Bunun partikül çaplari incelendi, hedef dokuya kadar gidip gitmedigine bakildi ve basarili sonuçlar alindiktan sonra gönüllü insanlarda biz bunun çalismasini yaptik. Hastalik basladigi zaman olusan bizim inflamasyon dedigimiz halk arasindaki tabirde ’akciger filminde buzlu camlar olustu, zatürre gelisti’ diye tanimlanan bu safhada bu dönemi çok rahatlattigini gördük. Bu ilaç, bizim ön çalismamizda o kadar etkili olarak ortaya çikti ki biz ister istemez ilaç grubuna agir hastalari aldik. Aslinda biz esit hasta agirliginda çalismaya almis olsaydik çok daha basarili sonuçlarimiz olurdu. Biz bu çalisma ilacinda sunu gördük; hastanede ilk 10 günlük tedavi ile hastalarin oksijen ihtiyacinin ortadan kalktigini, yogun bakima gidis oraninin olmadigini ve agirlikli olan oksijen miktarlarinin ve kullanilan cihaz agirlik derecelerinin azaldigini gördük" diye konustu.
“Insanliga kazandirmis olmanin verdigi mutlulugu yasiyoruz”
Uygulanan tedavinin olumlu sonuçlarina dikkat çeken Prof. Dr. Mustafa Erelel: “Hastalarin hipoksemi dedigimiz oksijen degerlerini kisa sürede düzelttik ve daha erken dönemde taburcu olmalarina yardimci olduk. Bu yaklasik yüzde 75 hastamizda oldu. Kontrol grubu dedigimiz klasik tedaviyi alan grupta ise ne yazik ki yüzde 10 civarinda hastamiz yogun bakima gitmek zorunda kaldi. Biz erken dönem sonuçlari üzerinde çalisiyorduk bu makaleyi yayina hazir hale getirdikten sonra dünyanin iyi dergilerinden birine gönderdik. Gururla, dünyada ilk olarak uygulanan bu tedaviyi Türkiye’de Istanbul Tip Fakültesi’nde, Eczacilik Fakültesiyle beraber yapmis oldugumuz ortak çalismayla topluma ve insanliga kazandirmis olmanin verdigi mutlulugu yasiyoruz. Bunlar bütün hastalarda uygulanabilir. Bu bizim Faz-2 dedigimiz bir çalismanin ayagi, bunun ilaç haline gelip bütün topluma ulastirilabilmesi için Faz-3 dedigimiz çalismanin yapilmasi lazim. Eger biz bu hastalara bu ilaci verdigimiz zaman hastanelere yatis sürelerini kisaltir, yogun bakim ihtiyacini azaltir, oksijen ihtiyacini azaltirsak ki öyle oldugu çalismamizda gözüktü. Çok basarili bir tedavi uyguladigimizi ve insanlarin kisa sürede toplumsal hayatina döndüklerini görebiliriz. Bazen zorluklarla bazen kolayliklarla bu hale kadar getirdik. Çok ciddi finansal kaynaklari kendi imkanlarimizla kullandik” dedi.
“Faz-2 klinik çalismasini da tamamladik”
Çalismanin yaklasik 2 yillik bir sürecin ürünü olduguna dikkat çeken Istanbul Üniversitesi Eczacilik Fakültesi Farmasötik Teknoloji Anabilim Dali Ögretim Üyesi Doç. Dr. Ayca Yildiz Peköz: “Bu çalisma mart 2020 yilinda Covid pandemisi çiktiginda basladi.
Akcigerlere direkt solunum yollarindan ilaci hedefliyoruz. Bu sekilde oldugunda çok daha küçük miktarlarda maddeyle biz akciger hastaliklarini tedavi ediyoruz. Virüs solunum yollarina yerlesiyor ve oradan vücudumuzu bitiriyor. Tedavide var olan birtakim ürünleri taradik. Bunlardan bir tanesi de heparindi. Heparin ayni zamanda 15 sene önce Cardiff Üniversitesi’ndeki doktora tezimdi, akcigerlere heparin hedeflemistik. Biz formülasyon kismini özel aerosol formuna getirip çok yeni bir teknikle dünyada ilk kez bizim gerçeklestirdigimiz bir teknikle gelistirdik ve hocamiza teslim ettik. Çok güzel, basarili sonuçlarimiz var, su anda Faz-2 klinik çalismayi tamamladik. Totalde 80 hastayla çalistik, bizim tedavimizi alan hastalarin hepsi saglikli bir sekilde evlerine döndüler ki agir vakalardan olusuyorlardi. Solunumu tek basina yapamayan, disaridan destekle solunum saglanan hastalardi. Bu ilaci uygulamayip standart tedavi alan hastalar da entübe hastalar ve kayiplar oldu” ifadelerini kullandi.
“Akcigerlerdeki lokalizasyonu yüzde 50’nin üzerinde”
Çalismaya iliskin bilgi veren ve Türkiye’de gerçeklestirmekten gurur duydugunu ifade eden Doç. Dr. Ayca Yildiz Peköz: “Solunum yoluyla alinan ürünler var piyasada bizim ki farkli bir dizayn, farkli bir uygulama sistemi. En yakini nebulizatörler ve Covid-19 pandemisinde Italya’daki saglik personeli kayiplari bu nebulizatörlerden oldu. Bizim çok daha farkli bir teknolojiyle akcigerlere eski tip teknolojiler dedigimiz nebulizatörlerden çok daha fazla oranda ilaci gönderebiliyoruz. Akcigerlerdeki lokalizasyonu yüzde 50’nin üzerinde oluyor bu da çok büyük bir gelisme. Biz hepimiz bu ülkenin çocuklariyiz ben burada devlet okullarda okudum. Türkiye’nin ilk orijinal ilaci olmasi yolunda azimle çalismalarimiza devam edecegiz. Her ne olursa olsun, su ana kadar da çok kapilar kapandi yüzümüze ama bu azimle, sabirla ilerleyecegiz. Bu büyük ekibin azmiyle ilk Türk mali orijinal ürünü tüm dünyaya biz çikartacagiz. Bizim basvurumuz Covid-19 semptomlarini gidermede aldigimiz bir onaydi Saglik Bakanligi’ndan, Türkiye Ilaç ve Tibbi Cihaz Kurumu’ndan Faz-2, ilerleyen günlerde bu onaylar da alinirsa diger akciger hastaliklarinda da kullanilabilecegini düsünüyoruz” dedi.
“2022’de acil kullanim onayi alip hastalara ulasabilecegimizi düsünüyorum”
Faz-3 asamasina yönelik konusan Doç. Dr. Ayca Yildiz Peköz: “Faz-3 çalismalari zaten su anda en takildigimiz kisimlardan biri simdiye kadar tamamen kendi finansal kaynaklarimizla bu asamaya getirdik. Faz-3’te biraz daha büyük bütçelere ihtiyaç var, 300, 500 kisi veya binli kisilerle çalismamiz gerekiyor. Burada birtakim desteklere ihtiyacimiz olacak. O yüzden su anda çok mutluyuz, gururluyuz. Eger Faz-3 çalisma onayini alip, klinik çalismalari tamamlarsak ve onda da ayni basariyi elde edersek 2022 yilinin içerisinde bunu yapabilecegimizi düsünüyorum. 2022 belki ortalari gibi en geç, bence daha erken bile olabilir. Dolayisiyla acil kullanim onayi alip hizli bir sekilde hastalara ulasabilecegimizi düsünüyorum. Biz yeni bir molekül bulmadik. Biz var olan tedavileri dozaj formunu degistirip hastaya uyguladik ve bu Covid-19 endikasyonunda uyguladik. Tamamen yeni bir teknoloji, dünyada da ilk kez kullanilacak bir teknoloji. Makalemiz çok prestijli bir bilim dergisinde yayinlandi. Yaklasik 7 impact faktörü olan bir dergide yayinlandi. Bu da ne demek oluyor; dünyada artik bu gelistirmis oldugumuz ürünü tanidi, rüstümüzü yurt disinda da ispat ettigimizi düsünüyoruz” dedi.
