Vajinismus, Kadınların Psikolojisini Bozuyor
Op. Dr. Meltem Aksu Sönmezer, Vajinismus problemi hakkında bilgi verdi.
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Meltem Aksu Sönmezer, Vajinismus probleminin fiziksel bir engel olmamasına rağmen kadının korku, kaygı ve endişelerinden dolayı cinsel ilişkiye izin vermemesi olduğunu ifade ederek,” Vajina ilişki sırasında penisin büyüklüğü, ya da küçüklüğüne göre kendini hazırlar. Cinsel birleşmenin durumuna bağlı olarak genişler. Korku ve kaygı ile kadın erkeği ve erkeğin penisini vajen bölgesine yanaştırmazken, bazıları ise yalnızca vajen girişinde bu hisleri yaşarlar. Vajinanın çok küçük veya çok dar olmasından dolayı ilişkiye girememek” diye bir kavram çoğu zaman doğru değildir, çünkü vajina yapı itibariyle esnektir ve doğumda bir çocuğun başını çıkaracak kadar genişleyebilir. Bilinç altındaki korku ile kadının vücudunda ve vajen bölgesinde kotrol dışı kasılmalar ve kilitlenmeler oluşur. Vajinanın girişindeki kasların kasılmasının yanında tüm vücutta bir kasılma, endişe, korku ve panik hali de oluşmaktadır. Bu durumda ilişkiye girecek olan kadın bacaklarını sıkıca kapatır ve artık ilişkiye izin vermez veya veremez” dedi.
Kızlık zarının açılmasının çözüm olmadığını belirten Op. Dr. Meltem Aksu Sönmezer, ”Vajinusmuslu kadınların bazıları ise; kızlık zarlarının çok kalın olduğuna ve bu yüzden ilişkiye giremediklerine inanmaktadırlar ve de maalesef eşlerini de buna inandırabilmektedirler. Sorunun kızlık zarının ortadan kalkmasıyla çözüleceğine inanan çiftler, bir kadın doğum uzmanına başvurmaktadırlar. Kişi anestezi ile bayıltılır ve kızlık zarı ameliyatla açtırılır. Sorunun fiziksel bir nedenden kaynaklanmamasından dolayı, kızlık zarının açılması çözüm yerine, bunun da işe yaramadığını gören çiftlere, daha çok umutsuzluk, karamsarlık, bunun sonucunda da ilişkilerde yıpranmaya sebep olmaktadır. Vajinusmus sorunu olan kadınların büyük çoğunluğu doktora muayene olamaz, tıpkı ilişkide olduğu gibi panik ve korkuya kapılır, bacaklarını kapatır ve ağlama krizine girmektedirler. Fakat, bir kısmı da rahatça muayene olabildikleri halde ilişkiye izin veremezler. Bazen de sorunun, ilaçlarla veya genel anestezi (bayılma) altında ilişkiye girmekle çözüleceğine inanılmaktadır. Böylece, uyutularak kaslarda gevşeme sağlanabilir ve hatta, yanlış bir metot olarak vajinusmuslu kadınların genel anestezi ile uyutulup partnerleri ile cinsel ilişkiye girmeleri sağlanabilmektedir. Bu sorunu çözeme yerine daha da büyütebilmektedir. Kadın uyanık olduğunda cinsel ilişkiden yine korkacaktır ve vajinismuslu kadının eşi ise, daha evvel anestezi altında ilişki kurduğundan karısına karşı zorlayıcı bir tutum izleyecektir. Bu da korkuyu arttırabilmektedir. Ayrıca anestezi altında ilişkiye girilen kadın kendi kontrolü dışında bu tip bir ilişki yaşamaktan psikolojik olarak kötü etkilenebilmektedir” şeklinde konuştu.
Yanlış yönlendirmelerin evliliği bitirmeye kadar götürdüğünü vurgulayan Sönmezer, “Son zamanlarda vajene botoks uygulamaları yapılmış ve vajen kasının kasılması engellenmiştir. Gerçek vajinismuslularda bu yaklaşımda çözüm sağlamamaktadır. Bu tip sıkıntılı kişilere sakinleştirici ilaç, antidepresan ilaç vermekle bu sorun çözülmez, aksine bu tip ilaçların bazılarının cinsel isteği azaltıcı etkisi vardır, böylece sorun çözülmediği gibi başka bir sorun olan cinsel isteksizlikte sıkıntıya eklenmiş olur. Kas gevşeticiler veya alkol alıp sarhoş olup cinsel ilişkiye girme çabaları da hep hüzün ile sonuçlanır. Çok kolay tedavi edilebilen bir sorun olan vajinusmus; bu tip yanlış bilgi ve denemelerle büyür, büyür. Kadında sıkıntı, gerginlik başlar, kendisinde eksiklik olduğu duygusu ile suçluluk duymaya başlar, ümitsizlik ve karamsarlığa düşer. Kadınların çoğunluğu bu durum karşısında gösterdiği tepkinin fazlalığını ve de gereksizliğini bilir, korkuya karşı verdiği tepkinin aşırılığını mantıken bilmesi ve de bunun gereksizliğini kabul etmesi de bunu çözmeye yetmez ve bir iç karmaşa yaşar, ben eşimi seviyorum, onu istiyorum, kanunen benim eşim, ailem onu kabul ediyor, ben kabul ediyorum, peki neden bunu yapamıyorum gibi iç karmaşalar ve bunalımlar yaşayabilir. Erkekler başlangıçta çok ılımlı yaklaşırlar ilişkiye giremeyen eşlerine, bazen de anlayamama ve öfke ve kırılganlık hisleri arasında kalırlar. Ve bedensel hiç bir sorunu olmamasına rağmen bazen erkekte sertleşme sorunu da başlayabilir. Erkek sonuçta tahammülsüzleşebilir, eşini zorlayabilir veya aldatabilir” ifadelerini kullandı.
Sadece kadınların değil erkeklerinde bilinçlenmesi gerektiğini kaydeden Sönmezer, “Bazen de hanımlarımız tedavi olmayı istedikleri halde eşlerinin sorunu önemsemediklerini, tedaviye baş vurmayı ertelediklerini, veya olay çözüme yaklaştığı sırada eşlerinden destek göremediklerini fark eder buna çok şaşırırlar. Cinsel ilişki ile ilgili kaygı ve korkular yalnızca kadınlarda olmaz bazı erkekler dede bu olabilir. Kadınlar için bunu anlamak veya hissetmek çok zordur çünkü onlar kendi problemlerine ve de çözümlerine odaklanmışlardır. Evet bazen bunu anlamak veya hissetmek zordur ama şöyle düşünün başka insanlarda, hatta bazen sizde bu konuda kendinizi anlayamıyorsunuz. Ama gerçek olan şu ki problem var. İşte benzer bir yaklaşımla yaklaşırsanız eşinizde anlayabilirsiniz, bu da çözümü kolaylaştırır. Onunda ilişkiden korkabileceğini, canının acıyabileceği ve ilişkide penisinin zarar göreceği düşüncesinin olabileceğini kabul etmeniz gerekebilir. Vajinismus tedavisinde hanımların yanı sıra, gerekirse erkeklere de kaygı ve korkularını yok edici, destek verici terapi yapılmalıdır. Vajinismus kadının ve erkeğin ortak bir sorunu olup, hiç bir taraf diğerini suçlamamalı veya anlayışsız olmamalıdır” dedi.
Kaynak: İHA
Kızlık zarının açılmasının çözüm olmadığını belirten Op. Dr. Meltem Aksu Sönmezer, ”Vajinusmuslu kadınların bazıları ise; kızlık zarlarının çok kalın olduğuna ve bu yüzden ilişkiye giremediklerine inanmaktadırlar ve de maalesef eşlerini de buna inandırabilmektedirler. Sorunun kızlık zarının ortadan kalkmasıyla çözüleceğine inanan çiftler, bir kadın doğum uzmanına başvurmaktadırlar. Kişi anestezi ile bayıltılır ve kızlık zarı ameliyatla açtırılır. Sorunun fiziksel bir nedenden kaynaklanmamasından dolayı, kızlık zarının açılması çözüm yerine, bunun da işe yaramadığını gören çiftlere, daha çok umutsuzluk, karamsarlık, bunun sonucunda da ilişkilerde yıpranmaya sebep olmaktadır. Vajinusmus sorunu olan kadınların büyük çoğunluğu doktora muayene olamaz, tıpkı ilişkide olduğu gibi panik ve korkuya kapılır, bacaklarını kapatır ve ağlama krizine girmektedirler. Fakat, bir kısmı da rahatça muayene olabildikleri halde ilişkiye izin veremezler. Bazen de sorunun, ilaçlarla veya genel anestezi (bayılma) altında ilişkiye girmekle çözüleceğine inanılmaktadır. Böylece, uyutularak kaslarda gevşeme sağlanabilir ve hatta, yanlış bir metot olarak vajinusmuslu kadınların genel anestezi ile uyutulup partnerleri ile cinsel ilişkiye girmeleri sağlanabilmektedir. Bu sorunu çözeme yerine daha da büyütebilmektedir. Kadın uyanık olduğunda cinsel ilişkiden yine korkacaktır ve vajinismuslu kadının eşi ise, daha evvel anestezi altında ilişki kurduğundan karısına karşı zorlayıcı bir tutum izleyecektir. Bu da korkuyu arttırabilmektedir. Ayrıca anestezi altında ilişkiye girilen kadın kendi kontrolü dışında bu tip bir ilişki yaşamaktan psikolojik olarak kötü etkilenebilmektedir” şeklinde konuştu.
Yanlış yönlendirmelerin evliliği bitirmeye kadar götürdüğünü vurgulayan Sönmezer, “Son zamanlarda vajene botoks uygulamaları yapılmış ve vajen kasının kasılması engellenmiştir. Gerçek vajinismuslularda bu yaklaşımda çözüm sağlamamaktadır. Bu tip sıkıntılı kişilere sakinleştirici ilaç, antidepresan ilaç vermekle bu sorun çözülmez, aksine bu tip ilaçların bazılarının cinsel isteği azaltıcı etkisi vardır, böylece sorun çözülmediği gibi başka bir sorun olan cinsel isteksizlikte sıkıntıya eklenmiş olur. Kas gevşeticiler veya alkol alıp sarhoş olup cinsel ilişkiye girme çabaları da hep hüzün ile sonuçlanır. Çok kolay tedavi edilebilen bir sorun olan vajinusmus; bu tip yanlış bilgi ve denemelerle büyür, büyür. Kadında sıkıntı, gerginlik başlar, kendisinde eksiklik olduğu duygusu ile suçluluk duymaya başlar, ümitsizlik ve karamsarlığa düşer. Kadınların çoğunluğu bu durum karşısında gösterdiği tepkinin fazlalığını ve de gereksizliğini bilir, korkuya karşı verdiği tepkinin aşırılığını mantıken bilmesi ve de bunun gereksizliğini kabul etmesi de bunu çözmeye yetmez ve bir iç karmaşa yaşar, ben eşimi seviyorum, onu istiyorum, kanunen benim eşim, ailem onu kabul ediyor, ben kabul ediyorum, peki neden bunu yapamıyorum gibi iç karmaşalar ve bunalımlar yaşayabilir. Erkekler başlangıçta çok ılımlı yaklaşırlar ilişkiye giremeyen eşlerine, bazen de anlayamama ve öfke ve kırılganlık hisleri arasında kalırlar. Ve bedensel hiç bir sorunu olmamasına rağmen bazen erkekte sertleşme sorunu da başlayabilir. Erkek sonuçta tahammülsüzleşebilir, eşini zorlayabilir veya aldatabilir” ifadelerini kullandı.
Sadece kadınların değil erkeklerinde bilinçlenmesi gerektiğini kaydeden Sönmezer, “Bazen de hanımlarımız tedavi olmayı istedikleri halde eşlerinin sorunu önemsemediklerini, tedaviye baş vurmayı ertelediklerini, veya olay çözüme yaklaştığı sırada eşlerinden destek göremediklerini fark eder buna çok şaşırırlar. Cinsel ilişki ile ilgili kaygı ve korkular yalnızca kadınlarda olmaz bazı erkekler dede bu olabilir. Kadınlar için bunu anlamak veya hissetmek çok zordur çünkü onlar kendi problemlerine ve de çözümlerine odaklanmışlardır. Evet bazen bunu anlamak veya hissetmek zordur ama şöyle düşünün başka insanlarda, hatta bazen sizde bu konuda kendinizi anlayamıyorsunuz. Ama gerçek olan şu ki problem var. İşte benzer bir yaklaşımla yaklaşırsanız eşinizde anlayabilirsiniz, bu da çözümü kolaylaştırır. Onunda ilişkiden korkabileceğini, canının acıyabileceği ve ilişkide penisinin zarar göreceği düşüncesinin olabileceğini kabul etmeniz gerekebilir. Vajinismus tedavisinde hanımların yanı sıra, gerekirse erkeklere de kaygı ve korkularını yok edici, destek verici terapi yapılmalıdır. Vajinismus kadının ve erkeğin ortak bir sorunu olup, hiç bir taraf diğerini suçlamamalı veya anlayışsız olmamalıdır” dedi.