'Keşmir Sorunu Ümmet'in En Büyük Zorluklarından Biri '

Pakistan'ın İstanbul Başkonsolosu Bilal Khan Pasha: 'Son yedi yılda, Cemmu ve Keşmir sorunu veya anlaşmazlığı Müslüman Ümmet'in karşılaştığı en büyük zorluklardan biri ve bu anlamda Filistinlilerin yaşadığı anlaşmazlıkla birçok açıdan paralellik gösteriyor' 'Hindistan, uluslararası isyana rağmen, pelet tabancaları hala erkekleri, kadınları ve çocukları sakatlamak ve kör etmek için kullanıyor' 'Tecavüz ve cinsel saldırı, işkence, zorla alıkoyma, bitmeyen sokağa çıkma yasağı, ev hapsinin yanı sıra toplu, insanlık dışı ve onur kırıcı cezalar Keşmir vadisini, 'insan trajedisine' dönüştürdü' 'Pakistan, Keşmir halkının adil mücadelesi için gösterdiği açık, net, tereddütsüz, samimi destekleri için Türk halkına gerçekten minnettardır'.

Pakistan'ın İstanbul Başkonsolosu Bilal Khan Pasha, Cemmu ve Keşmir halkının kendi kaderini tayin hakkının desteklenmesinin tarihi görevleri olduğunu belirterek, "Son yedi yılda, Cemmu ve Keşmir sorunu veya anlaşmazlığı Müslüman Ümmet'in karşılaştığı en büyük zorluklardan biri ve bu anlamda Filistinlilerin yaşadığı anlaşmazlıkla birçok açıdan paralellik gösteriyor." dedi.

İstanbul Üniversitesi Rektörlük Binası Mavi Salonu'nda "Keşmir Sorunu" konferansında konuşan Pasha, Hint rejiminin işlediği zulmü ve vahşetten acı çeken Keşmir halkı ile dayanışmayı göstermesi açısından konferansın önemine vurgu yaptı.

Konferansın bilgi paylaşmaktan çok umudu artırmaya yönelik düzenlendiğini belirten Pasha, "72 yıl boyunca Hint işgali altındaki Keşmir'deki kardeşlerimizin kendi kaderlerini tayin etme hakkını talep etme konusunda gösterdikleri azim, kararlılık ve metanet, umutlarımızı bitirmez aksine gerçek Keşmir halkının, muzaffer olduğu bir sabaha kavuşturacağına inanmaktayım." diye konuştu.

Keşmir'in Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi gündeminde bekleyen en uzun soluklu anlaşmazlık dosyası olduğunu hatırlatan Pasha, şunları aktardı:

"Pek çok karar ve tartışmalara rağmen Keşmir meselesi, hala BM'deki (BM) en eski çözülmemiş anlaşmazlık olarak yer almaktadır. BM’in Keşmir sorununa dahil olması neredeyse 23 yıllık bir hadisedir. Bu 23 yıl boyunca da BM çatışmayı çözme amaçlı 23 karar aldı. Fakat BM, 1965 sonrası Hindistan ve Pakistan arasındaki silahlı çatışmada etkisiz hale geldi. Hindistan, 'Keşmir özgürlük savaşçılarına' ilkeli talepleri doğrultusunda değil, Pakistan'a baskı yapmak için yarım milyon asker seferber etti. Bununla birlikte, Hindistan’ın yaptığı zulüm, Temmuz 2016’da özgürlük savaşçısı Keşmirli Burhan Wani’nin yargısız öldürülmesi ve Keşmirli protestocuları sokaklarda kör etmek için pelet silahlarının kullanılması Keşmir halkını demoralize etmede başarılı olamadı aksine Keşmirlilerin haklarını alma tutkusunu daha da ateşledi."

- "Uluslararası isyana rağmen, pelet tabancaları kullanılıyor"

Bilal Khan Pasha, Keşmir’de şu anda yaşananların basit bir insan hakları ihlali olmadığını, Hindistan'ın varlığını "meşrulaştırma" politikası olduğunu kaydetti.

Dünyanın 2018 yılında, Hint İşgalindeki Cemmu ve Keşmir'deki masum Keşmirlilere karşı daha önce görülmemiş bir insan hakları ihlaline tanık olduğunu dile getiren Pasha, "Özellikle 2018’in son aylarında yüzlerce sivil hayatını kaybetti. Cenazeler ve barış içerisinde gerçekleştirilen protestolar Hindistan işgal kuvvetleri tarafından şiddetli güçle saldırılara uğradı ve bu saldırıları düzenleyenler cezadan muaf tutuldu. Uluslararası isyana rağmen, pelet tabancaları hala erkekleri, kadınları ve çocukları sakatlamak ve kör etmek için kullanılıyor." ifadelerini kullandı.

Keşmirlilerin aşırı ve orantısız güç kullanımına maruz kalmaya devam ettiğine dikkati çeken Pasha, şunları anlattı:

"Tecavüz ve cinsel saldırı, işkence, zorla alıkoyma, bitmeyen sokağa çıkma yasağı, ev hapsinin yanı sıra toplu, insanlık dışı ve onur kırıcı cezalar. Hindistan tarafından güvenlik güçlerinin ve devlet gücünün aşırı kullanımı, Keşmir Vadisini 'insan trajedisine' dönüştürdü. Bununla birlikte, ezilen Keşmirlilerin, kendi kaderlerini tayin hakkını kullanarak geleceklerine yön verme arzu ve kararlılıkları hala belirsizliğini korumaktadır

1989'un sonlarından bu yana, genç Keşmir özgürlük savaşçılarının Cemmu ve Keşmir'de Hindistan Hükümetine karşı başlattığı direniş hareketi ile çatışmaya yeni bir boyut eklendi. Hindistan hükümetinin bir dizi Draco kanunları ile baskıya verdiği tepki ve binlerce Hint güvenlik kuvvetinin Keşmir özgürlük savaşçılarına karşı konuşlandırılması, Keşmir çatışmasının karakterini iki komşu arasındaki basit bir anlaşmazlıktan, çok boyutlu bir milliyetçi mücadeleye dönüştürdü.

1989 ayaklanmasından bu yana, 150 binden fazla Keşmirli şehit oldu. Birçok Keşmirli işkenceye uğradı, sakatlandı, kaçırıldı ve keyfi bir şekilde tutuklandı. Siyasi mahkûmların sayısı ise binlerce kişidir. Draco’nun Acil Durum Yasaları çıkarıldı. Keşmir'deki korkunç insan hakları manzarası, her bağımsız insan hakları örgütü tarafından kabul edildi."

- "Dünya yavaş yavaş trajedinin farkına varıyor"

Bilal Khan Pasha, uluslararası toplumun 70 yıldır Keşmir sorununa sessiz kaldığını, yeni yeni bu trajediyle ilgilenmeye başladığını söyledi.

Hindistan'ın Keşmir'de işlediği insan hakları ihlallerine raporlarına da değinen Pasha, şu bilgileri paylaştı:

"Dünya, Hint işgali altındaki Keşmir halkının trajedisinin yavaş yavaş farkına varmaya başladı. BM İnsan Hakları Yüksek Komiserliği Ofisi, kısa süre önce Hint işgalindeki Keşmir'deki durum hakkında bir rapor yayınladı. Raporda, insan haklarının kaba ve sistematik ihlalleri vurgulanmaktadır. Ayrıca, bu acımasız kişilerin faillerini soruşturmak ve sorumlu tutmak için BM nezaretinde bir Soruşturma Komisyonu'nun bir an önce kurulmasına işaret edilmiştir. İngiltere Parlamentosu'nun Keşmir Üzerine Tüm Parti Parlamento Grubu raporunda ve Örgütün İslami İşbirliği Teşkilatı Bağımsız Daimi İnsan Hakları Komisyonu (IPHRC) raporlarında benzer şekilde ağır insan hakları ihlallerine dair kanıtlar sunulmuştur. Uluslararası toplumun bu raporlar ışığında belirleyici eylemlerde bulunacağını umuyoruz."

Pakistan'ın Keşmir sorununu barış ve müzakere yoluyla çözmeye hazır olduğunu belirten Pasha, "Cemmu ve Keşmir halkının kendi kaderini tayin hakkının desteklenmesi ve bu hakkın savunuculuğu, Keşmir anlaşmazlığına taraf olan bir ülke olarak tarihi taahhüdümüz ve görevimizdir. Son yedi yılda, Cemmu ve Keşmir anlaşmazlığı, Müslüman Ümmet'in karşılaştığı en büyük zorluklardan biri ve bu anlamda Filistinlilerin yaşadığı anlaşmazlıkla birçok açıdan paralellik gösteriyor. Pakistan halkı, dünyanın dört bir yanındaki Keşmir halkı, Müslüman Ümmetinin değerli üyeleri ve gerçekte vicdanı olan her insan, Keşmir halkının adil mücadelesi için gösterdiği açık, net, tereddütsüz, samimi destekleri için Türk halkına gerçekten minnettardır. Türkiye, İslam İşbirliği Teşkilatı Başkanlığını yürüten ülke olarak ve aynı zamanda Cemmu ve Keşmir'deki İslami İşbirliği Teşkilatı Temas Grubu'nun önemli bir üyesi olarak bu konuda önemli bir rol oynamaktadır. Bu anlamda desteğinizi asla unutmayacağız." ifadelerini kullandı.

Kaynak: AA