Ağız Kokusu Mideden Gelebilir
İç Hastalıkları, Gastroenteroloji ve Hepatoloji Uzmanı Prof. Dr. Yüksel Gümürdülü, ağız kokusunun, ağız kaynaklı olmanın yanı sıra üst solunum yolları veya mide hastalıklarından kaynaklanma ihtimali bulunduğunu belirterek, tedavisinin de mümkün olduğunu bildirdi.
Prof. Dr. Gümürdülü, toplumsal bir sorun olan ağız kokusunun, kulak, burun ve boğaz enfeksiyonu, diş eti hastalıkları, şeker ve böbrek hastalığı ve karaciğer yetmezliği olan kişilerde olabileceğini söyledi.
Ağız kokusu konusunda sorun yaşayanların ister mide şikayeti olsun ister olmasın mutlaka helikobakter pilori olarak adlandırılan bakteri açısından incelenmesi gerektiğine işaret eden Gümürdülü, “Yapılan inceleme ve tetkiklerde midesinde bu bakteri varlığı tespit edilen hastalarda bunun tedavisi uygulanır. Sosyal bir problem olan ağız kokusu, tedavi edilenlerin büyük çoğunluğunda kaybolmaktadır” ifadelerini kullandı.
“Ağız bakımına özen gösterilmeli”
Kötü ağız bakımı, dişlerin arasına sıkışan yiyecekler, diş eti hastalıkları ve diş çürümesi gibi faktörlerin ağız kokusuna katkıda bulunduğunu belirten Prof. Dr. Gümürdülü, “Çinkolu sakızlar, çinkolu diş macunları ve ile aynı zamanda piyasadaki ağız kokusu giderici gargaraların alkolsüz olanlar tercih edilmelidir” diye konuştu.
Prof. Dr. Gümürdülü, bazı ilaçların sürekli kullanımında, tükürük bezleri ile ilgili hastalıklarda veya sürekli ağız solunumu yapan kişilerde, tükürük azlığına bağlı olarak ağız kokusunun gelişebileceği uyarısında da bulundu.
Yiyecekler de kokuya yol açabilir
Prof. Dr. Gümürdülü tüketilen soğan, sarımsak, et, balık ve peynir gibi yiyeceklerin de nefesin kötü kokmasına yol açabileceğine işaret ederek, şunları söyledi:
“Kokuya neden olan yiyecek, vücuttan bütünüyle atılana dek koku devam edecektir. Benzer şekilde tütün ürünleri ve alkol de ağız kokusuna neden olur. Bu alışkanlıklardan bütünüyle vazgeçmedikçe, ağız kokusu devam edecektir. Mümkün olduğunca maydanoz, kahve tanesi ve limon kabuğu gibi kokuyu önleyici yiyecekler tüketilmeli; pastırma, sucuk gibi baharatlı yiyeceklerin hemen ardından dişler fırçalanmalıdır.”
Dişlerinizi günde en az iki kez fırçalayın
Prof. Dr. Gümürdülü, çocuk, genç ve yaşlı her yaştan bireyin dişlerini günde en az iki kez fırçalaması gerektiğini de söyledi.
Diş aralarında, dil üzerinde ve diğer çevre dokularda kalan yiyecek artıklarının, ağız içindeki bakteriler ile kötü kokulu bileşiklerin oluşmasına sebep olduğuna dikkati çeken Prof. Dr. Gümürdülü, şöyle devam etti:
“ Ayrıca; ağız bakımı eksikliğine bağlı olarak oluşan bu ortamda, diş çürükleri ve diş eti hastalıkları da meydana gelerek tabloyu ağırlaştırmaktadır. İyi temizlenmeyen protezler de benzer şekilde ağız kokusunun daha şiddetli hissedilmesine neden olmaktadır. Bu nedenle dişlerin yeterli oranda fırçalanarak ağız bakımına özen gösterilmelidir. Tükürük, ağızda kokuya neden olan gıda artıklarının temizlenmesinde önemli rol oynamaktadır.”
Prof. Dr. Gümürdülü, diş bakımı sırasında, diş araları yeterince temizlenmiyorsa ip kullanımını da tavsiye etti.
Dilinizi de fırçalayın
Ağız kokusuna neden olan dildeki tabakalaşmayı önlemek için dil fırçalamanın da alışkanlık haline getirilmesinin önemine değinen Gümürdülü, şunları söyledi:
“Özellikle sigara içenlerle, bol miktarda çay-kahve tüketen kişilerde dil köküne doğru artan paslanma çok görüldüğü için dil de dişlerle birlikte fırçalanmalıdır. Bu iş için özel olarak üretilmiş dil fırçaları ve özel solüsyonlar bulunmaktadır. Mümkün olduğunca dengeli beslenmeli, ağız kuruluğunu önlemek için günde en az 5 bardak su içilmeli, çiğ soğan, sarımsak tüketilmemelidir. Alkol ve sigara bırakılmalı; çay ve kahve kullanımı azaltılmalıdır. Tükürük salgısını arttırmak için şekersiz sakız çiğneyebilirsiniz. Mentollü ve naneli sakızları ise önermiyoruz çünkü mentollü ve naneli sakızlar, hem reflü dediğimiz, mideden yukarı doğru asit kaçağını tetikleyerek ağız kokusunu artırabilmekte, hem de ağız kuruluğu yapabilmektedir. Bazı ilaçlar da (epilepsi, tansiyon ilaçları gibi) tükürük salgısını azaltarak ağız kokusunu artırabilmektedir.”
Prof. Dr. Gümürdülü, ağzın daha az tükürük ürettiği durumlar, mide bakterilerinin koku ürettiği gastrointestinal problemler ve vücudun kötü kokulu asitler bırakarak yağı parçaladığı sıkı bir diyetin de, ağız kokusunda daha az yaygın olan diğer nedenleri olduğunu kaydetti.
Kaynak: İHA
Ağız kokusu konusunda sorun yaşayanların ister mide şikayeti olsun ister olmasın mutlaka helikobakter pilori olarak adlandırılan bakteri açısından incelenmesi gerektiğine işaret eden Gümürdülü, “Yapılan inceleme ve tetkiklerde midesinde bu bakteri varlığı tespit edilen hastalarda bunun tedavisi uygulanır. Sosyal bir problem olan ağız kokusu, tedavi edilenlerin büyük çoğunluğunda kaybolmaktadır” ifadelerini kullandı.
“Ağız bakımına özen gösterilmeli”
Kötü ağız bakımı, dişlerin arasına sıkışan yiyecekler, diş eti hastalıkları ve diş çürümesi gibi faktörlerin ağız kokusuna katkıda bulunduğunu belirten Prof. Dr. Gümürdülü, “Çinkolu sakızlar, çinkolu diş macunları ve ile aynı zamanda piyasadaki ağız kokusu giderici gargaraların alkolsüz olanlar tercih edilmelidir” diye konuştu.
Prof. Dr. Gümürdülü, bazı ilaçların sürekli kullanımında, tükürük bezleri ile ilgili hastalıklarda veya sürekli ağız solunumu yapan kişilerde, tükürük azlığına bağlı olarak ağız kokusunun gelişebileceği uyarısında da bulundu.
Yiyecekler de kokuya yol açabilir
Prof. Dr. Gümürdülü tüketilen soğan, sarımsak, et, balık ve peynir gibi yiyeceklerin de nefesin kötü kokmasına yol açabileceğine işaret ederek, şunları söyledi:
“Kokuya neden olan yiyecek, vücuttan bütünüyle atılana dek koku devam edecektir. Benzer şekilde tütün ürünleri ve alkol de ağız kokusuna neden olur. Bu alışkanlıklardan bütünüyle vazgeçmedikçe, ağız kokusu devam edecektir. Mümkün olduğunca maydanoz, kahve tanesi ve limon kabuğu gibi kokuyu önleyici yiyecekler tüketilmeli; pastırma, sucuk gibi baharatlı yiyeceklerin hemen ardından dişler fırçalanmalıdır.”
Dişlerinizi günde en az iki kez fırçalayın
Prof. Dr. Gümürdülü, çocuk, genç ve yaşlı her yaştan bireyin dişlerini günde en az iki kez fırçalaması gerektiğini de söyledi.
Diş aralarında, dil üzerinde ve diğer çevre dokularda kalan yiyecek artıklarının, ağız içindeki bakteriler ile kötü kokulu bileşiklerin oluşmasına sebep olduğuna dikkati çeken Prof. Dr. Gümürdülü, şöyle devam etti:
“ Ayrıca; ağız bakımı eksikliğine bağlı olarak oluşan bu ortamda, diş çürükleri ve diş eti hastalıkları da meydana gelerek tabloyu ağırlaştırmaktadır. İyi temizlenmeyen protezler de benzer şekilde ağız kokusunun daha şiddetli hissedilmesine neden olmaktadır. Bu nedenle dişlerin yeterli oranda fırçalanarak ağız bakımına özen gösterilmelidir. Tükürük, ağızda kokuya neden olan gıda artıklarının temizlenmesinde önemli rol oynamaktadır.”
Prof. Dr. Gümürdülü, diş bakımı sırasında, diş araları yeterince temizlenmiyorsa ip kullanımını da tavsiye etti.
Dilinizi de fırçalayın
Ağız kokusuna neden olan dildeki tabakalaşmayı önlemek için dil fırçalamanın da alışkanlık haline getirilmesinin önemine değinen Gümürdülü, şunları söyledi:
“Özellikle sigara içenlerle, bol miktarda çay-kahve tüketen kişilerde dil köküne doğru artan paslanma çok görüldüğü için dil de dişlerle birlikte fırçalanmalıdır. Bu iş için özel olarak üretilmiş dil fırçaları ve özel solüsyonlar bulunmaktadır. Mümkün olduğunca dengeli beslenmeli, ağız kuruluğunu önlemek için günde en az 5 bardak su içilmeli, çiğ soğan, sarımsak tüketilmemelidir. Alkol ve sigara bırakılmalı; çay ve kahve kullanımı azaltılmalıdır. Tükürük salgısını arttırmak için şekersiz sakız çiğneyebilirsiniz. Mentollü ve naneli sakızları ise önermiyoruz çünkü mentollü ve naneli sakızlar, hem reflü dediğimiz, mideden yukarı doğru asit kaçağını tetikleyerek ağız kokusunu artırabilmekte, hem de ağız kuruluğu yapabilmektedir. Bazı ilaçlar da (epilepsi, tansiyon ilaçları gibi) tükürük salgısını azaltarak ağız kokusunu artırabilmektedir.”
Prof. Dr. Gümürdülü, ağzın daha az tükürük ürettiği durumlar, mide bakterilerinin koku ürettiği gastrointestinal problemler ve vücudun kötü kokulu asitler bırakarak yağı parçaladığı sıkı bir diyetin de, ağız kokusunda daha az yaygın olan diğer nedenleri olduğunu kaydetti.