BETAM'dan Bilim İnsanlarına 'Birlikte Hızlı Tanı Kiti Üretelim' Çağrısı
BETAM Müdürü Doç. Dr. Sadullah Öztürk: 'Hızlı tanı kitleri hastalığın tespiti için çok önemli. Bu nedenle merkezin kaynaklarını salgınla mücadele yöntemlerinde kullanmak istiyoruz' 'Ne kadar çok enfekte olmuş hasta tespit edilebilirse izolasyon o kadar çabuk sağlanır ve yayılmanın önüne geçilir. İlk etapta 10 bin adet üretmeyi planladık ancak bu sayının üzerine çıkacağız'
Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Biyomedikal Elektronik Tasarım Uygulama ve Araştırma Merkezi (BETAM), yeni tip koronavirüse (Kovid-19) yönelik hızlı tanı kiti geliştirmek için bilim insanlarına birlikte üretme çağrısında bulundu.
Fatih Sultan Mehmet Üniversitesi'nin açıklamasına göre, salgına karşı birçok ülkede ilaç ve aşı geliştirme çalışmaları devam ederken, hastalığın kısa sürede test edilmesine yönelik çalışmalar da büyük önem taşıyor.
Türkiye'de birçok firma 60-90 dakika içinde kapsamlı sonuç alınmasına olanak tanıyan tanı kitleri geliştiriyor. Öte yandan daha kısa sürede daha fazla kişiye test yapılarak izolasyonun sağlanmasına imkan veren hızlı tanı kitlerine ihtiyaç artıyor.
BETAM da koronavirüsün teşhisine yönelik hızlı tanı kiti geliştirmek için ilk adımı atarak, mikrobiyolog ve RNA sentezi uzmanlarına "birlikte üretelim" çağrısında bulundu. Merkez, bilim insanlarını bünyesinde kurulacak ekibe katılmaya davet etti.
- "10 bin tanı kitini 3 günde üretebiliriz"
Açıklamada konuya ilişkin görüşleri yer alan BETAM Müdürü Doç. Dr. Sadullah Öztürk, davete olumlu yanıtlar aldıklarını belirterek, şu ifadeleri kullandı:
"Genom dizilimleri konusunda ve koronavirüs gen dizilimi üzerinde çalışan uzmanlara ihtiyacımız var. Koronavirüs bir organizmadır. Bu organizmaların algılanmasında biyosensörler kullanılır. Mikrobiyolog, RNA veya genom dizilimi konusunda uzmanlaşmış bilim insanları, ilgili virüsün yüksek doğruluk tanımlanması için bize koronavirüsün gen haritasını bildirecek, biz de gen haritasına uygun algılayıcıyı sentezleyerek kiti üretmiş olacağız."
Öztürk, bakanlık onaylı laboratuvar imkanının bir firma tarafından kendilerine sağlandığını, biyoalgılayıcı üretimi için gerekli sarf malzemelerinin de hazırda bulunduğunu kaydederek, koronavirüsün genom diziliminde uzman kişilerin ekibe dahil olmasıyla çalışmalara hızlıca başlayabileceklerini bildirdi.
Hızlı tanı kitlerinin hastalığın tespiti için çok önemli olduğunu, bu nedenle merkezin kaynaklarını salgınla mücadele yöntemlerinde kullanmak istediklerini aktaran Öztürk, şu açıklamalarda bulundu:
"Ne kadar çok enfekte olmuş hasta tespit edilebilirse izolasyon o kadar çabuk sağlanır ve yayılmanın önüne geçilir. İlk etapta 10 bin adet üretmeyi planladık ancak bu sayının üzerine çıkacağız. 10 bin kitin üretiminin lateral kaplama tekniği ile 3 gün sürmesini bekliyoruz. Her şey yolunda giderse 15 gün içerisinde de dağıtıma başlayabileceğiz."
Öztürk, hızlı tanı kitleri ve özellikle glukoz tabanlı sensörlerin üretimi üzerine uzun yıllardır çalışmalarını sürdürdüğünü kaydederek, koronavirüs tanısında kullanılacak kitlerin geliştirilmesi için birlikte çalışmanın önemine değindi.
Merkez bünyesinde gönüllülük esaslı bir uzman kadro kurmak istediklerinden bahseden Öztürk, şu ana kadar 10 kişilik bir ekibin oluştuğu bilgisini verdi.
Öztürk, "Üniversitemizdeki akademisyenlerden de destek geldi. Birlikte hareket etmeyi gerekli kılan bir süreç içerisindeyiz. Hastalıkla mücadele konusunda hepimize düşen sorumluluklar mevcut. Ortada bir problem varsa mutlaka çözümü de vardır ve bu çözüme hep birlikte ulaşacağız." açıklamasında bulundu
Kaynak: AA
Fatih Sultan Mehmet Üniversitesi'nin açıklamasına göre, salgına karşı birçok ülkede ilaç ve aşı geliştirme çalışmaları devam ederken, hastalığın kısa sürede test edilmesine yönelik çalışmalar da büyük önem taşıyor.
Türkiye'de birçok firma 60-90 dakika içinde kapsamlı sonuç alınmasına olanak tanıyan tanı kitleri geliştiriyor. Öte yandan daha kısa sürede daha fazla kişiye test yapılarak izolasyonun sağlanmasına imkan veren hızlı tanı kitlerine ihtiyaç artıyor.
BETAM da koronavirüsün teşhisine yönelik hızlı tanı kiti geliştirmek için ilk adımı atarak, mikrobiyolog ve RNA sentezi uzmanlarına "birlikte üretelim" çağrısında bulundu. Merkez, bilim insanlarını bünyesinde kurulacak ekibe katılmaya davet etti.
- "10 bin tanı kitini 3 günde üretebiliriz"
Açıklamada konuya ilişkin görüşleri yer alan BETAM Müdürü Doç. Dr. Sadullah Öztürk, davete olumlu yanıtlar aldıklarını belirterek, şu ifadeleri kullandı:
"Genom dizilimleri konusunda ve koronavirüs gen dizilimi üzerinde çalışan uzmanlara ihtiyacımız var. Koronavirüs bir organizmadır. Bu organizmaların algılanmasında biyosensörler kullanılır. Mikrobiyolog, RNA veya genom dizilimi konusunda uzmanlaşmış bilim insanları, ilgili virüsün yüksek doğruluk tanımlanması için bize koronavirüsün gen haritasını bildirecek, biz de gen haritasına uygun algılayıcıyı sentezleyerek kiti üretmiş olacağız."
Öztürk, bakanlık onaylı laboratuvar imkanının bir firma tarafından kendilerine sağlandığını, biyoalgılayıcı üretimi için gerekli sarf malzemelerinin de hazırda bulunduğunu kaydederek, koronavirüsün genom diziliminde uzman kişilerin ekibe dahil olmasıyla çalışmalara hızlıca başlayabileceklerini bildirdi.
Hızlı tanı kitlerinin hastalığın tespiti için çok önemli olduğunu, bu nedenle merkezin kaynaklarını salgınla mücadele yöntemlerinde kullanmak istediklerini aktaran Öztürk, şu açıklamalarda bulundu:
"Ne kadar çok enfekte olmuş hasta tespit edilebilirse izolasyon o kadar çabuk sağlanır ve yayılmanın önüne geçilir. İlk etapta 10 bin adet üretmeyi planladık ancak bu sayının üzerine çıkacağız. 10 bin kitin üretiminin lateral kaplama tekniği ile 3 gün sürmesini bekliyoruz. Her şey yolunda giderse 15 gün içerisinde de dağıtıma başlayabileceğiz."
Öztürk, hızlı tanı kitleri ve özellikle glukoz tabanlı sensörlerin üretimi üzerine uzun yıllardır çalışmalarını sürdürdüğünü kaydederek, koronavirüs tanısında kullanılacak kitlerin geliştirilmesi için birlikte çalışmanın önemine değindi.
Merkez bünyesinde gönüllülük esaslı bir uzman kadro kurmak istediklerinden bahseden Öztürk, şu ana kadar 10 kişilik bir ekibin oluştuğu bilgisini verdi.
Öztürk, "Üniversitemizdeki akademisyenlerden de destek geldi. Birlikte hareket etmeyi gerekli kılan bir süreç içerisindeyiz. Hastalıkla mücadele konusunda hepimize düşen sorumluluklar mevcut. Ortada bir problem varsa mutlaka çözümü de vardır ve bu çözüme hep birlikte ulaşacağız." açıklamasında bulundu