KMÜ'de 'Bilim Ve Türkçe' Konulu Panel Düzenlendi
Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi'nde (KMÜ) "Bilim ve Türkçe" konulu panel düzenlendi.
Türk Dili Uygulama ve Araştırma Merkezi tarafından KMÜ 15 Temmuz konferans salonunda Bilim Tarihçisi Merhum Prof. Dr. Fuat Sezgin anısına düzenlenen panelin açılış konuşmasını Türk Dili Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Dr. Öğr. Üyesi Zeynep Koyuncu yaptı.
Moderatörlüğünü Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürü, KMÜ Türk Dili ve Edebiyatı Öğretim Üyesi Doç. Dr. İdris Nebi Uysal'ın yaptığı panele konuşmacı olarak KMÜ Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ali Şahin, KMÜ Edebiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Hüseyin Muşmal, KMÜ Eğitim Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Münir Oktay ve KMÜ İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Sefa Usta katıldı.
Uysal konuşmasında şunları kaydetti:
"Türkçe, üniversitemizde ve şehirde bizim farklılaşma alanımız. Karaman olarak bizim Türkçenin başkenti unvanımız var. Başkent olan şehir başkent olmasının bedelini vermelidir. Sağlam ve kararlı yöneticiler ile bu yolda ilerlenmeli; yaygın etkisi yüksek program ve projeler yapılmalıdır. İş yeri isimlerinin Türkçe olması sağlanmalıdır. Türkçe hepimizin dili. Hangi meslek dalında olursak olalım hepimizin ortak paydası Türkçe. Asırları aşan kudretli bir dile sahibiz. Dil bir varlık meselesidir. Dilimizin bize verdiği gücü bilerek, zengin ve güçlü mirası düşünerek hareket etmeliyiz. Dilin yaşaması konuşma ile olurken uluslararası yaygınlaşması ise devletin teknolojik ve siyasi gücü ile olur. İdeolojik ve siyasi ayrışmaları kenara koymalı ve ürettiğimiz her şeye Türkçe isim vermeliyiz."
Prof. Dr. Münir Oktay da , insanoğlunun varoluşuyla birlikte başlayan bilimsel faaliyetin dönem dönem farklı medeniyetlerde yoğunlaştığını belirterek, "Milattan önce Hint, Çin, Antik Yunan, Mısır ve Mezopotamya’da yaşayan insanlar bilimsel alanda oldukça önemli çalışmalar yaptılar. Bize bilim 16. yüzyıldan sonra Avrupa'da icat edildi, dediler, siz de bilim yapmak için hipotezler, deneyler, teoriler oluşturmalısınız dediler fakat bunların hepsi hikaye.
Bilim, Hz. Adem'den itibaren yürütülen bütün faaliyetlerdir. Yıllarca bizleri bilime hiçbir katkısı olmamış, sadece başkalarının buluşlarını kullanmaya kalkan basit bir toplumun torunları gibi göstermeye çalıştılar. Dilimiz, bu amaçlarına ulaşmak için yıkmayı hedefledikleri araçların belki de başında geliyor. Uyanık olmaz ve gereken önlemleri almazsak yarın yalnız dilimizi değil, dil kapımızdan girerek çaldıkları her şeyimizi kaybederiz." diye konuştu.
Kaynak: AA
Moderatörlüğünü Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürü, KMÜ Türk Dili ve Edebiyatı Öğretim Üyesi Doç. Dr. İdris Nebi Uysal'ın yaptığı panele konuşmacı olarak KMÜ Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ali Şahin, KMÜ Edebiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Hüseyin Muşmal, KMÜ Eğitim Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Münir Oktay ve KMÜ İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Sefa Usta katıldı.
Uysal konuşmasında şunları kaydetti:
"Türkçe, üniversitemizde ve şehirde bizim farklılaşma alanımız. Karaman olarak bizim Türkçenin başkenti unvanımız var. Başkent olan şehir başkent olmasının bedelini vermelidir. Sağlam ve kararlı yöneticiler ile bu yolda ilerlenmeli; yaygın etkisi yüksek program ve projeler yapılmalıdır. İş yeri isimlerinin Türkçe olması sağlanmalıdır. Türkçe hepimizin dili. Hangi meslek dalında olursak olalım hepimizin ortak paydası Türkçe. Asırları aşan kudretli bir dile sahibiz. Dil bir varlık meselesidir. Dilimizin bize verdiği gücü bilerek, zengin ve güçlü mirası düşünerek hareket etmeliyiz. Dilin yaşaması konuşma ile olurken uluslararası yaygınlaşması ise devletin teknolojik ve siyasi gücü ile olur. İdeolojik ve siyasi ayrışmaları kenara koymalı ve ürettiğimiz her şeye Türkçe isim vermeliyiz."
Prof. Dr. Münir Oktay da , insanoğlunun varoluşuyla birlikte başlayan bilimsel faaliyetin dönem dönem farklı medeniyetlerde yoğunlaştığını belirterek, "Milattan önce Hint, Çin, Antik Yunan, Mısır ve Mezopotamya’da yaşayan insanlar bilimsel alanda oldukça önemli çalışmalar yaptılar. Bize bilim 16. yüzyıldan sonra Avrupa'da icat edildi, dediler, siz de bilim yapmak için hipotezler, deneyler, teoriler oluşturmalısınız dediler fakat bunların hepsi hikaye.
Bilim, Hz. Adem'den itibaren yürütülen bütün faaliyetlerdir. Yıllarca bizleri bilime hiçbir katkısı olmamış, sadece başkalarının buluşlarını kullanmaya kalkan basit bir toplumun torunları gibi göstermeye çalıştılar. Dilimiz, bu amaçlarına ulaşmak için yıkmayı hedefledikleri araçların belki de başında geliyor. Uyanık olmaz ve gereken önlemleri almazsak yarın yalnız dilimizi değil, dil kapımızdan girerek çaldıkları her şeyimizi kaybederiz." diye konuştu.