Adanalı Çocukların Amerikalılara Satılması
Adana’da 2 kız çocuğunu ABD’li askerlere satmaya aracılık ettiği iddia edilen Avukat Elife Kumak’ın avukatı Bülent Büyükdağ, müvekkilinin evlatlık veren değil, evlatlık alan ailenin avukatlığını üstlendiğini belirterek, "Nüfus kayıtlarında bile yer almayan, buna karşı var oldukları iddia edilen iki çocuğun kaybına ilişkin müvekkilimizden açıklama beklenmesi de ilginç olmanın ötesinde gariptir" dedi.
Avukat Bülent Büyükdağ, yaptığı açıklamada, bir televizyon kanalında yayınlanan magazin programında 25 Aralık 2017 tarihinden itibaren müvekkili Avukat Elife Kumak hakkında, tamamen gerçek dışı, iftira niteliği taşıyan yayınlara yer verildiğini ileri sürerek, "Müvekkilimizin avukat olarak hukuki yardımda bulunduğu dosyalarda “aracılık ettiği” gibi ahlaki olmayan, açıkça saldırı niteliği taşıyan tanımlamalar yapılması kabul edilemez. Evvel emirde belirtmek gerekir ki avukat hukuki iş ve işlemlere aracılık etmez, müvekkillerini bu iş ve işlemlerde temsil eder. Bu tanımlamaların programda bulunan avukatlar tarafından da yapılması, hukuka uygun işlemlerin yine bu avukatlar tarafından yasadışı ve şüpheli işlemler imiş gibi gösterilmesi, yalnızca müvekkilimize yönelmeyen aynı zamanda mahkemeleri ve yargıçları da zan altında bırakan söylemlerde bulunması özellikle üzücüdür. Bu hususta gerek Barolar gerekse mahkemeler nezdinde girişimlerde bulunulacağı pek tabiidir" dedi.
Yayında ısrarla vurgulanan Lahey sözleşmesinin 2004 tarihli olduğu aşikarken, 1987 ve 1990 yıllarında yapılmış mahkeme müracaatlarını bu anlaşma çerçevesinde değerlendirmek, açıkça kamuoyunu yanıltmak, müvekkili küçük düşürmek, yalanlara kılıf bulmak, sansasyon oluşturarak reyting bulmak çabası olduğunu ifade eden Büyükdağ şöyle devam etti:
"Bilgilendirmek gerekirse, müvekkil meslektaşımız Elife Kumak, Adana Baro yönetim kurullarında yer almış, istismara uğrayan çocukları korumak, uyuşturucu bağımlısı küçükleri tedavi etmek amacıyla, Adana Valiliği ile birlikte koruma programları uygulamış, bütün müvekkillerini bu kuruma yardım için harekete geçirmiş, yaşamı başarılarla dolu geçen 43 yıllık bir avukattır.
Programda yer alan Berberoğlu ailesinden evlatlık verilen çocuklardan biri için evlatlık alan aile adına Avukatlık Kanunun vermiş olduğu yetkiyle ve özel vekaletname ile temsil yetkisini Adana 2. Sulh Hukuk Mahkemesinde 1987/1449E-1483K sayılı dosyada kullanmıştır. Burada dikkat edilmesi gereken husus, müvekkilimizin evlatlık veren değil, evlatlık alan ailenin avukatlığını üstlendiğidir. Evlatlık veren ailenin avukatlığı yine son derece değerli bir başka meslektaşımız tarafından yapılmıştır.
Müvekkilimiz, aynı aileden bir başka çocuğun evlatlık verilmesine ilişkin işlemlerde, evlatlık alan ailenin avukatlığını Adana 1. Sulh Hukuk Mahkemesi 1990/52- Esas ve 1990/15 Karar numaralı dosyada üstlenmiştir. Bu dosyada yine bir başka meslektaşımız evlatlık veren aileyi temsil etmiştir."
Müvekkili hakkında durmaksızın haksız ithamlarda bulunan Berberoğlu ailesinin kimi fertlerinin anlatımlarının gerçeğe aykırı olduğunu ifade eden Büyükdağ, şunları kaydetti:
"Programda ileri sürülen, nüfus kayıtlarında bile yer almayan, buna karşı var oldukları iddia edilen iki çocuğun kaybına ilişkin müvekkilimizden açıklama beklenmesi de ilginç olmanın ötesinde gariptir.
İnsani duyguları sömürme üzerine kurulu, çocuğunun ölmüş olduğundan habersiz bir anneye canlı yayında bu bilgiyi vermekte beis görmeyen, bu annenin haberi aldıktan sonra düştüğü insani ama özel durumu yayınlamayı marifet sayan, evlat edinildiği iddia edilen ve şimdi kırklı yaşlarını süren kişilerin adlarını ve fotoğraflarını yayınlamaktan çekinmeyen, yapay suçlular oluşturarak reyting kazanan, insanların şeref haysiyeti ile oynayarak herkese ahlak dersi vermeye kalkışan bu programın, yapımcıları, yayıncıları, sunucuları ve katılımcılarının iftiraları ve yalanlarına karşı hukuksal mücadele verileceğini, bu kişilerden mahkemeler önünde hesap sorulacağını müvekkil adına kamuoyuna saygıyla duyururuz."
Kaynak: İHA
Yayında ısrarla vurgulanan Lahey sözleşmesinin 2004 tarihli olduğu aşikarken, 1987 ve 1990 yıllarında yapılmış mahkeme müracaatlarını bu anlaşma çerçevesinde değerlendirmek, açıkça kamuoyunu yanıltmak, müvekkili küçük düşürmek, yalanlara kılıf bulmak, sansasyon oluşturarak reyting bulmak çabası olduğunu ifade eden Büyükdağ şöyle devam etti:
"Bilgilendirmek gerekirse, müvekkil meslektaşımız Elife Kumak, Adana Baro yönetim kurullarında yer almış, istismara uğrayan çocukları korumak, uyuşturucu bağımlısı küçükleri tedavi etmek amacıyla, Adana Valiliği ile birlikte koruma programları uygulamış, bütün müvekkillerini bu kuruma yardım için harekete geçirmiş, yaşamı başarılarla dolu geçen 43 yıllık bir avukattır.
Programda yer alan Berberoğlu ailesinden evlatlık verilen çocuklardan biri için evlatlık alan aile adına Avukatlık Kanunun vermiş olduğu yetkiyle ve özel vekaletname ile temsil yetkisini Adana 2. Sulh Hukuk Mahkemesinde 1987/1449E-1483K sayılı dosyada kullanmıştır. Burada dikkat edilmesi gereken husus, müvekkilimizin evlatlık veren değil, evlatlık alan ailenin avukatlığını üstlendiğidir. Evlatlık veren ailenin avukatlığı yine son derece değerli bir başka meslektaşımız tarafından yapılmıştır.
Müvekkilimiz, aynı aileden bir başka çocuğun evlatlık verilmesine ilişkin işlemlerde, evlatlık alan ailenin avukatlığını Adana 1. Sulh Hukuk Mahkemesi 1990/52- Esas ve 1990/15 Karar numaralı dosyada üstlenmiştir. Bu dosyada yine bir başka meslektaşımız evlatlık veren aileyi temsil etmiştir."
Müvekkili hakkında durmaksızın haksız ithamlarda bulunan Berberoğlu ailesinin kimi fertlerinin anlatımlarının gerçeğe aykırı olduğunu ifade eden Büyükdağ, şunları kaydetti:
"Programda ileri sürülen, nüfus kayıtlarında bile yer almayan, buna karşı var oldukları iddia edilen iki çocuğun kaybına ilişkin müvekkilimizden açıklama beklenmesi de ilginç olmanın ötesinde gariptir.
İnsani duyguları sömürme üzerine kurulu, çocuğunun ölmüş olduğundan habersiz bir anneye canlı yayında bu bilgiyi vermekte beis görmeyen, bu annenin haberi aldıktan sonra düştüğü insani ama özel durumu yayınlamayı marifet sayan, evlat edinildiği iddia edilen ve şimdi kırklı yaşlarını süren kişilerin adlarını ve fotoğraflarını yayınlamaktan çekinmeyen, yapay suçlular oluşturarak reyting kazanan, insanların şeref haysiyeti ile oynayarak herkese ahlak dersi vermeye kalkışan bu programın, yapımcıları, yayıncıları, sunucuları ve katılımcılarının iftiraları ve yalanlarına karşı hukuksal mücadele verileceğini, bu kişilerden mahkemeler önünde hesap sorulacağını müvekkil adına kamuoyuna saygıyla duyururuz."