Borsa Gözünü 110 Bine Dikti
Yaklaşık 7,5 aydır yükseliş trendinde olan Borsa İstanbul, 13 Haziran'da 100.000, 14 Temmuz'da ise 105.000'i görmesinin ardından 110.000'i gündemine aldı Saxo Capital Strateji Uzmanı Paksoy: 'Türk lirası bazlı 105.000107.000 aralığı geçilir ve bu bölge destek vazifesi görebilirse hedefler 108.500 ve 110.000 olacaktır. 110.000 üzerinde kanal direnci ve hedefi olan 113.000115.000 aralığı potansiyel bölge olacaktır' Gedik Yatırım Araştırma Müdürü Doğan: 'BIST 100'ün yıl içindeki geri çekilmelerinin ara düzeltmeler mahiyetinde kalacağını düşünüyoruz'
ERHAN CİHAN ÜNAL - Yaklaşık 7,5 aydır yükseliş trendinde olan ve yılbaşından bu yana kırdığı rekorlarla gündemden düşmeyen Borsa İstanbul, 13 Haziran'da 100.000, 14 Temmuz'da ise 105.000'i görmesinin ardından gözünü 110.000'li seviyelere dikti.
AA muhabirinin yaptığı derlemelere göre, Aralık 2016'da başladığı yükselişini bu yıla da taşıyan borsa, yılın başından bu yana yatırımcısına yaklaşık yüzde 36 kazandırdı.
Yatırımcıların son zamanlarda üzerinde sıkça konuştuğu ve hakkında çeşitli senaryolar ürettiği Borsa İstanbul'da BIST 100 endeksi, 13 Haziran'da 100.000'li seviyeleri gördükten sonra da yükselişini sürdürdü.
Kırdığı rekorların ardından 14 Temmuz'da da 105.000'i gören BIST 100 endeksi, bugün 106.546,74 puanla en yüksek seviyesini görmesinin ardından şu dakikalarda 106.000 puanın üzerinde dengelendi.
Analistler, yükseliş eğiliminin sürmesi durumunda endekste yeni hedefin 110.000 puanın üzeri olduğunu belirterek, olası geri çekilmelerde 100.000 ve 99.000 seviyelerinin destek olarak takip edileceğini kaydetti.
Endeksteki rekorlara karşın BIST 100 endeksine dolar bazlı bakıldığında en yüksek seviyesi olan 51.070,10 puanın hala çok gerisinde bulunduğunu ifade eden analistler, şu dakikalarda endeksin 30.000 puanın üzerinde bulunduğunu dile getirdi.
- 'Hükümetin teşvik paketleri büyüme tarafında sonuç verdi'
Saxo Capital Strateji Uzmanı Cüneyt Paksoy, AA muhabirine yaptığı açıklamada, endekse dolar bazlı bakıldığında dolar/TL'de yaşanan geri çekilmeye paralel 20.000 seviyesinin (2 sent) destek yapılmasının ardından sıralı hedefler olarak belirledikleri 25.000-27.000-28.000'lerin aşıldığını, bu hafta başı itibarıyla da 30.000'e (3 sent) ulaşıldığını hatırlattı.
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın (TCMB) uyguladığı politika adımlarının kur ve faiz tarafında finansal istikrar adına sonuç vermesinin, risk priminde ciddi düşüşlere neden olduğunu belirten Paksoy, hükümetin eş zamanlı yapısal reformlardaki kararlılığı ve teşvik paketlerinin özellikle büyüme tarafında sonuç vermesinin BIST 100'deki bu yükselişlerde etkili olduğunu ifade etti.
Paksoy, referandum sonrası siyasi istikrar çıpası adına önemli bir aşamayı daha geçen Türkiye'nin hem görece ucuz olmasının hem de hikayesini yeniden yazmaya başlamasının BIST 100'ün hızlı yükselişinde öne çıkan kriterlerden olduğunu belirterek şunları kaydetti:
'Dolar endeksinin geri çekilmesi ve özellikle gelişen ülkelerin, ABD Merkez Bankası ve diğer risklere rağmen manevra alanı kazanması ve bunun yanında ABD borsaları önderliğinde küresel borsaların şimdilik pozitif tarafta kalmaya devam etmesi bu hareketi destekleyen dışsal faktörler oldular.
Bundan sonra içeride oluşan siyasi ve jeopolitik haber akışı yanında başta büyüme olmak üzere enflasyon, cari açık gibi diğer önemli veriler izlenmeye devam edilecek ve gözler ağırlıklı TCMB adımlarında olacaktır. Bunun yanında ekonomiden sorumlu yönetimin reform kararlılığı, hala konuşulan kabine revizyonu, sınır ötesinde oluşan jeopolitik dengeler dikkatle takip edilecektir. Bu başlıklarda yaşanacak gelişmelerin kur-faiz tarafındaki etkileri doğal olarak BIST 100 üzerinde etkili olacaktır. '
- 'BIST 100'de 107.000 aralığı geçilirse yeni hedefler 108.500 ve 110.000 olacak'
Paksoy, yurt dışı piyasalardaki hareketlerin de dikkatle takip edilmesi gerektiğini belirterek, şimdilik borsa tarafına yansımayan global tahvil piyasasındaki hareketlilik ile Fed ve Avrupa Merkez Bankası (ECB) ve diğer majör merkez bankalarına bağlı adım adım daha yüksek faiz ihtimalinin ve bunların etkilerinin yakından izleneceğini söyledi.
Rekor seviyelerde kalmaya devam eden ABD borsalarının seyrinin en az ABD 10 yıllıklar ve dolar endeksi kadar dikkatle izlenmesi gerektiğini belirten Paksoy, jeopolitik risk başlıkları ile ağırlıklı Orta Doğu ve Asya merkezli olayların önemli olduğunu ifade etti.
Paksoy, BIST 100 endeksini teknik olarak değerlendirerek şunları kaydetti:
'BIST 100 endeksine baktığımızda dolar bazlı 30.000 (3 sent) hedefine gelmiş olan endeks eğer burayı kalıcı geçer ve kendisine destek yapabilirse dolar bazlı 31.000-32.000 aralığı ilk önemli potansiyel hedef olacaktır. Bu da TL bazlı yeni bir yükseliş potansiyeli anlamına gelebilecektir. Türk lirası bazlı 105.000-107.000 aralığı geçilir ve bu bölge destek vazifesi görebilirse hedefler 108.500 ve 110.000 olacaktır. 110.000 üzerinde kanal direnci ve hedefi olan 113.000-115.000 aralığı potansiyel bölge olacaktır.'
Temkinli iyimserlik içinde kar satışlarının etkili olması durumunda mevcut durumda BIST 100 endeksi üzerinde bulunan ciddi prim yükünün dikkate alınması ve ona uygun strateji izlenmesi gerektiğine dikkati çeken Paksoy, kar satışları sonrası 105.000 altına geçişlerde 101.000-103.000 ve devamında son çalışan kritik desteğin 100.000 seviyesi olarak öne çıkacağını kaydetti.
Paksoy, 100.000 altına olası kalıcı geçişler oluşması durumunda ise yükseliş hareketinin ciddi biçimde sorgulanacağını belirterek bu durumda ise 99.000-97.000 seviyelerinin destek olarak takip edilmesi gerektiğini vurguladı.
- 'Mevcut momentum zirvelerin daha yukarılarda görülmesini de sağlayabilir'
Gedik Yatırım Araştırma Müdürü Üzeyir Doğan da Borsa İstanbul'un 2015 ve 2016 yılında yurt dışı ya da bölgesel jeopolitik gelişmelerin etkisi ile emsallerinden önemli ölçüde negatif ayrıştığını anımsattı.
Bu negatif ayrışmanın aynı zamanda ileriye yönelik potansiyelin de birikmesi şeklinde değerlendirilebileceğini belirten Doğan, geçen senenin son bölümüne gelindiğinde siyasetteki belirsizliklerin azalmaya başlamasının ve yurt dışı piyasaların da pozitif trendini korumasının BIST 100'deki yükseliş için zeminin oluşmasının sağladığını kaydetti.
Doğan, BIST 100'de rekor seviyelere ulaşılmasını sağlayan yükselen trendin, yurt içi ve yurt dışı gelişmelerin ortak mahsulü olduğunu söylemenin mümkün olduğunu vurguladı.
Bu yıl alınan makroihtiyati tedbirlerin etkisiyle göreceli olarak yüksek seyreden büyüme, enflasyonda yılın son ayı ile birlikte kalıcı olarak tek haneye düşüş beklentisi ve CDS primlerindeki düşüşün sermaye piyasaları açısından pozitif bir görünüm oluşturduğunu ifade eden Doğan, makro çerçevedeki bu görünümün yurt içi sermaye piyasalarındaki pozitif trendin kalıcı bir şekilde negatife dönmesini engelleyeceğine dikkati çekti.
Doğan şunları kaydetti:
'BIST 100'ün sene içindeki geri çekilmelerinin ara düzeltmeler mahiyetinde kalacağını düşünüyoruz. Buna karşın BIST 100'ün gelişmekte olan ülkeler ile iskontosunun tek bir yükseliş trendi ile sonlanmasını beklemiyoruz. Bu farkın azalması için zamana ve bu süreçte Türkiye'nin iç risklerini düşük seviyelerde tutmasına ihtiyaç olduğu kanısındayız.
Endeksin yıl içindeki dip-tepe marjların son 5 yıl ortalaması yüzde 43 civarında bulunuyor. Bu marjın korunması, zirveler için 108 bin civarını işaret ederken, mevcut momentum zirvelerin daha yukarılarda görülmesini de sağlayabilir. Piyasalar için yakın planda görünen en büyük küresel riskler; gelişmiş ekonomilerde başlayan faiz artışı ve dip seviyelerine gelen volatilitede olası bir artış iken Türkiye özelinde ise yakın coğrafyadaki jeopolitik gelişmeler hassasiyetini sürdürüyor.'
Kaynak: AA
AA muhabirinin yaptığı derlemelere göre, Aralık 2016'da başladığı yükselişini bu yıla da taşıyan borsa, yılın başından bu yana yatırımcısına yaklaşık yüzde 36 kazandırdı.
Yatırımcıların son zamanlarda üzerinde sıkça konuştuğu ve hakkında çeşitli senaryolar ürettiği Borsa İstanbul'da BIST 100 endeksi, 13 Haziran'da 100.000'li seviyeleri gördükten sonra da yükselişini sürdürdü.
Kırdığı rekorların ardından 14 Temmuz'da da 105.000'i gören BIST 100 endeksi, bugün 106.546,74 puanla en yüksek seviyesini görmesinin ardından şu dakikalarda 106.000 puanın üzerinde dengelendi.
Analistler, yükseliş eğiliminin sürmesi durumunda endekste yeni hedefin 110.000 puanın üzeri olduğunu belirterek, olası geri çekilmelerde 100.000 ve 99.000 seviyelerinin destek olarak takip edileceğini kaydetti.
Endeksteki rekorlara karşın BIST 100 endeksine dolar bazlı bakıldığında en yüksek seviyesi olan 51.070,10 puanın hala çok gerisinde bulunduğunu ifade eden analistler, şu dakikalarda endeksin 30.000 puanın üzerinde bulunduğunu dile getirdi.
- 'Hükümetin teşvik paketleri büyüme tarafında sonuç verdi'
Saxo Capital Strateji Uzmanı Cüneyt Paksoy, AA muhabirine yaptığı açıklamada, endekse dolar bazlı bakıldığında dolar/TL'de yaşanan geri çekilmeye paralel 20.000 seviyesinin (2 sent) destek yapılmasının ardından sıralı hedefler olarak belirledikleri 25.000-27.000-28.000'lerin aşıldığını, bu hafta başı itibarıyla da 30.000'e (3 sent) ulaşıldığını hatırlattı.
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın (TCMB) uyguladığı politika adımlarının kur ve faiz tarafında finansal istikrar adına sonuç vermesinin, risk priminde ciddi düşüşlere neden olduğunu belirten Paksoy, hükümetin eş zamanlı yapısal reformlardaki kararlılığı ve teşvik paketlerinin özellikle büyüme tarafında sonuç vermesinin BIST 100'deki bu yükselişlerde etkili olduğunu ifade etti.
Paksoy, referandum sonrası siyasi istikrar çıpası adına önemli bir aşamayı daha geçen Türkiye'nin hem görece ucuz olmasının hem de hikayesini yeniden yazmaya başlamasının BIST 100'ün hızlı yükselişinde öne çıkan kriterlerden olduğunu belirterek şunları kaydetti:
'Dolar endeksinin geri çekilmesi ve özellikle gelişen ülkelerin, ABD Merkez Bankası ve diğer risklere rağmen manevra alanı kazanması ve bunun yanında ABD borsaları önderliğinde küresel borsaların şimdilik pozitif tarafta kalmaya devam etmesi bu hareketi destekleyen dışsal faktörler oldular.
Bundan sonra içeride oluşan siyasi ve jeopolitik haber akışı yanında başta büyüme olmak üzere enflasyon, cari açık gibi diğer önemli veriler izlenmeye devam edilecek ve gözler ağırlıklı TCMB adımlarında olacaktır. Bunun yanında ekonomiden sorumlu yönetimin reform kararlılığı, hala konuşulan kabine revizyonu, sınır ötesinde oluşan jeopolitik dengeler dikkatle takip edilecektir. Bu başlıklarda yaşanacak gelişmelerin kur-faiz tarafındaki etkileri doğal olarak BIST 100 üzerinde etkili olacaktır. '
- 'BIST 100'de 107.000 aralığı geçilirse yeni hedefler 108.500 ve 110.000 olacak'
Paksoy, yurt dışı piyasalardaki hareketlerin de dikkatle takip edilmesi gerektiğini belirterek, şimdilik borsa tarafına yansımayan global tahvil piyasasındaki hareketlilik ile Fed ve Avrupa Merkez Bankası (ECB) ve diğer majör merkez bankalarına bağlı adım adım daha yüksek faiz ihtimalinin ve bunların etkilerinin yakından izleneceğini söyledi.
Rekor seviyelerde kalmaya devam eden ABD borsalarının seyrinin en az ABD 10 yıllıklar ve dolar endeksi kadar dikkatle izlenmesi gerektiğini belirten Paksoy, jeopolitik risk başlıkları ile ağırlıklı Orta Doğu ve Asya merkezli olayların önemli olduğunu ifade etti.
Paksoy, BIST 100 endeksini teknik olarak değerlendirerek şunları kaydetti:
'BIST 100 endeksine baktığımızda dolar bazlı 30.000 (3 sent) hedefine gelmiş olan endeks eğer burayı kalıcı geçer ve kendisine destek yapabilirse dolar bazlı 31.000-32.000 aralığı ilk önemli potansiyel hedef olacaktır. Bu da TL bazlı yeni bir yükseliş potansiyeli anlamına gelebilecektir. Türk lirası bazlı 105.000-107.000 aralığı geçilir ve bu bölge destek vazifesi görebilirse hedefler 108.500 ve 110.000 olacaktır. 110.000 üzerinde kanal direnci ve hedefi olan 113.000-115.000 aralığı potansiyel bölge olacaktır.'
Temkinli iyimserlik içinde kar satışlarının etkili olması durumunda mevcut durumda BIST 100 endeksi üzerinde bulunan ciddi prim yükünün dikkate alınması ve ona uygun strateji izlenmesi gerektiğine dikkati çeken Paksoy, kar satışları sonrası 105.000 altına geçişlerde 101.000-103.000 ve devamında son çalışan kritik desteğin 100.000 seviyesi olarak öne çıkacağını kaydetti.
Paksoy, 100.000 altına olası kalıcı geçişler oluşması durumunda ise yükseliş hareketinin ciddi biçimde sorgulanacağını belirterek bu durumda ise 99.000-97.000 seviyelerinin destek olarak takip edilmesi gerektiğini vurguladı.
- 'Mevcut momentum zirvelerin daha yukarılarda görülmesini de sağlayabilir'
Gedik Yatırım Araştırma Müdürü Üzeyir Doğan da Borsa İstanbul'un 2015 ve 2016 yılında yurt dışı ya da bölgesel jeopolitik gelişmelerin etkisi ile emsallerinden önemli ölçüde negatif ayrıştığını anımsattı.
Bu negatif ayrışmanın aynı zamanda ileriye yönelik potansiyelin de birikmesi şeklinde değerlendirilebileceğini belirten Doğan, geçen senenin son bölümüne gelindiğinde siyasetteki belirsizliklerin azalmaya başlamasının ve yurt dışı piyasaların da pozitif trendini korumasının BIST 100'deki yükseliş için zeminin oluşmasının sağladığını kaydetti.
Doğan, BIST 100'de rekor seviyelere ulaşılmasını sağlayan yükselen trendin, yurt içi ve yurt dışı gelişmelerin ortak mahsulü olduğunu söylemenin mümkün olduğunu vurguladı.
Bu yıl alınan makroihtiyati tedbirlerin etkisiyle göreceli olarak yüksek seyreden büyüme, enflasyonda yılın son ayı ile birlikte kalıcı olarak tek haneye düşüş beklentisi ve CDS primlerindeki düşüşün sermaye piyasaları açısından pozitif bir görünüm oluşturduğunu ifade eden Doğan, makro çerçevedeki bu görünümün yurt içi sermaye piyasalarındaki pozitif trendin kalıcı bir şekilde negatife dönmesini engelleyeceğine dikkati çekti.
Doğan şunları kaydetti:
'BIST 100'ün sene içindeki geri çekilmelerinin ara düzeltmeler mahiyetinde kalacağını düşünüyoruz. Buna karşın BIST 100'ün gelişmekte olan ülkeler ile iskontosunun tek bir yükseliş trendi ile sonlanmasını beklemiyoruz. Bu farkın azalması için zamana ve bu süreçte Türkiye'nin iç risklerini düşük seviyelerde tutmasına ihtiyaç olduğu kanısındayız.
Endeksin yıl içindeki dip-tepe marjların son 5 yıl ortalaması yüzde 43 civarında bulunuyor. Bu marjın korunması, zirveler için 108 bin civarını işaret ederken, mevcut momentum zirvelerin daha yukarılarda görülmesini de sağlayabilir. Piyasalar için yakın planda görünen en büyük küresel riskler; gelişmiş ekonomilerde başlayan faiz artışı ve dip seviyelerine gelen volatilitede olası bir artış iken Türkiye özelinde ise yakın coğrafyadaki jeopolitik gelişmeler hassasiyetini sürdürüyor.'