AK Parti Sözcüsü Çelik'ten önemli açıklamalar!
AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik açıklamalarda bulunuyor. "Aşı ile çalışmalar başladı. İnşallah bu büyük salgından vatandaşlarımızı koruyacak aşı çalışmaları şeffaf bir şekilde milletimizin her kesimine ulaşacak." diyen Çelik, "Toplantımızdan sonra Sayın Cumhurbaşkanımız da aşı olacaktır. Bunun kamuoyu ile paylaşılmasını istemiştir." ifadelerini kullandı. Öte yandan, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Ankara şehir Hastanesi'nde aşı olması bekleniyor.
AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, partisinin MKYK gündemine ilişkin açıklamalarda bulunuyor.
Çelik'in açıklamaları şöyle:
DİYARBAKIR ANNELERİ 500 GÜNDÜR EVLATLARI İÇİN NÖBETTE
"En ufak bir meselede acil koduyla açıklama yapanların, bu anneleri hiç ziyaret etmemesi, Diyarbakır, Şırnak ve Hakkari'deki annelere duyarsız kalması herkesin gözünün önünde gerçekleşiyor.
500. gününde bu annelerin vicdan nöbetine duyulan bu duyarsızlık herkesin dikkatini çekiyor.
CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN AŞI OLACAK
Aşı ile çalışmalar başladı. İnşallah bu büyük salgından vatandaşlarımızı koruyacak aşı çalışmaları şeffaf bir şekilde milletimizin her kesimine ulaşacak.
Toplantımızdan sonra Sayın Cumhurbaşkanımız da aşı olacaktır. Bunun kamuoyu ile paylaşılmasını istemiştir.
Kendileri aşı olarak, toplumdaki tereddütü ortadan kaldırmak için toplantımızdan sonra aşı olmak için ilgili yere geçecektir.
Cumhurbaşkanımızın en büyük hassasiyeti bu salgından dolayı olumsuzlukla kalan vatandaşların bunlardan kurtulması, can kayıplarının ve tüm bu vatandaşlarımız verilen sürecin sona erdirilmesidir.
Herkese verilen kod ile herkesin aşısı kendisine yapılacak şekilde bu süreç devam edecek.
Sayın Cumhurbaşkanımız da MKYK toplantısında açıklama yaparak bunu canlı yayından paylaşmamız talimatını verdiler.
GÜNDEMDEKİ TARTIŞMALAR
Maalesef Türkiye'deki siyasi tartışmalar, 2021'e girerken, bir takım kirli olayları hatıraya getirerek, vesayet siyasetinin canlandırılmaya çalışılması son derece üzücüdür.
Birden bire eski Genelkurmay başkanının çıkıp yaptığı tartışmayla başladı. CHP Genel Başkanı ha bire erken seçim meselesi diyerek siyasi gündem oluşturmaya çalışıyordu. Ardından baş örtüsü yasağı ile maalesef, eski bir CHP'li bakan 28 Şubat mantığını, vesayet mantığını diriltmeye çalışan açıklama yaptı.
Hiçbir darbe mazur gösterilemez, meşru değildir.
Hastalıklı mantık, 'Erdoğan ancak büyük felaketle gidebilir' diyerek acınası haldeki değerlendirmeler devam etti.
Esas burada üzücü olan, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanına Kılıçdaroğlu'nun 'Sözde Cumhurbaşkanı' demesidir. Gayrımeşru yapılar için bu ifadeyi kullanırsınız. Yakın tarihte 27 Nisan 2007'de bazılarının 'post-modern darbe' dediği, muhtıra teşebbüsü ile gündeme gelmişti.
O zamanki askeri vesayet tartışmasında 'Biz sözde değil özde Cumhurbaşkanı istiyoruz.' Bu yetkiyi size kim verdi?
Siyasi partiler, partiye mensup olan kişilerin evidir. Türkiye Cumhuriyeti ise herkesin ortak çatısıdır. Siz Türkiye Cumhuriyeti'nin en yüksek makamı olan, orduların baş komutanı olan Cumhurbaşkanı'na böyle bir şey söylerseniz, bu Cumhuriyet değerlerine karşı söylenmiş olur. 'Siyasi eleştiri' yapıyoruz diyorlar. Genel Başkanlık makamı için değil, Cumhurbaşkanlığı makamına bu eleştiriyi yapıyorsunuz.
Bu 'namus' meselesini çok alelade kullanıyorlar. Kimsenin bunu yapmaması gerekir. Kendiniz için de bunu kullanmayın dedim.
ABD'DEKİ OLAYLAR VE TÜRKİYE-ABD İLİŞKİLERİ
Hassasiyetle takip ediyoruz.
ABD demokrasisinin bu aşamaya gelmesi tüm dünyayı şoke etti. Gelinen noktada ortaya çıkan sarsıntı, askerlerin yerlerde yattığı görüntü... ABD demokrasisinin içine girdiği değer krizinin pratiğe yansımasıdır. Her demokrasi ve ülke bunu yaşar. Siz başkalarının demokratik sistemlerine karşı çifte standartlar ortaya koyarsanız, oradaki değer krizi sizin sisteminize de yansıyor.
Brexit sonrasında ABD-AB ilişkilerinin nasıl olacağız, ABD'nin nereye yöneleceği tüm dünyayı etkiliyor.
Herkese 'kutuplaşmadan kaçının' diyenlerin nasıl bir kutuplaşma içine girdiğini gördük. Sosyolojik bir yarılma olduğunu gördük.
Senatonun basılması gayri meşrudur, seçilmiş başkanın göreve gelmesini engellemek gayri meşrudur.
Biz bunları söylediğimizde siyasi oryantalizmin etkisinden düşünce biçimi eğilmiş bükülmüş olanlar 'Siz de seçim sonuçlarına itiraz ettiniz.' diyorlar. Kimse dünyanın hiçbir yerinde meclisin şiddetle kapatılmasını savunamaz.
Umarız 20 Ocak'ta yeni başkanın görevine başlaması tartışmasız şekilde gerçekleşir.
Türkiye olarak yeni yönetimle konuşacağımız, Libya, Suriye, Doğu Akdeniz gibi konularımız var.
Önemsediğimiz bir gelişme, Köfrez Barışı denen mutabakattan büyük memnuniyet duyuyoruz.
Katar ile başlanan normalleşme, bölge için iyi sonuçlar doğuracaktır.
İhtilafların müzakere yoluyla çözüme kavuşturulmasının kıymetli olduğunu değerlendiriyoruz.
Bu noktaya gelinmesine destek olan herkesi de tebrik ediyoruz."
Çelik'in açıklamaları şöyle:
DİYARBAKIR ANNELERİ 500 GÜNDÜR EVLATLARI İÇİN NÖBETTE
"En ufak bir meselede acil koduyla açıklama yapanların, bu anneleri hiç ziyaret etmemesi, Diyarbakır, Şırnak ve Hakkari'deki annelere duyarsız kalması herkesin gözünün önünde gerçekleşiyor.
500. gününde bu annelerin vicdan nöbetine duyulan bu duyarsızlık herkesin dikkatini çekiyor.
CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN AŞI OLACAK
Aşı ile çalışmalar başladı. İnşallah bu büyük salgından vatandaşlarımızı koruyacak aşı çalışmaları şeffaf bir şekilde milletimizin her kesimine ulaşacak.
Toplantımızdan sonra Sayın Cumhurbaşkanımız da aşı olacaktır. Bunun kamuoyu ile paylaşılmasını istemiştir.
Kendileri aşı olarak, toplumdaki tereddütü ortadan kaldırmak için toplantımızdan sonra aşı olmak için ilgili yere geçecektir.
Cumhurbaşkanımızın en büyük hassasiyeti bu salgından dolayı olumsuzlukla kalan vatandaşların bunlardan kurtulması, can kayıplarının ve tüm bu vatandaşlarımız verilen sürecin sona erdirilmesidir.
Herkese verilen kod ile herkesin aşısı kendisine yapılacak şekilde bu süreç devam edecek.
Sayın Cumhurbaşkanımız da MKYK toplantısında açıklama yaparak bunu canlı yayından paylaşmamız talimatını verdiler.
GÜNDEMDEKİ TARTIŞMALAR
Maalesef Türkiye'deki siyasi tartışmalar, 2021'e girerken, bir takım kirli olayları hatıraya getirerek, vesayet siyasetinin canlandırılmaya çalışılması son derece üzücüdür.
Birden bire eski Genelkurmay başkanının çıkıp yaptığı tartışmayla başladı. CHP Genel Başkanı ha bire erken seçim meselesi diyerek siyasi gündem oluşturmaya çalışıyordu. Ardından baş örtüsü yasağı ile maalesef, eski bir CHP'li bakan 28 Şubat mantığını, vesayet mantığını diriltmeye çalışan açıklama yaptı.
Hiçbir darbe mazur gösterilemez, meşru değildir.
Hastalıklı mantık, 'Erdoğan ancak büyük felaketle gidebilir' diyerek acınası haldeki değerlendirmeler devam etti.
Esas burada üzücü olan, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanına Kılıçdaroğlu'nun 'Sözde Cumhurbaşkanı' demesidir. Gayrımeşru yapılar için bu ifadeyi kullanırsınız. Yakın tarihte 27 Nisan 2007'de bazılarının 'post-modern darbe' dediği, muhtıra teşebbüsü ile gündeme gelmişti.
O zamanki askeri vesayet tartışmasında 'Biz sözde değil özde Cumhurbaşkanı istiyoruz.' Bu yetkiyi size kim verdi?
Siyasi partiler, partiye mensup olan kişilerin evidir. Türkiye Cumhuriyeti ise herkesin ortak çatısıdır. Siz Türkiye Cumhuriyeti'nin en yüksek makamı olan, orduların baş komutanı olan Cumhurbaşkanı'na böyle bir şey söylerseniz, bu Cumhuriyet değerlerine karşı söylenmiş olur. 'Siyasi eleştiri' yapıyoruz diyorlar. Genel Başkanlık makamı için değil, Cumhurbaşkanlığı makamına bu eleştiriyi yapıyorsunuz.
Bu 'namus' meselesini çok alelade kullanıyorlar. Kimsenin bunu yapmaması gerekir. Kendiniz için de bunu kullanmayın dedim.
ABD'DEKİ OLAYLAR VE TÜRKİYE-ABD İLİŞKİLERİ
Hassasiyetle takip ediyoruz.
ABD demokrasisinin bu aşamaya gelmesi tüm dünyayı şoke etti. Gelinen noktada ortaya çıkan sarsıntı, askerlerin yerlerde yattığı görüntü... ABD demokrasisinin içine girdiği değer krizinin pratiğe yansımasıdır. Her demokrasi ve ülke bunu yaşar. Siz başkalarının demokratik sistemlerine karşı çifte standartlar ortaya koyarsanız, oradaki değer krizi sizin sisteminize de yansıyor.
Brexit sonrasında ABD-AB ilişkilerinin nasıl olacağız, ABD'nin nereye yöneleceği tüm dünyayı etkiliyor.
Herkese 'kutuplaşmadan kaçının' diyenlerin nasıl bir kutuplaşma içine girdiğini gördük. Sosyolojik bir yarılma olduğunu gördük.
Senatonun basılması gayri meşrudur, seçilmiş başkanın göreve gelmesini engellemek gayri meşrudur.
Biz bunları söylediğimizde siyasi oryantalizmin etkisinden düşünce biçimi eğilmiş bükülmüş olanlar 'Siz de seçim sonuçlarına itiraz ettiniz.' diyorlar. Kimse dünyanın hiçbir yerinde meclisin şiddetle kapatılmasını savunamaz.
Umarız 20 Ocak'ta yeni başkanın görevine başlaması tartışmasız şekilde gerçekleşir.
Türkiye olarak yeni yönetimle konuşacağımız, Libya, Suriye, Doğu Akdeniz gibi konularımız var.
Önemsediğimiz bir gelişme, Köfrez Barışı denen mutabakattan büyük memnuniyet duyuyoruz.
Katar ile başlanan normalleşme, bölge için iyi sonuçlar doğuracaktır.
İhtilafların müzakere yoluyla çözüme kavuşturulmasının kıymetli olduğunu değerlendiriyoruz.
Bu noktaya gelinmesine destek olan herkesi de tebrik ediyoruz."