Rahmi Turan: Kıbrıs, Türkiye'nin başındaki derttir!
Sözcü Gazetesi Yazarı Rahmi Turan, bugünkü yazısında Eski TBMM Başkanı Hüsamettin Cindoruk'un Kıbrıs ile ilgili çarpıcı açıklamalarını aktardı: Kıbrıs, Türkiye'nin başındaki derttir!
Sözcü Gazetesi Yazarı Rahmi Turan, bugünkü köşe yazısında Eski TBMM Başkanı Hüsamettin Cindoruk'un Kıbrıs ile ilgili yaptığı çarpıcı açıklamalarını aktardı: Kıbrıs, Türkiye'nin başındaki derttir!
Bodrum Gündem'e açıklamalar yapan Cindoruk'un, Kıbrıs konusunda söylediklerinin hem ilginç, hem de can sıkıcı olduğunu ifade eden Turan, Cindoruk'un sözlerini aktardı:
“Kıbrıs bugün Türkiye'nin başındaki en büyük derttir.
Kıbrıs'ta çıkmaza girdik.
Bugünkü Kıbrıs idaresindeki Mustafa Akıncı Cumhurbaşkanı'dır ama bir Türk milliyetçisi değildir. Rauf Denktaş bir Türk milliyetçisiydi… O bir Kıbrıslıydı. Kıbrıs'ın menfaatlerini düşünüyordu.
Kıbrıs konusunda herkesin sağır, dilsiz ve kör olduğunu görüyorum.'
İşte Rahmi Turan'ın yazısının o bölümü:
Dün Türk Deniz Kuvvetleri'nin Kuzey Kıbrıs'ta büyük bir deniz üssü kurmak için Dışişleri Bakanlığı'na başvurduğunu anlatmıştım.
Dışişleri bu hayati teklifi sümen altı mı eder, sallayıp uyutur mu, bilmem.
Eğer ülkemizi yönetenler Türkiye'nin güvenliği için böyle bir girişimin şart olduğunun farkında değillerse, “Yazıklar olsun onlara” demekten başka söyleyecek bir söz kalmaz!
Bodrum'da iki ayda bir yayınlanan BG (Bodrum Gündem) adında güzel bir yerel dergi var. Bu dergiyi deneyimli meslektaşlarımızdan Fatih Bozoğlu çıkarıyor. Her sayısında ünlü bir kişiyle röportaj yayınlanıyor.
Derginin son sayısında Hüsamettin Cindoruk'la yapılan uzun bir söyleşi var. Tesadüfe bakın ki, röportajın önemli bir kısmında Kıbrıs konusu yer alıyor.
Hüsamettin Bey, siyaset dünyamızın en deneyimli politikacısıdır, bilge bir kişidir. Her konuşmasında, değerlendirmeleri ve analizleriyle geçmişten bugüne ışık tutar. Onun Kıbrıs konusunda söyledikleri hem ilginç, hem de can sıkıcı… Şöyle diyor:
“Kıbrıs bugün Türkiye'nin başındaki en büyük derttir.
Kıbrıs'ta çıkmaza girdik.
Bugünkü Kıbrıs idaresindeki Mustafa Akıncı Cumhurbaşkanı'dır ama bir Türk milliyetçisi değildir. Rauf Denktaş bir Türk milliyetçisiydi… O bir Kıbrıslıydı. Kıbrıs'ın menfaatlerini düşünüyordu.
Kıbrıs konusunda herkesin sağır, dilsiz ve kör olduğunu görüyorum.
Rauf Denktaş öldükten sonra Rauf Denktaş ekolü kayboldu. Şimdi pazarlıklar ortaya çıkmıştır… İsrail, Kıbrıs'ta üs kuracak. Bu aşamada müzakereler var.
Doğalgaz ve petrol bulunduğu için Kıbrıs giderek önem kazanıyor. Fatin Rüştü Zorlu'yu rahmetle anıyorum. Türkiye'nin son yüzyıldaki en iyi Dışişleri Bakanı'dır. Londra ve Zürih anlaşmaları ile elde ettiği başarı, onu minnet ve rahmetle anmamıza yeter. Kıymetini bilemedik. (Zorlu 1961 yılında idam edildi.)
Bugün, onun sağladığı anlaşmalar sayesinde askerimiz Kıbrıs'ta. Biz Kıbrıs'ın güvencesi ve teminatıyız. İşte o önemli anlaşmaların sarsıntıya girdiğini düşünüyorum. Bütün siyasetçilere Kıbrıs meselesini ön plana almalarını tavsiye ediyorum.
“Türkler Kıbrıs'tan vaz geçemez. Çünkü Kıbrıs Anadolu'nun muhafızıdır, Türkiye'nin ileri karakoludur. Bu sözü 400 küsur yıl önce büyük yazar Shakespeare, Othello adlı eserinde söylemiştir.
Doğu Akdeniz'de bugün Türkiye varsa, Kıbrıs ve İskenderun limanlarından ötürüdür. Onun için milletçe birlik ve beraberlik ruhu içinde hareket edilmelidir. İç kavgalar bırakılmalıdır. Son pişmanlık fayda vermez!”
Bodrum Gündem'e açıklamalar yapan Cindoruk'un, Kıbrıs konusunda söylediklerinin hem ilginç, hem de can sıkıcı olduğunu ifade eden Turan, Cindoruk'un sözlerini aktardı:
“Kıbrıs bugün Türkiye'nin başındaki en büyük derttir.
Kıbrıs'ta çıkmaza girdik.
Bugünkü Kıbrıs idaresindeki Mustafa Akıncı Cumhurbaşkanı'dır ama bir Türk milliyetçisi değildir. Rauf Denktaş bir Türk milliyetçisiydi… O bir Kıbrıslıydı. Kıbrıs'ın menfaatlerini düşünüyordu.
Kıbrıs konusunda herkesin sağır, dilsiz ve kör olduğunu görüyorum.'
İşte Rahmi Turan'ın yazısının o bölümü:
Dün Türk Deniz Kuvvetleri'nin Kuzey Kıbrıs'ta büyük bir deniz üssü kurmak için Dışişleri Bakanlığı'na başvurduğunu anlatmıştım.
Dışişleri bu hayati teklifi sümen altı mı eder, sallayıp uyutur mu, bilmem.
Eğer ülkemizi yönetenler Türkiye'nin güvenliği için böyle bir girişimin şart olduğunun farkında değillerse, “Yazıklar olsun onlara” demekten başka söyleyecek bir söz kalmaz!
Bodrum'da iki ayda bir yayınlanan BG (Bodrum Gündem) adında güzel bir yerel dergi var. Bu dergiyi deneyimli meslektaşlarımızdan Fatih Bozoğlu çıkarıyor. Her sayısında ünlü bir kişiyle röportaj yayınlanıyor.
Derginin son sayısında Hüsamettin Cindoruk'la yapılan uzun bir söyleşi var. Tesadüfe bakın ki, röportajın önemli bir kısmında Kıbrıs konusu yer alıyor.
Hüsamettin Bey, siyaset dünyamızın en deneyimli politikacısıdır, bilge bir kişidir. Her konuşmasında, değerlendirmeleri ve analizleriyle geçmişten bugüne ışık tutar. Onun Kıbrıs konusunda söyledikleri hem ilginç, hem de can sıkıcı… Şöyle diyor:
“Kıbrıs bugün Türkiye'nin başındaki en büyük derttir.
Kıbrıs'ta çıkmaza girdik.
Bugünkü Kıbrıs idaresindeki Mustafa Akıncı Cumhurbaşkanı'dır ama bir Türk milliyetçisi değildir. Rauf Denktaş bir Türk milliyetçisiydi… O bir Kıbrıslıydı. Kıbrıs'ın menfaatlerini düşünüyordu.
Kıbrıs konusunda herkesin sağır, dilsiz ve kör olduğunu görüyorum.
Rauf Denktaş öldükten sonra Rauf Denktaş ekolü kayboldu. Şimdi pazarlıklar ortaya çıkmıştır… İsrail, Kıbrıs'ta üs kuracak. Bu aşamada müzakereler var.
Doğalgaz ve petrol bulunduğu için Kıbrıs giderek önem kazanıyor. Fatin Rüştü Zorlu'yu rahmetle anıyorum. Türkiye'nin son yüzyıldaki en iyi Dışişleri Bakanı'dır. Londra ve Zürih anlaşmaları ile elde ettiği başarı, onu minnet ve rahmetle anmamıza yeter. Kıymetini bilemedik. (Zorlu 1961 yılında idam edildi.)
Bugün, onun sağladığı anlaşmalar sayesinde askerimiz Kıbrıs'ta. Biz Kıbrıs'ın güvencesi ve teminatıyız. İşte o önemli anlaşmaların sarsıntıya girdiğini düşünüyorum. Bütün siyasetçilere Kıbrıs meselesini ön plana almalarını tavsiye ediyorum.
“Türkler Kıbrıs'tan vaz geçemez. Çünkü Kıbrıs Anadolu'nun muhafızıdır, Türkiye'nin ileri karakoludur. Bu sözü 400 küsur yıl önce büyük yazar Shakespeare, Othello adlı eserinde söylemiştir.
Doğu Akdeniz'de bugün Türkiye varsa, Kıbrıs ve İskenderun limanlarından ötürüdür. Onun için milletçe birlik ve beraberlik ruhu içinde hareket edilmelidir. İç kavgalar bırakılmalıdır. Son pişmanlık fayda vermez!”