'Ölüler Arasında Yürümek Sıradan Olmuştu'
Bosna Savaşı'nı Gorajde'de yaşayan 76 yaşındaki Devla Bavciç'in acı anıları, Srebrenitsa'daki soykırımın 23. yılında tazelendi Devla Bavciç: 'Yiyecek bulabilmek için etraftaki dağlara çıkıyorduk. Dağda ölülerin arasından yürüyorduk. Kucağında ölmüş bebeği ile anne, ağlayan bebekler. Ölüler arasında yürümek sıradan bir şey olmuştu' 'Yaşam gücüm kalmamıştı. Bir gün beni vursunlar diye abdest aldım ve sokağa çıktım'
HALİL ŞAHİN - Bosna Hersek'in Gorajde kentinde savaşı yaşayan 76 yaşındaki Devla Bavciç'in acı dolu anıları, Srebrenitsa'daki soykırımın 23. yılında tazelendi.
"İkinci Dünya Savaşı'nın ardından Avrupa'daki en büyük insanlık trajedisi" olarak nitelendirilen Srebrenitsa soykırımının 23. yılında, o zorlu günleri hatırlayan Boşnak Bavciç, yüreğinde hissettiği acıları AA muhabirine anlattı.
Savaştan iki yıl sonra Türkiye'ye gelen ve İzmir'e yerleşen Bavciç, Gorajde'de bir tekstil fabrikasında çalıştığını, bu kentin de tıpkı Srebrenitsa gibi o dönem Sırpların kuşatması altında kaldığını belirtti.
Kuşatma nedeniyle kentte elektrik ve su olmadığını, gıda sıkıntısı yaşandığını aktaran Bavciç, kentin etrafındaki dağlardan sürekli kendilerine doğru ateş açıldığını vurguladı. Bavciç, suyu, yakınlardaki bir kaynaktan temin edebildiklerini, bu nedenle kendilerine doğru gelen kurşunlar arasında su almaya gittiklerini ifade ederek, "Su almaya giderken kurşunlar kulaklarımızda ıslık çalardı." dedi.
Yiyecek bulabilmek için etraftaki dağlara çıktıklarını kaydeden Bavciç, "Dağda ölülerin arasından yürüyorduk. Kucağında ölmüş bebeği ile anne, ağlayan bebekler. Ben de çok kez ölülerin üzerinden geçtim. Ölülerin üzerinden atlayarak geçip gittik kurşun ıslıklarıyla. Ölüler arasında yürümek sıradan bir şey olmuştu." diye konuştu.
- "Sokağa çıktım beni vursunlar diye"
Bavciç, kız kardeşinin eşinin savaşta öldürüldüğünü, hala cesedinin bulunamadığını anlatarak, hem yakınlarının ölümlerinin hem de yiyecek içecek sıkıntısının kendilerini çok yıprattığını belirtti.
Şartlar nedeniyle yaşam gücü kalmadığını kaydeden Bavciç, şöyle devam etti:
"Bir gün beni vursunlar diye abdest aldım ve sokağa çıktım. Keskin nişancılar sürekli sokaklara ateş ediyordu ve ben o sokaklarda boş boş dolaştım ama vuramadılar. Sırplar çok yaklaşmıştı. Komşuların çocuklarına ilahi ve dua öğretmiştim. Çocuklar dua edip ilahi okuyorlardı. Pijamalarımızla yatmazdık hiçbir zaman. Sırplar geldiğinde kolay kaçabilelim diye kıyafetlerimizle yatardık."
- "Yanımızdaki tek ülke Türkiye'ydi"
Bavciç, o zor günlerde Avrupa ülkelerinden sadece göstermelik yardımlar gördüklerini, yanlarındaki tek ülkenin Türkiye olduğunu söyledi.
Srebrenitsa'da yaşanan soykırımın üzerinde geçen 23 yılın acıları unutturmadığını dile getiren Bavciç, o günlerde yaşadıklarının hala rüyalarına girdiğini belirtti.
Bavciç, "Hala hafızamda taze. Rüyalarıma giriyorlar. Rüyamda 'beni kurtarın' diye bağırıyorum zaman zaman. Sanki peşimde birileri var gibi hala." diye konuştu.
Kaynak: AA
"İkinci Dünya Savaşı'nın ardından Avrupa'daki en büyük insanlık trajedisi" olarak nitelendirilen Srebrenitsa soykırımının 23. yılında, o zorlu günleri hatırlayan Boşnak Bavciç, yüreğinde hissettiği acıları AA muhabirine anlattı.
Savaştan iki yıl sonra Türkiye'ye gelen ve İzmir'e yerleşen Bavciç, Gorajde'de bir tekstil fabrikasında çalıştığını, bu kentin de tıpkı Srebrenitsa gibi o dönem Sırpların kuşatması altında kaldığını belirtti.
Kuşatma nedeniyle kentte elektrik ve su olmadığını, gıda sıkıntısı yaşandığını aktaran Bavciç, kentin etrafındaki dağlardan sürekli kendilerine doğru ateş açıldığını vurguladı. Bavciç, suyu, yakınlardaki bir kaynaktan temin edebildiklerini, bu nedenle kendilerine doğru gelen kurşunlar arasında su almaya gittiklerini ifade ederek, "Su almaya giderken kurşunlar kulaklarımızda ıslık çalardı." dedi.
Yiyecek bulabilmek için etraftaki dağlara çıktıklarını kaydeden Bavciç, "Dağda ölülerin arasından yürüyorduk. Kucağında ölmüş bebeği ile anne, ağlayan bebekler. Ben de çok kez ölülerin üzerinden geçtim. Ölülerin üzerinden atlayarak geçip gittik kurşun ıslıklarıyla. Ölüler arasında yürümek sıradan bir şey olmuştu." diye konuştu.
- "Sokağa çıktım beni vursunlar diye"
Bavciç, kız kardeşinin eşinin savaşta öldürüldüğünü, hala cesedinin bulunamadığını anlatarak, hem yakınlarının ölümlerinin hem de yiyecek içecek sıkıntısının kendilerini çok yıprattığını belirtti.
Şartlar nedeniyle yaşam gücü kalmadığını kaydeden Bavciç, şöyle devam etti:
"Bir gün beni vursunlar diye abdest aldım ve sokağa çıktım. Keskin nişancılar sürekli sokaklara ateş ediyordu ve ben o sokaklarda boş boş dolaştım ama vuramadılar. Sırplar çok yaklaşmıştı. Komşuların çocuklarına ilahi ve dua öğretmiştim. Çocuklar dua edip ilahi okuyorlardı. Pijamalarımızla yatmazdık hiçbir zaman. Sırplar geldiğinde kolay kaçabilelim diye kıyafetlerimizle yatardık."
- "Yanımızdaki tek ülke Türkiye'ydi"
Bavciç, o zor günlerde Avrupa ülkelerinden sadece göstermelik yardımlar gördüklerini, yanlarındaki tek ülkenin Türkiye olduğunu söyledi.
Srebrenitsa'da yaşanan soykırımın üzerinde geçen 23 yılın acıları unutturmadığını dile getiren Bavciç, o günlerde yaşadıklarının hala rüyalarına girdiğini belirtti.
Bavciç, "Hala hafızamda taze. Rüyalarıma giriyorlar. Rüyamda 'beni kurtarın' diye bağırıyorum zaman zaman. Sanki peşimde birileri var gibi hala." diye konuştu.