'Sessiz Çığlık' İle Suriyeli Tutsak Kadınların Sesi Oldular
Erzurum'da Suriye'de cezaevinde bulunup işkence gören kadınların sesini dünyaya duyurmak için bir araya gelen 'Vicdan Hareketi' mensubu kadınlar, 'sessiz çığlık' eylemi yaptı İHH İnsani Yardım Derneği Erzurum Şube Başkanı İbrahim Hakkı Çankaya: '21. yüzyılın ilk 20 yılı içerisinde yaşanan en büyük insanlık suçlarından birisi şu an Suriye'deki hapishanelerde yaşanıyor. Annelerimiz, bacılarımız, kızlarımız ve çocuklarımıza hapishanelerde işkencenin en ağırı yapılıyor' Afganistanlı öğrenci Malika Rahmani: 'Suriye'deki zulüm çok iğrenç. Zulmün özellikle kadınlara ve çocuklara yapılması bunu yapanların ne kadar vicdansız olduğunu gösteriyor. Bu zulmün artık bitmesini istiyoruz'
Erzurum'da "Vicdan Hareketi" çatısı altında bir araya gelen ve çoğunluğu kadınlardan oluşan bir grup, Suriye'de cezaevinde bulunup işkence gören kadınların sesini dünyaya duyurmak için "sessiz çığlık" eylemi yaptı.
Tarihi Yakutiye Medresesi önünde "Vicdan Hareketi" çatısı altında buluşan çoğunluğu kadınlardan oluşan STK temsilcileri ve yabancı öğrenciler, Suriye'deki tutsak kadınların sesini dünyaya duyurmak adına program gerçekleştirdi.
Vatandaşların da destek verdiği kadınlar eylemde, Suriye'deki kadınlara destek vermek amacıyla Türkçe ve İngilizce hazırlanan "İnsanlık için ses ver", "Zindanlar yıkılsın, insanlık kazansın" yazılı dövizler taşıdı.
Katılımcılar adına basın açıklaması okuyan Elif Gümüş, tüm çocuklar yaşaması, dili, inancı, ırkı fark etmeksizin tüm kadınların korunması amacıyla bir araya geldiklerini belirtti.
Suriyeli kadınların özgürlüğü için sesini yükselttiklerini ifade eden Gümüş, "Hukuksuzca cezaevinde tutulan, cinsel saldırıya ve işkenceye maruz kalan Suriyeli kadınların özgürlüğü için sesimizi yükseltiyoruz. Savaşlarda, kadınlara yönelik tecavüzün, işkencenin ve her türlü zulmün silah olarak kullanılmasına isyan ediyoruz." diye konuştu.
Gümüş, Suriye'de birçok savaş suçunun işlendiğini belirterek, "Uluslararası sözleşmeleri etkili olarak uygulaması gereken devletler, uluslararası yargı mekanizmaları ve uluslararası toplumun bütün bileşenleri, sivil insanların, kadın ve çocukların korunmasından sorumludur. Kadınlar ve çocuklar korunmalı, hiçbir şekilde esir tutulmamalı, taraflarca herhangi bir şekilde pazarlık konusu ve unsuru yapılmamalıdır." dedi.
- Kadınlardan "sessiz çığlık" eylemi
Basın açıklaması sonrası etkinliğe katılan kadınlar, Yakutiye Medresesi önünde "sessiz çığlık" adında eylem gerçekleştirdi.
Eylemde, çok sayıda kadın dizlerinin üzerine çöktükten sonra ellerini birbirlerine bağlayıp havaya kaldırarak temsili olarak Suriye'de işkence altındaki tutsak kadınları tasvir etti.
İHH İnsani Yardım Derneği Erzurum Şube Başkanı İbrahim Hakkı Çankaya AA muhabirine yaptığı açıklamada, Suriye'de 10 binlerce kadın ve çocuğun işkence altında olduğunu söyledi.
Suriye'de yaşananların eşine az rastlanır derecede kötü olduğuna dikkati çeken Çankaya, "21. yüzyılın ilk 20 yılı içerisinde yaşanan en büyük insanlık suçlarından birisi şu an Suriye'deki hapishanelerde yaşanıyor. Annelerimiz, bacılarımız, kızlarımız ve çocuklarımıza hapishanelerde işkencenin en ağırı yapılıyor." diye konuştu.
Çankaya, bu programın yaşanan zulmü insanlara duyurma amacıyla düzenlendiğini ifade ederek, Suriye'deki sessiz yığınların sesi olmak istediklerini aktardı.
Hukuki Araştırmalar Derneği (HUDER) Temsilcisi Avukat Büşra Yaylalı ise Birleşmiş Milletlerin Suriyeli mülteciler için kurduğu birimin, araştırmaların ötesine geçmediğini savundu.
Dünyanın Suriye'de yaşananlar karşısındaki tutumunu "ikiyüzlülük" olarak niteleyen Yaylalı, "İnsan haklarının, bütün dünya kadınlarının özellikle Müslüman kadınların sesi olmasını sağlayacağız." şeklinde konuştu.
Atatürk Üniversitesi Hukuk Fakültesi 2. sınıf öğrencisi Afganistanlı Malika Rahmani de Suriye'de yaşananlara ilişkin, "Suriye'deki zulüm çok iğrenç. Zulmün özellikle kadınlara ve çocuklara yapılması bunu yapanların ne kadar vicdansız olduğunu gösteriyor. Bu zulmün artık bitmesini istiyoruz." ifadelerini kullandı.
Kaynak: AA
Tarihi Yakutiye Medresesi önünde "Vicdan Hareketi" çatısı altında buluşan çoğunluğu kadınlardan oluşan STK temsilcileri ve yabancı öğrenciler, Suriye'deki tutsak kadınların sesini dünyaya duyurmak adına program gerçekleştirdi.
Vatandaşların da destek verdiği kadınlar eylemde, Suriye'deki kadınlara destek vermek amacıyla Türkçe ve İngilizce hazırlanan "İnsanlık için ses ver", "Zindanlar yıkılsın, insanlık kazansın" yazılı dövizler taşıdı.
Katılımcılar adına basın açıklaması okuyan Elif Gümüş, tüm çocuklar yaşaması, dili, inancı, ırkı fark etmeksizin tüm kadınların korunması amacıyla bir araya geldiklerini belirtti.
Suriyeli kadınların özgürlüğü için sesini yükselttiklerini ifade eden Gümüş, "Hukuksuzca cezaevinde tutulan, cinsel saldırıya ve işkenceye maruz kalan Suriyeli kadınların özgürlüğü için sesimizi yükseltiyoruz. Savaşlarda, kadınlara yönelik tecavüzün, işkencenin ve her türlü zulmün silah olarak kullanılmasına isyan ediyoruz." diye konuştu.
Gümüş, Suriye'de birçok savaş suçunun işlendiğini belirterek, "Uluslararası sözleşmeleri etkili olarak uygulaması gereken devletler, uluslararası yargı mekanizmaları ve uluslararası toplumun bütün bileşenleri, sivil insanların, kadın ve çocukların korunmasından sorumludur. Kadınlar ve çocuklar korunmalı, hiçbir şekilde esir tutulmamalı, taraflarca herhangi bir şekilde pazarlık konusu ve unsuru yapılmamalıdır." dedi.
- Kadınlardan "sessiz çığlık" eylemi
Basın açıklaması sonrası etkinliğe katılan kadınlar, Yakutiye Medresesi önünde "sessiz çığlık" adında eylem gerçekleştirdi.
Eylemde, çok sayıda kadın dizlerinin üzerine çöktükten sonra ellerini birbirlerine bağlayıp havaya kaldırarak temsili olarak Suriye'de işkence altındaki tutsak kadınları tasvir etti.
İHH İnsani Yardım Derneği Erzurum Şube Başkanı İbrahim Hakkı Çankaya AA muhabirine yaptığı açıklamada, Suriye'de 10 binlerce kadın ve çocuğun işkence altında olduğunu söyledi.
Suriye'de yaşananların eşine az rastlanır derecede kötü olduğuna dikkati çeken Çankaya, "21. yüzyılın ilk 20 yılı içerisinde yaşanan en büyük insanlık suçlarından birisi şu an Suriye'deki hapishanelerde yaşanıyor. Annelerimiz, bacılarımız, kızlarımız ve çocuklarımıza hapishanelerde işkencenin en ağırı yapılıyor." diye konuştu.
Çankaya, bu programın yaşanan zulmü insanlara duyurma amacıyla düzenlendiğini ifade ederek, Suriye'deki sessiz yığınların sesi olmak istediklerini aktardı.
Hukuki Araştırmalar Derneği (HUDER) Temsilcisi Avukat Büşra Yaylalı ise Birleşmiş Milletlerin Suriyeli mülteciler için kurduğu birimin, araştırmaların ötesine geçmediğini savundu.
Dünyanın Suriye'de yaşananlar karşısındaki tutumunu "ikiyüzlülük" olarak niteleyen Yaylalı, "İnsan haklarının, bütün dünya kadınlarının özellikle Müslüman kadınların sesi olmasını sağlayacağız." şeklinde konuştu.
Atatürk Üniversitesi Hukuk Fakültesi 2. sınıf öğrencisi Afganistanlı Malika Rahmani de Suriye'de yaşananlara ilişkin, "Suriye'deki zulüm çok iğrenç. Zulmün özellikle kadınlara ve çocuklara yapılması bunu yapanların ne kadar vicdansız olduğunu gösteriyor. Bu zulmün artık bitmesini istiyoruz." ifadelerini kullandı.