'Dilde Irkçılık Olmaz'
Dil uzmanı, yazar Hüseyin Movit: 'Dilimize girmiş bütün kelimeler artık bizimdir. Dilde ırkçılık olmaz. Irkçılığın hiçbir türlüsü olmaz ama dilde hiç olmaz' 'Türk Dil Kurumunun, Türk Dil Akademisi haline getirilmesi ve yaptırım uygulayabilecek konumda olması gerekmektedir'
Dil uzmanı, yazar Hüseyin Movit, Cağaloğlu'ndaki Yeni Dünya Vakfı'nda gerçekleşen "Babıali Enderun Sohbetleri"ne konuk oldu.
Yazar Mehmet Nuri Yardım'ın moderatörlüğünü üstlendiği "Medyanın Türkçe ile İmtihanı" başlıklı programa katılan Movit, Türkçe konusunda medyada en çok yapılan dil ve imla hatalarını örnekler eşliğinde anlattı.
Movit, Ankara Radyosunda dinlediği bir programla dil yapısı ve imlaya ilgisinin geliştiğini belirterek, şöyle konuştu:
"10 yaşındaydım, Kore Harbi başladı. Kore'ye giden Mehmetçiklerimizin yazmış olduğu mektupların yer aldığı Ankara Radyosunda 'Kore'den mektup var' adlı programı dinlemeden rahat edemezdim. Bu bende bir alışkanlık yaptı. Devamlı olarak Ankara Radyosunu dinlemeye başladım. Sabah uyandığımda radyoyu açarım, uyku saati gelinceye kadar radyo dinlerim. Bu bende şöyle bir alışkanlık yaptı. Ders çalışırken, kitap veya gazete okurken radyo açık olur hep. İlerleyen aşamada öyle bir duruma geldi ki ben televizyon da seyredemez oldum. İnternet ortamı gelinceye kadar da faksla, telefonla bulduğum yanlışları ilgili kişilere iletmeye başladım."
Bu işi karşılıksız yaptığını ifade eden Movit, "Hiç kimseden bir beklentim yok. Olamaz da. Bu bir aşk meselesidir. Ben radyo televizyona baktığımda sürekli yanlışlar görüyorum. Mesela 'Edirnekapı Şehitliği'ne gömü yapıldı' diye bir haber gördüm. Gömü definedir. Defin yapılır. O zaman dedim verin şu adresi gidelim gömüyü bulalım da istifade edelim." diye konuştu.
Movit, yazarları da zaman zaman uyardığını ve yanlışları duyurduğunu anlatarak, "Türkçe gönüllülüğünden bu işe nasıl geldik. Ben sadece dil düzeltmiyorum. Yazılara imza atan kişileri de duyurmak mecburiyetindeyim çünkü dilsiz şeytan olmak istemiyorum. Hatayı görüp susmanın vebali vardır." dedi.
Fransız Dil Akademisi'nin yaklaşık 200 yıl önce kurulduğuna ve yaptırım gücü olduğuna dikkati çeken Movit, "Türk Dil Kurumunun, Türk Dil Akademisi haline getirilmesi ve yaptırım uygulayabilecek konumda olması gerekmektedir. Ayrıca her kesimden insanın kabul edeceği bir Türkçe sözlük ve imla kılavuzuna ihtiyaç var." değerlendirmesini yaptı.
Movit, bazı kelimelerin Arapça veya Farsça olduğu gerekçesiyle dilden çıkarılması gerektiğini savunanların olduğunu aktararak, "Bir kelimeyi kim bulduysa onun koyduğu ismi kullanın. Ona başka bir isim vermeye gerek yok. Her şeyi atarsak nasıl konuşacağız? O zaman ortada dil kalmaz. Dilimize girmiş bütün kelimeler artık bizimdir. Dilde ırkçılık olmaz. Irkçılığın hiçbir türlüsü olmaz ama dilde hiç olmaz." ifadesini kullandı.
Yaklaşık iki saat süren söyleşinin sonunda Movit, dinleyicilerin konuyla ilgili sorularını yanıtladı.
Kaynak: AA
Yazar Mehmet Nuri Yardım'ın moderatörlüğünü üstlendiği "Medyanın Türkçe ile İmtihanı" başlıklı programa katılan Movit, Türkçe konusunda medyada en çok yapılan dil ve imla hatalarını örnekler eşliğinde anlattı.
Movit, Ankara Radyosunda dinlediği bir programla dil yapısı ve imlaya ilgisinin geliştiğini belirterek, şöyle konuştu:
"10 yaşındaydım, Kore Harbi başladı. Kore'ye giden Mehmetçiklerimizin yazmış olduğu mektupların yer aldığı Ankara Radyosunda 'Kore'den mektup var' adlı programı dinlemeden rahat edemezdim. Bu bende bir alışkanlık yaptı. Devamlı olarak Ankara Radyosunu dinlemeye başladım. Sabah uyandığımda radyoyu açarım, uyku saati gelinceye kadar radyo dinlerim. Bu bende şöyle bir alışkanlık yaptı. Ders çalışırken, kitap veya gazete okurken radyo açık olur hep. İlerleyen aşamada öyle bir duruma geldi ki ben televizyon da seyredemez oldum. İnternet ortamı gelinceye kadar da faksla, telefonla bulduğum yanlışları ilgili kişilere iletmeye başladım."
Bu işi karşılıksız yaptığını ifade eden Movit, "Hiç kimseden bir beklentim yok. Olamaz da. Bu bir aşk meselesidir. Ben radyo televizyona baktığımda sürekli yanlışlar görüyorum. Mesela 'Edirnekapı Şehitliği'ne gömü yapıldı' diye bir haber gördüm. Gömü definedir. Defin yapılır. O zaman dedim verin şu adresi gidelim gömüyü bulalım da istifade edelim." diye konuştu.
Movit, yazarları da zaman zaman uyardığını ve yanlışları duyurduğunu anlatarak, "Türkçe gönüllülüğünden bu işe nasıl geldik. Ben sadece dil düzeltmiyorum. Yazılara imza atan kişileri de duyurmak mecburiyetindeyim çünkü dilsiz şeytan olmak istemiyorum. Hatayı görüp susmanın vebali vardır." dedi.
Fransız Dil Akademisi'nin yaklaşık 200 yıl önce kurulduğuna ve yaptırım gücü olduğuna dikkati çeken Movit, "Türk Dil Kurumunun, Türk Dil Akademisi haline getirilmesi ve yaptırım uygulayabilecek konumda olması gerekmektedir. Ayrıca her kesimden insanın kabul edeceği bir Türkçe sözlük ve imla kılavuzuna ihtiyaç var." değerlendirmesini yaptı.
Movit, bazı kelimelerin Arapça veya Farsça olduğu gerekçesiyle dilden çıkarılması gerektiğini savunanların olduğunu aktararak, "Bir kelimeyi kim bulduysa onun koyduğu ismi kullanın. Ona başka bir isim vermeye gerek yok. Her şeyi atarsak nasıl konuşacağız? O zaman ortada dil kalmaz. Dilimize girmiş bütün kelimeler artık bizimdir. Dilde ırkçılık olmaz. Irkçılığın hiçbir türlüsü olmaz ama dilde hiç olmaz." ifadesini kullandı.
Yaklaşık iki saat süren söyleşinin sonunda Movit, dinleyicilerin konuyla ilgili sorularını yanıtladı.