Arjantin'in Pamuk İpliğine Bağlı Ekonomisi, Siyasi Belirsizliğin Pençesinde

Arjantin'de ön seçimlerde Devlet Başkanı Mauricio Macri'nin yüksek oranda oy kaybetmesinin ardından oluşan siyasi belirsizlik nedeniyle ülke ekonomisi zor bir dönemden geçiyor Ön seçimlerde, korumacı politikalarıyla bilinen eski Devlet Başkanı Cristina Fernandez de Kicrhner'ın başkan yardımcısı adayı olduğu Herkesin Cephesi Koalisyonu'nun başkanlık seçimleri için büyük avantaj sağlaması ülke ekonomisinde darbe etkisi yarattı Ekonomist Pablo Kornblum: 'Liberal bir hükümetin döviz almaya kısıtlama koymaya başlaması kaçınılmaz bir şekilde halkta korku oluşturacak' Ekonomist Gustavo Neffa: '800 puanlık bir ülke risk priminiz varsa, uluslararası gönüllü borç veren piyasalar size kapılarını kapatır ve borçlarınızı tekrar finanse edemeyince de ödemede sorunlar yaşarsınız'.

Arjantin'de Uluslararası Para Fonu (IMF) ile tarihi anlaşmaya imza atan Devlet Başkanı Mauricio Macri'nin ön seçimlerde düşük oy alarak başkanlık seçimlerinde dezavantajlı duruma düşmesi, halihazırda pamuk ipliğine bağlı ülke ekonomisini büyük bir belirsizliğe sürükledi.

Ekonomik olarak son dönemde zor durumda olan Arjantin'de IMF ile yaptığı anlaşmayla gündeme gelen Macri, ön seçimlerde düşük oy alarak, başkanlık yarışında dezavantajlı duruma düştü. Korumacı politikalarıyla tanınan eski Devlet Başkanı Cristina Fernandez de Kirchner'ın, başkan yardımcısı adayı olduğu Herkesin Cephesi Koalisyonu'nun yüksek oy alması ise ekonomide darbe etkisi yarattı.

Seçim sonuçlarının açıklanmasından bir gün sonra, 2001'deki ekonomik krizden bu yana ilk defa Arjantin pezosu bir günde yaklaşık yüzde 30 değer kaybetti.

Macri hükümetini, 4 yılda üçüncü hazine bakanı değişikliğine götüren, aralarında vergi indirimleri ve yardımların bulunduğu bir dizi ekonomik yardım paketi uygulatan süreçte ülke risk puanı 2 bin 500'lere çıktı ve kredi derecelendirme kuruluşları Arjantin'i kısa bir süreliğine de olsa "borcunu ödeyemez" olarak derecelendirdi.

Bu süreçte, IMF yetkilileri, Arjantin ile anlaşılan ve yaklaşık yüzde 80'i ödenen 57 milyar dolarlık IMF tarihinin en büyük borcu, 3 yıllık stand-by anlaşmasını gözden geçirmek ve hem hükümet hem de muhalefetle görüşmek için Arjantin'e geldi. Ülkede siyasi tarafların istikrara yönelik hamleleri ve IMF'nin Arjantin'in yanında olduğu açıklamasıyla biraz daha rahatlayan piyasalara son olarak "acil ve gerekli" adıyla Kongre'de oylamaya sunulmadan resmi gazetede yayımlanan kararnameyle döviz alımına kısıtlama getirildi.

Arjantin'den döviz çıkışını kısıtlayan ve piyasalarda dolar sirkülasyonunu artırmayı amaçlayan kısıtlamaya göre, ülkede bankalar dahil bütün şirketler döviz satın almak ve yurt dışına para transferi yapmak için merkez bankasından izin alacak. Ayrıca, ülkede ihracat yapan şirketler 5 gün içinde ellerindeki dövizi bozduracak ve tüzel kişiler de yatırım için ayda 10 bin dolar satın alabilecek.

- "Ülkedeki ekonomik çalkantıların siyasi belirsizlik"

Uzmanlar, ülkedeki ekonomik çalkantının sebebini "siyasi belirsizlik" olarak değerlendiriyor ve 2015'de başkanlık görevini üstelendikten sonra ilk olarak piyasalardaki kısıtlamaları kaldıran Macri hükümetinin, eski Devlet Başkanı Kirchner'ın, 2011-2015 yıllarında ülkede dolar alımını neredeyse imkansız hale getiren politikalarına benzer kararlar almasını eleştiriyor.

Arjantinli ekonomistler Pablo Kornblum ve Gustavo Neffa Arjantin'deki ekonomik durumu AA muhabirine değerlendirdi.

Ülkedeki ekonomik çalkantıların siyasi belirsizlikten kaynaklandığını belirten Kornblum, ön seçimlerin ardından Devlet Başkanı Macri ve öne seçimleri galibi Alberto Fernandez'in IMF ile yapılan anlaşmaya sadık kalınacağına dair ortak bir açıklama yapmaları gerektiğini ancak bunun yapılmadığını söyledi.

- "İlk demokratik kısıtlama"

Ekonomist Kornblum, döviz alımına kısıtlama getiren kararnameye ilişkin ise "Hükümet çaresizlik içinde, acil olduğu gerekçesiyle parlamentoda tartışmadan bir kararname yayımlıyor, bu ilk demokratik kısıtlamadır. İkincisi, hükümetin düzenleme yapması. Kendini liberal olarak niteleyen ve ekonomide devlet denetimini azaltmayı amaçlayan bir hükümet böyle bir kararname çıkarıyor." dedi.

Kararnamenin ihracat yapan şirketleri etkileyeceğine dikkati çeken Kornblum, "Hükümet, ihracat yapan şirketleri döviz bozdurmaya zorluyor. Yani, onlar kendilerine ödeme yapıldığını bildirmelerinin ardından 5 gün içinde bu parayı bozdurmak zorundalar, bu hükümet için dolar kazanmanın bir yolu." ifadelerini kullandı.

Kornblum, küçük ve orta ölçekli yatırımcıların dövizlerini piyasadan çekip saklayabileceğini dile getirdi.

Liberal bir hükümetin kısıtlama koymaya başlamasının kaçınılmaz bir şekilde halkta korku oluşturacağına dikkati çeken Kornblum, "Başkan Macri'ye belirli planlarla oy veren kişiler, şimdi aksi yönde kararlar aldığını görüyorlar ve bu durum iyi görünmüyor." diye konuştu.

- "Döviz piyasasını dengede tutmak için bazı önlemler alınmalıydı"

Ekonomist Gustavo Neffa, döviz alımındaki kısıtlamalara ilişkin, "Döviz piyasasını dengede tutmak için bazı önlemler alınmalıydı. Eğer bu önlemler işe yaramazsa yeni önlemler de söz konusu olabilir. Bireysel özgürlüklerin kısıtlandığı ortamda, doların piyasadan çıkışını hızlandırabilecek olumsuz bir etki olur." ifadelerini kullandı.

Ön seçimlerin etkisine dikkati çeken Neffa, "Alberto Fernandez'in lehine olan sonuçlar güven krizini körükledi ve bu durum hükümeti görüşüyle uyuşmayan önlemler almaya zorladı. Aynı zamanda finansal piyasalara da bir darbe oldu. Çünkü Kirchner politikalarının geri gelmesi, enflasyon oranının daha fazla olduğu ekonomi politikalarına 180 derecelik bir dönüş olur." değerlendirmelerinde bulundu.

- Arjantin'in IMF'ye gitmesi sebebi

Ekonomist Neffa, Arjantin'in Macri hükümetinin kademeli olarak mücadele etmeye çalıştığı başta bütçe açığı olmak üzere uzun yıllardır süre gelen yapısal dengesizliklere sahip olduğunu belirtti.

Kademeli olarak bir çöküşün yaşandığına dikkati çeken Neffa, "Çünkü yatırımcılar hükümetin bilemediği veya cevap veremediği önlemleri istemeye başladılar. Bu da Arjantin'i finanse etmeye devam etmek için güven eksikliği anlamına geliyor." dedi.

Neffa, Arjantin'in IMF'ye gitmesine ilişkin, şunları kaydetti:

"800 puanlık bir ülke risk priminiz varsa, uluslararası gönüllü borç veren piyasalar size kapılarını kapatır ve borçlarınızı tekrar finanse edemeyince de ödemede sorunlar yaşarsınız, bu kadar basit. Bu, Arjantin'in, son çare olarak borç veren IMF'nin kapısına niye gittiğinin açıklamasıdır."

- Arjantin'deki ön seçimler ve Kirchner'ın korumacı politikaları

Arjantin'de genel seçimlere katılacak adayları seçmek için düzenlenen ve başkanlık seçimlerinin özeti olarak görülen ön seçimlerde, Alberto Fernandez'in liderliğindeki Herkesin Cephesi Koalisyonu geçerli oyların yüzde 47'sini, Devlet Başkanı Macri'nin liderliğindeki Değişim İçin Bir Arada Koalisyonu ise oyların yüzde 32'sini almıştı.

Seçimlerden bir gün sonra, Arjantin'de piyasalarda büyük gerileme yaşanmış, Arjantin pezosu dolar karşısında değer kaybı yüzde 30 aşmıştı.

Alberto Fernandez'in, başkan yardımcısı adayı eski Devlet Başkanı Cristina Fernandez de Kirchner, korumacı ve içe kapanık politikalarıyla tanınıyor. Kirchner, ikinci başkanlık döneminde Merkez Bankası üzerinden Borsa İşlemleri Danışma Programını kurarak, ülkede meşru yollardan döviz satın alınmasını 2011-2015 yıllarında kontrol altına almış, 2012'de yatırım için dolar satın almak yasaklanmıştı. 2014'de dolara yatırım yapmanın önü açılmış ancak aylık 2 bin dolar satın alabilmek için bin 100 dolardan fazla kazanma şartı konulmuştu.

"El cepo" adı verilen kontrollü döviz alımının sıkı olduğu dönemde, ülkede döviz rezervleri kötüleşmiş, turizm, emlak ve otomotiv sektörü olumsuz etkilenmişti. Ayrıca, bazı durumlarda turizm için dahi döviz meşru yollardan elde edilemeyince, kara borsa güç kazanmış ve ciddi tartışmalara neden olmuştu.
Kaynak: AA