Geçirgen Bağırsak Sendromuna Dikkat
Gastroenteroloji Uzmanı Dr. Öğretim Üyesi Murat Keskin, "Sürekli kullanılan alkol, aspirin ve ibuprofen gibi bazı ağrı kesiciler bağırsaklarımızdaki koruyucu bariyeri bozabilir. Ayrıca aşırı şeker, özellikle meyve şekeri olan fruktoz, karbonhidrat kullanımı ile bağırsaktaki normal yaşayan bakteri florası ve ortamı bozularak geçirgen bağırsak sendromuna sebep olabilir" dedi.
Bağırsakların sindirim sisteminin ve dolayısıyla vücudun en önemli kısımlarından biri olduğunu ifade eden Özel Medicana Bursa Hastanesi Gastroenteroloji Uzmanı Dr. Öğretim Üyesi Murat Keskin, "Bağırsak, yüzeyini kaplayan özelleşmiş hücreleri sayesinde hem gıdaların sindirilmesini hem de sindirilen gıdaların emilmesini sağlar. Bunun dışında vücudumuzun en önemli savunma mekanizmalarından birini de oluşturur. Vücudumuzun ikinci beyni olarak da bilinen bağırsaklarda, birbirlerine komşu bir şekilde sıralanan hücreler arasında sıkı bağlantılar (tight junction) bulunur. Geçirgen bağırsak sendromunda işte bu sıkı bağlantıların bozulması sonucunda, bakterilerin, bakteriyel toksinlerin, sindirilen gıdalardaki toksik-vücuda zararlı maddelerin bağırsaktan kana karışması ve bu şekilde vücudumuzda bazı uygunsuz cevapların ve hastalıkların oluştuğu iddia edilmektedir" dedi.
Sürekli kullanılan alkol, aspirin ve ibuprofen gibi bazı ağrı kesicilerin bağırsaklardaki koruyucu bariyeri bozabileceğini belirten Keskin, "Ayrıca aşırı şeker, özellikle meyve şekeri olan fruktoz, karbonhidrat kullanımı ile bağırsaktaki normal yaşayan bakteri florası ve ortamı bozularak geçirgen bağırsak sendromuna sebep olabilir. Ayrıca gluten gibi unlu mamüller ile lektin gibi işlenmiş patetes ve süt gibi ürünlerin içinde bulunan maddeler bağırsaklarda bir çeşit iltihaba (inflamasyona) sebep olarak bu hastalığı tetikleyebilir. Günlük hayatımızın önemli bir parçası olan stresin de bağırsaklarda inflamasyona yol açarak bu sendroma yol açtığı iddia edilmektedir. Bazı çalışmalarda çinko eksikliği, vitamin A, B12, D eksikliğinin de bağırsaklarda sıkı bağlantıyı bozduğu ve geçirgen bağırsak sendromuna sebep olduğu düşünülmüştür" diye konuştu.
Sürekli halsizlik, yorgunluk ile giden kronik yorgunluk sendromu bu hastalıkta sık görülen belirtilerden biri olduğunu ifade eden Keskin, "Ayrıca sivilceler, egzema, hatta sedef hastalığı, skleroderma gibi ciltte döküntülü hastalıklar görülebilir. Günümüzde sıklığı giderek artan besin alerjileri, kabızlık-ishal, karında aşırı şişlik gibi sindirim sorunları, huzursuz bağırsak sendromu da bu hastalıkta görülebilen sindirim sistemi belirtileridir. Bağırsak-beyin arasındaki bağlantının önemini gösteren bir diğer kanıt da bu sendromda görülen nörolojik (sinirsel) belirtilerdir. Sürekli, tedaviye dirençli baş ağrıları, migren, depresyon, otizm görülebilen belirtilerdendir. Ayrıca bu sendromda vücudun kendi dokularını yabancı tanıması ile kısaca anlatılabilecek hastalıklar olan otoimmün hastalıklar da görülebilir. Özellikle Hashimato tiroidi denilen tiroid bezi hastalığı ve insüline bağımlı olan tip 1 diyabet (şeker) hastalığı bu sendromun bir parçası olabilir" şeklinde konuştu.
Tedavide en önemli basamağın altta yatan sebebi bulup, ortadan kaldırmak olduğunu belirten Keskin, "Birçok hastalıkta olduğu gibi geçirgen bağırsak sendromunda da doğru ve doğal beslenmek, stresten uzaklaşmak tedavinin vazgeçilemez bir parçasıdır. Aşırı şeker, karbonhidrattan uzak durmak, işlenmiş yağlardan ziyade doğal zeytinyağı kullanmak, bol lifli gıdalar tüketmek, gluten içeren unlu mamullerden ve lektin içeren işlenmiş patates ve sütten kaçınmak çok önemlidir. Ayrıca doğal probiyotik olarak bilinen ev yapımı yoğurt, yoğurt suyu, turşu, turşu suyu, tarhana, kelle-paça çorbası gibi ürünlerin tüketilmesi önerilmektedir. Ancak son yapılan çalışmalarda bu ürünlerin tek başına yeterli olmayacağı, bağırsakta açılan probiyotik ürünlerin kullanılmasının bağırsak florasını kısa sürede iyileştireceği ve hastalığın tedavisinde önemli bir yer aldığı bulunmuştur" dedi.
Kaynak: İHA
Sürekli kullanılan alkol, aspirin ve ibuprofen gibi bazı ağrı kesicilerin bağırsaklardaki koruyucu bariyeri bozabileceğini belirten Keskin, "Ayrıca aşırı şeker, özellikle meyve şekeri olan fruktoz, karbonhidrat kullanımı ile bağırsaktaki normal yaşayan bakteri florası ve ortamı bozularak geçirgen bağırsak sendromuna sebep olabilir. Ayrıca gluten gibi unlu mamüller ile lektin gibi işlenmiş patetes ve süt gibi ürünlerin içinde bulunan maddeler bağırsaklarda bir çeşit iltihaba (inflamasyona) sebep olarak bu hastalığı tetikleyebilir. Günlük hayatımızın önemli bir parçası olan stresin de bağırsaklarda inflamasyona yol açarak bu sendroma yol açtığı iddia edilmektedir. Bazı çalışmalarda çinko eksikliği, vitamin A, B12, D eksikliğinin de bağırsaklarda sıkı bağlantıyı bozduğu ve geçirgen bağırsak sendromuna sebep olduğu düşünülmüştür" diye konuştu.
Sürekli halsizlik, yorgunluk ile giden kronik yorgunluk sendromu bu hastalıkta sık görülen belirtilerden biri olduğunu ifade eden Keskin, "Ayrıca sivilceler, egzema, hatta sedef hastalığı, skleroderma gibi ciltte döküntülü hastalıklar görülebilir. Günümüzde sıklığı giderek artan besin alerjileri, kabızlık-ishal, karında aşırı şişlik gibi sindirim sorunları, huzursuz bağırsak sendromu da bu hastalıkta görülebilen sindirim sistemi belirtileridir. Bağırsak-beyin arasındaki bağlantının önemini gösteren bir diğer kanıt da bu sendromda görülen nörolojik (sinirsel) belirtilerdir. Sürekli, tedaviye dirençli baş ağrıları, migren, depresyon, otizm görülebilen belirtilerdendir. Ayrıca bu sendromda vücudun kendi dokularını yabancı tanıması ile kısaca anlatılabilecek hastalıklar olan otoimmün hastalıklar da görülebilir. Özellikle Hashimato tiroidi denilen tiroid bezi hastalığı ve insüline bağımlı olan tip 1 diyabet (şeker) hastalığı bu sendromun bir parçası olabilir" şeklinde konuştu.
Tedavide en önemli basamağın altta yatan sebebi bulup, ortadan kaldırmak olduğunu belirten Keskin, "Birçok hastalıkta olduğu gibi geçirgen bağırsak sendromunda da doğru ve doğal beslenmek, stresten uzaklaşmak tedavinin vazgeçilemez bir parçasıdır. Aşırı şeker, karbonhidrattan uzak durmak, işlenmiş yağlardan ziyade doğal zeytinyağı kullanmak, bol lifli gıdalar tüketmek, gluten içeren unlu mamullerden ve lektin içeren işlenmiş patates ve sütten kaçınmak çok önemlidir. Ayrıca doğal probiyotik olarak bilinen ev yapımı yoğurt, yoğurt suyu, turşu, turşu suyu, tarhana, kelle-paça çorbası gibi ürünlerin tüketilmesi önerilmektedir. Ancak son yapılan çalışmalarda bu ürünlerin tek başına yeterli olmayacağı, bağırsakta açılan probiyotik ürünlerin kullanılmasının bağırsak florasını kısa sürede iyileştireceği ve hastalığın tedavisinde önemli bir yer aldığı bulunmuştur" dedi.