Antalya Büyükşehir Belediyesindeki Grev Kararı
Hakİş Konfederasyonu Genel Başkanı Mahmut Arslan: 'Antalya'da grev değil, uzlaşarak imzaladığımız toplu sözleşme törenleriyle biz halaylar çekmek isterdik ama maalesef 79 gündür sesimizi, isyanımızı, feryadımızı Büyükşehir Belediye Başkanı'na duyuramadık' 'İnşallah İstanbul Büyükşehir Belediyesinde de bin 300 arkadaşımızın kısa zamanda işlerine dönmeleri için bütün gücümüzle mücadelemizi sürdüreceğiz'.
Hak-İş Konfederasyonu Genel Başkanı Mahmut Arslan, Antalya'da grev değil, uzlaşarak imzaladıkları toplu sözleşme törenleriyle halay çekmek istediklerini belirterek, "Maalesef 79 gündür sesimizi, isyanımızı, feryadımızı Büyükşehir Belediye Başkanı'na duyuramadık." dedi.
Arslan, Uluslararası Sendikalar Konfederasyonu (ITUC) Genel Sekreter Yardımcısı Owen Tudor ve Hak-İş'e bağlı bazı sendikaların genel başkanları ile Antalya Büyükşehir Belediyesi önünde devam eden grev yerine ziyarette bulundu.
Arslan, yaptığı konuşmada, Antalya Büyükşehir Belediyesinde yaklaşık 8 bin işçi adına yürütülen toplu iş sözleşmesi müzakerelerinde anlaşma sağlanamaması üzerine başlayan grevin 79. gününde olduklarını söyledi.
Toplu iş sözleşmesi yetkisini 1 Nisan'da aldıklarını anımsatan Arslan, "Altı ayı geçen bir zaman içinde toplu sözleşme görüşmelerinde ne yazık ki bir uzlaşma yakalayamadık. Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek'ten burada bir kez daha talepte bulunuyoruz, bu toplu iş sözleşmesini gelin, masada bitirelim. Toplu iş sözleşmesindeki taleplerimiz, işçilerimizin talepleri, Türkiye'deki imzalanmış toplu sözleşmelerin üstünde değil, makul, kabul edilebilir bir taslak, bir teklif masada hazır ve Başkanı bekliyoruz." diye konuştu.
Arslan, grevin kendileri için amaç değil, araç olduğunu anlattı.
Hak-İş olarak her yerde olduğu gibi Antalya Büyükşehir Belediyesinde de uzlaşmayı, anlaşmayı, masada toplu sözleşmeyi bitirmeyi hedeflediklerini dile getiren Arslan, şunları kaydetti:
"Ancak Sayın Belediye Başkanı'nın anlaşılmaz, gerçekten bizi rencide eden, çalışanları yok sayan, çalışanların iradelerine ipotek koyan, çalışanları siyasal anlayışlarına göre ayrım yapan bir yaklaşımı kabul etmemiz mümkün değil. Onun için Antalya, Türkiye'nin dünyaya açılan kapısıdır. Antalya'da grev değil, uzlaşarak imzaladığımız toplu sözleşme törenleriyle biz halaylar çekmek isterdik ama maalesef 79 gündür sesimizi, isyanımızı, feryadımızı Büyükşehir Belediye Başkanı'na duyuramadık.
Bir kez daha Başkan Muhittin Böcek'e ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na çağrı yapıyoruz. Sayın Kılıçdaroğlu ve Sayın Böcek'in 31 Mart seçimlerinden önce emekçilere, Türk halkına verdiği sözleri hatırlatmak istiyoruz."
Arslan, Antalya'da hem toplu sözleşme yapamamanın sıkıntısını çektiklerini hem de 250'den fazla çalışanın işten atıldığını, 200'e yakın kişinin iş yerinin değiştirildiğini, Gazipaşa'dan Kaş'a kadar 650 kilometrelik alana sürgün edildiğini savundu.
Sürgünlerle, işten çıkarmalarla, baskılarla mücadele ettiklerini ifade eden Arslan, "Onun için nasıl ki Bolu'da 127 gün sonra arkadaşlarımızı işe başlattık, inşallah İstanbul Büyükşehir Belediyesinde de bin 300 arkadaşımızın kısa zamanda işlerine dönmeleri için bütün gücümüzle mücadelemizi sürdüreceğiz." dedi.
- "Herkes toplu sözleşmeyi hak etmelidir"
ITUC Genel Sekreter Yardımcısı Owen Tudor da dünyadaki tüm işçilerin desteğini getirdiğini vurgulayarak, "Sizi destekliyorlar çünkü birisi yaralanınca bu yara herkesin içinde olur. Kimse sendika üyesi olduğu için ayrımcılığa maruz kalmamalı. Herkes toplu sözleşmeyi hak etmelidir. Sizlerin yanında olmaya devam edeceğiz." ifadelerini kullandı.
Kaynak: AA
Arslan, Uluslararası Sendikalar Konfederasyonu (ITUC) Genel Sekreter Yardımcısı Owen Tudor ve Hak-İş'e bağlı bazı sendikaların genel başkanları ile Antalya Büyükşehir Belediyesi önünde devam eden grev yerine ziyarette bulundu.
Arslan, yaptığı konuşmada, Antalya Büyükşehir Belediyesinde yaklaşık 8 bin işçi adına yürütülen toplu iş sözleşmesi müzakerelerinde anlaşma sağlanamaması üzerine başlayan grevin 79. gününde olduklarını söyledi.
Toplu iş sözleşmesi yetkisini 1 Nisan'da aldıklarını anımsatan Arslan, "Altı ayı geçen bir zaman içinde toplu sözleşme görüşmelerinde ne yazık ki bir uzlaşma yakalayamadık. Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek'ten burada bir kez daha talepte bulunuyoruz, bu toplu iş sözleşmesini gelin, masada bitirelim. Toplu iş sözleşmesindeki taleplerimiz, işçilerimizin talepleri, Türkiye'deki imzalanmış toplu sözleşmelerin üstünde değil, makul, kabul edilebilir bir taslak, bir teklif masada hazır ve Başkanı bekliyoruz." diye konuştu.
Arslan, grevin kendileri için amaç değil, araç olduğunu anlattı.
Hak-İş olarak her yerde olduğu gibi Antalya Büyükşehir Belediyesinde de uzlaşmayı, anlaşmayı, masada toplu sözleşmeyi bitirmeyi hedeflediklerini dile getiren Arslan, şunları kaydetti:
"Ancak Sayın Belediye Başkanı'nın anlaşılmaz, gerçekten bizi rencide eden, çalışanları yok sayan, çalışanların iradelerine ipotek koyan, çalışanları siyasal anlayışlarına göre ayrım yapan bir yaklaşımı kabul etmemiz mümkün değil. Onun için Antalya, Türkiye'nin dünyaya açılan kapısıdır. Antalya'da grev değil, uzlaşarak imzaladığımız toplu sözleşme törenleriyle biz halaylar çekmek isterdik ama maalesef 79 gündür sesimizi, isyanımızı, feryadımızı Büyükşehir Belediye Başkanı'na duyuramadık.
Bir kez daha Başkan Muhittin Böcek'e ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na çağrı yapıyoruz. Sayın Kılıçdaroğlu ve Sayın Böcek'in 31 Mart seçimlerinden önce emekçilere, Türk halkına verdiği sözleri hatırlatmak istiyoruz."
Arslan, Antalya'da hem toplu sözleşme yapamamanın sıkıntısını çektiklerini hem de 250'den fazla çalışanın işten atıldığını, 200'e yakın kişinin iş yerinin değiştirildiğini, Gazipaşa'dan Kaş'a kadar 650 kilometrelik alana sürgün edildiğini savundu.
Sürgünlerle, işten çıkarmalarla, baskılarla mücadele ettiklerini ifade eden Arslan, "Onun için nasıl ki Bolu'da 127 gün sonra arkadaşlarımızı işe başlattık, inşallah İstanbul Büyükşehir Belediyesinde de bin 300 arkadaşımızın kısa zamanda işlerine dönmeleri için bütün gücümüzle mücadelemizi sürdüreceğiz." dedi.
- "Herkes toplu sözleşmeyi hak etmelidir"
ITUC Genel Sekreter Yardımcısı Owen Tudor da dünyadaki tüm işçilerin desteğini getirdiğini vurgulayarak, "Sizi destekliyorlar çünkü birisi yaralanınca bu yara herkesin içinde olur. Kimse sendika üyesi olduğu için ayrımcılığa maruz kalmamalı. Herkes toplu sözleşmeyi hak etmelidir. Sizlerin yanında olmaya devam edeceğiz." ifadelerini kullandı.