MHP Genel Baskani Bahçeli, Gündemi Degerlendirdi Açiklamasi

'Ekonomideki konjonktürel gelismeleri ve isabetli politika tercihlerini çarpitip OHAL'den bahsetmek gafilliktir, suursuzluktur. Yükselen, toparlanan ve dengeye gelen Türkiye ekonomisinde olaganüstü hiçbir sey yoktur' 'CHP Genel Baskani ne kadar heveslense de ne ölçüde heyecanlanip iki de bir 'ittifak kabul ederse cumhurbaskani adayi olmaktan gurur duyarim' dese de çabalari beyhudedir, çünkü bu sakil zihniyet karar ve irade haysiyetini çoktan yabanci güçlere devretmistir'

MHP Genel Baskani Devlet Bahçeli, "Ekonomideki konjonktürel gelismeleri ve isabetli politika tercihlerini çarpitip OHAL'den bahsetmek gafilliktir, suursuzluktur. Yükselen, toparlanan ve dengeye gelen Türkiye ekonomisinde olaganüstü hiçbir sey yoktur." ifadesini kullandi.

Bahçeli, yaptigi açiklamada, 2022 Yili Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifinin Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Genel Kurulu'nda görüsülmesi esnasinda özellikle "zillet ittifaki"nin partileri vasitasiyla sahnelenen ilkesiz, iradesiz ve itibarsiz görüntülerin, milleti derinden yaraladigini belirtti.

"Bu süreçte CHP, HDP, IP ve diger marjinal partiler arasindaki iliski, irtibat ve ittifak ziyadesiyle billurlasmis ve bilenmistir." degerlendirmesini yapan Bahçeli, TBMM'yi terörize etme, olay çikarma, kavga ve dövüs ringi haline getirme maksadiyla arkasi önü hesaplanmis planli bir tahrik kampanyasinin devamli surette tirmandirildigini kaydetti.

Bahçeli, bilhassa CHP ile HDP'nin "sözde Kürdistan" ortak paydasinda bulustugu, Türkiye karsitliginda birlestigi, milli irade karsisinda tecessüm eden husumet cephesine girdigini belirtti.

TBMM Genel Kurulu'nda demokrasi ayiplari, ahlak kayiplari, akil tutulmalari, devlete ve millete meydan okuyan küstahliklarin zincirleme sekilde cereyan ettigini vurgulayan Bahçeli, "Birbiri ardina tetikledikleri skandallarla Gazi Meclisimizi sabote eden muhalefet partileri ülkemizin demokratik imajina ve hukuk prestijine zarar vermekle kalmamislar, bütçe müzakerelerinin sayginligina da gölge düsürmüslerdir." ifadesini kullandi.

Bahçeli, TBMM'nin bir asri asan serefli mazisinde böylesi bir karanlik tablonun hiç görülmedigi, yasanmadigi ve var olmadigini kaydetti.

"Hiçbir sorunumuz çaresiz ve çözümsüz degildir." ifadesini kullanan Bahçeli, söyle devam etti:

"Ancak zillet ittifakinin yegane propaganda retorigi yikim edebiyatidir. Hayatin olagan akisina, hadiselerin film seridi gibi geçisine ne bir yorum, ne bir teklif, ne de sagduyulu ve sorumlu bir fikir getiremeyen bu çürümüs siyaset ittifaki Türkiye'nin en ciddi talihsizligi ve rahatsizligidir. Maalesef Türkiye aylardir, zillet ittifakinin meçhul ve müphem 'Cumhurbaskani adayi' üzerinde devamedegelen fuzuli tartismalarla mesgul edilmektedir. Sivriltilmeye çalisilan siparis isimler etrafinda yogunlasan adaylik karmasasinin esasen taktik bir siyaset kurnazligi oldugu da gözümüzden kaçmamaktir. Buna ragmen zillet ittifakinin cumhurbaskani adayini belirlemeye, CHP Genel Baskani'nin iddia ve ifade ettiginin aksine, ittifaki olusturan partilerin genel baskanlarinin mezun olmadigi açiktir. Hala ve henüz zillet partilerinin sirtini yasladiklari efendilerinden bir aday isareti alamadiklari ortadadir. CHP Genel Baskani ne kadar heveslense de, ne ölçüde heyecanlanip iki de bir 'ittifak kabul ederse cumhurbaskani adayi olmaktan gurur duyarim' dese de çabalari beyhudedir, çünkü bu sakil zihniyet karar ve irade haysiyetini çoktan yabanci güçlere devretmistir. Zillet ittifakinin ruhu ve ruhsati Türkiye düsmanlarinin eline geçmistir. Anlasilan odur ki, cumhurbaskani adayinin hüviyeti çerçevesinde bilinçli ve sistematik bir arayis canli tutulmaktadir. Isimleri kamuoyunda parlatilan genel baskanlar ve belediye baskanlari ise alttan alta polemikleri kasiyip kamçilamaktadir."

Türk milletinin böyle bir gergin atmosfere mahkum ve müstahak görülemeyeceginin altini çizen Bahçeli, sunlari kaydetti:

"Türkiye'nin gelecegine dair en küçük hazirliklari, dise dokunur bir tane projeleri bulunmayanlarin cumhurbaskani adayinin kimligi ve kisiligiyle ilgili gündem olusturma, bunu da sürekli sicak tutma gayeleri milletimize karsi saygisizlik, ayni zamanda agir bir kusurdur.

CHP Genel Baskani'nin IP Baskanina Basbakanligi layik görmesi, IP Baskaninin Istanbul Büyüksehir Belediye Baskani'ni ikinci Fatih'e benzetip yüzünde Rabbi Yesir gördügünü ileri sürmesi birbirine kumpas hazirlayan, birbirinin kuyusunu kazan zillet partilerinin traji komik hallerine ve hezeyana batmis siyasi tükenislerine bariz delildir. Cumhurbaskanligi Hükümet Sisteminde fiilen ve hukuken bulunmayan Basbakanlik makamina ittifak ortagini yakistiran ve uygun bulan Kiliçdaroglu hem muhatabiyla alay etmekte hem de dipsiz bir uçuruma itmektedir."

"Istanbul Büyüksehir Belediyesinde ise alinan terör örgütleriyle irtibat ve iltisaki olan militanlar hakkinda IP Baskaninin sessiz kalmasi ise bir baska rezalet, islenen suça bir diger ortakliktir." degerlendirmesinde bulunan Bahçeli, "CHP ile IP'in yabanci büyükelçilerle veda ziyareti bahanesiyle seriye baglanan kuskulu görüsme trafigi Türkiye'nin aleyhine tezahür eden dis tahkim ve destegin bir bakima tescili seklinde ele alinmalidir." ifadesini kullandi.

Bahçeli, milli iradeden umudunu kesen bu partilerin yabanci ülkelerin himayesine özlem duymalarinin gayri milliligin ulastigi hazin boyutlari göstermesi bakimindan ibretlik oldugunu savunan Bahçeli, "IP'in yöneticileri tarafindan Kiliçdaroglu'na yönelik 'kazanamaz, o halde aday olmamali' mesajlari da misilleme siyaset hamleleri seklinde okunmalidir." açiklamasinda bulundu.

- "Utanç vesikasidir"

CHP ve yedeklerinin kriz içinde oldugunu, Türkiye'ye verecekleri hiçbir sey bulunmadigini kaydeden Bahçeli, akliselim iflasi yasayan zillet ittifakinin daginikligi ve terör örgütleriyle yakinliginin kabul edilemeyecek bir güvenlik sorunu oldugunu belirtti. Bahçeli, "Terörist Demirtas'in kardesi tarafindan tezkere karari nedeniyle övülen, PKK'nin takdirini kazandigi itiraf edilen CHP'nin siyasi rant ugruna her degeri ayaklar altina almasi, bu çerçevede seytanla bile görüsmeye ve uzlasmaya hazir olmasi tek kelimeyle utanç vesikasidir." ifadesini kullandi.

Bahçeli, Türkiye ekonomisiyle ilgili asilsiz ve mesnetsiz açiklamalarin, muhalefet saflarina döviz fiyatlarini dahil etme izansizliklarinin tarihi bir hata oldugunu yakinda herkesin görecegine isaret etti.

Isgal girisimiyle yapilamayan, darbe tesebbüsüyle basarilamayan, terör saldirilariyla ulasilamayan hain sürecin ekonomik saldirilarla, toplumsal hareketlenmelerle tamamlanmak istendigini ifade eden Bahçeli, Türkiye'nin ekonomik ve siyasi çöküs senaryosunu kaleme alanlarin, erken seçim dayatmasinin gerekçelerini imal ve ikmal etmeyi amaçlayan iç ve dis çikar gruplarinin milli hassasiyetlere ve milletin hürriyet haklarina vahim bir cephe açtiklarinin vicdani olan her insanin malumu oldugunu vurguladi.

Bu cephenin fitneyle bezendigini, anti demokratik ve fasizan egilimlerle temellendirildigini kaydeden Bahçeli, Türk milletinin bu oyuna düsmesi, dis baglantili bu anafora batmasinin hayal mahsulü bir beklenti olduguna isaret etti.

Bahçeli, yönetilemeyen bir Türkiye algisinin yerlestirilmesinin köse taslarini dösemek için geceli gündüzlü nifak nöbetine girenlerin, Biden lobisinin ivmesiyle hedeflenen iktidar degisiminin bir an evvel saglanacagina sabitlendigine dikkati çekti.

ABD Baskani Joe Biden'in seçilmeden önce demokratik kanallardan Türkiye'de yönetimin el degistirilmesi gerektigini ifsa etmesinin "alçak bir siyasi ihale olarak zillet partileri" tarafindan benimsendigini belirten Bahçeli, ABD yönetiminin, Türkiye'den önce kendi siyasi birligine kafa yormasi, zayiflayan toplumsal huzur ve baris iklimini muhafaza etmek için emek ve mesai harcamasi gerektigini ifade etti.

Türkiye'de iktidari belirleme hak ve yetkisinin sadece ve sadece büyük Türk milletinde oldugunun altini çizen Bahçeli, "Bunun disinda her yol gayri mesrudur, darbeciliktir, kanunsuzluktur, sonuna kadar mücadele edecegimiz serefsiz bir kalkisma sayilacaktir. Mutlaka da basi ezilecektir." degerlendirmesinde bulundu.

Bahçeli, hiçbir ahlaki ve ekonomik temeli olmayan fiyat ve döviz kuru artislariyla Türkiye'yi teslim almaya, siyasi ve sosyal çalkantilarin fitilini tutusturmaya çalisan mihraklara bedeli ne kadar agir olsa da taviz vermenin tarihi haklardan vazgeçmek manasina gelecegini ifade etti.

Devlet Bahçeli, FETÖ, PKK, DEAS ile mücadelenin kararlilikla kesintisiz devam ettirilmesi, bunlarin ve destekçilerinin ekonomiye karsi menfur komplolarina elbirligi ve milli seferberlik anlayisiyla karsi koyulmasi gerektigini vurguladi.

Bahçeli, Isveç hükümetinin YPG'ye 376 milyon dolar para yardimi sözü vermesini, "uluslararasi hukukun ihlali, iki ülke arasindaki diyaloglarin inkari, insan haklarinin imhasi, terörizmin kanli emellerine igrenç bir ikram" olarak niteledi.

- "Türkiye büyüyen, güçlenen ve zenginlesen bir ülkedir"

Bahçeli, su degerlendirmelerde bulundu:

"Ekonomideki konjonktürel gelismeleri ve isabetli politika tercihlerini çarpitip OHAL'den bahsetmek gafilliktir, suursuzluktur. Yükselen, toparlanan ve dengeye gelen Türkiye ekonomisinde olaganüstü hiçbir sey yoktur. Gelecege güvenle bakmak varken, makroekonomik parametrelerle ilgili cahilce polemikler yapmak yalnizca kriz severlere hizmet, yalnizca Türkiye’nin düsmesini gözleyenlere himmettir. Türkiye büyüyen, güçlenen ve zenginlesen bir ülkedir. Dönemsel sorunlar geçicidir, kisa süre sonra her sey eskisinden daha iyi olacaktir. Dünyanin dört bir tarafi kaynarken, çevremiz kusatma altindayken, Türkiye'nin iç cephesini düsürmeye, kaleyi yikmaya azmetmek vatana ve millete ihanetle esdeger bir aymazliktir.

Rusya-Ukrayna arasindaki gerilimler, Kibris sorunu, Balkanlar’daki anlasmazliklar, güney sinirlarimiza mücavir alanlardaki stratejik hesaplar ve düsmanca hedefler devamli tetikte ve teyakkuzda olmamizi gerektirmektedir.

Bu kapsamda istiklal onurumuza, istikbal haklarimiza adam gibi destek veremeyenlerin cumhurbaskani adayi fali açmalari, yeniden parlamenter sistem istekleri ve üstelik ekonomik meseleleri provoke etme sinsilikleri ters tepecek, aziz Türk milleti bu hesabi zillet faillerinden tek tek soracaktir.

Seçimlerin yapilacagi 2023 yili haziran ayi milli dirilis ve milli birligin zaferini müjdelemektedir. Türkiye'nin gelecegini dis güçler, zillete düsmüs siyasi zihniyetler degil, Türk milleti tayin ve temin edecektir. Bunun disinda her sey felakettir ki, buna seyirci kalmamiz, vahim gelismeleri agirdan almamiz mümkün olmayacaktir."

Kaynak: AA