AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Dağ Açıklaması
'Referandumdan çıkan 'Evet' kararı, kurumsal vesayet mekanizmalarının ortadan kalkması ve böylece Türkiye'de daha güçlü bir demokratik sistemin kurulmasına zemin hazırlayacak önemli bir adımdır. Tam anlamıyla Kasım 2019'da yürürlüğe girecek olan yeni yönetim sistemi yalnızca siyasi anlamda değil aynı zamanda ekonomik anlamda da önemli değişiklikleri vadetmektedir' 'Tek parti iktidarı dönemlerinde Türkiye ekonomisi büyük atılımlar gerçekleştirmiştir. Yeni sistemin getirdiği siyasi istikrar ve hızlı karar alma mekanizması ekonomik açıdan çok kıymetlidir'
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hamza Dağ, Türkiye'nin 16 Nisan 2017 Pazar günü çok önemli bir kavşağı geride bıraktığını belirterek, "Referandumdan çıkan 'Evet' kararı, kurumsal vesayet mekanizmalarının ortadan kalkması ve böylece Türkiye'de daha güçlü bir demokratik sistemin kurulmasına zemin hazırlayacak önemli bir adımdır. Tam anlamıyla Kasım 2019'da yürürlüğe girecek olan yeni yönetim sistemi yalnızca siyasi anlamda değil aynı zamanda ekonomik anlamda da önemli değişiklikleri vadetmektedir." dedi.
AK Parti Genel Merkez Ar-Ge Başkanlığı tarafından Emirgan Korusu Sarı Köşk'te "Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminde Ekonomi Yönetimi Çalıştayı" düzenlendi.
Dağ, çalıştayın açılışında yaptığı konuşmada, 16 Nisan referandumundan sonra ortaya çıkan defakto durumu neticesinde, yürütmenin başı olan seçilmiş Cumhurbaşkanı'nın ve kendisi tarafından atanan kurmaylarının bürokratik oligarşiden arındırılmış çevik-yalın yönetim modelinin ülke için yaratacağı fayda ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından belirlenen 2023-2053-2071 hedeflerine ulaşmada sağlayacağı katma değeri müzakere etmeyi amaçladıklarını söyledi.
Ekonomi ve ticaretin bir ülkenin, bir kültürün hatta topyekün bir medeniyetin en önemli unsurlarından olduğunu aktaran Dağ, birçok bilim adamının Ortaçağ'da altın dönemini yaşayan İslam medeniyetinin gerilemesinin sebebini ticaret yolları üzerindeki hakimiyetin kaybedilmesine bağladığını, hatta Akdeniz medeniyetiyle beraber çökenin sadece Osmanlı değil, bir zamanlar Rönesans'ın beşiği olarak görülen İtalya da olduğunu söylediğini kaydetti.
- "Ekonomi ve ticaret, bilimle, gelişimle, kültürle doğrudan ilişkilidir"
Dağ, 7. ve 12. yüzyıllarda İslam medeniyetinde ticaretin çok geliştiğini, Semarkand'ta üretilen bir malın Kurtuba'da satılabildiğini dile getirerek, "Bu durum Semarkand'da yazılmış bir kitabın Kurtuba'da okunabilmesine yol açmıştır. Burada şöyle bir örnek vermek istiyorum, 10. yüzyılda Kurtuba'da Halife 2. Hakem'in kitaplığında 400 bin cilt yazma eser bulunurken, çağdaşı bilge olarak adlandırılan Fransız Kralı 5. Charles'ın kitaplığında sadece 900 kitap bulunduğu belirtilir." diye konuştu.
Ekonomi ve ticaretin, bilimle, gelişimle, kültürle doğrudan ilişkili olduğunu dile getiren Dağ, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bilimlerin daima 'site' ve saraylarda, verimli topraklarda, uygun iklimlerde, kentlerde gelişmiş olması, çağımızda ise bilimin esasen sanayi toplumlarının 'mal'ı olması çok ilginçtir. Hiç kargaşalı, istikrarsız toplumlardan bilim çıkmamıştır. Bu minvalde yeni sistemin yönetime istikrar getirecek olmasının ekonomi ve dolaylı olarak birçok alanda pozitif bir etki oluşturacağı söylenebilir. Tarihe baktığımızda, ekonomi ve ticaret medeniyetlerin ve kültürlerin oluşmasına, gelişmesine ve çökmesine direkt ya da dolaylı yollardan etki etmiştir.Günümüze geldiğimizde, etkileşimin ve piyasanın bu kadar geliştiği bir dönem tarih boyunca zannediyorum görülmemiştir. Bu durum ekonominin etki alanını daha da arttırmış ve güçlendirmiştir. Üniversitelerin siyaset bilimlerine giriş derslerinde paranın mı politikayı yoksa politikanın mı parayı yönettiği büyük bir ikilem olarak öğrencilere sunulmaktadır."
- "Milli ve bağımsız bir politika için milli bir ekonomi gerekir"
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Dağ, milli ve bağımsız bir politika için milli bir ekonominin olması gerektiğini vurgulayarak, Türkiye ekonomi tarihi incelendiğinde, ülkenin dış borçlar gibi birçok yolla ekonomik açıdan dize getirilmeye çalışıldığının açık olduğunu belirtti.
AK Parti hükümetleri döneminde de Gezi ve 17/25 Aralık olaylarıyla başlayan ve ekonomiyi darboğaza sokmak için yapılan saldırıların silsile şeklinde artarak devam ettiğini aktaran Dağ, 15 Temmuz hain darbe girişimiyle bu saldırıların tavan yaptığını söyledi.
Dağ, bu sürecin akabinde ekonomi kısa süreli türbülansa girse de alınan tedbirlerin kısa sürede sonuç verdiğini ve ve ekonominin istenilen ivmelenmeyi yakalayarak rekor üstüne rekor kırmasının sağlandığını kaydetti.
Herkesin malumu olduğu üzere yapılan saldırıların hedefinin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve hükümetleri üzerinden Türkiye olduğunu vurgulayan Dağ, bugünlerde de döviz manipülasyonları ve birçok araç üzerinden bu saldırıların yapıldığının görüldüğünü dile getirdi.
- "Tek parti iktidarlarında Türkiye ekonomisi büyük atılımlar gerçekleştirdi"
Hamza Dağ, Türkiye'nin 16 Nisan 2017 Pazar günü çok önemli bir kavşağı geride bıraktığına dikkati çekerek, "Referandumdan çıkan 'Evet' kararı, kurumsal vesayet mekanizmalarının ortadan kalkması ve böylece Türkiye'de daha güçlü bir demokratik sistemin kurulmasına zemin hazırlayacak önemli bir adımdır. Tam anlamıyla Kasım 2019'da yürürlüğe girecek olan yeni yönetim sistemi yalnızca siyasi anlamda değil aynı zamanda ekonomik anlamda da önemli değişiklikleri vadetmektedir. 1970'lerdeki darboğazlar, 1994 ve 2000-2001 krizleri hep koalisyon dönemlerinde meydana gelmiştir. Tek parti iktidarı dönemlerinde ise Türkiye ekonomisi büyük atılımlar gerçekleştirmiştir. Yeni sistemin getirdiği siyasi istikrar ve hızlı karar alma mekanizması ekonomik açıdan çok kıymetlidir."
Çalıştaya, AK Parti Grup Başkan Vekili Mehmet Muş, Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Doç. Dr. Hüseyin Yayman, AK Parti Bayburt Milletvekili Doç. Dr. Şahap Kavcıoğlu, AR-GE Birim Başkan Yardımcısı ve Adana Milletvekili Mehmet Şükrü Erdinç, Gümüşhane Milletvekili Hacı Osman Akgül, Aksaray Milletvekili Cengiz Aydoğdu, AK Parti İstanbul İl Başkan Yardımcısı ve Ar-Ge Başkanı Abdulhalim Aksu da katıldı.
Kaynak: AA
AK Parti Genel Merkez Ar-Ge Başkanlığı tarafından Emirgan Korusu Sarı Köşk'te "Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminde Ekonomi Yönetimi Çalıştayı" düzenlendi.
Dağ, çalıştayın açılışında yaptığı konuşmada, 16 Nisan referandumundan sonra ortaya çıkan defakto durumu neticesinde, yürütmenin başı olan seçilmiş Cumhurbaşkanı'nın ve kendisi tarafından atanan kurmaylarının bürokratik oligarşiden arındırılmış çevik-yalın yönetim modelinin ülke için yaratacağı fayda ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından belirlenen 2023-2053-2071 hedeflerine ulaşmada sağlayacağı katma değeri müzakere etmeyi amaçladıklarını söyledi.
Ekonomi ve ticaretin bir ülkenin, bir kültürün hatta topyekün bir medeniyetin en önemli unsurlarından olduğunu aktaran Dağ, birçok bilim adamının Ortaçağ'da altın dönemini yaşayan İslam medeniyetinin gerilemesinin sebebini ticaret yolları üzerindeki hakimiyetin kaybedilmesine bağladığını, hatta Akdeniz medeniyetiyle beraber çökenin sadece Osmanlı değil, bir zamanlar Rönesans'ın beşiği olarak görülen İtalya da olduğunu söylediğini kaydetti.
- "Ekonomi ve ticaret, bilimle, gelişimle, kültürle doğrudan ilişkilidir"
Dağ, 7. ve 12. yüzyıllarda İslam medeniyetinde ticaretin çok geliştiğini, Semarkand'ta üretilen bir malın Kurtuba'da satılabildiğini dile getirerek, "Bu durum Semarkand'da yazılmış bir kitabın Kurtuba'da okunabilmesine yol açmıştır. Burada şöyle bir örnek vermek istiyorum, 10. yüzyılda Kurtuba'da Halife 2. Hakem'in kitaplığında 400 bin cilt yazma eser bulunurken, çağdaşı bilge olarak adlandırılan Fransız Kralı 5. Charles'ın kitaplığında sadece 900 kitap bulunduğu belirtilir." diye konuştu.
Ekonomi ve ticaretin, bilimle, gelişimle, kültürle doğrudan ilişkili olduğunu dile getiren Dağ, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bilimlerin daima 'site' ve saraylarda, verimli topraklarda, uygun iklimlerde, kentlerde gelişmiş olması, çağımızda ise bilimin esasen sanayi toplumlarının 'mal'ı olması çok ilginçtir. Hiç kargaşalı, istikrarsız toplumlardan bilim çıkmamıştır. Bu minvalde yeni sistemin yönetime istikrar getirecek olmasının ekonomi ve dolaylı olarak birçok alanda pozitif bir etki oluşturacağı söylenebilir. Tarihe baktığımızda, ekonomi ve ticaret medeniyetlerin ve kültürlerin oluşmasına, gelişmesine ve çökmesine direkt ya da dolaylı yollardan etki etmiştir.Günümüze geldiğimizde, etkileşimin ve piyasanın bu kadar geliştiği bir dönem tarih boyunca zannediyorum görülmemiştir. Bu durum ekonominin etki alanını daha da arttırmış ve güçlendirmiştir. Üniversitelerin siyaset bilimlerine giriş derslerinde paranın mı politikayı yoksa politikanın mı parayı yönettiği büyük bir ikilem olarak öğrencilere sunulmaktadır."
- "Milli ve bağımsız bir politika için milli bir ekonomi gerekir"
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Dağ, milli ve bağımsız bir politika için milli bir ekonominin olması gerektiğini vurgulayarak, Türkiye ekonomi tarihi incelendiğinde, ülkenin dış borçlar gibi birçok yolla ekonomik açıdan dize getirilmeye çalışıldığının açık olduğunu belirtti.
AK Parti hükümetleri döneminde de Gezi ve 17/25 Aralık olaylarıyla başlayan ve ekonomiyi darboğaza sokmak için yapılan saldırıların silsile şeklinde artarak devam ettiğini aktaran Dağ, 15 Temmuz hain darbe girişimiyle bu saldırıların tavan yaptığını söyledi.
Dağ, bu sürecin akabinde ekonomi kısa süreli türbülansa girse de alınan tedbirlerin kısa sürede sonuç verdiğini ve ve ekonominin istenilen ivmelenmeyi yakalayarak rekor üstüne rekor kırmasının sağlandığını kaydetti.
Herkesin malumu olduğu üzere yapılan saldırıların hedefinin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve hükümetleri üzerinden Türkiye olduğunu vurgulayan Dağ, bugünlerde de döviz manipülasyonları ve birçok araç üzerinden bu saldırıların yapıldığının görüldüğünü dile getirdi.
- "Tek parti iktidarlarında Türkiye ekonomisi büyük atılımlar gerçekleştirdi"
Hamza Dağ, Türkiye'nin 16 Nisan 2017 Pazar günü çok önemli bir kavşağı geride bıraktığına dikkati çekerek, "Referandumdan çıkan 'Evet' kararı, kurumsal vesayet mekanizmalarının ortadan kalkması ve böylece Türkiye'de daha güçlü bir demokratik sistemin kurulmasına zemin hazırlayacak önemli bir adımdır. Tam anlamıyla Kasım 2019'da yürürlüğe girecek olan yeni yönetim sistemi yalnızca siyasi anlamda değil aynı zamanda ekonomik anlamda da önemli değişiklikleri vadetmektedir. 1970'lerdeki darboğazlar, 1994 ve 2000-2001 krizleri hep koalisyon dönemlerinde meydana gelmiştir. Tek parti iktidarı dönemlerinde ise Türkiye ekonomisi büyük atılımlar gerçekleştirmiştir. Yeni sistemin getirdiği siyasi istikrar ve hızlı karar alma mekanizması ekonomik açıdan çok kıymetlidir."
Çalıştaya, AK Parti Grup Başkan Vekili Mehmet Muş, Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Doç. Dr. Hüseyin Yayman, AK Parti Bayburt Milletvekili Doç. Dr. Şahap Kavcıoğlu, AR-GE Birim Başkan Yardımcısı ve Adana Milletvekili Mehmet Şükrü Erdinç, Gümüşhane Milletvekili Hacı Osman Akgül, Aksaray Milletvekili Cengiz Aydoğdu, AK Parti İstanbul İl Başkan Yardımcısı ve Ar-Ge Başkanı Abdulhalim Aksu da katıldı.