Kırşehir Seracılıkta Ege Ve Akdeniz'e Rakip Olmak İstiyor
Jeotermal su potansiyeli ve coğrafi konumu dolayısıyla seracılıkta maliyet açısından avantajlı bir bölge olan Kırşehir'in, Ahi Evran Üniversitesinin Organize Sera Bölgeleri Projesi ile bu alanda söz sahibi olması amaçlanıyor AEÜ Rektörü Prof. Dr. Karakaya: 'Akdeniz hattında yapılan seracılıkta yer kiraları yüksek. Kışın ısıtma, yazın soğutma ile oluşan maliyeti göz önüne aldığımızda jeotermal kaynak nedeniyle bu maliyet Kırşehir'de 5'te 1'e düşüyor. Yani sektör ilgisini beklemek için bir gerekçemiz var'
ABDULLAH YILDIZ - Jeotermal su potansiyeli ve coğrafi konumu dolayısıyla seracılıkta maliyet açısından avantajlı bir bölge olan Kırşehir'in, Ahi Evran Üniversitesince (AEÜ) hazırlanan ve desteklenmesi kabul edilen projesi sayesinde bu alanda söz sahibi olması amaçlanıyor.
Merkez ve ilçelerinde büyük jeotermal kaynak potansiyeli bulunan Kırşehir, seracılıkta cazip iller arasında yer alıyor. Yükseköğretim Kurulunun pilot olarak belirlediği 5 üniversite arasına "tarım" ve "jeotermal" alanlarında giren AEÜ, jeotermal seracılıkla ilgili proje hazırlayarak Kalkınma Bakanlığından destek aldı.
Üniversite yönetimi, hem cam serada vereceği eğitimlerle çekirdek aile üreticileri artırmayı hem de Akdeniz ve Ege Bölgelerinde yoğunlaşan seracılık sektörünü kentin avantajları dolayısıyla buraya çekmeyi hedefliyor.
AEÜ Rektörü Prof. Dr. Vatan Karakaya, AA muhabirine yaptığı açıklamada, pilot üniversite seçildikten sonra hazırladıkları 7 projeyi onay için Kalkınma Bakanlığına sunduklarını ve destek aldıklarını ifade ederek, bunlardan birinin de Organize Sera Bölgeleri Projesi olduğunu belirtti.
Proje için 820 dekar alanın ayrıldığını ve buraya cam sera kurulacağını vurgulayan Karakaya, böylece hem çiftçilere seracılık eğitimi verileceğini hem de bilimsel çalışmalar yapılacağını aktardı.
Sektör temsilcileri ve eğitim verecekleri çekirdek ailelerin de üretime katılmasıyla yeni kümelenmelerle arazinin genişletileceğini dile getiren Karakaya, şöyle devam etti:
"Çekirdek aile ve sektörün birlikte kullanabileceği alanlar oluşturulacak. Bu bölgede naylon seralarla şehre hizmet edeceğiz. Sera bölgeleri kümeleşip arttıkça istihdam dışı kalanların istihdama katılması sağlanacak. Kırşehir'deki bayanlarımız seralara gelip yarı zamanlı çalışarak aile bütçesine katkı sağlayabilecek. Bir adım ötesine gidip, burada serasını kuracak. Yıllık maliyet çıktıktan sonra yaklaşık 80-100 bin liralık bir gelir öngörüyoruz. Fizibilitesinden böyle bir sonuç elde edilebileceğini belirledik."
- Seracılıkta beşte bir maliyet avantajı
"Neden sera ile ilgili Kırşehir'e yatırım yapılsın" diye sorulabileceğine işaret eden Karakaya, başta şehrin jeotermal su potansiyeli ve coğrafi konumunun buna uygun olduğunu vurguladı. Karakaya, şöyle devam etti:
"Ege, Akdeniz hattında yapılan seracılıkta yer kiraları yüksek. 70-80 bin lira. Kışın ısıtma, yazın soğutma ile oluşan maliyeti göz önüne aldığımızda jeotermal kaynak nedeniyle bu maliyet Kırşehir'de beşte bire düşüyor. Yani sektör ilgisini beklemek için bir gerekçemiz var. Akdeniz ve Ege'ye alternatif olarak burada beşte bir maliyet ile seracılık yapılabiliyorsa bu durumun sektörün ilgisini çekeceğini düşünüyoruz. Bu iddia ile girdik işin içine. Hem çekirdek aileye katkı yapacağız hem de sektör ilgisiyle bozkır dediğimiz tarlalarımızda boş arazilerimizi yeşil seralarla dolduracağız. Böylece hem ülke ekonomisine katkı yapacağız hem istihdam oluşturacağız hem de üniversite olarak bilimin üretime katkısını sunacağız."
Şehrin sunacağı avantajlara sektör temsilcilerinin kayıtsız kalamayacağına inancını dile getiren Karakaya, kentin Ankara, Kayseri ve Konya'ya yakın olduğunu anımsattı.
Karakaya, kentin seracılık için başka avantajları da bulunduğuna işaret ederek, "Kırşehir, 8 milyon nüfusa 2,5 saatlik bir yarıçapta erişilebilecek noktada. Yani taşımada da bir avantaj var. Pazar da çok müsait. Daha önce Kırşehir'de sera tesisleri kurulmuş. Bunu yapanlarımız var. Yani ilk defa kurulmuş olmayacak. Biz bunu yaygınlaştırıp markalaştıracağız. Burada bilimsel üretimle ideal şartlarını oluşturup hem sektöre hem de çekirdek ailelere katkı yapacağız." diye konuştu.
Kaynak: AA
Merkez ve ilçelerinde büyük jeotermal kaynak potansiyeli bulunan Kırşehir, seracılıkta cazip iller arasında yer alıyor. Yükseköğretim Kurulunun pilot olarak belirlediği 5 üniversite arasına "tarım" ve "jeotermal" alanlarında giren AEÜ, jeotermal seracılıkla ilgili proje hazırlayarak Kalkınma Bakanlığından destek aldı.
Üniversite yönetimi, hem cam serada vereceği eğitimlerle çekirdek aile üreticileri artırmayı hem de Akdeniz ve Ege Bölgelerinde yoğunlaşan seracılık sektörünü kentin avantajları dolayısıyla buraya çekmeyi hedefliyor.
AEÜ Rektörü Prof. Dr. Vatan Karakaya, AA muhabirine yaptığı açıklamada, pilot üniversite seçildikten sonra hazırladıkları 7 projeyi onay için Kalkınma Bakanlığına sunduklarını ve destek aldıklarını ifade ederek, bunlardan birinin de Organize Sera Bölgeleri Projesi olduğunu belirtti.
Proje için 820 dekar alanın ayrıldığını ve buraya cam sera kurulacağını vurgulayan Karakaya, böylece hem çiftçilere seracılık eğitimi verileceğini hem de bilimsel çalışmalar yapılacağını aktardı.
Sektör temsilcileri ve eğitim verecekleri çekirdek ailelerin de üretime katılmasıyla yeni kümelenmelerle arazinin genişletileceğini dile getiren Karakaya, şöyle devam etti:
"Çekirdek aile ve sektörün birlikte kullanabileceği alanlar oluşturulacak. Bu bölgede naylon seralarla şehre hizmet edeceğiz. Sera bölgeleri kümeleşip arttıkça istihdam dışı kalanların istihdama katılması sağlanacak. Kırşehir'deki bayanlarımız seralara gelip yarı zamanlı çalışarak aile bütçesine katkı sağlayabilecek. Bir adım ötesine gidip, burada serasını kuracak. Yıllık maliyet çıktıktan sonra yaklaşık 80-100 bin liralık bir gelir öngörüyoruz. Fizibilitesinden böyle bir sonuç elde edilebileceğini belirledik."
- Seracılıkta beşte bir maliyet avantajı
"Neden sera ile ilgili Kırşehir'e yatırım yapılsın" diye sorulabileceğine işaret eden Karakaya, başta şehrin jeotermal su potansiyeli ve coğrafi konumunun buna uygun olduğunu vurguladı. Karakaya, şöyle devam etti:
"Ege, Akdeniz hattında yapılan seracılıkta yer kiraları yüksek. 70-80 bin lira. Kışın ısıtma, yazın soğutma ile oluşan maliyeti göz önüne aldığımızda jeotermal kaynak nedeniyle bu maliyet Kırşehir'de beşte bire düşüyor. Yani sektör ilgisini beklemek için bir gerekçemiz var. Akdeniz ve Ege'ye alternatif olarak burada beşte bir maliyet ile seracılık yapılabiliyorsa bu durumun sektörün ilgisini çekeceğini düşünüyoruz. Bu iddia ile girdik işin içine. Hem çekirdek aileye katkı yapacağız hem de sektör ilgisiyle bozkır dediğimiz tarlalarımızda boş arazilerimizi yeşil seralarla dolduracağız. Böylece hem ülke ekonomisine katkı yapacağız hem istihdam oluşturacağız hem de üniversite olarak bilimin üretime katkısını sunacağız."
Şehrin sunacağı avantajlara sektör temsilcilerinin kayıtsız kalamayacağına inancını dile getiren Karakaya, kentin Ankara, Kayseri ve Konya'ya yakın olduğunu anımsattı.
Karakaya, kentin seracılık için başka avantajları da bulunduğuna işaret ederek, "Kırşehir, 8 milyon nüfusa 2,5 saatlik bir yarıçapta erişilebilecek noktada. Yani taşımada da bir avantaj var. Pazar da çok müsait. Daha önce Kırşehir'de sera tesisleri kurulmuş. Bunu yapanlarımız var. Yani ilk defa kurulmuş olmayacak. Biz bunu yaygınlaştırıp markalaştıracağız. Burada bilimsel üretimle ideal şartlarını oluşturup hem sektöre hem de çekirdek ailelere katkı yapacağız." diye konuştu.