Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kabine Toplantısı'nın Ardından Millete Seslendi Açıklaması (3)
'Sırf Türkiye'ye olan husumetlerinden dolayı bölgemizin ve dünyanın dengelerini alt üst etmeye kalkanlar kendi sonlarını elleriyle hazırlıyor' 'Pek çok insani krizde riyakarlığını, çıkarcılığını ispat eden ülkelerin dünyaya hak ve adalet dağıtamayacağını bir kez daha tekrar ediyoruz' 'Birleşmiş Milletler, salgın sürecinde bir kez daha sınıfta kaldı. Salgının varlığını dahi ancak haftalar sonra kabul eden Birleşmiş Milletler, salgınla mücadele için gereken tedbirlerin alınması, ihtiyaçların karşılanması konusunda da hiçbir varlık ortaya koyamadı' 'Gerilimden ve husumetten beslenen bir avuç muhterisin, siyasi ve ekonomik kazanç için ülkelerini felakete sürüklemelerini istemeyiz' 'Biz kimsenin hakkına, hukukuna, onuruna el uzatmıyoruz. Sadece kendi hakkımıza, hukukumuza, kazanımlarımıza saygı gösterilmesini istiyoruz'
Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde düzenlenen Cumhurbaşkanlığı Kabine Toplantısı'nın ardından millete seslendi.
Yarın BM 75. Genel Kurulunun başlayacağını hatırlatan Erdoğan, "BM tarihinde ilk defa ülkemizden bir isim, eski bakanlarımızdan uzun yıllar Meclis'te milletvekilimiz olarak yer alan Volkan Bozkır, Genel Kurul başkanı olarak görev yapacak. Bu vesileyle Sayın Bozkır'a bir yıl boyunca yürüteceği BM Genel Kurul Başkanlığı görevinde başarılar diliyorum." ifadesini kullandı.
Erdoğan, salgın olmasaydı yarın BM Genel Kurulunda Türkiye'yi temsil edecek heyetin başında yer alacağını anımsatarak, salgın nedeniyle mesajı görüntülü vereceklerini söyledi.
BM Genel Kurulunun öncelikli gündeminin "salgın" olacağına işaret eden Erdoğan, "Bölgesel ve küresel meseleler de dünyanın en geniş tabanlı platformunda konuşulacak, tartışılacaktır." dedi.
Erdoğan, Türkiye'nin uzun yıllardır BM Güvenlik Konseyi başta olmak üzere uluslararası platformlardaki haksız, adaletsiz ve çarpık yapıyı "Dünya 5'ten büyüktür" diyerek eleştirdiğinin altını çizerek, şunları kaydetti:
"Birinci ve İkinci Dünya savaşlarının ardından oluşan küresel dengeler içerisinde kurulan mevcut yapının artık sürdürülemez olduğu gerçeği, yaşanan her hadisede kendini bir kez daha gösteriyor. Bu tespiti ilk yaptığımızda mesafeli duranlar ve hatta karşı çıkanlar dahi geldiğimiz noktada haklılığımızı kabul etmiştir. Suriye'den, Yemen'deki insani krizlere, Afrika ve Güney Amerika gibi kırılgan bölgelerdeki gelişmelere kadar her alanda çuvallayan Birleşmiş Milletler, salgın sürecinde bir kez daha sınıfta kaldı. Salgının varlığını dahi ancak haftalar sonra kabul eden BM salgınla mücadele için gereken tedbirlerin alınması, ihtiyaçların karşılanması konusunda da hiçbir varlık ortaya koyamadı."
- "Türkiye 146 ülkeye tıbbi malzeme desteği verdi"
Türkiye'nin bu süreçte tek başına 146 ülkeye tıbbi malzeme desteği verdiğine dikkati çeken Erdoğan, şöyle konuştu:
"Birleşmiş Milletlerin böylesine etkisiz kalması tespitimizin doğruluğunu bir kez daha teyit etti. Üstelik biz yaptığımız yardımları verdiğimiz destekleri herhangi bir siyasi veya diplomatik çıkar gayesiyle yapmadık. Medeniyetimizin mazluma ve mağdura yardımı tavsiyesi doğrultusunda gerçekleştirdiğimiz bu faaliyetleri zaten her alanda yürüten bir ülkeyiz. Türkiye böyle bir ülke.Sömürgeci ve soykırımcı bir geçmişe sahip olan Batı kaşıkla verip, kepçeyle alma alışkanlığı sebebiyle Türkiye'nin bu hasbi yaklaşımını anlamakta zorlanıyor."
"Tıpkı terör örgütleriyle mücadelede, tıpkı darbeye direnmede, tıpkı sığınmacılara sahip çıkmada olduğu gibi sağlık alanındaki bu dayanışmada da dünyaya örnek olmaktan memnuniyet duyuyoruz." diyen Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Suriye'de, Libya'da, Yemen'de ve daha halen devam eden pek çok insani krizde riyakarlığını, ilkesizliğini, çıkarcılığını ispatlayan ülkelerin dünyaya hak ve adalet dağıtamayacağını burada bir kez daha tekrarlıyoruz. Ermenistan'ın Azerbaycan topraklarına yönelik saldırılarını önlemek için kayda değer adım atılmıyor olması bunun örneklerinden biridir. Suriye'de ülkemize verilip tutulmayan sözlere karşı, mutabakatlarımızda zaten var olan hareket tarzlarını hayata geçirmeye çalışıyoruz."
Erdoğan, salgına karşı gelişmiş ülkelerin hazırlıksız yakalandığını ve krizde kendilerine bile hayırlarının olmayacağının görüldüğünü belirtti.
- "Hakikatlere sırtlarını dönenlerin, dünyaya söyleyecek sözü kalmaz"
"Kıbrıs ve Doğu Akdeniz sorununda birkaç ülkenin çıkarını koruma uğruna tarihi gerçeklere, uluslararası anlaşmalara, teamüllere ve gözle görülen hakikatlere sırtlarını dönenlerin dünyaya söyleyecek sözü kalmaz." ifadelerini kullanan Erdoğan, şu değerlendirmeyi yaptı:
"Sırf Türkiye'ye husumetlerinden dolayı bölgemizin ve dünyanın dengelerini alt üst etmeye kalkanlar, aslında kendi sonlarını kendi elleriyle hazırlıyorlar. Artık hükmü kalmamış, fiiliyatta geçerliliği olmayan, kendi siyasi ve toplumsal gerçeklerine aykırı güç vehimleriyle nara atanların yaptıkları, mezarlık yanından geçerken ıslık çalanların psikolojisi ile aynıdır. Türkiye, bugüne kadar söylediği her sözün de yaptığı her fiilin de bedelini ödemiş bir ülkedir. Milletimiz bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da gireceği mücadelelerde ortaya çıkacak sonuçları bilmekte ve direncini ona göre geliştirmektedir."
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Bu topraklarda bin yıldır kendini sürekli yenileyerek, tazeleyerek kökünü derinleştirip genişleterek yaşayan ulu çınar bir kez daha uyanmış ve harekete geçmiştir." ifadelerini kullandı.
"Karşımızda diklenenler ise tıpkı içten çürüyen ağaçlar gibi çıkacak ilk fırtınada yıkılma tehlikesi ile karşı karşıya olan, kabuktan ibaret kütük gibidir." diyen Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti:
"Bir kez daha altını çizerek tekrarlıyorum, Kıbrıs'ta, Akdeniz'de, Ege'de ve ihtilafa konu hiçbir yerde biz kimsenin hakkına, hukukuna onuruna el uzatmıyoruz. Sadece ve sadece kendi hakkımıza, hukukumuza ve kazanımlarımıza saygı gösterilmesini istiyoruz. Bu ülkelerin halklarını gerçekleri öğrenmeye ve ona göre tutum takınmaya davet ediyoruz. Gerilimden ve husumetten beslenen bir avuç muhterisin siyasi ve ekonomik kazanç için ülkelerini felakete sürüklemelerini biz de istemeyiz."
Türkiye'nin yaşamayı ve yaşatmayı dünyaya bakışının merkezine yerleştirmiş bir ülke olduğunu ifade eden Erdoğan, "Her zaman olduğu gibi bugün de barışı, huzuru istikrarı ve herkes için refahı arzu ediyoruz. 83 milyon nüfusu ve 780 bin kilometrekare toprağı olan bir ülkeye karşı yürütülmeye çalışılan 'Her şey benim olsun sen verdiğime razı ol' dayatması ne gerçekçidir ne de mümkündür." şeklinde konuştu.
- "Diyalog ve müzakere ile çözülmeyecek sorun yok"
Türkiye'nin diyalogla, müzakere ve anlaşma ile çözülmeyecek hiçbir meselenin olmadığına inandığını vurgulayan Erdoğan, şunları kaydetti:
"Tabii bu yaklaşım hakikate ve hakkaniyete uygun tekliflerle karşımıza gelinmesi şartıyla geçerlidir. Aksi takdirde ataların 'pilavdan dönenin kaşığı kırılsın' dedikleri gibi biz de hiçbir mücadeleden kaçınmayız. Bu söylediklerimizin kuru bir retorik olmadığını ispata, bırakınız 2000 yıllık devlet geçmişimizi, coğrafyamızdaki 1000 yıllık serencamımızı sadece son dönemdeki mücadelelerimiz dahi yeterlidir. "
- "Tarihi bir dönüm noktasını tamamlıyoruz"
Türkiye'nin demokrasisi ve ekonomisiyle, tarihi bir dönüm noktasını başarıyla tamamlamanın son raddesine geldiğinin altını çizen Erdoğan, geçen 7 yılda kesintisiz bir şekilde yaşanılan saldırılarda Türkiye'ye yönelik kullanılabilecek her türlü yöntemin denendiğini ifade etti.
Erdoğan, şunları kaydetti:
"Toplumu ince fay hatlarını derinleştirerek, kimi yerlerde yapıldığı gibi çatışmaya vardıracak şekilde bölme çabaları akamete uğramıştır. Terör örgütleri kullanılarak yapılan saldırılar canımızı yakmıştır, kanımızı dökmüştür ama amacına ulaşamamıştır. Vesayetin ve darbecilerin milli iradeyi teslim alma girişimleri her seferinde milletimizin ferasetine çarpıp yıkıldı. Ekonomimizi yıkmak için oynanan sinsi oyunları tespit ettikçe, gerekli tedbirleri süratle aldık. Ülkemizin yönetimini milletimizin demokratik yöntemlerle ortaya koyduğu tercih dışındaki yollarla değiştirme senaryolarını ifşa ettik.
Güney sınırlarımıza dayanan terör örgütlerini kullanarak ülkemizi ve milletimizi bölmeyi amaçlayan oyunlara cevabımızı bir adım öteye giderek verdik. Son dönemde bizi sahillerimize hapsetmeye, doğal zenginliklerden uzak tutmaya yönelik girişimlere benzer şekilde mukabelede bulunduk. Demokrasimize 15 Temmuz'da sahip çıkarak ardından yönetim sistemimizi tarihimizde ilk defa meşru yöntemle değiştirerek, bu alandaki rüştümüzü ispatladık."
Kovid-19 salgınında Türkiye'nin hizmet altyapısının kendisi ve dostları için ne derece önemli olduğunu gösterdiklerine dikkati çeken Erdoğan, artık hiç kimsenin "2053 vizyonu, 2071 vizyonu" denildiğinde bunu müstehzi bir şekilde geçiştirmediğinin altını çizdi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Biz ülkemizi ve milletimizi yakın zamandaki hedeflerimize ulaştıracağımıza tüm kalbimizle inanıyoruz. İnşallah evlatlarımızın da vizyonlarını hayata geçirdiklerinde edecekleri hayır dualarının ecrine nail olacağız." diye konuştu.
(Bitti)