Bayburtlu Şair Ahmet Akkoyun Şiirle Buluşmasını Anlattı
Bu yıl 24’ncüsü gerçekleştirilen Uluslararası Dede Korkut Kültür Sanat Şölenleri kapsamında Bayburt Edebiyat ve Kültür Derneği (BAYDER) tarafından düzenlenen Celali Baba Şiir Gecesi programı için 34 yıl aradan sonra memleketi Bayburt’a gelen Şair Yazar Ahmet Akkoyun şiirle buluşmasını anlattı.
Dede Korkut Kültür Sanat şölenlerinin Bayburt iline çok katkı sağladığını ve daha da zenginleştirerek devam ettirilmesi gerektiğini vurgulayan Bayburtlu Şair Yazar Ahmet Akkoyun sözlerine şöyle devam etti:
"40 yıla aşkın bir süredir sanatının içindeyim. İlk şiirini 7’lik hece vezniyle yazarak başladım. Şiirlerimi hiciv, tasavvuf ve Türk Tarihi konularında yazarım. Buna en iyi örneği taş ile konuşup bu taşa 50 kıta yazmamdır. Şiir, cansız varlıklarla nitelendirildiğinde daha kalıcı olur. Esas olanda budur. Bugüne dek bestelenmiş 3 adet şiirim bulunmaktadır. 40yıla aşkın süre içerisinde benim için önemli olan şiirim 150 kıtalık yazdığım Rüveyda adlı şiirimdir. Ve bu Rüveyda adlı şiirim en çok dinlenilen okunulan ve beğenilen şiirim olmuştur. Ben şiirlerinin başlıklarını Rüveyda, Mehlika koymamın sebebi Osmanlı Döneminde çocuklarımıza konulan bu isimlerin günümüzde unutulduğunu görüp, bu Türk İsimlerini yeniden canlandırmak ve hatırlatmaktır" dedi.
Kaynak: İHA
"40 yıla aşkın bir süredir sanatının içindeyim. İlk şiirini 7’lik hece vezniyle yazarak başladım. Şiirlerimi hiciv, tasavvuf ve Türk Tarihi konularında yazarım. Buna en iyi örneği taş ile konuşup bu taşa 50 kıta yazmamdır. Şiir, cansız varlıklarla nitelendirildiğinde daha kalıcı olur. Esas olanda budur. Bugüne dek bestelenmiş 3 adet şiirim bulunmaktadır. 40yıla aşkın süre içerisinde benim için önemli olan şiirim 150 kıtalık yazdığım Rüveyda adlı şiirimdir. Ve bu Rüveyda adlı şiirim en çok dinlenilen okunulan ve beğenilen şiirim olmuştur. Ben şiirlerinin başlıklarını Rüveyda, Mehlika koymamın sebebi Osmanlı Döneminde çocuklarımıza konulan bu isimlerin günümüzde unutulduğunu görüp, bu Türk İsimlerini yeniden canlandırmak ve hatırlatmaktır" dedi.