Buğday El Değirmeninde Lezzete Dönüşüyor

Elazığ'ın Palu ilçesine bağlı Güllüce köyünde yaşayan kadınlar, organik olarak yetiştirdikleri buğdayları yüzyıllardır süre gelen yöntem olan taş el değirmenlerinde birlikte çekerek bulgur yapıyor Kadınların güç birliği sayesinde çevrilen onlarca kilogram ağırlıktaki oval taşlar arasından çıkan bulgur, lezzeti ve kokusuyla verilen emeği karşılıyor Köyde yaşayan Filiz Cirit: 'Buğdayı, organik olarak kendimiz yetiştiriyoruz. Hem pilavlık hem de köftelik bulgur çıkarıyoruz. Birinci çekim pilavlık köftelik için ikinci defa çekiyoruz. Evde yaptığımız bulgur, markette satılandan daha lezzetli'

Buğday El Değirmeninde Lezzete Dönüşüyor
BESTAMİ BODRUK - Elazığ'ın Palu ilçesine bağlı Güllüce köyünde yaşayan kadınlar, organik yetiştirdikleri buğdayları yüzyıllardır süre gelen yöntem olan taş el değirmenlerinde birlikte çekerek bulgura dönüştürüyor.

Yüzyıllardır tarımsal faaliyetlerde kullanılan taş el değirmenleri, modern tarım yöntemlerinin gelişmesiyle unutulmaya yüz tuttu. Elazığ'ın Palu ilçesine bağlı Güllüce köyünde kadınlar, atalarından kalan taş el değirmenlerini kullanmayı sürdürüyor.

Güllüce köyünde yaşayan kadınlar, Anadolu sofralarının vazgeçilmezi olan onlarca yemeğin ana maddesi bulguru, taştan yapılmış el değirmenlerinde öğütüyor.

Kadınların güç birliği sayesinde çevrilen onlarca kilogram ağırlıktaki oval taşlar arasından çıkan bulgur, lezzeti ve kokusuyla verilen emeği karşılıyor. Kadınlar, organik yetiştirdikleri buğdayları yüzyıllardır süre gelen yöntem olan taş el değirmenlerinde birlikte çekerek bulgura dönüştürüyor.

- "Artık ev bulguru kalmadı"

Köyde yaşayan 4 çocuk annesi Filiz Cirit (37), AA muhabirine yaptığı açıklamada, köyde yaşamanın zor ama güzel olduğunu belirterek, sebze ve buğday yetiştirdiklerini, dağlarda yaban otlarıyla besledikleri hayvanlarından süt, peynir ve yağ elde ettiklerini söyledi.

Elle çevrilen taş değirmenlerde yapılan bulgurun daha lezzetli olduğunu dile getiren Cirit, "Buğdayı, organik yetiştiriyoruz. Hem pilavlık hem de köftelik bulgur çıkarıyoruz. Birinci çekim pilavlık köftelik için ikinci defa çekiyoruz. Evde yaptığımız bulgur, markette satılandan daha lezzetli. Artık ev bulguru kalmadı. Biz köyde yaşadığımız için keyif alarak evimize yapıyoruz." diye konuştu.

Taş değirmenlerin dedelerinden yadigar olduğunu ifade eden Cirit, bulgur çekme günlerinde köydeki kadınların bir araya geldiğini, bir yandan çalıştıklarını diğer taraftan da sohbet ettiklerini dile getirdi. Cirit, "Oturur hem bulgurumuzu yaparız hem sohbet ederiz, çayımızı içeriz, bulgur başında halayımızı çekeriz. Çocuklarımız da bizden görüyor. Nasıl bir zorluk içerisinde yapıldığını bulgura nasıl dönüştüğünü, köyde yaşamın zorluklarını görüp öğreniyorlar." dedi.

- "Zahmetli ama lezzetli"

55 yaşındaki Güler Cirit de, annesinden ve kayınvalidesinden öğrendiği taş değirmende bulgur yapmayı kızına da kendisinin öğrettiğini bildirdi.

Taş değirmende bulgur yapmanın zor olduğunu anlatan Cirit, "Bulguru topluyoruz, haşlıyoruz, kurutuyoruz ve sonrasında bu değirmende öğütüyoruz. Ondan sonra irisini ufağını ayıklıyoruz. Zahmetli ama lezzetlidir." değerlendirmesinde bulundu.
Kaynak: AA