Cezaevinde Meslek Öğreniyorlar
Van M Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda tutuklu ve hükümlüler, günlerini cezaevinde bulunan atölyelerde değişik dallarda meslek öğrenerek geçiriyor.
Van Cumhuriyet Başsavcılığı ve M Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunun çalışmasıyla cezaevinde açılan takı tasarım, bakır işleme, yapay çiçek, terzilik ve resim gibi değişik farklı alanda açılan kurslara katılan hükümlüler, bir yandan boş zamanlarını değerlendiriyor diğer yandan da birbirinden ilginç çalışmalar ortaya koyuyor. Cezaevinde açılan kurslara katılan tutuklu ve hükümlüler, suç işleyerek geldiği cezaevinden sertifika alırken, tahliye olduktan sonra iş bulma şanslarını arttırıyor. Cezaevinde açılan kurslara katılan tutuklu ve hükümlüler, Halk Eğitim Merkezi ile Aksam Sanat Okulu usta eğitmenleri tarafından verilen kurslara oldukça ilgi gösteriyor.
Resim hocacı İhsan Bal, M Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumundaki kursiyerlerin genelde ilk etapta 3 aylık karakalem eğitiminden geçtiklerini söyledi.
Kursiyerlerin bu anlamda el becerilerini geliştirdiklerini ifade eden Bal, “Tabi el becerilerinin yanında kompozisyon bilgisi, perspektifi bilgisi ve bu prensipler ile birlikte alıyorlar. Bu eğitim sonrasında renk bilgisi ile sulu boya, pastel boya, kuru boya ve yağlı boya aşamasına geçiyoruz. Dönem dönem en az sekiz kursiyerimiz olmak üzere 15’e kadar sayımız yükseliyor. Günde 6 saat eğitim yapıyoruz. Bu öğrenci bir boşluk olmadan sürekli çalıştığı zaman el terbiyesi dediğimiz olay bütün çizgi hareketlerinden yabancılaşmaktan uzaklaşıyor ve çizgilerden uzaklaştıktan sonra yavaş yavaş sabırlı bir şekilde altı aylık ya da sekiz aylık kursiyerler içerisinde hem karakalem hem de renk bilgisini aldıktan sonra sulu boya, pastel ve yağlı boya geçmiş oluyor. Kursiyerlerin resme yatkınlığı zamanla çalışarak olacak. Eline ilk kez kalem almamış kursiyerimiz bile var. Bunu aldıktan sonra çalışmayla zamanla kendiliğinden oluşuyor. Artık el çizgileri yabancı kalmıyor. Resimleri tamamladıktan sonra bir sergi açmayı planlıyoruz” dedi.
"Bu tür etkinlikler bizim için gerçekten çok iyi"
Cezaevinde boş durmaktansa böyle etkinliklere katılmanın kendileri için ayrı bir güzellik verdiğini ifade eden bir hükümlü, “Bize bu imkanı sağladığın yetkileri teşekkür ediyoruz. Hocamız da gereken özeni bize gösteriyor, kendisine de ayrıca teşekkür ediyoruz. Bu tür etkinlikler bizim için gerçekten çok iyi. Daha önce hobi olarak yapıyordum bu işi ama temel eğitimini bilmiyorum. Bunu öğrenmek benim için ayrıca bir güzel oldu çünkü bunu öğrendiğim zaman büyük ihtimalle sertifika alacağım. Bu da dışarıdaki hayatımda bana artı bir katkı sağlayacak. Bu da güzel bir şey. Bu kursların açılması bizler için çok büyük bir yarar sağlıyor. Koğuş ortamından çıkıp daha etkili bir insan olmamızı sağlıyor” dedi.
"Burası gerçekten hayatın aynası"
"Buna resim kursu, kurs deyip geçmeyelim” diyen diğer hükümlü kursiyer, “Bu bizim için çok önemli. Genelde hayatımız burası. Hayatımız saatlerle kısıtlı. Burada geçirdiğimiz saatler bizim için çok önemli, çok değerli. Bazı insanların dışarıda çok önemli vakitleri, zamanı olur, bizim buradaki sosyal etkinliklere katılmamız buradaki hayatımızın değerli anlarından bir tanesi. Elimizden geldiğince biz de burada bunları değerlendirmeye çalışıyoruz. Uzun bir süredir yatıyorum. Tabi burası cezaevinin gerçekten ıslah olduğunu, ıslah cezaevinin daha doğrusu bir insanın nefis terbiyesi olsun, irade terbiyesi olsun, sanatsal yönü olsun hayatın her anlamında olsun insan burada öğreniyor. Burası gerçekten hayatın aynası. Yani şöyle bir tutum vardır dışarıda ’özgür bedenler tutsak beyinler’ ama burada tam tersi ’tutsak bedenler özgür düşünce ve beyinler’. Ben bunu hayatıma kattım burada bunu öğrendim. Cezaevinde hayatımda sanatsal faaliyetler olsun, diğer faaliyetler olsun, başta spor olsun bunların bize kazandırdığı çok şeyler var. En azından toplumumuzda niye suç var, biz niye suç işledik, biz niye suçlu olduk en azından bunları görme imkanımız oldu. Bunlarla tanışma imkanımız oldu. Burada kendimizi tanıma imkanı bulduk en azından" dedi.
"Mahkum televizyonlarda tespih çekip cam arkasında volta atmak değil"
Sivil hayatında resimle hiçbir alakasının olmadığını söyleyen bir başka hükümlü kursiyer, “İnsan istediği zaman her şeyi yapabiliyor. Resim yapabileceğime ben hiçbir zaman inanmıyordum. Ben zaten yeni yağlı boya da yapıyorum. Yeni geldim hocamız da sağ olsun çok yardımcı oluyor. Tabi ki sorunun olmadığı hiçbir şey yok. Hayatın her alanı sorun, her alanında başarı ve başarısızlıkla mücadelelerle dolu. En azından burası da bir hayat alanı, mücadele alanı: Burada da hayatımız devam ediyor. Yani sadece mahkum televizyonlarda tespih çekip cam arkasında volta atmak değil. Biz burada kendimizi tanıdık, hayatın bir anlamı olduğunu, hayatın hayattan daha anlamlı olduğunu ben şahsen bura öğrendim” şeklinde konuştu.
"Dışarı çıktığım zaman 50 yıl yapamayacağım şeyleri beş yıla sığdıracağım"
Sözlerini kaplumbağa ile ilgili izlediği bir belgesele yer vererek bitiren hükümlü kursiyer, “Ben bir belgeselde izledim. İngiltere Kraliyet ailesine ait bir kaplumbağa 400 yıl yaşamış. Yani bir 400 yaşantısı sadece ot yiyip yatmakla geçmiş. Şimdi hayatın anlamını bilmeyen insanların 400 yıl yaşayan o kaplumbağadan ne farkı var. En azından burada hayatın işlevini öğreniyoruz. Ben şahsen dışarı çıktığım zaman 50 yıl yapamayacağım şeyleri beş yıla sığdıracağım. Bunu öğrendim. Bu hem sanatsal faaliyetlerde olsun, hem ideoloji ve her anlamda olsun, dini olsun burada kendimizi tanıma fırsatı bulduk. Şahsen kendim için burasının aydınlanma yeri diyebilirim” ifadelerine yer verdi.
"Dışarı çıktığımda devletin verdiği katkı doğrultusunda böyle bir iş yeri açabilirim"
İdare tarafından açılan nakış-dikiş kursuna katılarak yeni bir iş öğrendiğini söyleyen kursiyer, “Sivil hayatta da bu bizim önümüze meslek olarak çıkacak. Allah bu desteği yapanlarda razı olsun. Biz de bir hata işlemişiz ama onu telafi etmek için böyle meslek sahibi ol grupta dışarıda topluma, ailemize, devletimize faydalı olmaya çalışıyoruz, çalışacağız. Yaklaşık 4-5 aydır bu kursa katılıyorum. Dışarı çıktığımda devletin verdiği katkı doğrultusunda böyle bir iş yeri açabilirim" dedi.
Kaynak: İHA
Resim hocacı İhsan Bal, M Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumundaki kursiyerlerin genelde ilk etapta 3 aylık karakalem eğitiminden geçtiklerini söyledi.
Kursiyerlerin bu anlamda el becerilerini geliştirdiklerini ifade eden Bal, “Tabi el becerilerinin yanında kompozisyon bilgisi, perspektifi bilgisi ve bu prensipler ile birlikte alıyorlar. Bu eğitim sonrasında renk bilgisi ile sulu boya, pastel boya, kuru boya ve yağlı boya aşamasına geçiyoruz. Dönem dönem en az sekiz kursiyerimiz olmak üzere 15’e kadar sayımız yükseliyor. Günde 6 saat eğitim yapıyoruz. Bu öğrenci bir boşluk olmadan sürekli çalıştığı zaman el terbiyesi dediğimiz olay bütün çizgi hareketlerinden yabancılaşmaktan uzaklaşıyor ve çizgilerden uzaklaştıktan sonra yavaş yavaş sabırlı bir şekilde altı aylık ya da sekiz aylık kursiyerler içerisinde hem karakalem hem de renk bilgisini aldıktan sonra sulu boya, pastel ve yağlı boya geçmiş oluyor. Kursiyerlerin resme yatkınlığı zamanla çalışarak olacak. Eline ilk kez kalem almamış kursiyerimiz bile var. Bunu aldıktan sonra çalışmayla zamanla kendiliğinden oluşuyor. Artık el çizgileri yabancı kalmıyor. Resimleri tamamladıktan sonra bir sergi açmayı planlıyoruz” dedi.
"Bu tür etkinlikler bizim için gerçekten çok iyi"
Cezaevinde boş durmaktansa böyle etkinliklere katılmanın kendileri için ayrı bir güzellik verdiğini ifade eden bir hükümlü, “Bize bu imkanı sağladığın yetkileri teşekkür ediyoruz. Hocamız da gereken özeni bize gösteriyor, kendisine de ayrıca teşekkür ediyoruz. Bu tür etkinlikler bizim için gerçekten çok iyi. Daha önce hobi olarak yapıyordum bu işi ama temel eğitimini bilmiyorum. Bunu öğrenmek benim için ayrıca bir güzel oldu çünkü bunu öğrendiğim zaman büyük ihtimalle sertifika alacağım. Bu da dışarıdaki hayatımda bana artı bir katkı sağlayacak. Bu da güzel bir şey. Bu kursların açılması bizler için çok büyük bir yarar sağlıyor. Koğuş ortamından çıkıp daha etkili bir insan olmamızı sağlıyor” dedi.
"Burası gerçekten hayatın aynası"
"Buna resim kursu, kurs deyip geçmeyelim” diyen diğer hükümlü kursiyer, “Bu bizim için çok önemli. Genelde hayatımız burası. Hayatımız saatlerle kısıtlı. Burada geçirdiğimiz saatler bizim için çok önemli, çok değerli. Bazı insanların dışarıda çok önemli vakitleri, zamanı olur, bizim buradaki sosyal etkinliklere katılmamız buradaki hayatımızın değerli anlarından bir tanesi. Elimizden geldiğince biz de burada bunları değerlendirmeye çalışıyoruz. Uzun bir süredir yatıyorum. Tabi burası cezaevinin gerçekten ıslah olduğunu, ıslah cezaevinin daha doğrusu bir insanın nefis terbiyesi olsun, irade terbiyesi olsun, sanatsal yönü olsun hayatın her anlamında olsun insan burada öğreniyor. Burası gerçekten hayatın aynası. Yani şöyle bir tutum vardır dışarıda ’özgür bedenler tutsak beyinler’ ama burada tam tersi ’tutsak bedenler özgür düşünce ve beyinler’. Ben bunu hayatıma kattım burada bunu öğrendim. Cezaevinde hayatımda sanatsal faaliyetler olsun, diğer faaliyetler olsun, başta spor olsun bunların bize kazandırdığı çok şeyler var. En azından toplumumuzda niye suç var, biz niye suç işledik, biz niye suçlu olduk en azından bunları görme imkanımız oldu. Bunlarla tanışma imkanımız oldu. Burada kendimizi tanıma imkanı bulduk en azından" dedi.
"Mahkum televizyonlarda tespih çekip cam arkasında volta atmak değil"
Sivil hayatında resimle hiçbir alakasının olmadığını söyleyen bir başka hükümlü kursiyer, “İnsan istediği zaman her şeyi yapabiliyor. Resim yapabileceğime ben hiçbir zaman inanmıyordum. Ben zaten yeni yağlı boya da yapıyorum. Yeni geldim hocamız da sağ olsun çok yardımcı oluyor. Tabi ki sorunun olmadığı hiçbir şey yok. Hayatın her alanı sorun, her alanında başarı ve başarısızlıkla mücadelelerle dolu. En azından burası da bir hayat alanı, mücadele alanı: Burada da hayatımız devam ediyor. Yani sadece mahkum televizyonlarda tespih çekip cam arkasında volta atmak değil. Biz burada kendimizi tanıdık, hayatın bir anlamı olduğunu, hayatın hayattan daha anlamlı olduğunu ben şahsen bura öğrendim” şeklinde konuştu.
"Dışarı çıktığım zaman 50 yıl yapamayacağım şeyleri beş yıla sığdıracağım"
Sözlerini kaplumbağa ile ilgili izlediği bir belgesele yer vererek bitiren hükümlü kursiyer, “Ben bir belgeselde izledim. İngiltere Kraliyet ailesine ait bir kaplumbağa 400 yıl yaşamış. Yani bir 400 yaşantısı sadece ot yiyip yatmakla geçmiş. Şimdi hayatın anlamını bilmeyen insanların 400 yıl yaşayan o kaplumbağadan ne farkı var. En azından burada hayatın işlevini öğreniyoruz. Ben şahsen dışarı çıktığım zaman 50 yıl yapamayacağım şeyleri beş yıla sığdıracağım. Bunu öğrendim. Bu hem sanatsal faaliyetlerde olsun, hem ideoloji ve her anlamda olsun, dini olsun burada kendimizi tanıma fırsatı bulduk. Şahsen kendim için burasının aydınlanma yeri diyebilirim” ifadelerine yer verdi.
"Dışarı çıktığımda devletin verdiği katkı doğrultusunda böyle bir iş yeri açabilirim"
İdare tarafından açılan nakış-dikiş kursuna katılarak yeni bir iş öğrendiğini söyleyen kursiyer, “Sivil hayatta da bu bizim önümüze meslek olarak çıkacak. Allah bu desteği yapanlarda razı olsun. Biz de bir hata işlemişiz ama onu telafi etmek için böyle meslek sahibi ol grupta dışarıda topluma, ailemize, devletimize faydalı olmaya çalışıyoruz, çalışacağız. Yaklaşık 4-5 aydır bu kursa katılıyorum. Dışarı çıktığımda devletin verdiği katkı doğrultusunda böyle bir iş yeri açabilirim" dedi.